Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/939 E. 2022/485 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/939
KARAR NO: 2022/485
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2018
NUMARASI: 2015/733 E. – 2018/441 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 03/08/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin işyerinde bulunan çelik kasa içinde bulunan diğer çeklerle birlikte davaya konu … Ltd. Şti.’nin keşide ettiği … bankası güneşli şubesinin 29.05.2015 keşide tarihli … nolu, 17.000,00 TL bedelli çekinde çalındığını, müvekkili şirketin imzası taklit edilerek çek ciro edilerek piyasaya sürüldüğünü, çek arkasında müvekkilinin taklit imza cirosundan sonra gelen cirantaların hiçbirinin müvekkili şirket tarafından tanınmadığını ve hiçbir ticari ilişki bulunmadığını belirterek, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında icra veznesindeki paranın davalıya verilmemesine tedbiren karar verilmesini, hırsızlık sonucu müvekkili şirketin elinden çıkan … Tic. Ltd. Şti.’nin keşide ettiği … Keresteciler Merter şubesinin 31.05.2015 keşide tarihli … çek nolu 16.784,40 TL bedelli çekinin müvekkili şirkete verilmesine, yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu çekin gerçek anlamda hamili olduğunu ve bu çeklerden dolayı alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, dava konusu çekin davacının cirosu olmadığını, müvekkilinin çekin çalınmasıyla ilgisinin bulunmadığını belirterek tedbirin kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacı tarafın delilleri arasında bulunan imza incelemesi talebi değerlendirilmiş yaptırılan imza incelemesinde söz konusu kıymetli evrak altındaki imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmadığı saptanmış ise de çekin istirdadı davasında çekteki ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı davacı tarafın davalı tarafın iktisabının kötü niyetli ve ağır kusurlu bulunduğu yönündeki iddiasını ispatlayamadığı görüldüğünden imzanın istiklali ilkesi gereğince son hamilin çeki iadeyle yükümlü olabilmesi için kötü niyetli iktisap ettiğinin kanıtlanması gerektiği bu hususun da kanıtlanamadığı görüldüğünden açılan davanın reddine, verilen ihtiyati tedbir kararının iş bu karar kesinleşinceye kadar devamına” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Yerel mahkemenin, davacı hamilin yapılan imza incelemesine göre imzaların davacı şirket yetkililerine ait olmadığı anlaşılmış ise de, çekin istirdatı davasında çekteki ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı, yetkili olan hamilin kötü niyetli ve ağır kusuru bulunduğu iddia ve ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verdiğini, 2- TTK 790. maddenin, “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır.” hükmünü buyurduğunu, Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, yetkili hamil sayılabilmek için müteselsil ve birbirine bağlı ciro silsilesinin olması gerektiğini, somut olayda anılan çek, çalıntı olduğu gibi, çek arkasındaki … kaşesi üzerindeki imzanın dahi müvekkili şirkete ait olmadığını, imzaların müvekkili şirkete ait olmadığının Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan inceleme ile de sabit olduğunu, bu durumda kanuna göre ciro silsilesi bozulmuş olup davalının yetkili hamil olmadığını, 3- TTK 792. maddesine göre ise, yeni hamilin, kötüniyetli veya ağır kusurlu ise çeki geri vermekle yükümlü olduğunu, ancak 790. ve 792. madde birlikte değerlendirildiğinde 792. maddenin ciro silsilesi sahte bir imza ile bozulmamış, çalınmış veya kaybedilmiş, ama ciro imzaları gerçek olan bir çekin son hamilinden iadesini düzenlediğinin anlaşıldığını, somut olayda ise hem çalıntı hem de sahte imzalı çekin söz konusu olduğunu, bu durumda 790. madde uygulanarak, ciro silsilesi sahte imza ile bozulduğundan davalının, yetkili hamil sayılmayacağını, hamil haklarından yararlanamayacağını ve çeki iade etmesinin gerekeceğini, davalının da, kendinden önce ticari alışveriş yaptığı kişiye dava açarak alacağını tahsil edebileceğini, 4- Arz edildiği üzere davalı, yetkili hamil olmadığından, TTK’nın 792. maddedeki kusurlu olma şartının bu davada aranmasına gerek olmadığını, bununla birlikte kusurlu olma şartı aranacak olsa dahi, davalı, basiretli bir tacir gibi gibi davransaydı bankayı arayıp çeki soracağını ve ödeme yasağını öğrenebileceğini, bunu yapmayarak, ağır kusurlu davrandığını, dava konusu çek hakkında 05.03.2015 tarihinde ödeme yasağı konulup