Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/930 E. 2022/693 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/930
KARAR NO: 2022/693
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2016/171 E. 2018/228 K.
DAVANIN KONUSU : Fikir ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … ‘ın 2011 yılında “…” isimli belgeseli meydana getirdiğini, çeşitli mecralarda yayınlandığını, davacıya ait 8 adet görselin, davalı şirketin 3.boğaz köprüsü tanıtım isimli videosunda izinsiz kullanıldığını, halende kullanıma bildirilen web adresinde devam edildiğini, bu nedenle FSEK 68 gereği şimdilik 1.000 TL tazminatın, rayiç bedel tespitine göre 3 katı, ayrıca 20.000 TL manevi tazminatın, videonun yayınlanmaya başladığı tarih olan 01/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13.3.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile sundukları fatura tutarına göre her bir görsel için 11.351.60 TL olarak rayicin belirlenmesini, 3 görsel için toplam 34.054.80 TL’nin, 3 katı olan 102.164.40 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Üzerinde hak sahibi olduğu iddia edilen tüm görsellerin dava dışı Ajansla sözleşme kapsamında hazırlattırıldığını, imzalanan film sözleşmesi gereğince kullanımın yasal olduğunu, davanın sözleşmeye taraf olan firmaya ihbarını talep ettiklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İhbar olunun vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dava, Davacı … ‘tarafından meydana getirilen 8 adet görselin, davalı şirketin 3.boğaz köprüsü tanıtım isimli videosunda izinsiz kullanıldığını ve halende davalının web adresinde bu kullanıma devam edildiğini, bu nedenle FSEK 68 gereği şimdilik 1.000 TL tazminatın, rayiç bedel tespitine göre 3 katı ve ayrıca 20.000 TL manevi tazminatın videonun yayınlanmaya başladığı tarih olan 01/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesi ve FSEK 66 gereği tecavüzün refi istemli olarak açılmıştır. HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen kök ve ek raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle rapor mahkememizce kabul edilmiş ve hükme dayanak yapılmıştır. …Dolayısıyla somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedelinin tespiti, bilirkişilerce davalıya ait kendi eserinde yer alan üç sanatsal time lapse tekniğine göre yani zaman atlamalı eser açısından eserin niceliği, ihlal edilen mali hakkın hem çoğaltma hem de yayma hakkı olması, ihlal süresi, ihlalin geniş bir çevreye ulaşmasını sağlayan internet vasıtasıyla yapılması, dolayısıyla bunun geniş halk kitlesine ulaşımı, yapılan reklam filminin ortalama bütçesi ve davacının eserinin bu film içerisinde kapsadığı alan gibi objektif kriterler dikkate alınarak eser sahibi izinsiz yayın yapanla sözleşme yapması halinde, bu sözleşme uyarınca isteyebileceği bedelin alt sınırının reklamda kullanılan tüm eserler yönünden 9620 TL olacağı anlaşıldığından ihlalinin halen internet sitesinde sürmesi nedeniyle takdiren 3 katı bedele hükmedilmiş, toplamda 28.860 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, fazlaya ilişkin istemin şartlarının bulunmadığı anlaşılmış, FSEK m.70/I’e göre; “manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir. Mahkeme, bu para yerine veya bunlara ek olarak başka bir manevi tazminat şekline de hükmedebilir…” Dosya kapsamında yapılan değerlendirmede davalı tarafından davacının FSEK m.15 ve 16’daki manevi hakları ihlal edilmiş olduğundan ve eylemin izin almadan gerçekleştirdiği bu eylemde davalının kusurlu olduğu ve manevi tazminat talep etme koşullarının gerçekleştiği sonucuna ulaşıldığından, 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline, Dava fsek 68 .madde kapsamında tazminat istemiyle açılmış olduğundan, davacıya maddi tazminat ödenmesine karar verildiğinden ve bu kapsamda taraflar arasında farazi sözleşme ilişkisi kurulduğundan FSEK 66. madde kapsamındaki isteminin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Yerel Mahkeme tarafından huzurdaki dava dosyasına, müvekkiline ait belgesel görüntüleri, davalı şirket tarafından müvekkile ait görsellerin kullanıldığı video içeriği ve Türkiye Olimpiyat Komitesinin müvekkilin dava konusu görsellerinden birini kullanması dolayısıyla müvekkiline 7.557,60 TL’lik bir ödeme yaptığını gösterir fatura sunulduğunu, söz konusu faturanın, hesaplanacak maddi tazminata emsal teşkil etmesi bakımdan sunulduğunun ise açıkça belirtildiğini, 2-Nitekim bu kapsamda müvekkilinin zararının