Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/962 E. 2022/1029 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/962
KARAR NO: 2022/1029
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 25/04/2018
NUMARASI: 2015/57 E. 2018/194 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından hiç kimsenin katkısı olmadan önce hikâyesi yazılan “…’isimli sinema eseri ve dizi film olarak çekilmek üzere senaryolaştırılan eserin, bilgisi ve izni olmadan davalılar tarafından büyük bölümü aynen alınmak ve kısmen işlenmek suretiyle “…” isimli senaryo haline getirilerek, dizi film şeklinde sinema eseri yapıldığını, davacının eseri üzerindeki mali ve manevi haklarının ihlalinin durdurulmasını ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 2012 tarihinde alenileşen bir televizyon dizisinin yayınından 3 sene geçtikten sonra, davacının temelsiz iddialarla dava açmasının hakkın kötüye kullanımı olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, televizyon dizisinin prodüksiyonuna 2011 senesinde başlandığını, … logosu ile yayın yapan davalı … … TV … A Ş.’ne (eski unvan: … A.Ş.) 23.02.2012 tarihinde yapım sözleşmesi ile süresiz olarak devredildiğini, davacının yalnızca benzetmek suretiyle, tüm hikayelerde bulunan temel klişelerden yola çıkarak ileri sürdüğü iddialar temelsiz olduğundan, davanın reddini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; …’nın yıllardır senaryo yazan, oyun yöneten ve bu oyunlarını devlet tiyatrolarında yayınlayan, ödül alan İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunu, halen de bu işle uğraşan bir sanatçı olduğunu, senaristi olduğu “…” dizisinde tarz ve hususiyetini taşıyan orijinal bir eser meydana getirdiğini, alanında yetkin bir kişi olup, senaryo yazma ve fikir geliştirme konusunda herhangi bir intihale ihtiyacı olmayan tanınmış bir sanatçı olduğunu, davacı …’nu tanımadığı gibi, eserini okumadığını ve davacının eserinden haberi olmadığını, müvekkilinin bu asılsız iddialar ile güç duruma düşürüldüğünü, davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dilekçesindeki kronolojiye göre … adlı senaryonun 2005 yılında yazıldığını, eserin her ne hikmetse hiçbir şekilde alenileşmediğini, yayınlanan … adlı dizi film senaryosunun daha önce var olduğu iddia edilen fakat hiçbir şekilde alenileşmemiş … adlı senaryodan taklit edilerek yazıldığı iddiasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının tek sayfalık noter beyanı ile 25 bölüm olarak çekilen binlerce sayfalık dizi senaryosunun kendi senaryosundan taklit suretiyle yazıldığını iddia etmesinin mantıksız olduğunu, 2012 yılında yayınlanan … adlı diziyi izlediği ve kendi senaryosunun taklit edildiğini öğrendiği, ancak sağlık sebepleriyle yaklaşık 4 yıl bekledikten sonra davayı açtığı yönündeki iddiasının kabul edilemeyeceğini, telif hukukunda fikir, ide, yöntem, konu gibi hususların hiç kimsenin tekeline bırakılamadığı için koruma göremeyeceğini, taraf senaryoları karşılaştırıldığında farklı olduğunun görüleceğini, davanın reddini istemiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Davanın, davacı tarafından yazılan ancak alanileşmemiş “…” isimli eserin, davacının bilgisi ve izni olmadan davalılar tarafından büyük bölümü aynen alınmak ve kısmen işlenmek suretiyle “…” isimli dizide senaryo haline getirilerek mali ve