Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/912 E. 2022/551 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/912
KARAR NO: 2022/551
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/01/2018
NUMARASI: 2014/1781 E. 2018/4 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’un dilekçe ekinde liste halinde ibraz edilen çeklerin hamiliyken, 09/06/2014 tarihinde şirkette meydana gelen hırsızlık neticesinde çalındığını, çalınan çeklerden dolayı Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde tedbir talepli iptal için davalar açıldığını, davaya ve takibe konu edilen … Bankası A.Ş. Adapazarı Şubesi’ne ait keşidecisi … Giyim, vade tarihi 31/10/2014 olan 3.000,00 TL bedelli çekin iptali için açılan Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/316 E. sayılı dosyasında ödenmemesi için tedbir kararı verildiğini, müvekkilinin kendisinden sonra ciranta olan kişi ve firmalarla hiçbir alışverişi olmadığını, her iki müvekkilininde çekin arkasındaki cirantaları ve Faktoring şirketini tanımadığını, Faktoring şirketinin, ciro eden …’dan, çeki ne şekilde ve neye istinaden aldığına dair fatura alması gerektiğini, dava konusu çekin asıl hamilinin müvekkili olduğunu, davalının çek kendisine getirildiğinde çalıntı olup olmadığını araştırmadan çek alışverişi yaptığını ve çekin ibrazında tedbir kararı verilmiş olduğunun yazılmasına rağmen Faktoring şirketinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine geçtiğini, müvekkili şirketlerin asli yasal hamil olması nedeniyle ve diğer hamil cirantalara borçlu olmadığından, borçlu bulunmadığının tespitine ve takibin iptaline, öncelikle teminatsız, aksi halde teminat karşılığında takibin tedbiren durdurulmasına, müvekkilinin yasal hamili olduğunun tespiti ile icra dosyasına yatacak bedelin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 13/12/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6361 sayılı Faktoring Kanunu’nun 9. maddesinin şahsi defi için özel hüküm getirdiğini, bu sebeple 13/12/2012 tarihinden sonra TTK 599. mad. ve BK 167. mad. ile yönetmelik maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9. mad. ç/3 bendinde; bile bile davacının zararına hareket ettiği ispatlanmadıkça faktoring şirketine karşı şahsi defilerin ileri sürülemeyeceğinin belirtildiğini, davacının müvekkilinin kendi zararına bile bile hareket ettiğini gösteren hiçbir delil sunmadığını, kötü niyetin iktisap tarihinde gerçekleşmesi arandığından, çeklerin iktisap tarihi olan 09/09/2014 de müvekkilinin çalıntı olayından haberdar olmadığının tespitinin önem kazandığını, çekin iktisap tarihi 09/09/2014 iken ödeme yasağı kararının ise 17/09/2014 olduğunu, müvekkilinin çeki iktisap tarihinde verilmiş ödeme yasağı kararı olmadığından, müvekkilinin çalıntı olayından haberdar olmadığını ve iyiniyetli hamil olduğunu, müvekkilinin, dava konusu çeki Faktoring Sözleşmesi ile temlik aldığını, Alacak Bildirim Sözleşmesi, alacağı tevsik eden fatura ve müvekkilinin ticari defter kayıtları ile dava konusu çekin faktoring ilişkisine istinaden alındığından, yetkili hamil olduğunu, davanın reddini, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına konu çek nedeniyle davacılaran, davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile davacı … Konfeksiyonun yasal hamil olduğunun tespiti ve ödenen bedelin istirdadına ilişkin olduğu, Tüm dosya kapsamında; tarafların tacir olduğu, davacılardan …’in keşide ettiği takibe konu edilen …. Bankası A.Ş. Adapazarı Şubesine ait … nolu, 31/10/2014 vade tarihli, 3.000,00 TL bedelli çeki aralarındaki ticari ilişki nedeniyle 12/08/2014 tarihinde davacı …’a teslim ettiği, çekin 06/09/2014 tarihinde … Konfeksiyonun elinden rızası hilafına çıktığı, dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre … yetkilisinin imzası taklit edilerek çekin dava dışı … Ltd. Şti’ye ciro edildiği, … tarafından da …’un ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ancak … tarafından düzenlendiği görülen 06/08/2014 tarih … nolu 24.780,00 TL bedelli fatura ile birlikte çekin davalı …’e ciro edildiği, … Faktoring tarafından çekin icraya konulduğu, davacı …’in 30/12/2014 tarihinde icra dosyasına 4.500,00 TL ödeme yaptığı, sahtelik iddiasının mutlak defi olup çek üzerindeki herkese karşı ileri sürülebileceği, … ticari defterlerine göre dava dışı …. ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı gibi, söz konusu faturanın kayıtlarında da olmadığı, bu durumda icra dosyasındaki takibe konu çekin yasal ve haklı hamilinin davacı … olduğu, bu nedenle icra dosyasına yatırılan paranın …’a ödenmesine, davacı … tarafından icra dosyasına ödeme yapılması nedeniyle de davalıya borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Çek bedelinin davacı … Giyim şirketi tarafından ödendiği, ödemeleri davacının yapmadığı, icra dosyaları ve bilirkişi raporu ile sabit olduğundan, davacı … San, Tic. Ltd.Şti’nin İİK 72/7 göre diğer davacı tarafından ödenen paranın istirdatını talep edemeyeceğinden, çek bedelinin bu davacıya ödenmesine ilişkin hükmün yasaya aykırı olduğunu, 2-Mahkemenin, icra borcunu ödediği gerekçesiyle davacı … İth. İhr. Ltd. Şti. hakkında da borçlu olmadığının tespitine karar verdiğini, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre incelenmek zorunda olduğunu, dava 24.12.2014 tarihinde açılmasına rağmen ödemenin 30.12.2014 tarihinde yapıldığını, davanın açıldığı tarihte bir ödeme olmadığından, dava devam ederken borcun ödemesinin davayı konusuz bırakacağından, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 3-Davacı … İhr. Ltd. Şti.’nin çekteki imzaya itiraz etmediği gibi, çeki diğer davacıya borcu için verdiğini kabul ettiğini, … İth. İhr. Ltd. Şti. ile diğer davacı … arasında bir borç ilişkisi bulunduğundan bu davacının, müvekkiline karşı ileri sürebileceği bir şahsi defi olmadığını, diğer davacı …’a ait bedelsizlik def’inden yararlanmasının da mümkün olmadığını, Bilirkişi raporu ile davacı … İth. İhr. Ltd. Şti. ile diğer davacı … arasında dava konusu çekten dolayı borç ilişkisinin bulunduğu tespit edildiğinden bu davacı yönünden davanın reddi gerektiğini, 4-Yargıtay 19. H.D’nin 13.10.2014 tarihli kararında da belirtildiği gibi faktoring işleminin tarafı olmayan borçlular hakkında 6361 sayılı yasanın 9/3. maddesinin uygulanması gerektiğini, 6361 sayılı kanunun 9. maddesinin “ç/3” bendi, bile bile davacının zararına hareket ettiği ispatlanmadıkça faktoring şirketine karşı şahsi defilerin ileri sürülemeyeceğini belirttiğini, Faktoring işleminin taraflarının ….şirketi ile diğer davacı … şirketi olup, davacıların faktoring işleminin tarafi olmadığından ancak müvekkili faktoring şirketinin bile bile kendilerinin zararına hareket ettiğini ispat etmek şartı ile bedelsizlik defi ileri sürebileceklerini, davacı tarafın, bu konuda ciddi hiçbir delil sunamadıklarını, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355.maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Karar aleyhine davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. 1-İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davacı … tarafından 30.12.2014 tarihinde Seri no; …, Sıra no;… Özel no; … sayılı tahsilat makbuzu ile 4.500,00 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiştir. İİK 72/7. maddesinde; “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir” düzenlemesi mevcut olduğundan, İİK. 72/7. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, bu paranın geri alınmasını icra dosyasına ödeme yapan kişi talep edebileceğinden, davacı … tarafından yapılmış ödenme olmadığından, mahkemece icra dosyasındaki paranın …’a ödenmesine karar verilmesi dosya kapsamına aykırı olmakla, davalı vekilinin istinaf sebebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. 