Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/910 E. 2022/532 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/910
KARAR NO: 2022/532
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/01/2018
NUMARASI: 2016/905 E. 2018/69 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ortağı olduğu ve çift imzayla temsil edilen … Tic. Ltd. Şti tarafından .. Tic. AŞ’den satın alınacak mobilya yan ürünleri karşılığı olarak … Bankası Torbalı Şubesi’nin 28/02/2016 keşide tarihli, … çek numaralı ve 50.000,00 TL meblağlı çeki verdiğini, davalı şirket tarafından müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından 10/05/2016 tarihinde davalı şirkete 66.363,00-TL ödeme yapıldığını, borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 66.363,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yıllık %10,50 ticari faizi ile istirdadını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, davasına konu ettiği çeki teslim ettiği şahıs, teslim tarihi ve nedeni konularında çelişkili beyanlarda bulunduğunu, davaya konu 28/02/2016 vade tarihli çekin, dava dışı … San ve Tic. AŞ şirketi çalışanına teslim edildiği iddia edilen toplam bedeli 450.000,00 TL olan çekler arasında yer almadığını, dava dışı … San ve Tic AŞ ile davacının yetkilisi olduğu … Ltd. Şti arasındaki hukuki ihtilafın müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında “56.034,34-TL tutarındaki alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %10,50 (ticari değişen oranlarda) faizi ile birlikte. tahsiline ilişkin icra takibi başlatıldığı Davanın; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu çekin davacı tarafça ödenmesi nedeniyle açılan istirdat davası olduğu,… Şubesi’ne ait 28/02/2016 keşide tarihli, … çek numaralı ve 50.000,00-TL bedelli, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti olan davaya konu çekin davalı … Faktoring A.Ş. tarafından 08/03/2016 tarihinde ibraz edildiği, banka tarafından çek üzerinde keşidecinin müşterek imzasının eksik olması nedeniyle işlem yapılmadığının çek üzerine yazıldığı,Somut olayda; davacı tarafın, çekin ikinci imzanın tamamlanmasından sonra ciro edileceği kararlaştırılmış olduğu halde ciro edildiği ve çekin verilmesine neden olan temel ilişkiye konu malların da teslim edilmediğini iddia etmişse de, bu yöndeki iddialar kişisel def’i oluşturup, cirantaya karşı ileri sürülebilmesi için cirantanın kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerektiği, davalı faktoring şirketinin dava konusu çek üzerindeki haklarının müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı, çekte de uygulama alanı olan TTK’nın 687/1 maddesi uyarınca, davacı tarafından, çekin ikinci imzanın tamamlanmasından sonra ciro edileceğinin kararlaştırıldığının ve çekin verilmesine neden olan temel ilişkiye konu malların teslim edilmediğinin davalı faktoring şirketi tarafından bilindiğinin, buna rağmen bile bile çekin devir alındığının, dolayısıyla kötüniyetin bulunduğunun ispat edilmesi gerekip, davada geçerli delillerle ispat edilemediği, TTK’nın 818. Maddesinin yollamasıyla çek için de uygulanan TTK’nın 678. maddesinde hükmü uyarınca, davacının ortağı olduğu … Ltd. Şti.’nin çift imzayla temsil edildiği, buna rağmen dava konusu çekin sadece davacı tarafından imzalandığı kabul edilse dahi, bu durum dava konusu çekin geçersizliğine yol açmayacağı, çeki imzalayan davacının anılan hüküm uyarınca yetkisiz temsilci sıfatıyla çek bedelinden yine de sorumlu olduğundan, davacının istirdat talebi yerinde görülmediğinden, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davalı tarafça dava konusu 28.02.2016 tarihli çekten sonra, batık durumda olan müşterileri … Tic. A.Ş.’ye yine batık durumda olan ve iflas erteleme isteyen … Tic. A.