manevi hakları ihlal edildiğinden, maddi ve manevi tazminatın tahsiline ilişkin olduğu, Davacının sunduğu deliller kapsamına göre … adlı senaryonun 2005 yılında yazıldığı, davalı kanalında yayınlanan … adlı dizi film senaryosundan daha önce var olduğu, ancak eserin alenileşmediğinin iddia edildiği, bu kapsamda davalılara ulaşmış mail, ihtar vb hiçbir belgenin davacı yanca sunulmadığı, dolayısıyla hiçbir şekilde alenileşmemiş … adlı senaryonun taklit edilerek yazıldığı iddiasının ispat edilemediği anlaşılmış ise de, tahkikatın eksik yürütülmemesi açısından her iki eser üzerinde inceleme yaptırıldığı, … bilirkişi heyeti ve ilk raporu tanzim eden …’in raporlarında her iki senaryoda yer alan ana karakterler ve hatta yan karakterler, tema, öyküleme tekniği, kurgusal yapı, hikaye iskeleti, ve karakterlerin, hiyerarşik dizilimlerinin, hikayade yer alan ritm ve atmosferlerin her iki eser açısından birbirinden farklı olduğu, her iki hikayede de evli adamların kaybolmaları, kadınların kocalarını başka ülkelerde aramaları, kötü/olumsuz örgüt/oluşum bulunması, iyiler ve kötülerin karşı karşıya gelmesi çeşitli entrikaların pek çok dizi ve filmde rastlanılması sebebiyle intihal olarak değerlendirilemeyeceği, “…” senaryosunun “…” senaryosundan kısmen veya tamamen intihal edildiğine dair iddianın ispat edilemediği anlaşıldığından, davanın esastan reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Dava dilekçesi ve ekinde sundukları senaryo ve özetlere, davalıların; “Davacının senaryosunun … isimli dizi yayınlandıktan sonra yazılmış olduğu”nun cevap dilekçelerinde savunma olarak ileri sürüldüğünü ve bu savunmanın, “Senaryo benzemektedir ancak davacı taraf davalının senaryosundan intihal etmiştir” anlamına geldiğinden, bu şekildeki beyanın Ceza Hukukunda tevil yollu ikrar anlamına geldiğini, davalıların iki senaryo arasındaki benzerlikleri kabul etmiş olduklarını göstereceğini, daha başlangıçta tevilli ikrar sayılması gerektiği ortaya konulmasına ve bu hususun teknik bilirkişi raporu ile çürütüldüğünün mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, Esinlenme; ancak umuma arz edilmiş ve incelenmiş bir eser üzerinde mümkün olabileceğinden, davalıların eseri bilmediklerini, görmediklerini savunmaları karşısında, mahkemece karara esas alınan Bilirkişi …’in raporundaki; davalı senaryo yazarının, davacı senaryosunu muhtemelen okumuş ve esinlenmiş olabileceğine dair tespiti ile çelişki yarattığını, bu çelişkinin kararı da usul ve yasaya aykırı kıldığından bozulması gerektiğini, 2- 17.12.2011 tarihinde … gazetesinin internet sitesinde …’nın … dizisi ile ilgili röportajında,”… yapımcı … bana dizi izleme algısında farklılık yaratabilecek bir projeden bahsetti. Benim de sinema filmi için düşündüğüm bir hikâye vardı. İkisi örtüştü. Biz de benim hikâyemi bu projenin içine oturtmaya karar verdik…ve adı … olan bu dizi ortaya çıktı. …” şeklindeki açıklamalarında her halükarda yazarın intihal ettiği bir eserin mevcut olduğunu bilindiğinin inkâr edilemeyeceğini, … tarafından …’a verilen bir röportajda, dizinin başka bir senaryodan intihal olduğu şeklindeki dedikodular … vs.) üzerine senaryoda yapılan ve kamuoyunda dikkat çekecek derecede garip ve tutarsız bu değişiklikleri açıklayabilmek maksadıyla; “…” ve “…” şeklinde ifadeler kullandığını, Sundukları