Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/934 E. 2022/484 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/934 Esas
KARAR NO: 2022/484
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2017
NUMARASI: 2016/188 E. – 2017/904 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili aleyhinde Bakırköy … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 23.500,00 TL bedelli çeke ilişkin haciz yoluyla icra takibi başlattığını, takibe dayanak çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, mahkemece imza örneklerinin alınarak incelenmesini, müvekkilinin söz konusu takip sebebiyle zarara uğradığını, daha fazla zarara uğramaması için takibin tedbir kararı ile durdurulmasına karar verilmesini ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacının arasında geçmişte de ticari ilişki bulunduğunu, söz konusu çekin bu ticari ilişkiye dayalı olarak verildiğini, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, söz konusu çek üzerindeki imzanın şirket yetkilisi …’ye ait olduğunu, vekaletname altındaki imza ile faturaların kabulü sırasında attığı imzaların çek üzerindeki imzalar ile aynı olduğunu, senet üzerindeki cironun davacı … tarafından atıldığını, bu imza davacının gerçek imzası ya da kasıtlı olarak farklı atılmış olabileceğini, imza incelemesi yapıldığı takdirde imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılacağını, davacılar hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/32276 Soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunulduğunu, davacıların alacağın %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ederek davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Bankanın müzekkere cevabı doğrultusunda takibe konu çek üzerindeki imzanın … tarafından vekaleten atıldığı anlaşılmış, ancak …’ye çıkartılan ihtaratlı meşruhatta imza örneklerini vermesi için hazır olması, gelmediği takdirde imzayı kabul etmiş sayılacağına ilişkin tebligat 15/02/2017 tarihinde davacı şirket müdürü …’ye usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen imza örneklerini vermek için hazır olmamış davacı tarafça da verilen süre içerisinde …’nin imza örneklerinin bulunduğu kurumlar mahkememize bildirilmemiş olup, davacı her ne kadar imza itirazında bulunmuş ise de takibe konu çek üzerindeki imzanın vekaleten atıldığı, vekaleten imza atan kişi içinde imza incelemesindeki prosedürün davacı tarafça yerine getirilmediği anlaşıldığından ispatlanamayan davanın ve icra dosyasında tedbir kararı uygulanmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Müvekkili tarafından takibe dayanak çek üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığı alınan imza örnekleri ve dosyaya eklenen tüm belgeler doğrultusunda tespit edilmiş olmasna rağmen, yerel mahkeme hiç bir belgeye ve delile dayanmayan bir beyan üzerine ‘Çek üzerindeki imzanın vekaleten atıldığından bahisle’ davanın reddine karar verildiğini, 2- Davalı tarafın 22.09.2017 tarihli ara karardan rücu talebini içeren beyan dilekçesinde “Celbedilen … Bankası kayıtlarına göre çek üzerilerindeki imza (ve diğer çekler üzerindeki imzalar) … yerine, … tarafından vekaleten atıldığı belirtmiştir.” diyerek davacı …’nun imza örneklerinin Adli Tıp Kuruluna gönderilip rapor alınmasına ilişkin ara karardan rucü edilmesi talebinde bulunduğunu, Mahkemece … BANKASI’na “Yazımız ekinde gönderilen çek üzerinde keşideci ve lehtar kısmında benzer imzalar gereğince, keşidecinin başka çekler için ödeme yapıp yapmadığı hususunun araştırılıp, bankanız nezdinde bulunan çek görüntülerinin suretini” istemiştir. Davalının beyan dilekçesinde” … yerine … tarafından vekaleten imza atıldığını” belirtmiş ise de bu iddiasını kanıtlayan herhangi bir belge sunmadığını, davalı yanın neye dayanarak bu iddiada bulunduğunun da belirtilmesi tarafımızca talep edilmişse de yerel mahkemenin bu talebini değerlendirmeden, hiç bir delile bağlı olmayan salt davalı beyanına riayet ettiğini, ve gerekçeli kararını da bu beyanı esas alarak hüküm kurduğunu, 3- … Bankasından “keşideci kısmında yer alan imza vekaleten …’ye ait olduğuna ilişkin müzekkere cevabı gelmiştir.” keşideci kısmında yer alan imzanın …’nin vekaleten imzaladığını beyan etmiş ise de vekaleten imzaladığını kanıtlar nitelikte bir belgenin dosyada mevcut olmadığını, bankadan gelen cevaplarda Vekaleten imza yetkisini kullandığına ilişkin bir vekaletname bulunmadığını, 4- Mahkeme kararında, Çek üzerindeki imzanın … yerine vekaleten … tarafından atıldığı tespit edilmişse de, çekin keşide tarihinde …’nin de …’nun da şirkette yetkili olmadıklarını, 5- İmza itirazında bulundukları çekte müvekkili isminin ardından gelen ciro silsilesinde davalı/alacaklı … ile dava dışı … giyim şirketinin cirosunun bulunduğunu, … ile davalı … şirketinin yetkilileri aynı kişiler oldukları, ticaret sicil kayıtları incelendiğinde iki şirketin de yetkilisinin … olduğunun görüleceğini, imzası müvekkiline ait olmayan ancak müvekkili ismi yazılarak cirolanan çekin, sahte imza ile cirolandıktan sonra yetkilileri aynı olan dolayısıyla aralarında organik bağ bulunan iki şirket arasında cirolanması ve davalı tarafından takibe konulan çekte dava dışı …’e takip yöneltilmemesinin danışıklı bir işlem olabileceğinin göstergesi olduğunu, kaldı ki, müvekkili ismi ve sahte imzasıyla cirolandıktan sonra devam eden ciro silsilesinde … ile … üzerindeki