Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/958 E. 2022/376 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/958
KARAR NO: 2022/376
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 21/06/2018
NUMARASI: 2017/289 E. – 2018/262 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)|Fikir ve Sanat
Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)|
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin bir moda tasarımcısı ve fotoğraf sanatçısı olduğunu, müvekkilinin kendi tasarladığı kıyafetlerin satışını Muğla Göcek’teki mağazasında yürüttüğünü, mağazasının hemen yanında yer alan evinin giriş kapısını, müvekkilinin kendi tasarladığı bir çalışma ile sanat eseri haline getirdiğini, bu sanatsal çalışmanın fotoğrafının davalılardan .. A.Ş’nin tüm haklarına sahip olduğu ve diğer davalının hazırlayarak basımını yürüttüğü ve …’nin … uçuşlarında … adı ile dağıtılan derginin Eylül 2015 sayısının kapağında ve 32. sayfasında müvekkilinin izni ve bilgisi olmadan kullanıldığını, aynı resmin www…com isimli internet sitesinde … başlığı altında halen yayınlanmaya devam ettiğini ve davalıların bu eylemlerinin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda sayılan ve yasal olarak müvekkiline ait olan tüm mali ve manevi haklarını ihlal niteliğinde olduğunu iddia ederek, tecavüzün tespitini, … dergisinin Eylül 2015sayısının toplatılmasını, şimdilik FSEK 68. madde kapsamında 5.000,00 TL olmak kaydıyla FSEK hükümleri uyarınca bilirkişi marifetiyle tespit edilecek rayiç bedelin üç katının, haksız fiil tarihi olan 01/09/2015 tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin manevi haklarına yapılan saldırı nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Müessese … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının şahsi ve ticari haklarını zedeleyen bir husus bulunmamakla birlikte, tazminat talebinin müvekkilinden haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, davacı tarafından eser olduğu beyan ve iddia olunan kapının davacıya ait olduğu hususu belirli olmadığını ve kapının dileyen herkesin fotoğrafını çekebileceği umumi bir yolda bulunduğunu, müvekkilinin yapımcısı olan … Havayollarında uçuş dergisi olarak yayınlanan derginin hiçbir surette ticari satışı olmadığını, söz konusu kapının FSEK kapsamında eser niteliğinde olmadığını, söz konusu kullanımın bir serbest yararlanma olduğunu ve fotoğrafın dergide kullanılmış olmasıyla davacının gerek şahsi, gerekse ticari haklarını engelleyici yada zarar verici bir işlem olmadığının açıkça ortada olduğunu ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.O vekili cevap dilekçesinde özete; İhtilaf konusu fotoğrafın yayınlandığı derginin ve internet sitesinin içeriğinin hazırlanması işinin, müvekkili ortaklık tarafından bir bütün olarak diğer davalıya devredildiğini ve bu nedenle söz konusu yayının tüm içeriğinin diğer davalı şirket tarafından hazırlanmakta olduğunu, dolayısıyla ihtilaf konusu görselin yayınlanmasında müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını ve bu sebeple davanın taraf sıfatı yokluğuyla reddine karar verilmesi gerektiğini ve davaya konu kapının eser niteliğine haiz olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacının evinin kapısının eser vasfında bulunmadığı, bir an için bu yönde değerlendirilmesi halinde dahi kapının üzerindeki süslemelerin tasarlaması, kapının umumi yol üzerinde bulunması ve kapının temelli kalmak üzere kullanıldığının açık olması karşısında davaya konu olayda davacıdan izin alınmaksızın fotoğrafının çekilmesinin ve fotoğrafın dergide yayınlanmasının FSEK 40 hükmündeki istisna çerçevesinde serbest olduğu ve bu sebeple davacının mali ve manevi haklarının ihlal edilmediği gerekçesiyle davanın essatan reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu eseri umumi cadde, yol ve meydana koymadığını, teşhir amacı bulunmadığını, eserin olması gerektiği yerde işlevsel olarak kullanıldığını, dava konusu kapının FSEK 4/4.maddesi anlamında sanat eseri niteliğinde olduğunu, müvekkilinin kapıyı bir sanat eserine dönüştürdüğünü, eserin umuma arzı