Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/955 E. 2022/509 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/955 Esas
KARAR NO: 2022/509
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 24/04/2018
NUMARASI: 2016/212 E. – 2018/184 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin hazırlayıp yayımladığı dergideki iki adet fotoğrafın … dergisi ve …com sitesinde davacıdan izinsiz ve habersiz, özelliği kaybolacak şekilde küçültülerek yayınlanması sebebiyle maddi ve manevi hakları ihlal edildiğinden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, FSEK.nun 68/1. maddesi uyarınca tespit edilecek bedelin ve 3 katı tazminatın şimdilik 5.000,00 TL maddi ve müvekkilinin manevi zararının tazmini için 5.000,00 TL manevi tazminatın, haksız fiilin işlendiği tarihten işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili beyan dilekçesinde; Dava konusu fotoğrafların Davacı ile 22.Eylül.2008 tarihinde yapılan sözleşme ile … dergisinde yayınlanacak fotoğraf projesi kapsamında sipariş üzerine çektirilmiş fotoğraflar olduğunu, TBK’nun 501. Maddesine göre, “Bir veya birkaç kişi, yayımcının belirlediği plana göre bir eser meydana getirmeyi üstlenirlerse, sadece sözleşmeyle kararlaştırılan ücrete hak kazanırlar. Bu durumda, sözleşme konusu mali haklar yayımcıya ait olur”. Huzurdaki davaya konu fotoğraflarında özel olarak daha önce Müvekli tarafından yayınlanan … dergisi için ücreti mukabili çekilmiş olduğunu, bu sebeple mali hakların davalıda olduğunu, dava konusu fotoğrafların mali haklarının 22.08.2008 tarihli sözleşme ile de davalı şirket’e devir edilmiş olduğunu, fotoğraflar estetik kaygı ile, sanatsal bir amaç ile çekilmiş fotoğraflar olmadığından “eser” vasfında da bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Somut olayda davacıya ait 2 adet eser niteliğine haiz fotoğrafın dergide ve internette izinsiz yayını nedeniyle “FSEK 22 ,21,23, maddelerinde düzenlenen mali hakların ihlal edildiği anlaşıldığından davacının maddi ve manevi tazminat isteme koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır. Sözleşme kapsamına göre BK 501. madde kapsamında bir sipariş bulunsa dahi sözleşme süreli olup, sürenin sonunda mali hakların davacıya devr edildiğine dair bir düzenleme bulunmadığı aksine sözleşmenin süreli olduğu ve sürenin sonunda da davalı kullanımının davacının mali haklarını ihlal ettiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında davalının kullanımlarına dayanak oluşturacak bir sözleşme yapılmış olsaydı, somut olaydaki kullanımlar karşılığı hangi miktarda bir bedel ödenecekti ise bunun belirlenmesi ve somut olayda, ihlalin niteliği, süresi ve kastın ağırlığına göre, FSEK m 66/4 hükmü koşulları da dikkate alınarak varsayımsal bedelin ne alabileceği yönünde mahkememizce rapor alınmıştır. Bu çerçevede alınan bilirkişi raporu , daha önce taraflar arasında süreli olarak imzalanan sözleşmedeki rayiç bedel, davacıya ait eser niteliğindeki fotoğrafın yayınlandığı mecra, … dergisi.davalının …com sitesinde yayınlanan fotoğrafına ait internet sitesi çıktısı, mahkememize emsal uyuşmazlıklarda davacı çok tanınmış değilse kullanımın yayınlandığı mecranın dergi ve internet mecrası olması, gibi kriterlere göre 500 TL bedel uygun bir rayiç olarak belirlenmiştir. Davacının eserleri rapor kapsamında rayicin belirlenmesine emsal olarak derecede ayrıntılı olarak incelenmiş ve belli bir çabanın ve bilgi birikimi ile evrensel görsel sanatlar kompozisyon kurallarına göre çekilmiş olduğunu, ilk fotoğraf, akşam üzeri ışığında, sakin bir ortamda ve tipik ada mimarisini fon olarak kullanması, fotoğrafı izleyene orada olma duygusunu veren evrensel kompozisyon kurallarına göre kadrajı yapılmış, gereksiz objelerden ayıklanmış ve seyirciye sunulmuş olması, ,İkinci fotoğrafta bisiklet sürücülerinin diyagonal üzerinde sıralanması, kompozisyona giriş (sol alt) ve sürücülerle sol üste doğru hareket etmesi, Sol alttaki ön plandaki bisikleti parmağınızla kapattığınızda veya sağ üstteki çıkış noktasını kapattığınızda fotoğrafın etkisi tamamen değişmekte olduğunu, tüm verilere göre her iki fotoğrafın sanat fotoğrafı olduğunu, eser niteliğini anlatmaya yeterli olduğunu, bildirdiklerinden her iki eserin kullanıldığı