Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/884 Esas
KARAR NO: 2022/395
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2018
NUMARASI: 2017/884 E. – 2018/373 K.
DAVANIN KONUSU: Borçtan Kurtulma Davası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında bir kısım ticari münasebetler olduğunu bunun sonucunda davacının keşidecisi olduğu … Bankası Çat şubesi, 15/12/2014 keşide tarihli 90.000,00 TL tutarlı çekin davalı tarafa teslim edildiği ancak iş bu çekin keşide tarihinde ödenemediği, bunun üzerine davalının Malatya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla iş bu çeki icra takibine konu ettiği, ancak icra takibinden evvel 24/12/2013 tarihinden … Bankası Akpınar/ Malatya Şubesindeki davalı hesabına 30.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalı tarafın bu ödemeyi borca mahsup etmeyerek çekin tamamı üzerinden icra takibine giriştiğini, çekte lehtar olan ve davacının babası … ilgili olarak İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2014/1946 sayılı dosyası ile dava açıldığını ve 30.000,00 TL’nin takipten önce ödendiğinin tespitine karar verildiğini, iş bu kararın Yargıtay temyiz incelemesinden geçtiğini belirterek davacı tarafın Malatya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ve takibe konu olan çek sebebiyle 30.000,00 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, davalının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 6. ATM nin 2014/1946 sayılı dosyasında verilen ilamın Yargıtay Temyiz ilamından geçerek kesinleştiğini, huzurdaki davanın öncelikle kesin hüküm sebebiyle reddine karar verilmesinin talep edildiğini, iş bu davada davacının hukuki yararının bulunmadığını, kötü niyet tazminat şartlarının oluşmadığını, davalı şirketin davacı tarafın icra takibine konu çek bedelinin 30.000,00 TL sinin ödendiğini kabul ettiğini ve bununla ilgili ilamı icra dairesine beyan sunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Mahkememizce yukarıdaki bilgiler ışığında Malatya icra müdürlüğünün 20/02/2018 tarihli müzekkere cevabında ( her ne kadar alacaklı vekili olarak belirtilmişse de yapılan incelemede borçlu vekili yani mahkememiz dava dosyasında davacı vekili olduğu anlaşılan ) Av. …’ın 30.000,00 TL’nin dosya borcundan düşülmesi istemli talep dilekçesi, İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2014/1946 sayılı dava dosyasında verilen ve kesinleşen mahkeme ilamı birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, Her ne kadar Malatya icra dairesince 02/03/2018 tarihli müzekkere cevabında alacaklı vekilince, 21/07/2017 tarihli talebinde; (uyap ortamına 25/07/2017 tarihinde kaydedildiği belirtilmiş) “talep ekinde sunduğumuz İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2014/1946 esas 2015/1092 K. Ve 18/12/2015 tarih sayılı kararı ve Yargıtay ilamına istinaden alacak kalemlerini bildirilen mahkememe kararına göre yeniden düzenlenmesini talep ederim. 21/07/2017″ şeklinde beyanda bulunulduğu belirtilmiş ise de ; iş bu yazının sehven başka dosya arasına alındığı, mahkememiz dava dosyası arasına mahkememizce kısa kararın oluşturulduğu 10/04/2018 tarihinden sonra alınmış olduğu nitekim ilgili müzekkerenin üst yazısında bu durumun mahkememiz esas numarasını belirtir kısmına kırmızı kalemle ve ” dosyasına “şeklinde belirtmenin yapıldığı mahkememizce verilen kısa kararın iş bu müzekkere cevabı bu nedenle incelenemeden, 20/02/2018 tarihli Malatya İcra Dairesince mahkememize gönderilen müzekkere cevabı incelenerek verilmiş olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, Davacının Malatya İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında dava konusu edilen 30.000,00 TL. yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, İİK 72/5 maddesi uyarınca 6.000,00 TL. Tazminat miktarının davalıdan alınıp davacıya verilmesine” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-1)HMK da dava açılabilmesi için gereken şartların, 114.maddede Dava Şartları başlığı altında düzenlenmiş olup, söz konusu maddenin çeşitli bentleri uyarınca davacının dava açabilmesi için; c)Mahkemenin görevli olması h)Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.” gerektiği, Davaya konu olayda ise; müvekkili şirket ile davacı taraf arasındaki ticari ilişki sebebiyle, davacı tarafça keşide edilen … Bankası A.