delil listesinde soyadını ve adresini bilmedikleri için tanık olarak dinletemedikleri … isimli kişi ortaya çıkabilse ve isimleri sunulmuş olan … ve … isimli şahısların kendisine eseri getirdiklerini ve kendisi tarafından … Yapım’ın ilgili kişisine teslim edildiği belirtilmiş olsaydı, mahkeme tarafından çok daha başka bir değerlendirme yapılacağını, Yerel İhtisas Mahkemesinin kararında “ … davacının sunduğu deliller kapsamına göre … adlı senaryo 2005 yılında yazıldığı…, davalı kanalında yayınlanan … adlı dizi film senaryosundan daha önce var olduğu iddia edildiği, ancak eserin alenileşmediği, bu kapsamda davalılara ulaşmış mail, ihtar vb hiçbir belgenin davacı yanca sunulmadığı, dolayısıyla hiçbir şekilde alenileşmemiş … adlı senaryonun taklit edilerek yazıldığı iddiasının ispat edilemediği anlaşılmıştır. Ancak tahkikatın eksik yürütülmemesi açısından her iki eser üzerinde inceleme yaptırılmıştır. ….” ifadeleri ile, eserin davalılara ulaşmış olduğu iddia edilmiş olmasına rağmen, alenileşmemiş bir eser intihal edilemez gibi bir kural kabul ettiğini ortaya koyduğundan, usul ve hukuka aykırı olduğunu, 3- Mahkemece, bir ihtisas mahkemesinin sahip olması gereken hukuki alan ve birikim ile oluşan kabiliyetlere göre takdire ve bir kanaat oluşturmaya yeterli bir rapor mevcut olmadan karar verildiğinden, hukuka ve usule aykırı olduğunu, 4- Daha önceki dilekçelerinde “… – … Arasındaki Benzerlikler; (1) …’de ana karakter olan …, … dizisinde ana karakter olan …, (2) Her iki senaryoda da ana konunun; eşleri kaybolan kadınların kocalarını bulmak için yurtdışına gitmesi ve burada kocalarının kendilerinden sakladığı gerçek yüzleri ile karşılaşmaları, (3) Her iki senaryoda da kadınlar kocalarını ararken iyicil bir örgütün onlara yardımcı olurken kötücül bir örgüt onları engellemeye kalkışması, (4) … senaryosunda kadının pasaportunun çalınması ve arayıp bulamaması (5) …’de gizemli karakterin koleksiyoner olması ve üzeri değerli taşlarla süslenmiş …ikonunu saklaması, … dizisinde gizemli karakterin koleksiyoner olması ve üzeri değerli taşlarla süslenmiş Osmanlı hançerini saklaması, (6) …’de kötülerin lideri … ikonunun peşinde olması, …’da kötülerin lideri Osmanlı hançerinin peşinde olması, (7) …’de, Türk olmayan yan karakterin uluslararası bir insan hakları örgütüne üye olması, …’da, Türk olmayan bir yan karakterin uluslararası bir insan hakları örgütüne üye olması,(8) …’de ana karakterin varlığından haberdar olmadığı altı yaşında bir oğlunun olması, …’da ana karakterin varlığından haberdar olmadığı altı yaşında oğlu olması,(9) …’de yan karakterlerden biri yurtdışında yakalanıp, kulübede bağlanarak hapsedilmesi ve bir başka yan karakter tarafından kaçırılması, …’da yan karakterlerden birinin bağlanarak bir yerde kapalı tutulması ve bir başka yan karakter tarafından kaçırılması, (10) Her iki dizide de iyicil ve kötücül örgütlerin olması, bunların arasındaki kovalamacanın işlenmesi, ana karakterin kötücül örgüt yüzünden kaybolması, (11) …’de mavi taşlı bir yüzüğe sahip bir kadının mentor (akıl hocası) olması, doğru evlilikler ve doğru çocukları seçebilen güce sahip olması, …’da mavi taşlı yüzüğe sahip bir kadının mentor (akıl hocası) bulunması ve ana karaktere daha kendi haberdar olmadan hamile olduğunu ve kocasını terk etmemesi gerektiğini öğütlemesi, (12) …’de