Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/891 E. 2022/451 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/891
KARAR NO: 2022/451
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI: 2017/27 E. 2018/82 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)|Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının TPE nezdinde … sayı ile kayıtlı “ambalaj desenini” başvuru tarihinde yürürlükte olan 554 sayılı KHK uyarınca koruma altına aldığını, davalı şirketin davacı adına tescilli tasarımları taklit etmek suretiyle ceviz ambalaj tasarımlarını kullandığını, İstanbul Anadolu 1. FSHMM’ nin 2017/1 D.İş kararı ile 12.01.2017 tarihinde mahkeme heyeti ile birlikte muhataba ait mağazada yapılan keşfe müteakip düzenlenen bilirkişi raporunda müvekkiline ait tescilli ürün ile tespit edilen ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, benzer olarak algılandıkları sonucuna varıldığını, davalı şirketin eylemlerinin müvekkilinin tasarım haklarına tecavüz ile haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalı şirketin müvekkilinin tescilli tasarımlarından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabete neden olan fiilleri sonucu üretilen, basılan ve piyasaya sunulan ambalajlar ile bu ambalajların kullanıldığı ürünün tanıtımının yapıldığı afiş, ilan, broşür, katalog ve sair her türlü tanıtım evrakın imalinin, dağıtımının durdurulmasına, el konulmasına ve imhasına, davanın etkinliğini temin etmek üzere, davalıya ait işletmelerden müvekkili şirket tasarımı ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan … markalı kuru ceviz ürün ambalajının ve söz konusu ürünün tanıtımının yapıldığı broşür, katalog, afiş, gibi her türlü tanıtım vasıtasının çıkartılmasına, sökülmesine, bu ürünlere el konulmasına ve imhasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı adına … sayı ile tescilli tasarımda kullanılan ambalajın, ürünlerin doğal olduğu izlenimini verme amacı taşıdığını, yıllardan bu yana aynı sektörde faaliyet gösteren üreticiler tarafından tanıtıcı amaçla kullanılan bir görsel tasarım olduğunu ve işlenmemiş tüm doğal ürünlerin ambalajlarında o ürüne ait görsellerin bulunduğunu, bu durumun, tasarımların ayırt ediciliğini ortadan kaldırmadığını, işlenmemiş ürünler açısından tüketici gözünde ayırt edici olan özelliğin marka ve logo vurgusunda yoğunlaştığını, ceviz görselinin ambalaj üzerinde yer almasının tasarımlar arasında benzerliğe yol açmayacağını, davacı tarafa ait ürün tasarımında, ürüne ait markanın, ambalaj renk tonu ile aynı renkte ve fark edilmeyecek şekilde yer aldığı halde, davalıya ait tasarımda markaya ait logonun farklı renk, boyut ve yazı karakteri ile temel ayırt edici nitelik taşıdığını, … markalı tasarımda “ceviz” görselinin ön planda ve belirgin olarak yer aldığını, davalıya ait tasarımda “…” markasına ön planda ve belirgin olarak yer verildiğini, her iki tasarımın birbirinden farklı ve ayırt edici olarak algılanabildiğini, bu nedenle davalıya ait tasarımın tüketiciler nezdinde iltibas yaratmasının mümkün olmadığını, davacının tasarımındaki ceviz ve çuval desenlerinin tüm doğal ve işlenmemiş olarak satılan ürünlerin ambalajlarında yer aldığını, tasarımdaki bu figürlerin kombinasyon şeklinde ve anonim biçimde kullanıldığından, davacının tescilli ürününün yenilik ve ayırt edici niteliğinin bulunmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın, davacıya ait … tescil numaralı endüstriyel tasarımın davalı tarafça taklit edilmek suretiyle aynı/benzer şekilde kullanıldığı iddiası