Ş.’ye ait 90.000,00 TL tutarındaki çekin, müvekkili şirketçe Malatya İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takibe konu edildiği, mezkur takipte hem …’ün, hem de keşideci …’ün borçlu olduğu, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1946 E. Sayılı dosyası ile yapılan yargılamada, davacı …’ün çek bedelinin 30.000,00-TL’sinin takip tarihinden önce ödenmiş olduğundan bahisle, mahkemece, 30.000,00 TL bedelden ve 9.000,00 TL çek tazminatından …ün sorumlu olmadığı yönündeki karar verdiği ve bu kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/5763 E. 2017/2180 K. Sayılı ilamı ile 16.03.2017 tarihinde onanıp kesinleştiği, Yargıtayın söz konusu onama ilamı neticesinde de, müvekkili şirket cevap dilekçesinde de ifade ettikleri üzere, 21.07.2017 tarihinde İcra Müdürlüğüne talepte bulunarak, yeniden kapak hesabının düzenlenmesinin talep edildiği, 2- Dolayısıyla müvekkili şirketin, ödenmiş olan 30.000,00 TL’lik kısmı davacıdan tahsil etmek yönünde bir eğilim göstermediği, icrai bir işlem tesis etmediği, aksine İcra dairesinden alacak kalemlerinin yeniden düzenlenmesi talebinde bulunduğu, ve söz konusu icra takibinin kalan tutar üzerinden devam etmesini istediği, davacı …’ün ise fazladan hacizlerin fekkini talep ettiği, fakat İcra Müdürlüğünce bu hususun yargılamayı gerektirdiği tensip edilerek talebinin reddedilmiş olmasından dolayı davacı yanca huzurdaki davanın ikame edildiği, ancak davacı yanın mezkur olay sebebiyle davasını İcra Hukuk Mahkemesi’nde hasım olarak İcra Müdürlüğünü (memur muamelesini şikayet ki zaten süresi geçmiştir) gösterip dava açması gerekirken bu davayı ikame etmesinin hukuka aykırı olduğu, 3- Somut olayda açıkladıkları gibi davacının huzurdaki davayı ikame etmesinin HMK 114 de düzenlenen dava şartlarından; davanın görevli mahkemede açılması, davacının hukuki yararının olması, aynı konuyla ilgili kesin hüküm olmaması ‘şartlarına aykırı olduğundan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiği, 4- Mahkemece 14.02.2018 tarihli ve 1 nolu duruşmada dava şartlarının bulunmadığından dolayı reddi yönündeki taleplerini, her iki davadaki kişilerin isimlerinin uyuşmaması sebebi ile ret ettiği, mahkemenin bu kararının hatalı olduğu, çünkü bu kesin hükme konu davada verilen karar üzerine 30.000 TL bedel ile 9.000 TL çek tazminatı icra dosyasında kapak hesabında düşülmüş olup, bu kapak hesabının ikisi içinde geçerli olduğu, bundan dolayı huzurdaki mahkemede verilebilecek bir karar daha önce verilen karar ile aynı nitelikte olacağı için, icra edilebilirliğinin bulunmayacağı, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1946 E. sayılı dosyası uygulandığı ve iki borçlu yönünden bu miktarlar düşürülmüş olduğundan, huzurdaki davanın vereceği kararın bir etki ortaya çıkarmayacağı ve uygulanmayacağı, çünkü kesin hüküm verildiği, kararın uygulandığı, 5- Davacının, dava konusu aynı olmak kaydıyla aynı davayı daha önce ikame etmiş olup; bu dava sonucunda verilecek kararın diğer mahkemede karara çıkmış ve kesinleşmiş mahkeme kararı ile aynı nitelikte olacağından, sırf tarafların farklı olması bunun kesin hüküm niteliğini etkilemeyeceği, Mahkemenin bu sebeple vermiş olduğu kararın hatalı olduğu, İcra müdürlüğü tarafından İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1946 Esas sayılı ilamının geç uygulanması sebebi ile huzurdaki dava ikame edilmiş olup; Malatya icra müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında kapak hesabı incelendiğinde görüleceği üzere bu miktar (30.000 + 9000 Çek tazminatı) düşürülmüş olup; Davacının da taraf olduğu bu icra dosyasında huzurdaki mahkemede verilecek kararın bir etkisi olmayacağı, tüm bu açıklamalara göre HMK’nın, emredici hüküm olarak düzenlediği her davada olması gereken ve ivedilikle incelenen dava şartları somut olayda olmadığından, mahkemece verilen hatalı ara kararın iptal edilerek; davanın kesin hüküm sebebiyle usulden reddi talep olunduğu belirtilerek,Mahkemenin 