2-Dava 24/12/2014 tarihinde açılmış olup, davacı … Ltd. Şti. icra dosyasına 30/12/2014 tarihinde ödeme yapmıştır. Her ne kadar her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerekir ve ödeme dava tarihinden sonra yapılmış ise de; dava borçlu olmadığının tespiti olup, takip hukukundan doğan ve İİK 72. maddesinde düzenlenen özel nitelikli dava türü olup, takip sırasında ödenmesi halinde kendiliğinden istirdat talebine dönüşeceği belirtildiğinden, dava, İİK 72/6 maddesi uyarınca istirdat davasına dönüşmüştür. Yargıtay 11. H.D’nin 17/11/2014 tarih ve 2014/11486 esas ve 2014/17752 karar sayılı kararı ile Yargıtay 11. H.D’nin 17/11/2014 tarih ve 2012/878 esas ve 2013/3571 karar sayılı kararında belirtildiği üzere; davanın konusuz kalabilmesi için davacı tarafa ödeme yapılması gerekip, davacı tarafa yapılan bir ödeme olmadığından, davalı vekilinin çek bedeli yargılama sırasında ödendiğinden, davanın konusuz kaldığı ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 3-Takip ve dava konusu … Bankası A.Ş. Adapazarı Şubesi’ne ait 31/10/2014 keşide tarihli çekin keşidecisi … Ltd. Şti. olup, … San, Tic. Ltd. Şti. lehtar ve ilk ciranta konumundadır. Çekin arka yüzü incelendiğinde sırası ile; lehtar … San, Tic. Ltd. Şti. tarafından, dava dışı …Şti’ne ciro edildiği, şirket ortağı …’ın borca kefil olduğu, … Şti. Tarafından davalı … şirketine ciro edildiği, … Şirketi tarafından, 31/10/2014 tarihinde bankaya ibrazında mahkemenin ödeme yasağı sebebiyle ödeme yapılmadığının şerh verildiği tespit edilmiştir. TTK 790. Maddesi uyarınca cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde yetkili hamil sayılır. TTK 801. maddesi gereğince hamil çekteki ciroları şekli olarak teselsülün varlığı yönünden incelemekle yükümlü olup, cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırma yükümlülüğü yoktur. Çekin arka yüzündeki ciro silsilesi müteselsil devam ettiğinden, ciro silsilesinde şekli anlamda kopukluk olmadığı sabittir. … San, Tic. Ltd.Şti. imza inkarında bulunmuş ve yaptırılan bilirkişi incelemesi ile imzanın … San, Tic. Ltd. Şti. yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiş ise de; TTK 677. maddesindeki imzaların istiklali prensibi uyarınca, inkar edilen imza dışındaki imzalar sahibini bağlayacağından, keşideci … Turz. İth. İhr. Ltd. Şti.’nin keşideci imzasına itirazı olmadığı gibi, çek bedelini icra dosyasına ödeme yapmak suretiyle borcu kabul ettiğinden, bu davacının menfi tespit talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. 4-Davalı … ile dava dışı … Şirketi arasında 02.05.2014 tarihli Faktorıng sözleşmesi akdedildiği, 09.09.2014 tarihinde davalı ile dava dışı şirket arasında, içinde dava konusu edilen 3.000,00 TL lik çekinde bulunduğu toplam 4 adet 18.350,00 TL’lik çek için Faktorıng işlemi yapıldığı, dava dışı şirkete komisyon kesintilerinden sonra çek bedellerinin ödenmiş olduğu, ve Faktoring işlemine istinaden dava dışı … Şirketi’nin, davalı … Faktorıng’e, 06/08/2014 tarih 9204 nolu 24.780,00 TL bedelli davacı … adına düzenlenmiş faturayı temlik ettiği, davalının faktorıng işlemlerini usulüne uygun ve eksiksiz yerine getirdiği anlaşılmıştır. Faktoring sözleşmesi ve temlik tarihi itibariyle yürürlükte olan Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2. maddesindeki; Birinci fıkrada belirtilen hususlara ilave olarak faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler düzenlemesi uyarınca, faktoring şirketlerinin devir aldığı alacak, bir kambiyo senedinden kaynaklanıyor olsa bile, alacağı doğuran temel ilişkiye ait fatura veya benzeri belgelerle bunu tevsik etmeleri gerekmektedir. Davalı …, dosyada mevcut, çek fotokopileri, faktoring sözleşmesi, fatura, çek teslim bordosu, temlik sözleşmesi ile çekleri 22/2. maddede belirtilen usule uyarak teslim aldığından, TTK 801. maddesi uyarınca cirosu kabil bir çeki ödeyecek olan muhatap, cirolar arasında düzenli bir teselsülün varlığını şeklen incelemekle yükümlü olup, cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda olmadığından, ciro silsilesinde şeklen kopukluk olmadığından, yasal hamildir. 