Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/898 E. 2022/295 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/898
KARAR NO: 2022/295
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2018
NUMARASI: 2016/853 E. – 2018/339 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket yetkilisi … ‘in … plaka numaralı aracından içinde dava konusu çekin de olduğu bir kısım çeklerin bulunduğu çantasını çaldırdığını, bu çekin İstanbul …İcra Dairesinde … E.sayılı icra dosyasıyla icra takibine konulduğunu, çekin arka yüzünde müvekkili şirkete ait görünen kaşe ve imzanın sahte olduğunu beyan ederek, çek nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile çek bedeli olan 18.616,81 TL’nin ticari faizi ile birlikte istirdatına, bu bedel üzerinden davalının %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “İmza inkârına yönelik bilirkişi incelemesi sonucunda dosyaya sunulan bilirkişi raporuna itibarla, davacı şirkete atfen atılmış imzanın davacı şirket yetkilisi …’in eli ürünü olmadığı, diğer yandan çekteki imzalardan birinin sahteliğinin diğer imzaların geçerliliğine etki etmeyeceği, bu nedenle çekin istirdadına karar verilemeyeceği, ancak davacının çekten dolayı davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle davacının borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet ispatlanamadığından tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Çekin arka yüzünde müvekkiline ait görünen sahte imza ve kaşeden sonra …Tic. Ltd. Şti’nin cirosu göründüğünü, bu şirket yetkileri ile yapılan görüşmede kendilerine ait görünen kaşe ve imzanın da sahte olduğunun beyan edildiğini, müvekkilinin bu şirketle herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını ciro silsilesinin kırıldığını, hamilin gerçek alacaklı olduğunu ispat etmesi gerekmekteyken yerel mahkeme verdiği kararla gerçekte müvekkilinin alacaklı olduğu çek için sadece borçlu olmadıklarının tespiti yönünde hüküm kurduğunu, Cebri icra tehdidi altında ödeme yapıldığını, somut olayda çek istirdadı şartlarının sağlandığını, Davalı tarafın, çek üzerinde ödeme yasağı kararı olmasına rağmen kötüniyetli olarak çeki takibe koyduğunu, tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalının piyasada bilinen birisi olduğunu, davalı tarafın bu işleri meslek haline getirdiğini, davalı tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini ve tevzi bürosundan kaç tane dava açıldığının sorulması gerektiğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, takip ve dava konusu 26.07.2016 tarihli, 18.616,81 TL bedelli, … numaralı çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin istirdadına yöneliktir. Davacı; Dava konusu çekin çalındığını, çek üzerindeki imzanın kendilerine ait olmadığını iddia etmiştir. Mahkemece çek üzerinde imza incelemesi yaptırılmış, sunulan denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, davacı şirkete atfen atılmış münker imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilisi …’in eli ürünü olmadığı sonucuna varıldığı bildirilmiştir. Dava konusu çek incelendiğinde; keşidecisinin dava dışı … Tic. Ltd. Şti. olduğu, davacının çekte lehdar ve birinci ciranta olarak yer aldığı, davalının ise, dördüncü ciranta olarak yer aldığı görülmektedir. Denetime elverişli bilirkişi raporu dikkate alındığında, çekte davacı şirkete atfen atılmış imzanın davacı şirket yetkilisi …’in eli ürünü olmadığının kabulü gerektiği, böylelikle davacının davalıya çek sebebiyle borçlu olmadığı anlaşılmış, Mahkemece varılan sonucun yerinde olduğu görülmüştür. Diğer yandan mevcut delil durumuna göre, davacının çeki iktisabında ve dava konusu çeki takibe koymakta kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2018 tarih ve 2016/853 E., 2018/339 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/02/2022