hesaplanabilmesi amacıyla, huzurdaki dava dosyası kapsamında bilirkişi incelemesi yapıldığını ve bilirkişilerin müvekkilinin hak sahipliğinin tespitinin yanı sıra, müvekkilinin talep edebileceği tazminat miktarını da 18.05.2017 tarihli kök raporda belirttiklerini, bu bağlamda bilirkişilerin bahse konu raporda, müvekkiline ait görseller ile davalı şirketin tanıtım videosunda kullanılan görsellerin, aynı kadraj, aynı açı ve aynı ölçekle çekilmiş görseller olduğunu, videoların aynı ısı, ışık ve renk değerlerine sahip olduğunu, söz konusu görsellerin kullanıma ilişkin müvekkil tarafından herhangi bir onay verilmediğini, dava konusu görüntülerin müvekkilin aidiyetine ilişkin herhangi bir ihtilaf olmadığını ve eserlerin hususiyet taşıdığını belirttiklerini, bilirkişiler tarafından yapılan işbu tespitlerin ise, usul ve yasaya uygun olduğundan, yargılama sırasında kendilerince kabul edildiğini, 3-Ancak, bilirkişiler tarafından müvekkilinin talep edebileceği tazminat miktarı belirlenirken, müvekkili tarafından sunulmuş 2013 tarihli emsal faturanın değerlendirildiğini, söz konusu faturaya istinaden müvekkilinin 2016 yılı itibari ile 9.620,00 TL(KDV hariç) telif tazminatı talep edebileceğinin belirtildiğini, nitekim raporun son kısmında da müvekkilinin talep edebileceği en düşük maddi tazminatın 9.620,00 TL olduğu sonucuna ulaşıldığını, bilirkişiler tarafından söz konusu raporun 12. sayfasında “Emsal Kullanım” başlığının altında, müvekkili tarafından sunulan faturanın sadece 1 adet görsele ait olduğunun tespitinin yapıldığını, söz konusu faturada yazan rayiç değerin de bilirkişi hesaplamasında emsal olarak alındığını, ancak huzurdaki davaya konu 3 adet görsel bulunmakla beraber, müvekkilinin her bir görsel için ayrı ayrı telif tazminatı talep etme hakkı bulunduğunu, dolayısıyla bilirkişiler tarafından her ne kadar, müvekkilinin talep edebileceği en düşük maddi tazminatın 9.620,00 TL olduğu sonucuna ulaşılmış ise de, dava konusu görsellerin 3 adet olduğu ve müvekkilin her bir görsel için 9.620,00 TL talep edebileceğinin açık olduğunu, 4-Nitekim Bilirkişilerin bahse konu 18.05.2017 tarihli kök raporda, dava konusu görsellerin Time Lapse tekniği kullanılarak oluşturulduğunu, söz konusu eserin çok sayıda fotoğrafın birleştirilmesi ile elde edildiğini, kullanılan time lapse sayısının 3 adet olduğunu açıkça beyan ettiklerini, bu bağlamda her bir fotoğrafın ayrı ayrı eser olarak değerlendirileceği, her bir eserin farklı şekilde isimlendirildiği ve her bir esere karşılık gelen telif tazminatı tutarının ayrı olarak değerlendirileceğinin açık olduğunu, 5-Ancak yerel mahkemenin, “zaman atlamalı teknik ile çekilen videolar ve fotoğraflar için belirlenen telif tazminatının ayrı ayrı olamayacağı ” gerekçesi ile fazlaya dair taleplerini usul ve hukuka aykırı şekilde reddettiğini, yukarıda da izah edildiği üzere, davalı şirket tarafından kullanılan 3 görselin tamamının farklı zaman, farklı yer, farklı ışık ve farklı teknik ile çekilmiş olup, söz konusu görsellerin zaman atlamalı olarak çekilmesinin her bir fotoğrafın ayrı eser olarak nitelendirilmesine engel teşkil etmeyeceğinin açık olduğunu, hal böyle iken yerel mahkeme kararının hükmedilen tazminat miktarının eksik hesaplanmış olması yönünden kaldırılması gerektiğini, 6-Nitekim FSEKin 4. maddesinin 5. fıkrasına göre, fotoğrafın güzel sanat eseri sayılabilmesi için bedii vasfı (estetik) haiz olması gerektiğini, bir fotoğraf üzerinde FSEK’e göre hak iddia edilmesi halinde öncelikle o fotoğrafın bedii vasfı olup olmadığının tespiti gerektiğini, nitekim her fotoğrafın ayrı ayrı eser olarak değerlendirileceği huzurdaki dava dosyası kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin 3 ayrı eserinin izinsiz kullandığını ve sunulan faturanın tek bir esere ilişkin olduğu açıkça belirtildiğini, söz konusu tespitlerin devamında ise müvekkilinin tek bir esere karşılık gelen tutarı en düşük maddi tazminat olarak kabul edebileceği sonucuna ulaşıldığını, hal böyle iken, bilirkişi raporundaki söz konusu çelişkinin giderilmeden eksik hüküm kurulması dolayısıyla yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirterek yukarıda arz ve izah edilen ve resen dikkate alınacak nedenlere istinaden, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/171 Esas ve 2018/228 Karar sayılı 22.05.2016 tarihli kararının müvekkilinin hak ettiği maddi tazminat tutarının eksik tespit edilip hesaplanması nedeniyle kaldırılmasına, dava konusu her bir