mecra dikkate alınarak eserin … dergisi gibi belirli bir beğeni ile takip edilen doğa ve sanat fotoğraflarını içeren kullanımlar öngören bir dergi niteliğinde olması nedeniyle tazminat 3 katı olarak takdir edilmiş, her eser için 500 TL den 2 eser için 1000 TL nın 3 katı 3000 TL maddi tazminatın FSEK 68. maddesine göre davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Manevi tazminat miktarının zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıma fonksiyonu, manevi tazminat davasının gerçek anlamda bir tazminat davası olmaması, maddi hukuka ilişkin zararın tanzim edilmesini amaç edinmediği, takdir edilecek miktarın istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli miktar kadar olması gerektiği, huzurdaki somut olayın özelliği yanında tarafların sıfatı, işgal ettiği makam ve tarafların sosyal konumları, davacının manen tatmini yönünde 5000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir. Zira davacının eserleri izinsiz yayınlanmış, adı belirtilmiş olsa dahi fotoğraf ebadı küçültülerek umuma iletilmiştir. İhlal gerek dergi gerekse internet yolu ile gerçekleştiğinden ayrıca günün ekonomik verileri, paranın satın alma gücü, emek ve sanata saygı çerçevesinde manevi tazminatta talep edilen bedel hak ve nesafete uyun bir bedel olarak değerlendirilmiş ve bu tazminat yönünden tam kabulüne” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Dava konusu fotoğrafların fotoğrafçıya daha önce müvekkiline ait bir proje kapsamında sipariş üzerine çektirildiğini bu sebeple mali haklarının müvekkiline ait bulunduğunu, -Dava konusu fotoğrafların mali haklarının müvekkili şirkete sözleşme ile de devredildiğini, dava konusu fotoğrafların mali hakları 22.08.2008 tarihli sözleşme ile devredildiğinden, mali hakları münhasıran müvekkiline devir olan fotoğrafın kullanımı sebebiyle açılan davanın reddinin gerektiğini, -Dava konusu fotoğrafların FSEK tanımı kapsamında eser vasfını haiz olmadığını, FSEK’nın 4. maddesinde güzel sanat eserleri “estetik değeri olan” resimler, fotoğraflar vbg. fikri ürünler olarak belirlendiğini, davaya konu ürünlerin birer fotoğraf ürünü olduğunu, “eser” vasfında olmadığını, FSEK m. 68 kapsamında kurulan hükmün hatalı olduğunu, -İhlal edilen manevi hak olmadığından manevi tazminat kararının hatalı olduğunu, dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olduğu kabul edilse bile FSEK’nun 14 ila 17. maddeleri arasında sayılan manevi hakların hiçbirinin ihlalinin söz konusu olmadığını, davacının adının fotoğraflar ile birlikte verildiğini, söz konusu fotoğrafların taraflar arasındaki sözleşme uyarınca ilk olarak umuma 2008 tarihinde Davacı’nın da onayıyla arz edildiğini, umuma arzın tek bir kereye mahsus bir hak olup, eserin aleniyet kazanması ile sona erdiğini, ikinci kez yayınlanan fotoğrafların umuma arz yetkisinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, fotoğraf ebadında değişiklik iddiasına yönelik olarak fotoğraf makineyle tespiti gerçekleştirilip ihtiyaca göre bir ebatta basılan, kullanılan bir ürün olması sebebiyle fotoğrafın kullanılacağı yere uygun bir büyüklükte tercih edilmesinin son derece normal olduğunu, -Rayiç bedel tespitinde ilk baz alınacak değerin varsa taraflar arasındaki sözleşme olduğunu, davacı ile münakit sözleşmede dava konusu fotoğraflar dahil 21 adet fotoğrafın haklarının devri için 300,00 TL’de anlaşılmış iken bunlardan 3’ünün tek bir kullanımı için belirlenen rayiç bedel yüksek bulunduğunu, rayiç bedelin taraflar arasındaki sözleşmedeki bedelin günümüze uyarlanmasıyla belirlenmesi gerektiğini, -Vekalet ücretleri yönününden kurulan hüküm hatalı olup düzeltilmesi gerektiğini maktu ücret olarak düzeltilerek ve avukatlık asgari ücret tarifesinin 10/4 fıkrası gereğince kısmen reddolan maddi tazminat ve reddolan manevi tazminat sebebiyle ayrı ayrı iki vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasını talep etmişlerdir. Davacı vekili cevap dilekçesi ve katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; -Mahkemenin” Sözleşme kapsamına göre BK 501.madde kapsamında bir sipariş bulunsa dahi sözleşme süreli olup, sürenin sonunda mali hakların davacıya devir edildiğine dair bir düzenleme bulunmadığı, aksine sözleşmenin süreli olduğu