Ş.’den çekleri nakde çevirdiğini, batık iki şirketten kendilerine geçen yine 31.08.2016 tarih ve 50.000,00-TL meblağlı çeki de gerekli araştırmaları yapmadan nakde çevirip icra takibine konu yaptığından, davalı tarafın iyiniyetin istisnası sayılan ve TTK m. 687 ve 6361 sayılı 9. maddesinde açıkca belirtilen borçlunun zararına hareket etiklerini, 2-Davalı tarafça sadece;12.06.2015 tarihli Factoring sözleşmesi ve ekinde yer alan 14.11.2015 tarih ve … numaralı fatura ile 19.11.1995 tarih ve … numaralı fatura delil olarak gösterildiğini, İstanbul 10 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/906 esas numaralı dosyasına konu çekin keşide tarihinin 31.08.2016, görülmekte olan davaya konu çekin keşide tarihinin ise 28.02.2016 olduğunu, dolayısıyla davalara konu çeklerin Factoring Sözleşmesi ve ekinde yeralan faturalarla ilgili olmadıklarının açıkca anlaşıldığını, davalı tarafçada herhangi bir çek bordrosunun dosyaya ibraz edilmediğini, 3-Müvekkilinin ortağı olduğu şirketin çift imza ile temsil edildiğinin ticaret sicil ve banka kayıtlarından, internetten ticaret sicil gazetesine girilmek suretiyle kolaylıkla anlaşılabileceğini, bu durumun bile davalı şirketin gerekli araştırmaları yapmadığını, basiretli bir tacir gibi davranmadığını ve kötüniyetli olduğunu açıkça gösterdiğini, davalı şirketin, …Tic. A.Ş. ile …Tic. A.Ş.’nin el ve işbirliği içerisinde ve birlikte kötüniyetli olarak hareket ettikleri açıkça anlaşıldığından, müvekkilinin davalı şirkete karşı borç ilişkisine dayanan defileri ileri süremeyeceğine ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, açıklanan ve re’sen gözönüne alınacak nedenlerle kararın kaldırılmasına ve talepleri gibi karar verilmesini istemiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekili karar aleyhine istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava konusu çekin … Tic. Ltd. Şti tarafından … Bankası Torbalı Şubesi’den 28/02/2016 tarihinde,… çek numaralı ve 50.000,00 TL tutarlı olarak lehtar … Tic. A.Ş.’ne sadece …’ın imzası ile keşide edildiği, …’ın aval verdiği, … San. ve Tic. A.Ş. tarafından iki imza ile …Tic. A.Ş’ye ciro edildiği, … Faktoring tarafından … Bankası Gayrettepe Şubesi’ne ibrazında keşidece imzasının tek olması sebebiyle ödeme yapılmadığı, istanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/533 D. İş dosyasından verilen ihtiyati haciz kararı ile İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip dosyası ile lehtar ve ciranta hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığı tespit edilmiştir.1-Temlik eden davalı taraf faktoring şirketi olup, iyi niyet Türk Medeni Kanunu’nda düzenlemiştir.TMK 2.maddesinde; “Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” TMK 3. maddesinde; “Kanunun iyi niyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda asıl olan iyi niyettir. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz.” TMK 5. Maddesinde; “Bu kanun ve Borçlar Kanununun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde tüm hukuk ilişkilerinde uygulanır” şeklindedir. TMK 2. maddesindeki iyiniyet iddiası hukuki düzenlemelerin yetersiz kaldığı durumlarda mahkeme hakimine adaleti gerçekleştirebilmesi için hareket serbestisi sağlayan takdir hakkıdır.Dava konusu çekin 28/02/2016 keşide tarihi nazara alındığında, uyuşmazlığa 6361 Sayılı Yasa’nın uygulanması gerekir. TTK’nın 687/1 maddesine paralel düzenlenen, 6361 Sayılı Yasanın 9. maddesi’ndeki ‘Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktöring şirketine devri halinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktöring şirketine karşı ileri süremez; meğer ki faktöring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.’ hükmü uyarınca, davacı tarafından, çekin ikinci imzanın tamamlanmasından sonra ciro edileceğinin kararlaştırıldığının ve çekin verilmesine neden olan temel ilişkiye konu malların teslim edilmediğinin, davalı faktoring şirketi tarafından bilindiğinin, buna rağmen bile bile çekin devir alındığının, bu suretle kötüniyetin bulunduğunun ispat edilmesi gerekir. TMK 3. maddesinde belirtildiği üzere faktoring şirketi ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermediği taktirde iyi niyet iddiasında bulunamaz.Finansal Kiralama, Faktoring ve Firiansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2. maddesine göre faktoring şirketlerinin devir aldığı alacak, bir kambiyo senedinden kaynaklanıyor olsa bile, alacağı doğuran temel ilişkiye ait fatura veya benzeri belgelerle bunu tevsik etmeleri gerekmektedir. Davanın dayanağını oluşturan 50.000,00 TL TL tutarlı çek, davalı temlik eden şirket tarafından, dava dışı … San. Tic.A.