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3. maddesi’nde; ‘Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktöring şirketine devri halinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktöring şirketine karşı ileri süremez; meğer ki faktöring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.’ hükmü yer aldığından, dava konusu çekler, faktoring sözleşmesi ile davalı tarafa çekleri devreden … Şti’ne ciro yolu ile geçtiğinden, davalıda Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2. maddesindeki usule uyarak çekleri temlik aldığından, kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlamak davacı tarafa aittir. (Yargıtay 11. H.D.’nin 12/05/2011 tarihli 2009/13472 esas ve 2011/5850 karar ile aynı dairenin 27/01/2013 tarihli 2010/7881 esas ve 2012/907 karar sayılı kararı) Davalı taraf, faktoring sözleşmesine konu çekin dayanağı olan faturanın dava … Şirketi’nin defterlerinde kayıtlı olmadığını, … ile … Şirketi arasında ticari ilişki bulunmadığını bilebilecek durumda olmadığı gibi, bilmesi kendisinden beklenemeyeceğinden, çeki yönetmeliğin 22/2.maddesinde düzenlenen usule uygun işlemlerle temlik olduğundan ve ciro silsilesinde kopukluk olmadığından, iyi niyetli yasal hamil olup, dosya kapsamına göre davacı taraf davalının dava ve takibe konu çeki bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlamadığından, davalı hakkındaki istirdat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü ile icra veznesine yatan paranın davacı … Konfeksiyona ödemesine karar verilmesi yasal düzenlemelere aykırı olduğundan, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile karar ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına, kaldırma sebebi nazara alınarak yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, davacı … şirketinin menfi tespit talebinin kabulüne, davacı … şirketinin menfi tespit talebinin reddine, her iki davacının istirdat talebinin reddi yönünde yeniden karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 2- İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1781 E. 2018/4 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3- Davacı … San, Tic. Ltd.Şti.’nin İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespitine, 4- Davacı … İtriyat Turz. İth. İhr. Ltd. Şti.’nin menfi tespit talebinin reddine, 5- Davacılar … San, Tic. Ltd.Şti. ‘nin istirdat talebinin reddine, 6- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 307,40 TL nispi karar harcından peşin alınan 57,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 257,20 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 25,20 TL başvurma harcı, 57,20 peşin harç olmak üzere toplam 82,40 TL harcın davalı taraftan tahsiliyle davacı tarafa verilmesine, 6/c- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan bilirkişi ücreti 1.350,00 TL, posta giderleri 117,00 TL olmak üzere toplam 1.458,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre 364,50 TL’nın davalıdan tahsiliyle davacı verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 6/d- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan, 9,00 TL posta giderinden davanın kabul ret oranına göre 6,75 TL’sinin davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına, 6/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre 4.500,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacı … San, Tic. Ltd.Şti.’ne verilmesine, 6/f- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre 4.500,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalıya verilmesine, 7-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 7/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 7/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacılardan müteselsilen tahsiliyle davalıya verilmesine, 7/c- İstinaf yargılaması için davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, 7/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2022