Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/922 E. 2022/734 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/922
KARAR NO: 2022/734
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 31/05/2018
NUMARASI: 2015/123 E. 2018/245 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat, Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin “…” isimli 13.08.2008 tarihinde piyasaya çıkarttığı albümün yapımcısı olduğunu, davalı şirketin ise davacının Fonogram yapımcısı ve hak sahibi olduğu müzik eserlerini, “…” isimli başka bir müzik albümünde isimlerini değiştirmek suretiyle izinsiz olarak çoğalttığını, “…” isimli parça ile “…”in introlarının aynı olduğunu, ikinci parçada sadece üzerine solo keman eklendiğini, “…” ile “…-…” isimli parçaların tamamen aynı olduğunu, ‘…” isimli parçanın girişinde yer alan ud taksimi’nin, davalının albümünde yer alan “…-…” bölümüne kopyalandığını, savcılık soruşturmasında alınan 17.03.2014 tarihli bilirkişi raporu kapsamında davacı şirketin maddî ve manevi haklarının ihlal edildiğinin tespit edildiğini, Mü-Yap meslek birliğinden 20.06.2013 tarihli Teknik Bilim Kurulu raporunun alındığını, davalı …’ın mali haklarını ve kullanma yetkisini davacıya devrettiğini, davacının bu sebeple eser işletme belgesi sahibi olduğunu, fakat davalı eser sahibinin noterden davalı yapımcıya bir devir daha gerçekleştirdiğinden FSEK’e aykırı olduğunu, 10 bin TL manevi tazminatın davalı …’dan, 50 bin TL maddi tazminatın her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle, Talebin zamanaşımına uğradığını, davalının mali hak ve izinlerini 28.05.2009 tarihinde şirkete devrettiğini, davacının haksız kazanç elde etmek için iki farklı baskı yaptığını, 19.09.2013 tarihli teknik bilim kurulu raporundaki CD’lerin farklı olduğunu, davanın bu sebeple haksız ve köyü niyetli olduğunu, reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle, … isimli albümünün 20 bin TL’na meydana getirildiğini, davacıya yakın olduğunu düşünerek kar amacı gütmeden 3 bin TL karşılığında eserleri sattığını, … isimli albümü 8 bin TL’ye mal ettiğini ve …’e sattığını, şirketler arasında husumet olduğunu bilmediğini, söz konusu eserlerin kendisine ait olduğunu, hiçbir firmaya kısıtlama hakkı vermediğini, davacının usulsüz olarak eser işletme belgesi çıkarttığından hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davayı yaptıkları usulsüz işlemi örtmek için açtığını, MÜ-YAP Meslek birliğinin raporuna itiraz ettiğini, bu konuda MESAM’ın hazırlayacağı raporun geçerli olacağını beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın, davacı şirketin fonoğram yapımcısı olarak hak sahibi olduğu müzik eserlerinin yer aldığı “…” isimli albümü 13.08.2008 tarihinde piyasaya çıkarttığı, davalı şirketin ise “…” isimli başka bir müzik albümü çıkararak eserlerin isimlerini değiştirmek suretiyle izinsiz olarak çoğalttığından, davalı …’dan 10 bin TL manevi tazminat, her iki davalıdan 50 bin TL maddi tazminat tahsili istemiyle açıldığı, Toplanan deliller, Kültür ve Turizm Bakanlığı 23.06.2009 Tarih ve … kayıt tescil numaralı belgesi, İstanbul … Noterliği’nin 28.05.2009 Tarih ve … Yevmiye numaralı muvafakat beyanı ve hükme dayanak alınan ilk ve son rapor kapsamına ve müyap meslek birliğinin 19.9.2013 tarihli yazılarına göre; davalı … şirketi tarafında baskısı yapılan CD ile davacının baskısını yaptığı CD nin tamamen farklı kayıtlar içerdiği, davacının aynı CD için birbirinden farklı iki baskı yaptığı, bilindiği