bankaya bildirildiğini, uygulamada tüm tacirlerin, ilk kez çekini aldıkları firmalarla ilgili, bankayı arayıp sorduklarını ve istihbaratını yaptıklarını, 5- Ayrıca dava konusu çek ile, diğer çalınan çek için Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/486 E. Sayı dosya ile açtıkları davada, mahkemenin davalarını kabul ederek iade kararı verdiğini, karar örneğini 24.05.2017 tarihli dilekçe ekinde dosyaya ibraz edildiğini belirterek, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle; Bakırköy 5 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/733 E. 2018/441 K. 17.04.2018 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, çek istirdadına ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu çekin kendilerinden çalındığını, sahte imza ve ciro ile devredildiğini, bu sebeple davalı hamilin yetkili hamil olmadığını ileri sürerek çekin kendilerine iadesini talep etmiş, davalı taraf, çeki ciro yoluyla devir ve teslim olduğunu, hırsızlık olayıyla ilgisinin ve kusurunun bulunmadığını, yetkili hamil olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiş, mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, iş bu karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı keşideci tarafından çekin kendisine verildiğini açıklamış olup, mahkemece yapılan imza incelemesinde davacıya ait ciro altındaki imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmadığı tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının çeki devralmasında iyi niyetli veya ağır kusurlu olup olmadığı, iyi niyetli hamil ise çeki iade etmekle yükümlü olup olmadığı noktasında bulunmaktadır. 6102 Sayılı TTK’nın 790. maddesinde “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde yetkili hamil sayılır.” denilmiştir. Çek arkasındaki ciro silsilesi şekli anlamda düzgündür. Çeki kabul edecek kişisinin ciro silsilesinin şekli anlamda düzgünlüğünü kontrol dışında yükümlülüğü yoktur. Çek arkasındaki cirolar nazara alındığında kopukluk olmadığından TTK’nın 790. maddesi uyarınca davalı yasal hamildir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Elden Çıkan Çek başlıklı 792/1. Maddesinde “(1) Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” düzenlemesi bulunmaktadır.TTK 801. maddesinde; “Cirosu kabil bir çeki ödeyecek olan muhatap, cirolar arasında düzenli bir teselsülün var olup olmadığını incelemekle yükümlü ise de, cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir.” Bu maddelere göre, davacının, kendisinin yetkili hamil olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu da kanıtlaması gerekir. Ayrıca dosya kapsamına göre davalı/alacaklı/hamil, çeki ciro yoluyla elde edip, lehdarı olmadığından, cirantaların imzasının geçerliliğini bilmesinin de olanaklı olmadığı görülmektedir. Bunun yanı sıra, davalının yetkili hamil olması için ciro silsilesinde yer alan imzaların gerçek cirantalara ait olup olmadığını tahkik zorunluluğu bulunmayıp, 6102 Sayılı TTK’nın 686. maddesi hükmüne göre, bu hususta, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterlidir. Dava konusu çekte mevcut ciro silsilesi içerisinde bu anlamda bir kopukluk bulunmadığı gibi, ciro silsilesinde ismi geçen lehtarın imzasının sahte olduğunun tespiti, davalının yetkili hamil olduğunu değiştirmeyeceğinden, davalının yetkili yasal hamil olduğunu kabul edilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 11. HD’nin 17/12/2018 tarihli, 2018/5363-7977 esas ve karar sayılı kararı). Bu durumda, çekin çalınmış olması ve lehtar imzasının şirket yetkilisine ait olmaması tek başına davalının kötü niyetli olduğunu göstermeyeceği, görülmekte olan davada, davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğine veya iktisabında ağır kusurlu bulunduğuna dair başka delil ibraz edilmediği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerde de, davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini gösterir bir emare bulunmadığı, davacıların bu husustaki ispat külfetini yerine getiremediği anlaşılmış, davacılardan başka cirantalar olduğundan, lehtar imzasının sahteliği imzaların istiklali ilkesi uyarınca diğer imzaları etkilemediğinden, diğer cirantaların haklarını etkiler şekilde çek davacı tarafa teslim edilemeyeceğinden, istirdat talebinin reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun oldu anlaşıldığından, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/04/2018 tarih ve 2015/733 E., 2018/441 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/03/2022