kötücül örgüttekilerin … kod adlı kişiyi arayıp bulmaya çalışması, …’da kötücül örgüttekilerin bahçıvan kod adlı kişiyi arayıp bulmaya çalışması, (13) …’de iyinin gücünü temsil eden ikon ve kişinin, kötüler tarafından ele geçirilmeye çalışılması, …’da iyinin gücünü temsil eden hançer ve kişinin, kötüler tarafından ele geçirilmeye çalışılması (14) Her iki senaryoda da konunun, kronolojik olarak anlatılmaması, (15) Her iki senaryoda da olayların uluslar arası oluşu, (16) …’de erkek karakterin 1999 depreminden sonra İstanbul’a dönmesi, …’da 2004 depreminde erkek karakterin İran’a gitmesi, (17) Her iki dizide de benzer karakterlerden birinin botanikle ilgilenmesi ve botanik bahçesi olması. (18) …’de gizemli karakterlerden biri otel havuzunda güneşlenirken, telefon çalması ve konuşmaya başlayıp ardından gazete okumaya dönmesi, …’da benzer gizemli karakterlerden birinin otel havuzunda şezlonga uzanmış, gazete okurken, telefon çalması ve konuşmaya başlaması, (19) Her iki senaryonun da, kadınların kocalarını aramaları için yurtdışına çıkması ile başlayıp, kaybolma hikâyesinin ve evliliklerine dair ipuçlarının geçmişe dönerek (flashbacklerle) anlatılması, …’da 9 ay geriye, …’de 10 ay geriye dönülmesi, (20) Çok yoğun olarak zaman geçişleri kullanılması, senaryolarda sürekli zaman aralığında gidip gelmeler kullanılarak ritmin yakalanması, günümüzde olan olayın sebebinin hemen ardından verilen flackbackle anlatılması” şeklinde belirttiklerini, bilirkişiler tarafından, benzerliklerin tek tek teknik olarak işlenmesi ve hepsinin birlikte yorumunun yapılması gerekirken yapılmadığını, belirtilen benzerliklere rağmen, bu benzerliklerin tek başına intihalin varlığı için yeterli görülmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu husus mahkemenin yorumuna bırakılamayacak nitelikte açık ve kesin olarak intihal olduğu halde verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, Bilirkişi … tarafından “İçinde benzer öğeler taşıyan senaryoların benzer şekilde bu yöntemi kullanmaları o senaryoları benzer yapmaz. Veya başka bir deyişle sinemasal anlatı biçimi olarak ileri-geri gidiş, geliş (flashback, flashforward) yönteminin kullanılmasını özgünlük ya da intihal olarak değerlendirmek mümkün değildir.” şeklindeki benzerliğin sadece yöntem konusuna indirgenmiş olmasının hukuk ve usule aykırı olduğunu, Bilirkişinin, “Davacının örnek olarak sunduğu benzerliklerin çokluğu (mavi taşlı bir yüzük, kulübede esir kalmak, havuz başında telefonla konuşmak, babanın çocuğundan habersiz olması, kadının kocasını araması, pasaportun çalınması/kaybolması, yurt dışına gitmek, vb) davalının eseri okumuş olabileceğini düşündürse bile ortada eser hırsızlığı denebilecek bir suç oluşmamıştır” ifadesinin mahkemece değerlendirilmediğini, Bilirkişi …’in raporunda açıkça kabul ettiği ve Prof. Dr. …, Yrd. Doç. Dr. …Öğr. Gör. Dr. …’dan oluşan ikinci bilirkişi heyeti tarafından da dolaylı olarak kabul edilmiş olan benzerlikler belirtildiği halde bilirkişilerin kanaatinin “davalının eseri okumuş olabileceğini düşündürse bile ortada eser hırsızlığı denebilecek bir suç oluşmamıştır” şeklindeki tespite mahkemece itibar edilmemesi gerektiğini, İki senaryo arasında ana ve yan kararkterler arasında benzerlikler olduğunu, bilirkişi raporunda “yan karakterler konusunda iki eser