ile açılan tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması davası olduğu, … numaralı ambalaj deseni (baharat, pasta ve kuruyemiş ürünleri için) isimli tasarımın 25.11.2014 tarihinde davacı şirket adına TPMK nezdinde tescil edildiği, Dosya kapsamına alınan bilirkişi heyet raporu ve tespit raporu ile teknik zorunluluk veya ilgili tasarım alanında tasarımcıların yaratıcılığını kısıtlayan bir durum bulunmamasına rağmen davalının kabuklu ceviz ürün ambalajında; kendi markasını ve ceviz ürün görseli ile kabuklu ceviz ibaresini benzer şekilde ve büyüklükte konumlandırdığı, ürünün üst bölümünde geniş alanda ve alt bölümündeki dar bir alanda şerit olarak çuval dokusunun kullanılmasının da davacının tasarım tescili ile aynı olduğu, çuval desenlerinin alt yarısının saydam bırakılarak ceviz ürünün gösterilmesinin de aynı olduğu, ambalaj tasarımında davalının kendi özgün markasını kullanmasının ürün görselinin ceviz ürünün birinin yarım soyulmuş şekilde konumlandırmasının, sol tarafta kalp ve yeşil renkte ceviz yaprağı biçiminde kullanılmasının tasarıma farklılık kazandırmadığı, tasarımların benzer olduğu tespit edilmekle, davalının 554 sayılı KHK 49.madde ve 6769 sayılı SMK 81.madde gereğince davacının tescilli tasarımdan kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin tespitine, Davalı tüzel kişi tacirden TK 55 maddesi gereğince dürüstlük kurallarına uygun olarak gerekli dikkat ve özeni göstermesinin bekleneceği, tarafların aynı sektörde “malların toptan ve perakende alım satımı” işi ile iştigal ettiği, ancak davalı şirketin dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde basiretli tacirden beklenen özen ve dikkati göstermeyerek “davacının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklinde yasada düzenlenen haksız rekabet fiilini işlediği ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu bağlamda tasarıma tecavüz eden ürün ambalajlarına ve ürünlerin tanıtım malzemelerine el konularak karar kesinleştiğinde imhasına” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Yerel mahkemece alınan bilirkişi raporuna; davacı taraf adına tescilli olan tasarımda kullanılan ambalajın, ürünlerin doğal olduğu izlenimini vermek amaçlı kullanıldığı, tanıtıcı amaçla yıllardır aynı sektörde faaliyet gösteren üreticiler tarafından kullanılan görseller olduğu, bu durum, tasarımların ayırt edici olmadığı sonucunu doğurmayacağı, işlenmemiş ürünler açısından tüketici gözünde ayırt edici olan özelliğin marka ve logo vurgusu olduğu, ceviz görselinin ambalaj üzerinde yer almasının tasarımlar arasında benzerliğe yol açmayacağı, Davacı tarafa ait ürün tasarımında, ürüne ait markanın, ambalaj renk tonu ile aynı renkte ve fark edilmeyecek şekilde tasarımda yer aldığı halde, müvekkili şirkete ait tasarımda markaya ait logonun farklı renk, boyut ve yazı karakteri ile temel ayırt edici nitelik taşıdığı, müvekkili şirkete ait üründe kullanılan ambalaj deseninde farklı renk tonları kullanıldığı, ambalajın ön yüzünde yer alan ve markanın bulunduğu desene ayırt ediciliği belirginleştirir şekilde daha büyük boyutlarda yer verildiği, … markalı tasarımda “ceviz” görselinin ön planda ve belirgin olarak yer almasına rağmen, müvekkiline ait tasarımda “…” kuruyemiş markasına ön planda ve belirgin olarak yer verildiği belirtilerek ürünler açısından iltibas olmadığının açıklandığını, Müvekkiline ait ambalaj tasarımı ile davacıya ait … sayılı tasarımın birbirinden farklı ve ayırt edici olup, müvekkilinin kullanımı ve tasarımının, davacının tasarım