14.02.2018 tarih ve 1 nolu celsede 5 nolu bentte vermiş odluğu kesin hüküm itirazımızın reddine ilişkin kararının kaldırılarak davanın kesin hüküm sebebiyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK’nın 72. maddesi gereğince açılan menfi tespit davasıdır. Davacı vekili, davacı ile davalı arasında bir kısım ticari münasebetler olduğunu, bunun sonucunda davacının keşidecisi olduğu … Bankası Çat şubesi, 15/12/2014 keşide tarihli 90.000,00 TL tutarlı çekin davalı tarafa teslim edildiği, ancak iş bu çekin keşide tarihinde ödenemediği, bunun üzerine davalının Malatya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla dava konusu bu çeki icra takibine konu ettiği, ancak icra takibinden evvel 24/12/2013 tarihinde, … Bankası Akpınar/ Malatya Şubesindeki davalı hesabına 30.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalı tarafın bu ödemeyi borca mahsup etmeyerek çekin tamamı üzerinden icra takibine giriştiğini, çekte lehtar olan ve davacının babası …e ilgili olarak İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2014/1946 sayılı dosyası ile dava açıldığını ve 30.000,00 TL’nin takipten önce ödendiğinin tespitine karar verildiğini, iş bu kararın Yargıtay temyiz incelemesinden geçtiğini belirterek davacı tarafın Malatya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ve takibe konu olan çek sebebiyle 30.000,00 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, davalının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesinin talep ettiği, davalı vekilinin, İstanbul Anadolu 6. ATM nin 2014/1946 sayılı dosyasında verilen ilamın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, huzurdaki davanın öncelikle kesin hüküm sebebiyle reddine karar verilmesinin talep edildiğini, iş bu davada davacının hukuki yararının bulunmadığını, kötü niyet tazminat şartlarının oluşmadığını, davalı şirketin davacı tarafın icra takibine konu çek bedelinin 30.000,00 TL’sinin ödendiğini kabul ettiklerini ve bununla ilgili ilamı icra dairesine sunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin iş bu kararı yukarıdaki sebeplerle istinaf ettiği görülmektedir. Davacının keşidecisi olduğu … Bankası Çat şubesi, 15/12/2014 keşide tarihli 90.000,00 TL tutarlı çek sebebiyle davalının Malatya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, ancak icra takibinden evvel 24/12/2013 tarihinde, … Bankası Akpınar/ Malatya Şubesindeki davalı hesabına 30.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalı tarafça bu ödeme borca mahsup etmeyerek çekin tamamı üzerinden icra takibine girişildiği görülmüştür. İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2014/1946 esas sayılı dava dosyasında, davacının … olduğu, Malatya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla takibe konulduğu anlaşılan, …’ ün keşidecisi olduğu, 15/12/2014 keşide tarihli ve 90.000,00 TL bedelli çek ile ilgili olarak icra takibinden evvel 24/12/2013 tarihinde, davalı tarafın … Bankası Akpınar Malatya şubesindeki hesabına 30.000,00 TL ödeme yapıldığı belirtilerek, bu oranda davacının davalı tarafa borçlu olmadığına karar verilmesi istemli davada mahkemece davanın kabulüne, %20 tazminat tutarının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine dair karar verilmiş, kararı Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/5763 E. 2017/2180 K. Sayılı ilamıyla onanmıştır. Mahkemece yazılan yazıya Malatya … İcra Müdürlüğünün verdiği 02.03.2018 tarihli yazıyla, … sayılı dosyasında “…;İlgi a) sayılı yazınız ile müdürlüğümüz dosyasından … hakkında takipten evvel ödenen 30,000,00 TL ile ilgili herhangi bir feragat veya tahsilat beyanının müdürlüğümüze bildirilip bildirilmediğinin ve bu miktar üzerinden harç yatırılıp yatırılmadığının mahkemenize bildirilmesi istenilmişti. İlgi b) sayılı yazımız ile alacaklı vekilince takipten önce ödenen 30.000,00 TL için herhangi bir feragat, haricen tahsil ve tahsilat beyanının olmadığı ve bu miktar üzerinden herhangi bir harcın yatırılmadığı bildirilmişti. Alacaklı vekilinin talebine binaen gönderilen yazımızda eksik bilgi olduğu tespit edilmiş olmakla; İlgi b) sayılı yazımızda da belirtildiği üzere takipten önce ödenen 30.000,00-TL için her ne kadar haricen tahsil, feragat ve tahsil beyanı ve buna ilişkin olarak yatırılmış harç dosya içerisinde mevcut olmamakla beraber; alacaklı vekilinin müdürlüğümüze göndermiş olduğu 21/07/2017 tarihli talebinde (uyap ortamına talep 25/07/2017 tarihinde kaydedilmiştir.) “Talep ekinde sunduğumuz İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1946 Esas 2015/1092 Karar ve 18/12/2015 Tarih sayılı Kararı ve Yargıtay İlamı (ONAMA) istinaden alacak kalemlerinin bildirilen Mahkeme Kararına göre yeniden düzenlenmesini talep ederim. 