farklılık göstermektedir” cümlesinin, gerçeğe ve mantığa uymadığını, 5-Dosya içerisinde dava ile hemen hemen aynı şekilde cereyan eden ve daha önce yargıya taşınmış bir olay hakkında İstanbul 1. FSHHM’nin E:2012/111 K: 2013/ 230 sayılı davasında; Fikrin bizzat kendisinin korunmadan yararlanmaması prensibi sebebiyle aynı temanın farklı şekilde işlenmesi serbestîsinin intihal olamayacağını, intihal değerlendirmesi iki eserdeki benzerliklerin hikâyenin işleyişi, karakterler, kurgu olaylarının gelişimi, çatışmalar ve zaman zamansa detaylarda benzerlikler bulunup bulunmaması ile ölçülebileceğini, belirtilen benzerliklerin çok kapsamlı olması veya birebir alınması veya benzerliğin mutlaka ana konuda olması gibi zorunluluklar aranmaması gerektiğinin vurgulandığını, İstanbul 1. FSHHM’nin 2012/111 E. 2013/230 K sayılı dosyasında bilirkişilerce tespit edilen benzerlik sayısı 8 olduğu ve intihal olarak değerlendirildiği halde, huzurdaki dava konusu senaryo ile müvekkilinin senaryosu arasında 22 benzerlik olmasına rağmen bu benzerliklerin intihal olarak değerlendirilmediğini, izah edilen ve res’en dikkate alınacak sebeplerle hukuka aykırı mahkeme hükmünün kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Karar aleyhine davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.1-Davalıların cevap dilekçelerinde, “Davacının senaryosunun … isimli dizi yayınlandıktan sonra yazılmış olduğu”nun cevap dilekçelerinde savunma olarak ileri sürülmesi davacı vekilinin iddia ettiği gibi, “Senaryo benzemektedir ancak davacı taraf davalının senaryosundan intihal etmiştir” anlamını taşımaz ise de; davalıların yargılama aşamasındaki tüm beyanlarında “…” adlı eserin dava konusu “…” isimli eserden alıntı veya esinlenme olmadığı açıkça beyan edildiğinden, mahkemece ikrar olarak kabul edilmemesinde dosya kapsamına aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.Bilirkişi … raporunun sonuç ve değerlendirme kısmında; Kanaatimizce “…” senaryosunun yazarının … senaryosunu okumuş ve ondan etkilenmiş olması mümkündür tespitinden sonra devamında; Bunun olduğunu yada olmadığını kanıtlamak neredeyse imkânsızdır: İki senaryo arasında benzerlikler bulunabilir ama daha fazla sayıda farklılık da vardır. Çünkü iki projenin plotu, teması, öyküsü, öyküleme tekniği, kurgusal yapısı, kanavası ve karakterleri, karakter soyağacı, hiyerarşik dizilimleri, rilmi, atmosleri birbirinden farklıdır. Ayrıca, ihtimal dâhilinde olan etkilenme suç da değildir değerlendirmesi yapılmıştır. Bilirkişi tarafından olabilecek ihtimal değerlendirilerek; “…” senaryosunun yazarının … senaryosunu okumuş ve ondan etkilenmiş olması mümkündür saptamasının yapıldığı, ancak kanıtlanmasının imkansız olduğu ve bu ihtimal olsa dahi etkilenme sınırında kalacağı, etkilenmenin de intihal olmayacağı vurgulanmıştır. Mahkemenin gerekçeli kararında; eserin alenileşmediği, bu kapsamda davalılara ulaşmış mail, ihtar vb hiçbir belgenin davacı yanca sunulmadığı, dolayısıyla hiçbir şekilde alenileşmemiş … adlı senaryonun taklit edilerek yazıldığı iddiasının ispat edilemediği belirtilmiştir. Mahkemenin kararında ise; dava konusu eserin taklit edilerek yazılabilmesi için davalı taraf eline geçmesi gerektiği, bunun da iki şekilde söz konusu olabileceği, birincisinin alenileşme, ikincisinin ise davalı tarafa ihtar, mail