ve sürenin sonunda da davalı kullanımının davacının mali haklarını ihlal ettiği anlaşılmıştır.” gerekçesi ile ayrıntılı olarak gerekçelendirilme yaptığını, mahkemece “… dergisinde dava konusu olan müvekkile ait eserlerinin yayınlandığı 9. sayfasının sağ üst köşesindeki büyük fotoğrafın davalı vekilinin sözleşme kapsamında olduğunu belirtiği 25 adet fotoğraf arasında bulunmadığı sözleşme dışı bir fotoğraf olduğu”nun da tespitinin yapıldığını, sözleşmede; sözleşme süresi içinde “sözleşmeye konu fotoğrafların … tarafından yayınlanan başka bir dergide kullanılır veya … dışında bir 3. Kişiye satılırsa, Fotoğrafçıya, satım fiyatının %40’ı banka hesabına havale edilmek suretiyle ödenecektir.” düzenlemesinin de bulunduğunu, … dergisi için çekilen fotoğrafların davalı şirket tarafından yayınlanan … dergisinde ve internet sitesinde kullanıldığının dosya kapsamı ile sabit olduğundan müvekkilinin mali haklarının ihlal edilmiş olduğunu, bilirkişi raporunda fotoğrafların eser vasfını haiz olduğunun belirlendiğini, hükmedilen ücretin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceğinin açıkça düzenlendiğini bu sebeplerle istinaf istemlerinin reddinin gerektiğini, -Katılma yoluyla istinaf sebeplerinde ise; Talep edilen maddi tazminatın kabul edilen 3.000,00 TL’lık kısmı için lehlerine 360,00 TL vekalet ücreti takdir edildiğini, Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu avukatlık ücretinin 3.145,00 TL olduğunu ve sayın İlk Derece Mahkemesince kabul edilen maddi tazminat miktarı 3.000,00 TL olduğu için 13-(2) fıkrasına göre hükmedilen ücret kabul edilen miktarı geçemeyeceği için vekalet ücreti olarak 3.000,00 TL’ye hükmedilmesi gerektiğini, kararın bu yönden kaldırılarak düzeltilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, eser hakkına tecavüz iddiasıyla 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 68 inci maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olup olmadığı, fotoğraflar üzerindeki mali hakların devredilip devredilmediği, fotoğrafların eser niteliğinde olup olmamasına göre, davacının FSEK’nin 68. maddesi bağlamında tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı noktalarında toplanmaktadır. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda, eser sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eseri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri eser niteliğinde sayılmıştır. Eserin ifade biçimi yada yöntemi ne olursa olsun edebiyat, müzik, grafik sanatlar, mimarlık, tiyatro, sinema alanında yaratıcı nitelik taşıyan düşünce ürünü olması gerekir. Bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsurun olması gerekir. Birincisi fikir ve sanat ürününün sahibinin husiyetini taşıması ikincisi ise kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması lazımdır. Fotoğraflar eser türü açısından bir yandan FSEK’in 2. maddesinde ilim ve edebiyat eserlerinin alt grupları arasında, diğer yandan FSEK’in 4. maddesinde güzel sanat eserleri arasında sayılmıştır. Somut dava açısından dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olup olmadığının tartışılması gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu fotoğrafların, eser olma vasfını taşıdığı değerlendirmesinde bulunulmuştur. Gerek uygulamada ve gerekse öğretide, fotoğraf eserleri bakımından, konu seçimi ve kullanılan fotoğraf tekniğinin hususiyet için yeterli kabul edildiği, bu sebeple şahaser veya profesyonel bir el ürünü olmasa da, bir kimsenin zihninde tasarlayıp, mesafeyi, açıyı, güneş ışığı, kadrajın içeriği, objelerin çerçevesindeki yerleşimi, fotoğraf makinesindeki çok sayıda çekim modu içerisinden en uygun çekim modunu belirleyerek, bunu uygulamaya geçirmesi sonucunda, ortaya çıkan fotoğrafın da eser sayılması gerektiği, bu bakımdan dava konusu fotoğrafların da meydana getirilmesinde fikri bir emeğin bulunduğu, davacının, mesleğinin getirdiği entelektüel birikimini fotoğraflara aktardığının açık bir şekilde görüldüğü, ileri düzeyde bir estetik değer taşımamasına rağmen bu haliyle dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olduğu davalının bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Diğer bir uyuşmazlık, fotoğraflar üzerindeki mali hakların devredilip devredilmediği