Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/954 E. 2021/251 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/954 Esas
KARAR NO: 2021/251
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 10/05/2018
NUMARASI: 2017/158 E. – 2018/172 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı taraf vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi …’le … arasında 27.02.1986 tarihinde telif hakkı sözleşmesi imzalandığını Kur’ anı-Kerim, Hatm-i Şerif, Yasin, Tebareke, Amme surelerinin video kaseti ve ses bandı doldurulması konusunda anlaşıldığını, davalılardan … ile yapılan sözleşmede olmayan icraya konu eserleri FSEK 79 maddeye aykırı olarak bandrol alındığını, CD ortamına kaydının yapılarak çoğaltıldığını ve dağıtıldığını, fiyat kataloglarına yazılarak umuma arz edildiğini, davalılardan 50.000 TL maddi tazminat ile tespit edilecek bedelin üç katına kadar fazlası tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, 500.00,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, tazminatların noter ihtarının tebliğ tarihinden başlamak üzere ne yüksek banka reeskont faiziyle tahsilini, sözleşme dışı üretilen CD’ ler ile değiştirilerek üretilen ses kasetlerinin satıştan men edilerek tecavüzün önlenmesini talep ve dava etmiştir. Davacı taraf vekili usulüne uygun harcını yatırdığı ıslah dilekçesinde, manevi tazminat talebini ıslah ederek 50.000,00 TL olarak düzeltilmesini ve davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Sözleşmeye aykırı herhangi bir çoğaltım olmadığını, sözleşmenin 3.maddesinde eserlerin her türlü neşir, satış ve dağıtım hakkı davalı firmaya ait olduğunu, kaset, cd, vcd, sabit disk, harici disk gibi dijital ortamlar seslerin taşınmasına ve çoğaltılmasına hizmet ettiğini, taşıyıcıda bulunan ürünün korunduğunu, taşıyan materyalin değil, bu nedenle iddiaların yersiz olduğunu, Kültür Bakanlığının video cd eser işletme belgelerinde yönetmenin ismini ve muvafakatini aradığını bu nedenle CD’ ler üzerine bandrolün yönetmen adına alındığını, davacının aynı hukuki sebebe, aynı sözleşmeye, aynı ihlal iddialarına dayalı daha önceki tarihli İstanbul FSHHM’ nde dava açtıklarını öncelikle davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasını davalı … ile imzaladığı sözleşmeye dayandığını müvekkilinin sözleşmenin tarafı olmadığını davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, …nun davaya konu eserler üzerinde fonogram yapımcısı ve hak sahibi olduğunu, FSEK tarafından korunan farklı eser türleri olup, video çekimi de sinema eseri olarak adlandırıldığını eser işletme belgesinde de eser sahibi olarak yönetmen adı kaydedildiğini, iki farklı eser türü olması nedeniyle iki eser için ayrı bandrollerin alındığını, davacıların manevi tazminat talep etme haklarının olmadığını haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; ”Dosyaya ibraz edilen tüm delil ve belgeler, taraf beyanları ve deliller dikkate alındığında davacı tarafın iddiası davalı tarafların işbirliği yaparak davacıların murisine ait eseri izinsiz olarak çoğalttıklarından dolayı maddi manevi tazminata ilişkin uyuşmazlık olup, dosyaya ibraz edilen belge dikkate alındığında davacıların murisinin 27.02.1986 yılında davalı …yla sözleşmesi olup, FSEK 81 maddesinde getirilen bandrol yükümlülüğü korsanlığı önlemek amaçlıdır. Bu bakımdan yasal olarak çoğaltılan nüshaların ne tür veri taşıyıcısına kaydedildiğinin önemi yoktur. Dolayısıyla ses kaseti için alınmış bandrollerin CD’ ler üzerinde kullanılması