üzere fonoğram yapımcısının her seslendirmede (kullanımda) besteci, söz yazarı, icracı sanatçı gibi eser ve bunun icrası üzerinde hak sahibi olan kişilerden yazılı izin alınmasının yasal bir zorunluluk olduğu, müyap meslek birliğinin 19.9.2013 tarihli yazılarında da açıkça teknik bilim kuruluna davacı yanca sunulan CD ler dışardan bakıldığında baskı, resim , yazı gibi aynı görükmekteyse de farkı kayıtlar içerdiği, davacının farklı iki stamper kalıpları ile üretim yaptığı sonucuna ulaştıklarını bildirmesi, ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakılan farklı uyuşmazlıklarda da özellikle fonoğram yapımcılarının davalarına konu tüm kayıtlarında aynı aranjenin mi yoksa farklı aranjelerin mi kullanıldığı, miksaj ve masteringlerin farklı tekniklerle mi yapıldığı hususlarının dahi icracısı aynı olan eserleri bile farklı kılabileceği, bu yönde alınmış teknik raporların var olduğunun bilinmesi, huzurdaki dosyada da özellikle alınan ilk raporun ihtisas mahkemelerine sunulan raporlar kapsamında gerekli ayrıntıyı ve teknik açıklamayı içerdiği ve raporun 6. sayfasında denetime uygun teknik açıklamanın yer aldığı ve eserlerde introların bulunduğu yerin, ud taksimi ile olup olmadığının, eserlerde tek kalıp uygulamasının, bazı yerlerde intro üzerine solo kemen eklenmiş olduğu, farklı orkestraların icrasının bulunduğu, neticeten davalılarca FSEK kapsamında bir ihlalin bulunmadığının tespit edilmesi bu raporun alınan son rapor ile de tayit edilmiş olması karşısında, alınan ilk ve son heyet raporlarına itibar edilerek subut bulmayan davanın esastan reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargılama sırasında tanzim olunan 02/08/2016 tarihli raporun 7. sayfasında açıklandığı üzere, taraflar arasında imzalanan “muvafakatname, izin belgesi, taahhütname” başlıklı sözleşmede davalı …’ın … isimli müzik albümünün CD.’sine kayıtlı icraları yapılmış eserlerin çoğaltılması ve sair haklarını FSEK’nun 52. maddede açıklandığı şekilde davacı şirkete devrettiğini, aynı yasanın 80/1A-5 md.de belirtildği gibi yasal haklarını süre kısıtlaması olmadan davacıya devreden davalının diğer davalı şirkete devir yetkisinin bulunmadığını, bu sebeple eserleri … adlı albüm CD’nde kullanarak çoğaltan ve satışa arz eden davalı şirketin İstanbul …Noterliği’nin 28.05.2009 tarih ve … yevmiye numaralı muvafakatname ile davalıdan devir aldığı mali hak devirlerinin davacı yönünden bağlayıcı olmadığını ve her iki davalının mali hak ihlali yönünden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, açıklanan ve res’en göz önünde bulundurulacak sebeplerle, kararın kaldırılarak, davanın kabulune karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı ile … arasında imzalanan ve İstanbul … Noterliği’nin 28.02.2007 tarih ve … yevmiye numaralı “ Muvafakatname/ İzin Belgesi/Taahhütname “ başlığını taşıyan sözleşmede, davalılardan … “…” isimli Müzik albümünün CD’sinde kayıtlı ve davaya konu üç adet eserin de bulunduğu icraları yapılmış (10) adet eserin çoğaltılması, satılması, dağıtılması, kiralanması ve ödünç verilmesi, umuma iletim, yeniden iletim ve senkronizasyon haklarını da içerir şekilde hiçbir süre sayı, yer ve muhteva kısıtlaması olmaksızın ve kaset, CD,… Şeklinde çoğaltılması haklarını ve ayrıca, bu eserlerdeki icraları dilediği sıra ile gerek bir kısmını, gerekse tümünü birlikte veya başka icracılara ait diğer icralarla birlikte karışık olarak bir yapımda kullanmasına, devraldığı hakları üçüncü kişilere sözleşmede