Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/960 E. 2022/512 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/960 Esas
KARAR NO: 2022/512
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2018
NUMARASI: 2017/751 E. – 2018/138 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında, Beşiktaş …. Noterliğinin 09.03.2011 tarih ve… yevmiye sayılı ve işbu sözleşmeyi tadil eden Finansal Kurumlar Birliği’nin 27.09.2016 tescil tarihli, … tescil numaralı, 27.09.2016 tarih ve … sayılı finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, finansal kiralama sözleşmesi kapsamında Satıcısı … olan ;1 Set 2011 model … marka … (… Grubu) Seri no: …, …, …, …, …, … …, … ,2 Adet 2011 model, … marka, … tipinde … (Tarak Makinesi, Seri no:… , 2 Adet 2011 model … marka, … tipinde … Frame (Cer Makinesi) Seri no: … , Satıcısı … olan ;2 Set, 2011 model, … Marka, Autocoro … tipinde … (İplik Eğirme Makinesi) Seri No: …, … in tüm ekipman ve aksesuarlarının davalıya teslim edildiği, davalının finansal kiralama sözleşmesinden doğan borçları sebebiyle, Beşiktaş … Noterliğinin 05/06/2017 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek borçların 60 gün içerisinde ödenmediği takdirde sözleşmenin fesholunacağı ve sözleşme konusu malın 5 gün içinde şirkete teslim edilmesi gerektiği ihtar edildiğini ancak davalının borcunu ödemediğini ve sözleşmeninde bu sebeple feshedildiğini, 6361 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu ve Finansal Kiralama Sözleşmesinin açık hükümleri karşısında, davalıya finansal kiralanan malların üzerinde davalı kiracının haksız ve kötü niyetli zilyetliğine son verilmesini, istihkak taleplerinin kabulü ile mülkiyeti müvekkili şirkete ait bulunan menkul malların teslim alındığı şekilde iadesine, ihtiyati tedbir kararının mahkeme kararının kesinleşeceği tarihe dek devamına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan Finansal Kiralama Sözleşmesi uyarınca davalı tarafa sözleşmede belirtilen menkul malların kiralanarak teslim edildiği halde davalının sözleşmeden doğan kira bedellerini ödememesi nedeniyle temerrüde düşüp düşmediği ve buna göre sözleşmenin usulüne uygun olarak feshedilip edilmediği ve davalıya teslim edilen menkul malların davacı şirkete aynen iadesi koşullarının bulunup bulunmadığı hususlarındadır. 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 18.maddesine göre finansal kiralama sözleşmesi; kiralayanın, kiracının talebi ve seçimi üzerine üçüncü bir kişiden veya bizzat kiracıdan satın aldığı veya başka suretle temin ettiği veya daha önce mülkiyetine geçirmiş bulunduğu bir malın zilyetliğini, her türlü faydayı sağlamak üzere kira bedeli karşılığında, kiracıya bırakmasını öngören sözleşmedir. Buna göre; taraflar arasında tanzim olunan Finansal Kiralama Sözleşmesi 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 22.maddesi hükümüne uygun olarak yazılı şeklinde yapılmıştır. Sözleşmede yazılı taşınır mallar davacı tarafından sunulan belgelere göre kiralayan- davacı tarafından kiracı- davalıya teslim edilmiştir. Finansal Kiralama konusu mal, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 23.maddesi gereğince kiralayan şirketin mülkiyetindedir. Anılan yasanın 24.maddesi hükmü gereğince de kiracı, sözleşme süresinde finansal kiralama konusu malın zilyedi olup, malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır. Yine aynı yasanın 30.maddesine göre sözleşmenin sona ermesi ve 31.maddesi hükmüne göre de sözleşmenin ihlali hallerinde aynı yasanın 32 ve 33.maddeleri gereğince kiracı finansal kiralama konusu mal yahut malları kiralayana geri vermek ve teslim etmekle yükümlüdür. Somut olayda; davacı finansal kiracının sözleşmenin feshi ve davalıya teslim ettiği finansal kiralamaya konu malların iadesi için davalıya gönderdiği Beşiktaş … Noterliğinin 18/06/2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinde sözleşmenin 38. Maddesi ve 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Kanunu 31. maddesi gereğince ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 günlük süre vermediği, bu şekilde malın iadesi konusunda davacıya temerrüde düşürmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle yasal koşulların oluşmadığı gözetilerek davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Malı iade yükümlülüğünün, finansal kiralama sözleşmesinin feshedilmiş olmasının bir sonucu olduğunu, bir finansal kiralama sözleşmesinin haklı olarak feshedilmesi neticesinde malı iade için kiracıya herhangi bir süre verilmemiş olmasının, kiracının malı iade yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağını, malı iade yükümlülüğünün, hem kanundan hem de taraflar arasında akdedilmiş olan finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklandığını, Müvekkil şirketin, 6361 Sayılı Kanunu madde 31 gereğince; finansal kiralamaya konu kira bedellerini ödemeyen kiracı şirkete yasal süre vererek bu süre içerisinde ihtarnamede belirtilen bedellerin ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedileceğini ihtar ve ihbar ettiğini, söz konusu bedellerin davalı kiracı tarafından ödenmemesi üzerine; taraflar arasında akdedilmiş olan finansal kiralama sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından haklı