herhangi bir aykırılık teşkil etmeyecektir. …la davacıların murisi arasında imzalanan sözleşmede video ve ses kaseti yoluyla …ya hakkın bırakıldığı, CD şeklinde piyasaya sürülmenin kararlaştırılmadığı, CD şeklindeki sürümlerin aradan geçen zaman ve teknolojinin ilerlemesi dikkate alındığında verilen hak kapsamında olup, taraflar arasındaki sözleşmeye bir aykırılık teşkil etmeyeceği anlaşılmış, davalı tarafların birlikte hareket ederek İstanbul Vergi dairesi Başkanlığı’ na bağlı vergi denetlenmelerince yapılan incelemede 2001 ve 2004 yıllarına ait toplam 712.666 adet VCD üretildiği, bu üretimden kaynaklanan toplam 29.533,59 TL’ nin davalı taraflarca sözleşme kapsamında davacı taraflara ödenmediği, davalıların kullanımının o tarihe kadar geçerli olan sözleşme dikkate alındığında yasal bir kullanım olup, telif bedelinin ödendiğine ilişkin davalılarca sunulan herhangi bir belge olmadığından söz konusu davalı taraflarca davacıların murisine ait satışı yapılan CD ve VCD lerin telif bedeli 29.533,59 TL’ nin davalı taraflardan tahsili, davacı taraflara ödenmesine, söz konusu FSEK 68 kapsamında izinsiz bir kullanım söz konusu olmadığından ve manevi hakların ihlali söz konusu olmadığından 3 katı tazminat talebi ve manevi tazminat talebine yönelik yerinde olmayan taleplerin reddine” karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında geçerli bir Telif Sözleşmesi olmadığını, Muris ile yapılan 1986 tarihli sözleşmenin, 10 yıl önce uygulandığını ve artık sona erdiğini, davalıların FSEK m.68 gereğince üç katı tazminat ödemeye ve ayrıca diğer taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, -zamanaşımı süresi dolmamış olduğunu, davalıların bu yöndeki itirazları da yersiz ve de hukuka aykırı olduğunu, davacılar tarafından daha önceden açılan ve en son İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinde görülen ve halen Yargıtay’da olan 2014/229 E. Sayılı dava ile itiraz konusu 2017/158 E. Sayılı bu davanın konusu, sebebi ve ihlal dönemlerinin farklı olduğunu, söz konusu andlaşmada ve gerekse daha sonraki bir tarihte muris …’in anlaşma dışında başkaca bir kaset ya da CD, VCD neşir, üretim ve satış izni ise olmadığını, sözleşmede herhangi bir süre de olmadığı gibi; bu kasetlerin bittikçe sürekli yeni baskılarının yapılacağı/çoğaltılacağı da yazılı olmadığını, -kaset için alınan bandrollerin kaset yerine CD’lerde/setlerde kullanılmasının da hukuka aykırı olduğunu, koruma süresi eser sahibi yaşadığı sürece ve ölümünden itibaren ise 70 yıl olup, bu süreler dolmadığından eserler anonimleşmediği gibi, başka bir şahıs da eser sahibi olarak gösterilemeyeceğini, açık manevi hak ihlali olduğunu, -Davacıların murisi …’in bu anlaşmadan 12 yıl sonra 26.03.1998 de vefat ettiğini, bu tarih itibarıyla da söz konusu sözleşmenin ölümle birlikte hükmünü yitirdiğini ancak 70 yıllık koruma süresinin halen devam ettiğini, söz konusu 27.02.1986 tarihli sözleşmede herhangi bir süre olmadığı için 10 yıllık yasal süreye tabi olduğunu ve bu da zaten o ölmeden daha önce 27.02.1996 tarihi itibarıyla dolduğunu, bu nedenle, esasen 27.02.1996 tarihi itibarıyla ortada geçerli bir sözleşme kalmadığını, -Davalı … daha önceden sözleşmeden doğan telif bedellerini de tam ödemediği gibi, murisin ölümünden sonra ise bunları hiç ödemediğini, davacılar tarafından da Bakırköy … Noterliğinin 05.01.2004 tarih ve … Yev. no.lu bir ihtarnamesi ile ayrıca ve açıkça yazılı olarak da sözleşmenin feshedildiğini, -Davacılar adına açılan