gibi vasıtalarla ulaşması olduğu, her iki halinde davacı tarafça kanıtlanmadığı belirtildiğinden, bilirkişinin okumuş ve ondan etkilenmiş olmasının kanıtlanmasının imkansız olduğu yönündeki tespiti ile mahkemenin dava konusu “…” isimli eserin davalıya alenileşme veya posta yolu ulaştırıldığının ispat edilemediği, bu hali ile “…” isimli eserin taklit edilerek yazıldığı iddiasının kanıtlanmadığına ilişkin gerekçe çelişkili olmadığından, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 2- …’nın … Gazetesi’ndeki 17/12/2011 tarihli röportajındaki “… yapımcı … bana dizi izleme algısında farklılık yaratabilecek bir projeden bahsetti. Benim de sinema filmi için düşündüğüm bir hikâye vardı. İkisi örtüştü. Biz de benim hikâyemi bu projenin içine oturtmaya karar verdik…ve adı … olan bu dizi ortaya çıktı. …” sözleri ve …’a verilen bir röportajdaki, dizinin başka bir senaryodan intihal olduğu şeklindeki dedikodular (ekşi sözlük vs.) üzerine senaryoda yapılan değişiklikleri açıklayabilmek için kullandığı; “sözde sofistike olan unsurları temizlemek amacıyla” “Dümen kırmadık ayar çektik” şeklindeki ifadeler, “…” isimli dizi film senaryosunun intihal olduğunu kanıtlamayacağı gibi, davacıya ait “…” isimli senaryodan intihal olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde, tanıkların ön inceleme oturumuna kadar bildirileceğini beyan ettiği, 03/06/2015 tarihli cevaba cevap dilekçesinde; tanıklar … ve …’in, müvekkil’ine ait … isimli senaryoyu Davalı …’a sunacak … isimli kişiye götüren kişiler olduğu, tanık …’nun müvekkilinin senaryosunun o tarihlerde tanıtımı için çaba gösterdiği, … da dahil birkaç isimle görüşen kişi olduğunu iddia etmiştir. 11/02/2016 tarihli oturumda, dava konusu senaryonun içerisinde bulunduğu zarfın yırtık olması sebebiyle zarf içindeki senaryonun orijinal olmayacağına ilişkin yapılan itiraz üzerine davacı vekilinin; “gönderdiğim kişi veya buna vakıf olan kişileri de tanık olarak dinletmek istiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemece davacı tarafın tanık dinletme talebi yönünden olumlu veya olumsuz karar verilmediği tespit edilmiştir. Davacı tarafın bildirdiği tanıkların dinleneceği konunun, eserin davalı …’ne gönderilmesine ilişkin olduğunu beyan ettiğinden, iddia edilen husus maddi vaka olması sebebiyle tanıkla ispat edilebilir ise de, alınan bilirkişi raporları ile eserler üzerinde yaptırılan inceleme sonunda “…” isimli senaryonun intihal olmadığı tespit edildiğinden, tanıkların dinlenmemesi sonuca etkili olmadığından istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. 3- Mahkemenin hükme esas aldığı Bilirkişi … ve … heyet raporunda, her iki eser karılaştırılarak, davacı tarafın birebir aynı veya benzer olduğunu iddia ettiği kısımlar ayrı ayrı değerlendirilip intihal olmadığı gerekçeleri ile açıklandığından, bilirkişiler konularında uzman olup, davacı tarafça, mahkemenin hükme dayanak aldığı raporun aksini gösterir uzman görüşü veya başka belge sunulmadığından, istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. 