olarak feshedildiğini, malın iadesi için kiracıya süre verilmesi hususunun, malın iadesi koşullarından biri olmadığını, malın iadesi için kiracıya süre verilmemiş olmasının; finansal kiralamaya konu malların müvekkil şirkete iadesine karar verilmesi noktasında hukuki açıdan engel teşkil etmediğini, kiracının malı iade yükümlülüğünün, sözleşmenin feshedilmesiyle birlikte doğacağını kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak müvekkili şirket yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava finansal kiralama sözleşmesine aykırılık sebebi malın aynen iadesine ilişkin bir alacak ve tespit davasıdır. Dava, 6361 Sayılı Finansal Kiralama Factoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 31. ve 33. maddesi hükümlerine dayalı olarak, finansal kiralama konusu malın davalı kiracıdan alınarak davacı kiralayana verilmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında Finansal Kiralama Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmeye konu malın davacı tarafından kiracı davalıya teslim olunduğu, davalının kira bedellerini ödemeyerek temerrüde düştüğü ve malın iadesinin talep edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; Dava ve sözleşme konusu malın davacıya tesliminin gerekip gerekmediği ve sözleşmenin feshinin uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Öncelikle, Mahkemece sözleşme konusu miktar tespit edilerek, nispi eksik harç tamamlattırıldıktan sonra davaya devam edilmesi gerekirken anılan husus gözetilmeksizin yargılamaya devam edilip hüküm kurulması hatalı görülmüştür. Nispi harç, konusu belli bir değerle (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden Tarifedeki belli nispete göre alınan harçtır ( (1) Sayılı Tarife, (A)-III/1-a). Maktu harç ise konusu belli bir değerle tespit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır ( (1) Sayılı Tarife, (A)-III/2-a). 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Nispi harçlarda ödeme zamanı” başlığını taşıyan 28/1-a alt bendinin birinci cümlesi; “Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir. ” şeklindedir Kanunun 32. maddesinin birinci cümlesinde ise;“Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü yer almaktadır. Bu hükmün, itiraz yoluyla Anayasaya aykırılığının yerel mahkemelerce ileri sürülmesi üzerine Anayasa Mahkemesi 17.03.2010 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2009/27 E., 2010/9 K. sayılı kararı ile, 492 sayılı Kanunun 32. maddesinin birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olmadığına ve itirazın (iptal isteminin) reddine karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesinde ise “…Yargılama sürecinde, yasayla harca tabi kılınmış bir hizmetten yararlanmak isteyen ilgili (davalı veya davacı), genel kurallar uyarınca harcını ödeyerek bu hizmetten yararlanabilir. Dava açan veya yargılama sırasında harca tabi bir işlemin yapılmasını isteyen tarafın, harç ödemeden devam eden işlemlerin yapılmasını isteyerek bireysel bir menfaat elde etmesi, harçların konuluş amaçlarına aykırılık oluşturur.Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağını belirten kural, bireylerin özel menfaatleriyle ilgili olarak yargı hizmetinden yararlanmalarını, bu hizmetin karşılığı olan harcın ödenmesi koşuluna bağladığından, hak arama özgürlüğünü sınırlandıran bir nitelik taşımamaktadır.Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa’nın 36’ncı maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.” ifadelerine yer verilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 120. maddesine göre de “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.”. Hukuk Genel Kurulunun 04.12.2013 tarihli ve 2013/21-445 E., 2013/1625 K.; 06.06.2018 tarihli ve 2017/13-1984 E., 2018/1172 K. sayılı kararlarında da aynı hususlara işaret edilmiştir. Yapılan bu açıklamalar ışığında, somut olayda dava değeri para ile ölçülebilir nitelikte olduğundan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesinin 1-a alt bendi gereğince dava değeri üzerinden hesaplanacak karar ve ilam harcının dörtte birinin peşin olarak ödenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte davacı, dava açarken nispi harcı kendi belirlediği değer üzerinden yatırdığından ve buna göre Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince herhangi bir işlem yapılamayacağından, mahkemece harç eksikliğinin tamamlattırılması ve daha sonra işin esasının incelenmesi gerekmektedir. Sözleşme bedeli tespit edildikten sonra ayrıca 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 18.06.2014 tarih, 6545 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile değişik 5. maddesi gereğince dosyanın heyet sınırı içerisinde kalıp kalmadığı hususunun da değerlendirilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan eksiklikler ikmal edilerek sonuca ulaşılması için davacı vekilinin sair yönlerden incelenmeyen istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının, 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-a/4. maddesi gereğince kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2- İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/03/2018 tarih, 2017/1041 E. 2018/304 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2022