iş bu 2013/107 E. sayılı davayla ise; sözleşmede yer almadığı halde, söz konusu sözleşmeye ve FSEK m.68’e aykırı olarak, murisin ölümünden sonra ve varislerinden de izin alınmaksızın (2000 yılından sonra) üretilip, satışa arzedilen CD/VCD Kuran Hatim setleri ile ilgili olduğunu, bunların, eski kasetlerin dışında yeni birer eser olarak piyasaya sunulduğunu, davalıların, bu CD/VCD’ler için de Kültür Bakanlığından ayrıca bandrol almak zorunda olduklarından ve bandrol alabilmek için ise eser sahibi ile yapılmış sözleşme ibrazı zorunlu olduğundan dolayı (muris veya mirasçıları ile yapılmış yeni bir sözleşme de sunamadıklarından dolayı) bunu aşmak için başka birisini -H…ş’ı- eser sahibi olarak göstererek, Kültür Bakanlığından muhtelif sayıda bandroller aldıklarını ve bu bandrolleri de yeni ürettikleri ve çoğalttıkları bu yeni CD/VCD’ler üzerinde kullanarak, satışa arz ettiklerini, bunun bu eseri okuyan Hafız …’in malî ve manevi haklarını ağır şekilde ihlal ettiğini, dosyada mübrez vergi denetmeni raporlarına ve fatura incelemelerine göre davalıların çok fazla kaset ve CD, VCD üretip piyasaya/satışa sunduklarını, sözleşmede olmadığı halde eklemeler yaparak yeni bir ürün/eser ve CD’ler yapıldığını, davalıların bir çok çeşit baskı/ürün daha yapıp, çoğaltıp ve piyasaya sunduklarını, bu davalarının konusunun; davalılar tarafından 1986 tarihli sözleşmeye aykırı olarak 2000 yılından sonra yapılan kaset, CD ve VCD satışlarından doğan tecavüz ve hak ihlallerinin tazmini talebi olduğunu (FSEK m.68), İstanbul 3. FSHM’deki 2014/229 E. sayılı davanın konusu ise sözleşmenin tek tarafı olan davalı …ya karşı 1986 tarihli sözleşme kapsamında kalan ve 2000 yılından önceki 10 yıllık döneme ilişkin telif bedeli alacak davası olduğunu, sözleşme sona erdikten daha sonra kendi elinde bulunan eski master kayıtları vererek, yeni kaset ve CD/VCD’leri ürettiren davalı …, bunları üreten ve satışa hazırlayan davalı …, satışa arz eden ve pazarlayan ise davalı …’ın bu haksız ve hukuka aykırı tecavüz eylemlerinden dolayı davacı hak sahiplerine karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, -bilirkişi raporlarına göre her üç davalının ticari kayıtlarındaki tutarların çok farklı olduğunu, FSEK m. 68 gereğince bunun üç katı tazminatın ise tespit edilebilen en yüksek miktara göre; yani 29.533,59 TL x 3 = 88.600,77 TL olarak ödenmesi gerekeceğini, FSEK m. 68’e göre ise tecavüzün ve ihlalin gerçekleşmesi için üretilen CD/VCD’lerin tamamının satılması şart olmayıp, herhangi bir şekilde üretilip çoğaltılması ve umuma iletilmesi yeterli olduğunu, Buna göre de tespit edilen en yüksek gelir kaydı olan davalı üretici …’in ticari kayıtlarına göre hesaplanan en yüksek tutarın (29.533,59 TL) esas alınarak, FSEK m.68 uyarınca bunun üç katı tazminata hükmedilmesi gerektiğini, mahalli mahkemece sözleşmenin geçerli olduğundan bahisle üç katı tazminat yerine sadece tek telif bedeline hükmedilmesinin ve tüm diğer taleplerimizin reddedilmesinin ise açıkça usule ve kanuna aykırı olduğunu kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi olduğundan kanun gereği 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu ve davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, -İstanbul 3. FSHHM’nin 2014/229 E. , 2016/107 K. Sayılı dosyasından alınan 01.04.2016 tarihli bilirkişi ek raporu ve mahkemenin gerekçeli kararı incelendiğinde görüleceği üzere iş bu dava ile halen Yargıtay incelemesinde olan İstanbul 3.FSHHM’nin 2014/229 E., 2016/107 