fotoğrafının değerinin 9.620 TL olduğunun tespiti ile (9.620 TL x 3) söz konusu tespitin maddi tazminat hesabında dikkate alınmasına, İtirazları doğrultusunda yeniden yargılama yapılarak talebi doğrultusunda karar verilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, Davacı … ‘tarafından meydana getirilen 8 adet görselin, davalı şirketin 3.boğaz köprüsü tanıtım isimli videosunda izinsiz kullanılması nedeniyle FSEK 68 gereği maddi ve manevi tazminat talebi ile FSEK 66 gereği tecavüzün refine ilişkindir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekili, davacı … ‘ın 2011 yılında “Şehri İstanbul Renklerin diyarı” isimli belgeseli meydana getirdiğini, çeşitli mecralarda yayınlandığını, davacıya ait 8 adet görselin, davalı şirketin 3.boğaz köprüsü tanıtım isimli videosunda izinsiz kullanıldığını, halende kullanıma, bildirilen web adresinde devam edildiğini, bu nedenle FSEK 68 gereği şimdilik 1.000 TL tazminatın, rayiç bedel tespitine göre 3 katının, ayrıca 20.000 TL manevi tazminatın, videonun yayınlanmaya başladığı tarih olan 01/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, 13.3.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile sundukları fatura tutarına göre her bir görsel için 11.351.60 TL olarak rayicin belirlenmesini, 3 görsel için 34.054.80 TL nin 3 katı olan 102.164.40 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili, üzerinde hak sahibi olduğu iddia edilen tüm görsellerin Ajansla sözleşme kapsamında hazırlattırıldığını, imzalanan film sözleşmesi geregince kullanımın yasal olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar veilmiş, davacı vekili yukarıdaki sebeplerle iş bu kararı istinaf etmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu alınmış, bu rapor baz alınarak, dava konusu belgeselin eser olduğu, davacıya ait eserin davalı tarafından izinsiz yayımlanarak, davacının FSEK 15,16.maddeleri ile FSEK 22 ve 23. maddelerindeki haklarının ihlal edildiği, bu nedenle FSEK 68. Madde gereğince reklamda kullanılan tüm eserler yönünden 9.620 TL, ihlalin halen internet sitesinde sürmesi nedeniyle takdiren 3 katı 28.860 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacı taraf, dava konusu görsellerin 3 adet olduğu ve müvekkilin her bir görsel için 9.620,00 TL talep edebileceği, (9.620 TL x 3) olarak görsellerin değerinin tespitinden sonra bulunacak rakamın FSEK 68.maddesi gereğince üç katı maddi tazminatın hesaplanması gerektiğini ileri sürmüş, bu hesaplamaya göre de yargılama sürecinde davasını ıslah etmiştir. Gelinen noktada, davalı tarafça karar istinaf edilmemekle, uyuşmazlığın davacının görsellerinin 3 ayrı eser olup olmadıkları ve hesaplamanın davacının talebi gibi 3 ayrı eser üzerinden yapılıp yapılmayacağı hususunda olduğu görülmektedir. Bilirkişi raporuna göre, davalıya ait tanıtımın filminin 00:04 saniyesinde Kızkulesi ve martılar görüntüsünün, 00:25 saniyesinde, Çamlıca tepesinden genel İstanbul görüntüsünün, 00:16 saniyesinde Rumeli Hisarı ve Fatlh Sultan, Mehmet Köprüsü görüntüsünün yer aldığı, işbu görüntülerin davacının belgeselinin tanıtımında yer alan görüntülerle bire bir aynı olduğu ve toplam 3 adet videonun kullanıldığı, dava konusu görsellerin aynı yerden (kadrajdan), aynı açı ve ölçekle çekilmiş görseller olduğu, videoların aynı ısı, ışık ve renk değerlerine sahip olduğu, bu görüntülerin davacıya ait “…” isimli belgeselde yer aldığı, belgesel oluşturulduktan sonra, belgeselin kendisinin kendi başına bağımsız bir eser olarak kabulü gerektiği, görüntülerinde bir bütün olarak tek bir eser olan belgeselin parçaları olduğı, somut olaydaki gibi, bu belgeseldeki görüntülerin izinsiz olarak bir tanıtım filminde kullanımının, her bir görüntü için ayrı bir ihlal olarak değil, tek bir ihlal olarak değerlendirilmesinin hakkaniyete daha uygun olacağı, zira davalı tarafça, söz konusu görüntülerin her birinin bağımsız oldukları haliyle elde edilip kullanılmadığı, davacının bir eser olarak belgeselindeki bazı görüntülerin, davalı tanıtım filminde kullanıldığı, bu haliyle ihlalin 3 ayrı eser yönünden gerçekleştirildiğinin kabul edilemeyeceği, mahkemece yapılan tespit ve tazminat hesaplamasının somut olay ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, HMK’nın 341/(4). maddesi gereğince de davanın ret edilen kısmına göre kesin olmak üzere karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/05/2018 tarih ve 2016/171 E. 2018/228 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022