hususudur. FSEK’nın 52. maddesi uyarınca mali hakların kullanılması ve devrine ilişkin her türlü sözleşme ve tasarrufların yazılı şekilde yapılması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi zorunludur. Bu anlamda 22.08.2008 tarihli sözleşmenin içeriği incelendiğinde sözleşme süresinin sınırlı olduğu ve dergi isminin de belirli olduğu, FSEK’nın 52.maddesi karşısında, davalının sözleşme ile tamamının devredildiğinin kabul edilmesi gerektiğine ilişkin beyanının bir mali hak devri olarak kabul edilemeyeceği açıktır. Dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olmasına ve usûlünce gerçekleşmiş bir mali hak devri bulunmaması sebebiyle davacının fotoğraflar üzerindeki telif hakkının sahibi olmasına göre, tazminat taleplerinin değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Davalı her ne kadar sözleşme bedeli dikkate alınarak benzer miktarlarda bir hesaplama yapılması gerektiğini beyan etmiş ise de, sözleşme tarihinin 2008 yılı olduğu, ihlalin gerçekleşme tarihinin 2015 yılı olduğu, benzer miktarların rayiç bedel olarak değerlendirilmesinin yerinde olmadığı buna göre Mahkemece yaptırılan hesabın yeterli olduğu kanaatine varılmıştır. Davalının manevi tazminat istemine yönelik istinaf başvurusuna gelince, dava konusu edilen ve davacıya ait olduğunun belirlenen fotoğrafın, davalı tarafça dergide yayınlandığı, davacının herhangi bir izni olmadan ve imzası bulunmadan kullanıldığı, bu kullanım sebebiyle davacının dava konusu fotoğraftan kaynaklanan korunması gereken manevi haklarının bulunduğu ve manevi tazminata karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 10/4. maddesinde; manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda, manevi tazminat açısından avukatlık ücretine ayrı bir kalem olarak hükmedileceğinin belirtildiği, ancak manevi tazminat talebinin tamamının kabul edildiği buna göre manevi tazminat yönünden davalıya vekalet ücreti verilmesi gerektiğine yönelik istinaf isteminin yerinde olmadığı, maddi tazminat talepleri yönünden davalı ve davacı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde aykırılık olmadığı ancak Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde “Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” şeklinde düzenlemeye göre vekalet ücreti hesaplamasında isabet bulunmadığı, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeple yerinde olduğu, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre, hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı ve davalı vekillerinin istinaf istemlerinin KISMEN KABULÜNE, 2- İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 24/04/2018 tarih, 2016/212 E., 2018/184 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacının davasının kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda; 3- Davacının davalı aleyhine açtığı işbu davanın KISMEN KABULÜNE, 3/a- 3.000,00 TL maddi tazminatın 01.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 3/b- 5.000,00 TL manevi tazminatın, 1.6.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 546,48 TL nispi karar ve ilam harcının, 29,20 TL peşin harç ve 220,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 407,86 TL’nin mahsubuyla bakiye kalan 517,28 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 149,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.207,40 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 965,92 TL’sinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(1) maddesine göre, maddi tazminat yönünden 3.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13/(2) maddelerine göre, reddedilen maddi tazminat yönünden 2.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 4/f- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13/(2) maddelerine göre, manevi tazminat yönünden 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/c- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 13,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 111,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/d- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 39,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 137,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/e- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2022