haklarına tecavüz etmediğini ve haksız rekabet oluşturmadığını, Müvekkiline ait tasarımın, yeni ve ayırt edici olup, özgün şekilde tasarlandığını, davacıya ait tasarımlı ürünün sadece … mağazalarında, müvekkiline ait tasarımlı ürünün ise sadece … mağazalarında satışa sunulduğunun ortalama tüketici tarafından bilindiğini, ürünlere ait tasarımlar açısından görsel yönden ayırt edilemeyecek bir durumun da fiilen söz konusu olmayacağını, davacının sektörde tekel oluşturup küçük esnafı boğmak ve piyasadan yok etme amacı taşıdığını, … market Türkiye’nin her yerinde en küçük ilçelerde dahi bulunmakta iken, müvekkiline ait marketlerin yalnızca İstanbul’da Anadolu yakasında faaliyet gösterdiğini, müvekkiline ait tasarımın ve davacıya ait tasarımın tüketiciler nezdinde iltibas yaratmasının da fiilen mümkün olmadığını, Tasarımda yer alan figürler kombinasyon şeklinde kullanıldığından ve anonim yapıda olduğundan davacı adına tescilli ürünün yenilik ve ayırt edici niteliği bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin satışını yaptığı ürün tasarımının, davacı tasarımının aynen taklidi olmadığını, ceviz ve çuval desenlerindeki benzerliğin, kuruyemiş pazarlamalarında işin niteliğinden kaynaklı olduğundan, iltibas oluşturacak şekilde kullanılmadığının sabit olduğunu, müvekkilinin kullandığı ceviz ve çuval desenlerinin, haklı olarak kullanılan tanıtma vasıtaları olduğundan iltibas oluşturmayacağını, aldatıcı ve iyi niyet kaidelerine aykırı bir hareket olarak nitelendirilemeyeceğini, 2-Bilirkişi raporuna itirazlar incelenmeden ve değerlendirilmeden karar verildiğinden hukuka aykırı olduğunu, açıkladığı ve resen nazara alınacak sebeplerle mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davalı vekili karar aleyhine istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 1-Mahkemenin 2017/1 D.İş sayılı dosyasında alınan 19.01.2017 tarihli bilirkişi raporunda; “Dava konusu tasarım dikey oranlarda bir yüzey üzerine uygulanmış olup, deseni oluşturan öğelerin figür fon ilişkisi bağlamında, biçim, yerleşim, birbirleri ite ilişkileri ve oranları ile farklılaşmakta ve ayıt edicilik kazanmaktadır. Benzerlik ve ayırt edici nitelik yönünden değerlendirilen tasarımlarda fonda yüzeyin yarısından fazlasını kaplayacak biçimde çuval deseni yer almaktadır. (A). Aynı desen, tasarımın alt kısa kenarında bir bant olarak da tekrarlanmıştır (B). Çuval desenli fon üzerinde her iki tasarımda dörtgen oranlarda bir alan yer almakta olup, bu alanın üzerinde dış kenarlarına yakın köşeleri yuvarlatılmış bir çerçeve çizgisi yer almaktadır. Tasarımlarda yer alan bu alan gerek orak ve yerleşim, gerekse renk ve çizgi tipi bakımından son derece benzerdir (C). Tanımlanan yüzey üzerinde üst merkezde her iki tasarımda da firma kimliklerinin tanıtıldığı marka logo/amblemleri yer almaktadır (D). Her iki tasarımda da logonun altında benzer yazı biçim ve yerleşiminde ambalaj muhteviyatı olan “KABUKLU CEVİZ” yazmaktadır. Son olarak her iki tasarımda da tanımlanan yüzeyin sağ alt köşesinde bir adet kırılmamış, önünde de kırılarak içi gösterilen ceviz görseli yer almaktadır (D). Yukarıda ve aşağıda yer alan Hasır desenlerinin arası transparan olarak tanımlanarak ambalaj içeriği gösterilmiştir. Bu alan her iki tasarımda benzer oranlardadır. Tespit isteyen tarafa ait … tescil numaralı tasarım tescilinde transparan alan üzerinde bilgilendirme amaçlı yazı ve çizimler yer almakta iken, aleyhinde tespit istenen … LTD. ŞTL ne ait … Mah. … Cad. No:… Cevizli Kartal İst. adresinde tespit edilen