Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/881 E. 2022/450 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/881
KARAR NO: 2022/450
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
NUMARASI: 2017/334 E. 2018/184 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında icra takibine konu belgenin 01/08/2015 tanzim 01/09/2015 ödeme tarihli ve yazıyla “beşbinbeşyüz” TL rakamla “55.000,00TL” tutarlı bono olduğunun görüldüğünü, müvekkilinin paraya ihtiyacı olması sebebiyle adına kayıtlı taşınmazın emlakçi olan davalıya 15.500,00TL bedel karşılığında satılması için anlaştıklarını ve aldığı 5.500,00TL kapora karşılığında davalıya borçlu isim, unvan, TC kimlik no, imza kısmı doldurulmak suretiyle icra takibine konu senedi teminat olarak verildiğini, söz konusu taşınmazın 21.000,00TL’na … isimli şahsa satışı konusunda anlaşmaya vardığını ve davalıdan aldığı 5.500,00TL kaporayı davalının oğlu …’e elden verdiğini, senet yanında olmadığından o an için iade etmediklerini, aynı köyden olmaları sebebi ile davalıya güvendiğini, ancak daha sonra davalının bu senedi tahrif ederek önce Pamukova İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında, bu takibe itiraz edilmesi üzerine bu kez Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında icraya koyulduğunu, takibe konu senette yazı ile beşbinbeşyüz TL yazmasına rağmen rakamla ellibeşbin TL yazıldığını, bu konuda suç duyurusunda bulunduklarını ve Kocaeli C. Başsavcılığı’nın … hazırlık soruşturmasının devam ettiğini, icra takibine konu senet teminat olarak verildiğinden ve davacının davalıya bir borcu bulunmadığından, öncelikle teminat mukabilinde bedelin davalıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilerek, davacının Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün …. takip sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, % 20 kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkilinden nakit olarak 5.500,00 TL borç para aldığını, borcunu ödememesi üzerine tahsili için Pamukova İcra Müdürlüğü’nde takip başlatıldığını, yetki itirazı üzerine, dosyasının yetkisizlikle Kocaeli İcra Dairesi’ne gönderildiğini, icra takibine konu senedin teminat seneti olmadığını, davalıya elden verilen paranın karşılığı için düzenlendiğini, takibe konu senedin teminat seneti olduğunun yazılı bir belge ile ispatlanması gerektiğini, senet üzerinde hiç bir tahrifat yapılmadığını, davalı tarafın açtığı Kocaeli … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasındaki davadan feragat ettiğini, feragatin kesin hüküm sonuçlarını doğurduğunu, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davalı … tarafından davacı aleyhine Pamukova İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında 5.550,00TL asıl alacak ve 705,83TL işlemiş faiz ile ilgili 14/11/2016 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, yetki itirazında bulunması üzerine yetkisizlik kararı verilerek gönderildiği Kocaeli … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasında icra takibine devam olunduğu, davacı tarafın icra takibinin dayanağını oluşturan 01/08/2015 tanzim tarihli 01/09/2015 vade tarihli 5.500,00 TL lik senedin davalı …’e teminat senedi olarak verildiği, 5.500,00TL nın davalının oğluna elden ödendiği, davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine yönelik dava açtığı, davalının ise davacının kendisinden borç para aldığını ve karşılığında icra takibine konu senedi verdiğini, borcun ödenmemesi üzerine takibe geçildiği, icra takibine konu senedin teminat senedi olmadığını savunduğu, Davacının icra takibine konu senedin teminat senedi olduğunu belirtmesine rağmen teminat senedi olduğuna ve 5.500,00TL borcun davalının oğlu …’e elden ödediğine ilişkin yazılı bir belge sunmadığı, senede karşı senet ile ispat geçerli olduğundan ve davacı senede karşı yazılı bir belge sunmadığından davasını ispat edemediği, davanın ispat edilememesi nedeni ile reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı …’e 20.11.2017 tarihli dilekçeleri ile yemin metnini sunarak teklif ettikleri yemin uyarınca Pamukova Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/77 Talimat sayılı dosyasında 11.01.2018 tarihinde yemin etmek suretiyle vermiş olduğu ifadede; taraflar arasında arazi satışı hususunda anlaşma kesinlikle yapmadıklarını, 5.500,00 TL kapora olarak vermediğini, karşılığında teminat senedi almadığını, aralarında başka bir borç ilişkisi olduğunu beyan etmek suretiyle davalı …’in yalan beyanda bulunarak adaleti yanıltmaya, haksız menfaat elde etmeye çalıştığını, mahkemenin re’sen suç duyurusunda bulunması ve huzurdaki davanın kabulüne karar vermesi gerekirken davanın reddine karar verdiğini, Davalı … hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını, C. Savcılığı’nın 2017/5030 Soruşturma sayılı dosyasında …’in dilekçe ekindeki kolluk ifadesinde iddialarını destekler mahiyette, arazi için 15.500,00 TL’ye anlaştıklarını, 5.500,00 TL kaparo olarak verdiğini, karşılığında teminat senedi alındığını ikrar ettiği halde, Pamukova Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/77 Talimat dosyasında verilen ifade de yeni bir olayı kurgulamak suretiyle