Ş. ile temlik eden davalı … Hiz, A.Ş. arasındaki 16.06.2015 tarihli, 2.000.000 TL limitli “Factoring Sözleşmesi” uyarınca dayanak … San. ve Tic. A.Ş. adına düzenlenmiş 19.11.2015 tarihli 146.320,00 TL ve 14/11/2015 tarihli 158.120,00’lık iki adet fatura ile tevsik ederek teslim aldığı ve defterlerine 30/06/2015 tarihinde kayıt ettiği dikkate alındığında, davalının davaya konu çeki faktoring sözleşmesi gereğince, müşterisinden, yönetmeliğin 22/2. maddesine uygun olarak temliken aldığı, ciro silsilesinin şeklen kopuk olmadığı görüldüğünden, TMK 3. maddesindeki durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni gösterdiği sübuta ermiştir. Usule uygun düzenlenen faktoring sözleşmeleri uyarınca, usule uygun teslim alınan kıymetli evrakın ödenmemesi halinde yasal yollardan tahsil edilmesi tek başına kötü niyeti kanıtlamayacağından, davacı tarafça da kötü niyeti gösterir başka delil sunulmadığından, davacı vekilinin davalı tarafın kötü niyetle çeki iktisap ettiğine ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Finansal Kiralama, Faktoring ve Firiansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2. maddesine göre; Birinci fıkrada belirtilen hususlara ilave olarak faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler düzenlemesi uyarınca, faktoring şirketlerinin devir aldığı alacak, bir kambiyo senedinden kaynaklanıyor olsa bile, alacağı doğuran temel ilişkiye ait fatura veya benzeri belgelerle bunu tevsik etmeleri gerekmektedir. Davalı vekili 12.06.2015 tarihli Factoring sözleşmesi ve ekinde yer alan 14.11.2015 tarih ve … numaralı fatura ile 19.11.1995 tarih ve … numaralı faturaları delil olarak sunmuş ve 28.02.2016 keşide tarihli çeki aldığını iddia etmiş, davalının lehine delil teşkil eden defterleri üzerinde yapılan incelemede, davalının davaya konu 28.02.2016 keşide tarihli,… numaralı 50.000,00.TL meblağlı çeki, 12.06.2015 tarihli Faktoring Sözleşmesine istinaden 30.06.2015 tarihinde (… referans numarası ile) kayıt ettiği tespit edildiğinden, faturalar karşılığında çeki aldığını kanıtlamıştır. Mevzuatımızda, ileri keşide tarihli çek keşide edilmesini yasaklayan hükümler bulunmadığından, çekin fatura tarihlerinden sonraki tarihli olması, çekin 14.11.2015 tarih ve … numaralı fatura ile 19.11.1995 tarih ve … numaralı faturalar için verilmediğini kanıtlamayacağı gibi, yönetmeliğin 22/2.maddesi uyarınca; “bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemesi” nin yeterli görülmesi ve çekin davalının lehine delil vasfı bulunan defterlerine kayıt edilmiş olması karşısında, çek bordrosunun ibraz edilmemesi kötü niyetin varlığını kanıtlamayacağından istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 3-MK 3. maddesinde; “Kanunun iyi niyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda asıl olan iyi niyettir. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz.” düzenlemesi karşısında, asıl olan davalı faktoring şirketinin iyi niyetli olması ise de; davalı faktoring şirketi olup, Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğinin 22/2. maddesi uyarınca, faktoring şirketlerinin devir aldığı alacak, bir kambiyo senedinden kaynaklansa dahi, alacağı doğuran temel ilişkiye ait fatura veya benzeri belgelerle bunu tevsik etmesi gerekmektedir. Davanın dayanağını oluşturan 50.000,00 TL TL meblağlı çek, davacı tarafından, faktoring sözleşmesi uyarınca yönetmelik hükümlerine uygun şekilde teslim aldığından, ciro silsilesinde kopukluk olmadığından, TMK 3. maddesindeki durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni gösterdiği sübuta ermiş olup, davalı yasal hamildir. Aksinin, iddia eden davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Davacı taraf, davalının … Tic. A.Ş. ile … San. Tic. A.Ş.’nin el ve işbirliği içerisinde birlikte kötüniyetli olarak hareket ettiklerine ilişkin usule uygun delil sunarak kanıtlamadığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/01/2018 tarih ve 2016/905 E. 2018/69 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın yatıran tarafa iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2022