ürün üzerinde bu alan boş olarak bırakılmıştır. Karşılaştırılan tasarımlarda yer alan farklar küçük ayrıntılarda olup karşılaştırılan tasarımlara ayırt edicilik sağlamamakta, tasarımlar benzer olarak algılanmaktadır” tespiti yapılmıştır. Mahkemece alınan 09.10.2017 tarihli bilirkişi endistriyel tasarım ve grafik tasarım uzmanı bilirkişi heyet raporunda; her iki ambalajın da dikdörtgen düzlemin düşey yönünde uygulandığı, bu yönde kullanımın herhangi bir kuruluşun tekeline bırakılamayacak anonim bir kullanım olduğu, davacının ambalajının üst bölümünde geniş ve alt bölümde dar bir alanda yer verilerek çuval dokusunun kullanıldığı, aynı tasarımın davalının ambalajında da benzer şekli ve geometrik alan olarak birbirine çok yakın ölçüleri taşıdığı, davacının logo/amblem ve ürün açıklamasının ambalajın üst bölümünde sabit renkli, yumuşak kenar ve iç kenar siyah konturlarıyla kullanıldığı, davalının ise bu alanı benzer şekilde tasarımına uyguladığı, davacının logo/ambleminin altında ürün içeriği yazdığı bu alanda seçenek özgürlüğü bulunmasına karşılık, davalının da bu düzenlemeye kendi tasarımında benzer font karakterlerine yer verdiği, davacının ambalajında çuval dokulu desenlerinin dışında kalan alanın saydam bırakılarak ambalaj içeriğinin gösterildiği, davalının ambalajında da bu konuda seçenek özgürlüğü varken benzer şekilde saydam alanın aynı geometri ve ölçüde uyguladığı, taraflara ait ürün ambalajlarının farklılıkları yönünden ise; davanın tarafları birbirine benzemeyen kendi özgün marka şekillerini ürün ambalajlarında kullandığı, davacının logo/amblem bölümünün sağ alt köşesinde iki adet ürün görselini kullandığı, benzer konumda ancak biri soyulmuş, diğeri kapalı biçimdeki ceviz görsellerinin davalının ambalajında da farklı biçimde bulunduğu, davacı ambalaj tasarımındaki saydam alanın sol ve sağ köşesinde ürün hakkında bilgilendirme amacıyla kalp dostu ve doğallık kavramlarına vurgu yapan daire içinde kalp ve yeşil renkli ceviz yaprağı simge/biçimlerinin kullanıldığı, davalının bu simgelere yer vermediği, sunulan ambalaj örnekleri ve piyasadaki benzerleri üzerinde yapılan karşılaştırma ve değerlendirmeler sonucunda, bu ambalajlar arasında teknik zorunluk veya ilgili tasarım alanında tasarımcılarının yaratıcılığını kısıtlayan bir durum bulunmamasına rağmen, davacının TPE nezdinde 32-00 Locarno Sınıfında Baharat Pasta ve Kuruyemiş Ürünleri İçin Ambalaj Deseni konulu … Sayılı endüstriyel tasarım tescil belgesi ile korunan tasarımı ile davalı tarafça piyasaya arz edilen ürün tasarımlarının tasarım kavram, anlayış ve görünümü yönünden bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunmadığı, bu tasarımların aralarındaki küçük farklılıklara rağmen, davalı tarafından üretilerek piyasaya sürülen ambalaj tasarımlarının görsel yönden davacının tescilli tasarımıyla ayırt edilemeyeceği ve 554 sayılı KHK ve 6769 Sınaî Mülkiyet Kanununda tanımlanan anlamda davacının tescilli tasarımına benzer sayılabileceği” yönünde görüş bildirmişlerdir. Alınan her iki bilirkişi raporunda; davacı tasarımı ile davalının ürün ambalajının benzer ve farklı yönlerinin değerlendirildiği, seçenek özgürlüğü olmasına rağmen, davacının ambalajının üst bölümünde geniş ve alt bölümde dar bir alanda yer verilerek çuval dokusunun kullanıldığı, aynı tasarımın davalının ambalajında da benzer şekli ve geometrik alan olarak birbirine çok yakın ölçüleri taşıdığı, davacının logo/amblem ve ürün açıklamasının ambalajın üst bölümünde sabit renkli, yumuşak kenar ve iç kenar siyah