belirtildiği şekilde devretme yetkilerini davacı … Ltd. şirketine devrettiği ve devir bedelinin 1.300- TL olduğu, sözleşmenin, 5846 sayılı FSEK’nun madde 52′ de belirtilen emredici hükmüne uygun olarak yazılı şekilde ve devredilen haklar ayrı ayrı belirtilmek suretiyle düzenlendiği, eser sahibi …’ın aynı yasanın 80/1-A-5 Md.de belirtilen “ İcracı sanatçılar bu haklarını uygun bir bedel karşılığında sözleşme ile yapımcıya devredebilirler” hükmü doğrultusunda dava konusu eserler üzerindeki mali haklarını davacı şirkete devrettiği anlaşılmaktadır. Davacı şirketin İstanbul … Noterliği’nin 28.02.2007 tarih ve … yevmiye numaralı “Muvafakatname/ İzin Belgesi/Taahhütname“ başlığını taşıyan sözleşme uyarınca piyasaya sürdüğü “…” isimli CD’lerin Kültür Bakanlığı’nca verilen Bandrol Teslim Tutanaklarına göre, … Ltd. Şti. tarafından 17.03.2008 tarihinden 03.09.2014 tarihine kadar 13.000 adet bandrol alındığı, davalı şirket tarafından “…” isimli albümün ilk kez … (… – …) bandrol seri numarası ile 2.000 adet CD için ilk satış faturasın 26.06.2009 tarihinde düzenlendiği tespit edilmiştir. Farklı tarihlerde farklı bandrol numaraları alınmış olan ve piyasaya sürülen “…” isimli iki farklı CD olduğu, CD’lerin görünüş ve kartonet olarak birebir aynı olduğu ancak içerik olarak farklı kayıtlar içerdiği, her iki CD’nin de yapımcısının davacı … olduğu, bandrollerin firma tarafından alınarak iki farklı kalıp şeklinde müzik CD’si olarak piyasaya sürüldüğü, “…” isimli CD’lerden 1. kalıp CD’nin davalı tarafından piyasaya sürülmüş olan “…” isimli CD yer alan on eserden, îlki olan “…” adlı eserin intro bölümünün, davali tarafından piyasaya sürüten … adlı CD’nin ilk parçası olan … adlı eserin intro bölümü üzerinde solo keman eklenmek sureti ile aynen kullanıldığı sadece bu bölümün benzediği, eserin İntro dışında tamamen farklı olduğu, Albümde yer alan on eserden, üçüncü olan … adlı eserin intro bölümünün davalı tarafından … adlı CD’nin beşinci parçası olan “…- …’ adlı eserin intro bölümü ile aynı olduğu, kullanılan kanun taksiminin aynı olduğu, devamında ise farklı orkestralann aynı parçayı icra ettiği, Albümde yer alan on eserden, sekizinci olan … adlı eserin İntro bolü mü,da vali tarafından … adlı CD’nin üçüncü parçası olan “…- …” adlı eserin intro bölümü ile aynı olduğu, eserin intro dışında tamamen farklı olduğu, “…” İsimli CD’lerden 2. kalıp CD’nin davalı tarafından piyasaya sürülmüş olan “…” isimli CD ‘de yer alan dava konusu eserlerle benzerlik taşımadığı hususları tespit edilmiştir. FSEK “Eser Sahibinin Hakları İle Bağlantılı Haklar” başlığını taşıyan 80. maddesinin, “Eser Sahibinin Haklarına Komşu Haklar” alt başlığında 1/(6) maddesi ile “İcrarın, bir orkestra, koro veya tiyatro grubu tarafından gerçekleştirilmesi halinde, orkestra veya koroda yalnız şefin, tiyatro grubunda ise yalnız yönetmenin izni yeterlidir” düzenlemesiyle izin hususunu nitelendirmiş olup, davacı ile arasındaki muvafakatnameye konu CD yönünden, davalı …’ın icracı sanatçı-yönetmen sıfatını haiz olması sebebiyle, eserlerde komşu hak sahipliğinin bulunduğu, albümdeki bazı bestelerin kendisine ait olması sebebiyle aynı zamanda eser sahibi olduğu sübuta ermiştir. MÜ-YAP Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliği tarafından verilmiş 19/09/2013 tarih ve … sayılı yazı cevabında; “… tarafından … sayılı tescil belgesi ile Mü-Yap’a sunulan ve neticesinde …, …, … vb. dijital müzik yayını yapan platformlarda yer alan kayıtlar incelendiğinde, adı