Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/907 E. 2022/296 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/907 Esas
KARAR NO: 2022/296
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2018
NUMARASI: 2016/900 E. – 2018/56 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki franchise sözleşmesinden kaynaklı olarak 11 adet faturadan dolayı davalıdan alacaklı olduğunu, bu nedenle yürütülen icra takibine haksız olarak itirazda bulunulduğunu beyan ederek icra takibine vaki itirazın iptaline, icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında bir franchise sözleşmesi akdedilmediğini, sözleşmedeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, kaldı ki müvekkilinin davacıdan herhangi bir franchise hizmeti almadığını, davacıya borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Taraflar arasında geçerli bir franchise sözleşmesi bulunduğu, tarafların ticari defterlerine göre, sözleşme uyarınca kararlaştırılan ve faturaya konu olan franchise bedelleri tutarında davacının davalıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya bakma görevinin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerine ait olduğunu, görevsiz Mahkemece karar verildiğini, Sözleşmenin müvekkilinin imzasını taşımadığını, aksinin kabulünde dahi kendisine bir franchise hizmeti verilmediğini, Davalı şirketin, ticaret sicil ünvanında,”…” ibaresi bulunmasının, davacının isminin kullanıldığı anlamına gelmeyeceğini, davacının davalıya franchise hizmeti verdiğini ispatlayamadığını, bu sebeple faturalardan kaynaklı olarak borcunun da bulunmadığını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, bir kısım fatura alacağından kaynaklı icra takibine vaki itirazın iptali davası olup, fatura içerikleri incelendiğinde; faturaların franhise bedeline ilişkin olarak düzenlendikleri, davacının da aksi yönde bir iddia ve savunmasının bulunmadığı, uyuşmazlığın; franchise sözleşmesi kapsamında marka kullanım (lisans) bedelinden kaynaklandığı, bu durumda uyuşmazlığa, dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanması gerekeceğinden anılan KHK’nin 71. maddesi gereğince uyuşmazlık çözüm yerinin ihtisas mahkemeleri olduğunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/14404-2016/222E/K, 2017/5311-2018/690 E/K, sayılı ilamları da aynı yöndendir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup görev kuralları kamu düzenine ilişkindir ve temyiz dahil yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınır. İhtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.Taraflar arasında geçerli bir franchise sözleşmesi bulunup bulunmadığı, var ise davalının sözleşmede belirlenen ve takibe konu faturaların muhteviyatını oluşturan marka kullanım bedeli kadar davacıya borçlu olup olmadığı hususlarında yargılama yapma görevinin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir. Açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince davaya bakmakla görevli olmaması sebebiyle yargılama yapılmak üzere kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/01/2018 tarih, 2016/900 E. 2018/56 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 381,25 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. ve 362/1-g maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 24/02/2022