ile korumanın başladığını, dolayısıyla FSEK’in 40.maddesinin kapsamında yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, ikinci bilirkişi raporunda FSEK’in 40.maddesinin uygulanamayacağına ilişkin değerlendirmelerin Mahkemece dikkate alınmadığını, üçüncü bilirkişi heyetinde, dava konusu kapının eser olup olmadığını denetleyecek bir bilirkişi bulunmadığını, fotoğrafların izinsiz yayınlanması nedeniyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, zira bu durumun haksız rekabet çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacıya ait eser niteliğinde olduğu iddia edilen kapının fotoğraflarının izinsiz olarak yayınlandığından bahisle tecavüzün önlenmesi, FSEK’in 68. maddesi kapsamında tazminat ve manevi tazminat talepli davasıdır. Dosyada üç farklı bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, ilk rapor ile son raporu düzenleyen heyetin ortak görüşünde; dava konusu kapı ve süslemenin eser niteliğinde bulunmadığı, FSEK kapsamında bir korumadan faydalanamayacağı belirtilmiş, ikinci raporda ise çoğunluk görüşüne göre; davaya konu kapının yöresel motifleri baz alarak geleneksel tarzda ve estetik gayelerle renklerin ve kullanılan objelerin bir araya getirilmesindeki ahenk ve hususiyet nedeniyle FSEK 4/4 anlamında “el işleri ve küçük sanat eseri” mahiyetinde güzel sanat eseri olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiş, ikinci ve son rapordaki ortak görüşte ise; kapının umumi yol üzerinde bulunması ve temelli kalmak üzere kullanıldığının açık olması karşısında, davaya konu kapının izin alınmaksızın fotoğrafının çekilmesinin ve fotoğrafın dergide yayınlanmasının FSEK’in 40.maddesi hükmündeki istisna çerçevesinde serbest olduğu, bu sebeple davacının mali hakkının ihlal edilmediği şeklindedir. Uyuşmazlık; Davacı yanın eser niteliğinde olduğunu iddia ettiği kapının bir eser niteliğinde olup olmadığı, kapıya ilişkin fotoğrafların davalı …’nin, ”www…com” adlı internet sitesinde, … dergisinin 2015 yılı Eylül ayı kapağında ve içerisinde izinsiz olarak kullanılmak sureti ile eserden kaynaklanan haklara tecavüzde bulunulup bulunulmadığı noktasında toplanmaktadır. FSEK’e göre, fikir ve sanat eseri, eser sahibinin hususiyetini taşıyan, ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar ve sinema eserleri türlerinden biri içine giren ve fikri çabayı içeren her nevi fikir ve sanat ürünüdür. Bir fikir ve sanat eserinin FSEK anlamında eser olarak kabul edilebilmesi yani korunabilmesi için sahibinin hususiyetini taşıması, sahibinin hususiyetini yansıtacak düzeyde şekillenmiş olması, FSEK’te öngörülen eser türlerinden birinin içine girmesi ve fikri çabanın ürünü olması gerekir. Dosyaya sunulan görseller, teknik ve bilimsel açıdan denetime elverişli birinci ve üçüncü heyet raporları ile toplanan delillere göre; dava konusu davacıya ait kapının ahşap niteliğinde olduğu, kapıya ahşap oymacılığı gibi sanatsal yönden bir müdahalede bulunulmadığı, bu haliyle üretilme amacına hizmet ettiği ve kapı işlevi dışında bir işlevinin bulunmadığı, davacının bu kapıya sadece süslemeye dayalı uygulamalar yaptığı, genellikle ülkemizin pek çok yöresinde bulunan dantel, kaneviçe, oya, tığ işi gibi objelerin kapı ve cam yüzeyine tutturulmak veya asılmak suretiyle süsleme yapıldığı, güzel sanat eseri vasfının varlığı için ürünün basit yaratımlardan uzak, günlük ve normal kullanımın ötesinde, işlevsel bir amaçtan ziyade, sanatsal bir faaliyet sonucu, estetik duygusuna hitap etmek amacıyla yaratılan ve sanatsal özelliği yüksek bir ürün olması gerektiği, bu haliyle dava konusu kapının eser niteliği taşımadığı, davacının talebi 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup davacının FSEK kapsamında hak talebinde bulunmayacağı, açıklanan nedenlerle FSEK’in 40.maddesinin somut olayda uygulama yerinin bulunmadığı anlaşılmakla Mahkemece davanın reddine yönelik kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, bu itibarla davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/06/2018 tarih ve 2017/289 E., 2018/262 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 15/03/2022