4- Davacı vekilinin benzerlik olarak ileri sürdüğü hususlar bilirkişi … ve 22/12/2017 tarihli … rapordaki bilirkişi heyeti tarafından karşılaştırmalı olarak benzer ve farklı yönleri tartışılmak suretiyle gerekçeleri ile açıklanarak, rapor sonunda bütün olarak değerlendirilmesi yapılıp intihal olmadığı belirtildiğinden, … raporda sadece yöntem konusuna indirgenerek değerlendirme yapılmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. Bilirkişi …’in raporunun sonuç ve değerlendirme kısmındaki tespiti davacı vekilinin iddia ettiği gibi “davalının eseri okumuş olabileceğini düşündürse bile ortada eser hırsızlığı denebilecek bir suç oluşmamıştır” şeklinde değildir. Bilirkişi tarafından ihtimal dahilindeki bir husus değerlendirilerek; Kanaatimizce “…” senaryosunun yazarının … senaryosunu okumuş ve ondan etkilenmiş olması mümkündür. Bunun olduğunu ya da olmadığını kanıtlamak neredeyse imkânsızdır: İki senaryo arasında benzerlikler bulunabilir ama daha fazla sayıda farklılık da vardır. Çünkü iki projenin plotu, teması, öyküsü, öyküleme tekniği, kurgusal yapısı, kanavası ve karakterleri, karakter soyağacı, hiyerarşik dizilimleri, rilmi, atmosleri birbirinden farklıdır. Ayrıca, ihtimal dâhilinde olan etkilenme suç da değildir tespiti yapılmıştır. 22/12/2017 tarihli … raporda bilirkişi heyeti; “Bilirkişi Sayın … ise raporunda net biçimde intihalden söz edilemeyeceği kanaatine varmıştır. …’in, iki senaryonun sergilediği benzerliklerin yeterli seviyede olmadığı beyanlarına katılıyoruz. …’in dikkat çektiği senaryoların türlerindeki farklılık da önem arz etmektedir. Vurgulayarak söylemekte yarar vardır ki tamamlanmış, sonlandırılmış ve çekilmiş bir senaryo ile sonlandırılmamış bir senaryonun kıyaslanmasında zorluklar bulunmaktadır. …’in de örnekleyerek belirttiği gibi bakış açısı ve yapılan seçimlere göre pek çok dizi ve filmde benzer sahne, detay ve eğilimlerin yer aldığı görülmektedir. Bu noktada …’in örneklerle detaylandırdığı görüşlerine katılmaktayız” şeklindeki beyanları ile bilirkişi …’in görüşüne katıldıkları hususları açıkça beyan ettiklerinden ve katıldıklarını beyan ettikleri hususlar içerisinde bilirkişinin “ Kanaatimizce “…” senaryosunun yazarının … senaryosunu okumuş ve ondan etkilenmiş olması mümkündür. Bunun olduğunu ya da olmadığını kanıtlamak neredeyse imkânsızdır: İki senaryo arasında benzerlikler bulunabilir ama daha fazla sayıda farklılık da vardır. Çünkü iki projenin plotu, teması, öyküsü, öyküleme tekniği, kurgusal yapısı, kanavası ve karakterleri, karakter soyağacı, hiyerarşik dizilimleri, rilmi, atmosleri birbirinden farklıdır. Aytıca, ihtimal dâhilinde olan etkilenme suç da değildir” şeklindeki görüşünün ikinci bilirkişi heyeti tarafından da açık yada dolaylı olarak kabul edildiğine ilişkin ibare bulunmadığından, mahkemenin gerekçeli kararda, bilirkişi raporunda kendisini verdiği karara götüren hususları açıklayarak sonuca ulaşması gerekip, mahkemece de aynı şekilde karar verildiğinden, bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. 5- Bir kararın emsal olabilmesi için aynı nitelikteki olaya ilişkin olması ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesi gerekir. Her dava kendi şartları ve dosyadaki delilleri kapsamında değerlendirilir. Davacı tarafın emsal olarak sunduğu dava dosyasının tarafları ve davanın konusu oluşturan senaryo farklı olduğundan, mahkemenin emsal almaması yasal düzenlemelere aykırı olmadığından, istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 25/04/2018 tarih ve 2015/57 E. 2018/194 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 14/06/2022