imzaların aynı olduğunu, müvekkili isminin altına atılmış imzanın ise çıplak gözle bakıldığında bu iki imzaya oldukça benzediğini, 6- Müvekkili …’nun lehdar olarak göründüğü çek üzerindeki imza ile müvekkilin dosyada örnekleri mevcut imzasının ilgisinin bulunmadığını, …’na ait imza örnekleri yerel mahkeme huzurunda alınmış olup, tüm bu örnekler ile dosya kapsamındaki delillerden de anlaşılacağı üzere; çeklerin üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmaması sebebiyle imzaya karşı ayrıca ve açıkça yapmış olduğumuz itirazlarının yerinde ve haklı olduğu ortaya çıktığını, 7- Yerel mahkemenin gerekçeli kararında … Merter şubesi’ne yazdığı müzekkere cevaplarını incelemiş olmakla, … adına … tarafından vekaleten imza atıldığı kaantine vardığını, ancak … ile … arasındaki vekalet ilişkisini kanıtlar tek bir delil dahi bulunmadığını, kaldı ki, müvekkil … çekte ilk ciranta olarak görülmesine ve bu imzaya itiraz etmemize rağmen, …’nun dosyada mevcut imza örnekleri ile mukayeseli inceleme yapılmadan …’nin vekaleten imza attığı tespiti son derece yanlış olduğunu, takibe konu çekin arka yüzü incelendiğinde lehdar ve ilk ciranta olarak ismi görünen müvekkili … isminin altındaki imzanın kendisine ait olmadığının dosyadaki tüm mevcut deliller kapsamında sabit olduğunu belirterek Yukarıda izah olunan ve Mahkemenin re’sen gözeteceği hususlar neticesinde yerel mahkeme kararına karşı istinaf istemlerinin kabulüne ve kararın kaldırılmasına, gerekli görülmesi halinde, duruşma, keşif, bilirkişi incelemelerinin tesisine veya takip konusu çek üzerindeki imzaların müvekkillere ait olmadığının tespiti ve takibin iptali ile davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK’nın 72. maddesi gereğince açılan menfi tespit davasıdır. Davacı vekili davalının müvekkili aleyhinde Bakırköy … İcra müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile 23.500,00 TL bedelli çeke ilişkin haciz yoluyla icra takibi başlattığını, takibe dayanak çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, mahkemece imza örneklerinin alınarak incelenmesini, müvekkilinin dava konusu senetten dolayo borçlu olmadığının tespitini ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiş. Davalı vekili, müvekkili ile davacının arasında geçmişte de ticari ilişki bulunduğunu, söz konusu çekin bu ticari ilişkiye dayalı olarak verildiğini, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, söz konusu çek üzerindeki imzanın şirket yetkilisi …’ye ait olduğunu, vekaletname altındaki imza ile faturaların kabulü sırasında attığı imzaların çek üzerindeki imzalar ile aynı olduğunu, senet üzerindeki cironun davacı … tarafından atıldığını, bu imza davacının gerçek imzası ya da kasıtlı olarak farklı atılmış olabileceğini, imza incelemesi yapıldığı takdirde imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılacağını, davacılar hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/32276 Soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunulduğunu, davacıların alacağın %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ederek davanın reddini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, her iki taraf vekili yukarıdaki sebeplerle kararı istinaf etmişlerdir. Dava konusu çekin ait olduğu muhatap banka … Merter Şubesi’ne müzekkere yazılarak ” Yazımız ekinde gönderilen çek üzerinde keşideci ve lehtar kısmında benzer imzalar gereğince, keşidecinin başka çekler için ödeme yapıp yapmadığı hususunun araştırılıp, bankanız nezdinde bulunan çek görüntülerinden bir suretin ve ekte gönderilen ve bilgisi verilen çekin keşidecisinin çek keşide etme konusunda başka kişilere vekalet verip vermediği hususunun araştırılarak ilgili tüm bilgi ve belgeler” istenilmiş, bankanın 30/01/2017 tarihli müzekkere cevabında davaya konu çekin keşideci kısmında yer alan imzanın vekaleten …’ye ait olduğu, … no’lu çek dışında yine vekaleten imzalanan çeklerin bulunduğu bildirilmiş, bankanın müzekkere cevabı doğrultusunda takibe konu çek üzerindeki keşideci imzasının … tarafından vekaleten atıldığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ise de, bankaca daha önce aynı imzalarla ödeme yapıldığı söylenen çek örnekleri dosyada bulunmadığı ve denetiminin yapılmadığı, tarafların karşılıklı olarak C.Savcılıklarına yaptıkları şikayetlere ilişkin soruşturma dosyalarının delil olarak incelenmek üzere dosyaya getirtilmediği, dosya kapsamına göre, sadece keşideci imzasına değil ayrıca davacı …’nun çek arkasındaki ciro altındaki imzanında kendisine ait olmadığı ileri sürülmüş olup, mahkemece bu konuda bu davacının imza incelemesine esas imza ve yazı örneklerinin toplanmasına yönelik araştırmaya başlandığı, fakat araştırma tamamlanmadan ve … yönünden imza incelemesi yapılmadan bu davacı yönünden de davanın reddine karar verildiği, bu şekilde eksik araştırma sonucu karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurunun bu sebeplerle kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, mahkemece davacı isticvap edilerek huzurda imza örnekleri alınıp, resmi kurumlardan da tanzim tarihinden önce ve sonra atılmış davacıya ait imza örnekleri getirtilerek imza incelemesi yapıldıktan ve bahsi geçen diğer deliller toplandıktan sonra, deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2017 tarih, 2016/188 E. 2017/904 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 24/03/2022