21/07/2017″ şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.” cevabı verildiği görülmüştür. Davacı vekili, İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2014/1946 esas sayılı dava dosyasını gerekçe göstererek kesin hüküm sebebiyle davanın reddi gerektiği, istinaf sebebi olarak ileri sürümüştür. 6100 Sayılı HMK’nın 303/1. maddesine göre “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.”. Buna göre, kesin hükmün koşulları, her iki davanın taraflarının aynı kişiler olması, müddeabihin aynılığı ve dava sebebinin aynı olmasıdır. Eldeki davada, davanın tarafı …, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki davanın tarafı ise …’ dür. Bu durumda somut olayda kesin hüküm şartları yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin, Yargıtayın söz konusu onama ilamı neticesinde, 21.07.2017 tarihinde İcra Müdürlüğüne talepte bulunarak, yeniden kapak hesabının düzenlenmesinin talep edildiği konusunda ihtilaf bulunmamakta olup, ikinci ihtilafın, davacı vekilince icra dairesine yazılan söz konusu yazı ve ekindeki mahkeme kararı uyarınca, söz konusu mahkeme kararında taraf olarak yer almamasına rağmen, icra takibinde borçlu olarak yer alan davacıyı da kapsayacak şekilde borçtan mahsup işleminin icra müdürlüğünce resen yapılıp yapılamayacağı ve bu sebeple bu davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında bulunmaktadır. İstanbul Anadolu 6. ATM’nin 2014/1946 esas sayılı kararının dava konusu icra dosyasına sunulup, buna göre işlem yapılmasının davalı tarafça talep edilmesi üzerine, 30.000,00 TL’lik, takibe konu senet için ödeme yapılmış olduğu sabit olduğundan, yapılan ödemenin İcra Müdürlüğünce resen mahsup edilip dosya kapak hesabının yapılması gerektiği, İcra Müdürlüğünce aksi bir işlem halinde işlemi şikayete tabi olacağı, icra takibinde birden fazla borçlu olsa bedeli borç kaynağı tek senet olduğundan borçta tek olup yapılacak ödemenin dosya borcundan ve dolayısıyla her iki borçlu içinde mahsup edileceği, keşideci yönünden ise tazminat miktarı ve borçluların sorumluluk miktarlarının İcra Müdürlüğünce dosya kapak hesabında yapılabileceği, bu durumda davacının işbu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığı, bu sebeplerle 6100 Sayılı HMK’nın 114/(1)-h. maddesi gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece hatalı değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından bu yöndeki davalı istinafının yerinde olduğu, açıklanan sebeplerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 114/(1)-h ve 115/(2). maddeleri gereğince davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi yönünden yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/04/2018 tarih, 2017/884 E., 2018/373 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda; 3- Davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından 6100 Sayılı HMK’nın 114/(1)-h. ve 115/(2). maddeleri gereğince DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 512,33 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 431,63 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine, 4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 7/(2). ve 13/(1). maddelerine göre, 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 13,60 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 111,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/c- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5/e- İstinaf yargılaması için davalı tarafından mükerrer olarak yatırılarak 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/03/2022