konturlarıyla kullanıldığı, davalının ise bu alanı benzer şekilde tasarımına uyguladığı, davacının logo/ambleminin altında ürün içeriği yazdığı, davalının da bu düzenlemeye kendi tasarımında benzer font karakterlerine yer verdiği, davacının ambalajında çuval dokulu desenlerinin dışında kalan alanın saydam bırakılarak ambalaj içeriğinin gösterildiği, davalının ambalajında da bu konuda seçenek özgürlüğü varken benzer şekilde saydam alanın aynı geometri ve ölçüde uyguladığı, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunmadığı, aralarındaki küçük farklılıklara rağmen, davalı tarafından üretilerek piyasaya sürülen ambalaj tasarımlarının görsel yönden davacının tescilli tasarımıyla ayırt edilemeyeceği ve 554 sayılı KHK ve 6769 Sınaî Mülkiyet Kanununda tanımlanan anlamda davacının tescilli tasarımına benzer sayılabileceği” tespit edilmiştir. 6769 sayılı SMK 81/1-a. maddesi gereğince; tasarım sahibinin izni olmaksızın bu kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak tasarım hakkına tecavüz sayılmıştır. Davalı tarafın, davacı tarafa ait tasarıma ayırt edilmeyecek kadar benzerini üretip ticari amaçla kullandığı sabit olduğundan, davalı tarafça aksini kanıtlar delil sunulmadığından, davalı tarafın eylemi 6769 Sayılı Yasanın 81/1-a maddesine aykırılık ve tasarıma tecavüz oluşturduğundan, mahkemece de bu yönde karar verildiğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Taraflar tüzel kişi tacir olup, TTK 18/2.maddesi uyarınca ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmeleri gerekir. Dosya kapsamından her iki tarafın da, “malların toptan ve perakende alım satımı ” işi meşgul oldukları, aynı sektörde yer aldıkları sabittir. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca, davacı ile aynı sektörde davalının, davacıya ait tasarımdan haberdar olmadığını iddia edemeyeceğinden, davacının, tasarımından haberdar olduğu halde ayırt edilemeyecek kadar benzerini üreterek ticari faaliyetinde kullanan davalının TK 55/1-a/4 maddesinde “başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklinde düzenlenen haksız rekabet fiilini işlediği sabit olduğundan, mahkemece haksız rekabetin gerçekleştiğine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından, istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı vekili itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece, tespit talebi üzerine 2017/1 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu numune de alınarak rapor alındığı, tespit raporu ile yetinilmediği ve YTÜ Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarım Bölüm Başkanı ve Grafiker bilirkişiden rapor alındığı, her iki raporun birbirini doğruladığı, davalı tarafça aksini gösterir uzman görüşü ve başka delil sunulmadığı tespit edilmiştir. HMK 282.maddesi uyarınca hakim bilirkişi oy ve görüşünü dosyadaki diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirme yetkisine sahip olduğundan, davalı tarafın rapora itirazı üzerine mahkemece; Davalı tarafın yeniden rapor alınması talebinin dosya kapsamına göre reddine karar verilmiş olup, dosyada mevcut her iki rapor birbirini doğruladığından, davalı tarafça aksini gösterir uzman görüşü ve başka delil sunulmadığından, raporlar dosya kapsamına uygun olduğundan, mahkemenin dosya kapsamını nazara alarak yeniden rapor alınması talebinin reddine karar vermesinde, usule aykırılık bulunmadığından istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/03/2018 tarih ve 2017/27 E. 2018/82 K. Sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/03/2022