K. sayılı davası, aynı taraflara karşı açılmış, aynı konu ve taleplere dayandığını, davacının taleplerinin aynı tarih aralığını kapsamakta olup İstanbul 3. FSHHM’nin 2014/229 E. , 2016/107 K. Sayılı dosyasından alınan ve hükme esas teşkil eden 01.04.2016 tarihli bilirkişi ek raporunda bu taleplerin tarih tarih detaylı olarak incelendiğini, dolayısıyla iş bu dava ile hüküm altına alınan telif bedelinin, aslında daha önceden İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/229 E. , 2016/107 K. Sayılı kararı ile hükme bağlandığını ve halen Yargıtay incelemesinde derdest olduğunu, -bilirkişi kök raporunda 2002-2003-2004 yıllarında davalı şirketin dava konusu kaset ve CD lerin satışından KDV hariç toplam 4.527,85 TL gelir elde ettiği belirtilerek bu miktar üzerinden 226,39-TL telif bedeli ödemesi gerektiği yönünde hesaplama yapıldığını ancak bilirkişi ek raporunda müvekkil şirketin KDV hariç 89.949,20-TL gelir elde edildiğinden bahisle yeni bir hesaplama yapıldığını ve 4.497,46-TL telif bedelinden sorumlu olduğunun belirtildiğini, dosyada değişen veya dosya kapsamına eklenen hiç bir belge ve veri yokken müvekkil şirketin elde ettiği gelirin bu derece farklı esas alınmasının ve mahkemece bilirkişi ek raporuna itirazlarının dahi değerlendirilmeksizin müvekkil şirket diğer davalılarla birlikte telif bedelinin tamamından sorumlu tutulduğunu, verilen kararın eksik incelemeye dayalı olup davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirket yalnızca kök raporda tespit edildiği üzere dava konusu VCD ve CD lerin satışından elde ettiği gelir üzerinden belirlenen telif miktarı ile sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bandroller en son 22.12.2003 tarihli olup, davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, -davanın derdestlik nedeniyle reddinin gerektiğini kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, eser sahipliğinden kaynaklanan haklara tecavüzün refi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mali hakların ihlaline dayalı maddi tazminat talebi mümkün olup FSEK md. 68 ya da 70/II maddelerinden birine dayalı olarak maddi tazminat hesabı yapılır. Davacının, dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında, mali haklarının ihlalinden kaynaklanan maddi tazminatı, FSEK md. 68’e dayalı olarak talep ettiği anlaşılmaktadır. Mali haklara tecavüz halinde FSEK md. 68 gereğince; “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir. Bedel talebinde bulunan kişi, tecavüz edene karşı onunla bir sözleşme yapmış olması halinde haiz olabileceği bütün hak ve yetkileri ileri sürebilir.” Ayrıca, FSEK md. 70/II’de “Mali hakları haleldar edilen kimse, tecavüz edenin kusuru varsa haksız fiillere müteallik hükümler dairesinde tazminat talep edebilir.” ve md. 70/III’de “ Birinci ve ikinci fıkralardaki hallerde, tecavüze uğrayan kimse tazminattan başka temin edilen karın kendisine verilmesini de isteyebilir. Bu halde 68 inci madde uyarınca talep edilen bedel indirilir.” hükümleri düzenlenmektedir. Mahkeme cd olarak çoğaltmanın sözleşme kapsamında yer alan bir hak olduğu ve sözleşmenin ihlali anlamını taşımadığı belirtilmiş ancak maddi telif tazminatı verilmiş olup, ancak davacının talep ettiği tazminat 68′ e göre verilen tazminat sözleşme olmaması halinde verilen tazminat olduğundan bu durumda İstanbul 3. FSHHM’de görülen dava ile bu dava arasında derdestlik itirazının değerlendirilmesi gerektiği, sözleşmenin geçersizliğine dayalı telif tazminatı istendiği