Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/897 E. 2022/293 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/897
KARAR NO: 2022/293
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/01/2018
NUMARASI: 2015/1075 E. – 2018/65 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait arsa üzerinde taşeron olarak bina inşa etmek üzere davalı … avans olarak bir kısım çekler verildiğini, ancak davalının inşaata başlamadığını, bu nedenle sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, ancak davalının elinde avans olarak verilen çeklerin kaldığını, bunlardan … Şubesine ait, Keşidecisi … olan, 30/10/2015 tarihli, … numaralı, 170.000,00 TL bedelli çekin ciro yoluyla davalı Faktoring şirketine geçtiğini ancak çekin bedelsiz kaldığını, müvekkiline bir hizmet ya da mal verilmediğini, çek bedeline ilişkin düzenlenen bir fatura ya da bir irsaliyenin bulunmadığını beyan ederek, müvekkilinin dava konusu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Faktoring A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu çeki diğer davalı şirketten faktoring mevzuatına ve hukuka uygun şekilde uhdesine geçtiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, tedavül kabiliyeti bulunan kıymetli evrakın davacı tarafından tedavül görmesinden sonra iyiniyetli meşru hamil konumundaki müvekkiline karşı menfi tespit yada istirdat davası açamayacağını ve davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, davacı taraf her ne kadar çeki avans olarak verdiğini iddia etmiş ise de çekte avans çeki olduğuna ilişkin bir ibarenin bulunmadığını savunarak müvekkili hakkında haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Bilirkişi incelemesi için gerekli delil avansı yatırılmadığından inceleme yapılmasından vazgeçildiğinin kabulü ile sunulan diğer deliller dikkate alınarak, davacının takip dayanağı çeke ve tanık deliline dayandığı, dava değeri ve uyuşmazlık konusu edilen husus dikkate alınarak tanık dinlenemeyeceği, davacı tarafın delil listesinde ayrıca ve açıkça yemin deliline dayanmadığı gerekçeleriyle ispatlanamayan davanın reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin 21.03.2017 tarihli celsesinin 2 numaralı ara kararı incelendiğinde, kesin süreye riayet edilmemesinin sonuçlarının açık ve net bir şekilde ihtar edilmediğini, sadece “aksi halde ilgili haktan vazgeçilmiş sayılacağının ihtarına” şeklinde genel bir ibare kullanıldığını, oysa usule uygun ve geçerli bir kesin sure ve ihtardan bahsedebilmek için en azından İlk Derece mahkemesi’nin bilirkişi ücretinin kesin sure içerisinde yatırılmaması halinde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağının ve dosyanın mevcut duruma göre karara bağlanacağının ihtar edilmiş olması gerektiğini, İspat külfetinin davalı alacaklıda olduğunu, mevcut delil durumuna göre, davalı alacaklının bu kambiyo senedinden dolayı alacaklı olduğunu ispat edememiş olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Davalı tarafın da bilirkişi deliline dayandığını, bu nedenle bilirkişi ücretini yatırmak için davalılara sure verilmesi gerektiğini, bu şekilde hareket edilmemiş omasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Faktoring vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen nisbi vekâlet ücreti yerine maktu vekâlet ücretine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın bu yönden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun inlemesinde; Dava, kambiyo senetlerinden çeke dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı, dava konusu çeklerin davacıya ait arsa üzerinde taşeron olarak bina inşa etmek üzere davalıya avans olarak verildiğini iddia etmiş olup, çeklerin avans olarak verildiği hususunda ispat yükü davacıdadır. Mahkemece 21.03.2017 tarihli celsede, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesine karar verildiği, davacı vekilinin de bulunduğu celsede, usûlüne uygun olarak kesin süreye uymamanın sonuçlarının ihtar edildiği, ancak delil avansının eksik olması sebebiyle dosyanın bilirkişiye tevdi edilemediği, mevcut delil durumuna göre, davaya konu çeklerin avans olarak verildiğinin davacı tarafça başka yazılı delillerle de ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, bu sebeplerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun inlemesinde; Mahkemece, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiş olmasına rağmen, nisbi vekâlet ücreti yerine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu itibarla davalı vekilinin istinaf başvuru sebebinin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan sebeplerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı … Faktoring A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2018 tarih, 2015/1075 E. ve 2018/65 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Bu kapsamda; 3- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu menfi tespit DAVASININ REDDİNE, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının peşin alınan 2.903,18 TL’den mahsubu ile fazla alınan 2.822,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine, 4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 20.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 5/b- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı … Faktoring A.Ş. tarafından yatırılan istinaf harcının davalıya iadesine, 5/c- İstinaf yargılaması için davalı … Faktoring A.Ş. tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/d- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5/e- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 24/02/2022