geçen şarkıların intro kısımlarının olmadığı tespit edilmiştir. … Müzik Yapıma ait “…” isimli CD’nin …, …, (… sayfasında kaydına rastlanmadı) sayfalarındaki kayıtlar incelendiğinde CD içindeki kayıtlarla aynı olduğu görülmüştür.” tespitinin yapıldığı görülmüştür. Müzik eserlerinin her versiyonu FSEK uyarınca işleme eser olup, İktibas Serbestliğini düzenleyen aynı yasanın 35/2. hükme uyarınca “…Yayımlanmış bir bestenin en çok tema, motif, pasaj ve fikir nevinden parçalarının müstakil bir musiki eserine alınması..” serbest kılındığından, eser sahibi olarak davalı …’ında iktibas serbestliğinden yaralanması madde düzenlemesine göre mümkündür. CD’e yer alan … tarafından icra edilen eserler koruma süresi bitmiş, kamuya açılmış eserler olup, bir eserin eser sahibine tanınan münhasırlık hakları, yasal koruma süresinin dolmasını takiben komşu hak sahipleri tarafından kendi ihtiyarlarında tekelleştirilemez, yasal koruma süresi dolmuş olan klasikler için icracı sanatçıdan alınmış mali hak devir beyanları yapımcıya eseri kamuya sunma hakları verse de, tek başına bu eserin çalınıp söylenmesinde yapımcıya münhasır hak tanıdığı kabul edilemez. Davalı …’ın kendi eserinden esinlenerek yeni bir eser meydana getirmesi ve bu eseri bir başka yapımcıya devretmesi mümkün olup, İstanbul … Noterliği’nin 28.05.2009 tarihinde … yevmiye numaralı muvafakatname ile davalı icracı sanatçı tarafından, davalı yapımcıya dava konusu “…” isimli müzik albümü için izin verildiği, davalı … tarafından yapımcı sıfatıyla bağlantılı hak sahibi olunduğu “…” isimli müzik albümüne ait 23/06/2009 tarihli … sayılı Müzik Eseri Kayıt ve Tescil Belgesi alındığı dosya kapsamı ile sabittir. Davacın aynı tarih ve kayıt numaralı eser işletme belgesi ile CD 1 ve CD 2 olarak iki ayrı içerikte albüm çıkarmasına rağmen, eser sahiplerinden gerekli mali hak devir beyanlarını alıp almadığı konusunda dosyada yeteri açıklıkta bir devir belgesi olmadığı, iki farklı versiyon için mutad ve yasa gereği olarak iki ayrı eser işletme belgesi/kayıt tescil belgesi alınması gerektiği halde davacı tarafından bu teamüle uygun davranılmadığı, bu hususun hak iddiası karmaşası yaratan davacının kusurlu bir eylemi olduğu, hukukun genel prensibi olan hiç kimsenin kendi kusurundan yarar sağlayamayacağı ilkesi uyarınca, davacının kusuru ile meydan verdiği eyleme dayanamayacağı gibi, dosya kapsamındaki delillerden, davacı …’ın CD 1 ve CD 2 olarak piyasaya sunduğu CD’lerden ilk kez … sayılı tescil belgesi ile Mü-yap’a sunulan ve bilirkişiler tarafından CD 2 olarak incelenen CD’de intro kısımlarının olmadığı, MÜ-YAP tarafından verilmiş 19/09/2013 tarih ve … sayılı yazı cevabından açık şekilde tespit edilmiş olup, ikinci albümde yer aları “intro” bölümlerinin icrasının davacı tarafından ne suretle teslim alındığı, kendi uhdesinde bir stüdyoda önceki bir tarihte mi doldurulduğu, yoksa davalıya ait albümün piyasaya çıkmasından sonra davalının kaydının mı kopyalanarak bandrol alınmaya devam edildiği dosya kapsamında açık olmadığından, davacının talebini dayandırdığı CD 1 yönünden hak sahipliği iddiasını bu hali ile kanıtlayamadığı tespit edildiğinden, verilen ilk ve son bilirkişi raporu yargı denetimine açık, dosya kapsamına uygun ve birbirini doğrulayan teknik açıklamalar içerdiğinden, mahkemece ilk ve son rapora itibar edilerek, davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 31/05/2018 tarih ve 2015/123 E. 2018/245 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022