ve sözleşme geçersiz kabul edilmediğine göre 68’e göre telif verilemeyeceğinden verilen telif tazminatının İstanbul 3. FSHHM’sindeki telif tazminatı ile aynı kapsamda olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, Davalının çoğaltma ve yayma hakları bakımından bu hakları kullanma yetkisine haiz olduğu, sözleşmenin batıl olmadığı ve sözleşmenin cd ve dvd şeklindeki kullanımları da kapsamında bulundurduğu değerlendirmesi yapılmış olup, bu değerlendirmenin yerinde olduğu ancak bu değerlendirmeden sonra FSEK md. 68 uyarınca telif tazminata hükmedildiği, sözleşmenin batıl olmadığı ve geçerli bir sözleşme bulunduğu değerlendirmesi yapıldıktan sonra FSEK md. 68 uyarınca telif tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığı, hükmedilen tazminatın sözleşme kapsamında ödenmeyen telif tazminatı olduğu, bu davanın da İstanbul 3. FSHHM’nin 2014/229 E. , 2016/107 K. Sayılı dosyasında yer alan dava konusu istem ile aynı olduğu, aynı kapsamda isteme yer verildiği, Mahkemenin hükmettiği telif tazminatı ile İstanbul 3. FSHHM’nin 2014/229 E. Sayılı dosyasında görülen davalı … LTD yönünden verilen tazminatların aynı hukuki ilişki ve aynı dava konusuna ilişkin oldukları, İstanbul 3. FSHHM’ de görülen davanın da sözleşme kapsamındaki ödenmeyen telif tazminatına ilişkin olduğu ve aynı dönem tazminat miktarlarını kapsadığı, miktarlar arasında Yargıtay kararı nedeniyle faklılık bulunduğu, rayiç bedel hesaplaması yönünden İstanbul 3. FSHHM’ de görülen davanın bozma uyarınca yargılamasının devam ettiği, davalı … Ltd ŞTi. yönünden derdestlik şartlarının miktarlar ve dönemler değerlendirmesinin yapılması gerektiği, derdest olduğu anlaşılır ise kesinleşen bir karar bulunmadığından öncelikli olarak dosyaların birleştirilmesi gerektiği, aynı döneme ilişkin olması sebebiyle derdestlik dava şartının değerlendirmesinin yapılması gerektiği, diğer davalılar yönünden ise ayrı ayrı sorumlu oldukları miktarlar tespit edilerek hüküm kurulması gerekirken müştereken ve müteselsilen kurulan hükmün yerinde olmadığı anlaşılmakla ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, davalıların istinaf talepleri kabul edilerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı … ile davalılar … ve … vekillerinin istinaf istemlerinin KABULÜ ile, 2- Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/05/2018 gün ve 2017/158 Esas, 2018/172 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davalı … tarafça tehiri icra talebi yönünden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyasına yatırılmış bulunan 110.100,00 TL bedelli teminat mektubunun 2004 Sayılı İİK’nun 36/5. maddesi gereğince yatıran davalı tarafa talebi halinde iadesine, 5- Davalı … tarafça tehiri icra talebi yönünden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyasına yatırılmış bulunan 110.100,00 TL bedelli teminat mektubunun 2004 Sayılı İİK’nun 36/5. maddesi gereğince yatıran davalı tarafa talebi halinde iadesine, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 504,36 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 7- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 504,36 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 8- İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar … ve … tarafından peşin olarak yatırılan 1.002,00 TL (501,00 TL x 2) nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 9- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 10- İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/03/2021