yalan beyanda bulunduğunun sabit olduğunu, izah ettiği nedenler ve re’sen dikkate alınacak hukuki sebeplerle kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini, talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Karar aleyhine davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur. Dava ve takip konusu senedin incelenmesinden; davacı … tarafından 01/08/2015 tanzim, 01/09/2015 vade tarihli, 5.500,00 TL bedelli olarak davalı … emrü havalesine keşide edildiği, bedelin rakamla 5.500,00 TL ve yazı ile “beşbinbeşyüz” Türk lirası olduğu, bedelinin nakden ahz olunduğunun belirtildiği, bono üzerinde teminat bonosu olduğuna ilişkin şerh bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı tarafın iddiası bononun teminat senedi olduğu ve bedelinin ödendiği, senet üzerinde tahrifat olduğuna ilişkindir.Davalı taraf ise; senedin ödünç olarak verilen para karşılığında düzenlendiğini ve bedelin ödenmediğini savunmuştur. Senet üzerindeki yazı ve rakamla belirtilen miktar aynı olduğundan, tahrifat bulunmadığı sübuta ermiştir. Bono, kambiyo vasfı sebebiyle temelindeki hukuki ilişkiden ayrık olarak, mücerret borç ikrarını içerir. Davacı keşideci, davalı lehtar olduğundan, davacının kambiyo vasfına veya temelindeki hukuki ilişkiye dayanarak menfi tespit davası açma hakkı mevcutt olup, davacı temeldeki hukuki ilişkiye dayanarak dava açmıştır. Davalı kambiyo senedine dayanmıştır. Davada temeldeki hukuki ilişkiye de dayanılsa, senede dayanan tarafça bono ibraz edilmekle, ödenmesi gereken bir borcun varlığı kanıtlanmış olacağından, senet metninde yer almayan bir hususu ileri süren tarafın, bu iddiasını HMK 201. maddesi uyarınca yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. Senette bedelin nakden ahzolunduğu belirtildiğinden, davacının kaparo olarak verildiğine ve davalının ödünç para karşılığı verildiğine ilişkin her iki iddiaya uygundur. Senet metninden teminat için verildiği ve ödendiği tespit edilemediğinden, davacı tarafça HMK 201. maddesi uyarınca yazılı belge sunarak kanıtlanmak zorundadır. Davacı taraf senedin teminat senedi olduğunu iddia etmekle birlikte, taşınmazın davalıya satış taahhüdü karşılığında aldığı kaporo bedeline ilişkin düzenlendiğini, taşınmazı daha sonra davalı dışındaki şahsa sattığını, senet bedeli karşılığı aldığı 5.500,00 TL’nı davalının oğluna ödediğini iddia ettiğinden, satıştan davacı vazgeçtiği için aldığı kaporoyu davalıya iade etmekle yükümlü olup, senedin bedelsiz olmadığını ikrar etmiştir. Bu durumda senet bedelini ödediğini iddia eden davacının ödemeyi yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. Davacı vekili, davalının Kocaeli C. Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyasında 06/06/2017 tarihinde Jandarma’da verdiği ifadesindeki; “Geçmiş zamanda … isimli şahıs ile böyle bir arazi ticaretimiz olmuştur. Arazi için 15.500.00 TL ye anlaştık ve 5.500 00 TL kaparo olarak …’ye vermek için oğlum …’e verdim. O da parayı götürüp şansa teslim etti ve aralarında 5.500 00 TL değerinde Teminat senedi imzaladılar. Ben oğlum ile önceden emlakçılık işi yapıyorduk. Ben şikayetçinin belirttiği gibi anlaşmış olduğumuz bu araziyi 21.000.00 TL ye satmak için … isimli şahıs ile hiçbir görüşmem olmamıştır. Ben … isimli şahsa hiçbir şekilde “sana verdiğim kaporayı getir o zaman” diye bir konuşmam olmamıştır. Ayrıca şahsın belirttiği gibi … ile … isimli şahıs benim bildiğim kadarı ile oğlum olan …’e vermemişlerdir. Ayrıca … beni senet konusunda hiç aramadı ve bahsetmiş olduğu bu konuşma aramızda hiç geçmemiştir. Ben hiçbir şekilde bende bulunan senet üzerinde tahrifat etmedim. … isimli şahıstan da hiçbir şekilde vermiş olduğum bu 5.500.00 TL parayı almadım. Üzerime atılan bu suçlamaları kabul etmiyorum.” sözleri ile ikrar ettiğini iddia etmiştir. HMK 118. maddesinde, tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıaların çekişmeli olmaktan çıkacağını ve ispatı gerekmediğini düzenlemiştir.Yargıtay 11. HD’nin 11/02/2015 tarihli 2014/15860 esas ve 2015/1657 karar sayılı karında belirtildiği üzere İkrar; bir tarafın, diğer tarafın ileri sürdüğü bir vakıanın doğru olduğunu bildirmesidir, yani ikrardan söz edilebilmesi için bir tarafın bir vakıa ileri sürmüş olması, diğer tarafın da bu vakıanın doğru olduğunu bildirmesi gerekir. İkrar, ya mahkeme dışında veya mahkeme önünde yapılır. Mahkeme dışı ikrar, kesin delil olmadığından hakim mahkeme dışı ikrarı doğrulayacak delil ve emare varsa buna dayanarak hüküm verebilir. Yine mahkeme dışı ikrar, takdiri delil olduğundan bununla ancak takdiri delillerle ispat edilebilen hususlar ispat edilir. Mahkeme dışı ikrar, bir belge mesela ikrarı içeren bir mektupla ispat edilirse, kesin delil hükmünde olur. (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2013, s. 366, 367.) Davalının beyanları mahkeme huzurunda verilmediği için, mahkeme içi ikrar niteliğinde olmadığı sabittir. Davacı tarafça mahkeme dışı beyanları destekleyen delil sunulmadığı gibi, davalının bedelin tahsil edildiğine ilişkin ikrarı da bulunmadığından mahkeme dışı ikrar olarak ta kabul edilemez. Davacı taraf bononun teminat bonosu olduğuna ve bedelini ödediğine ilişkin yazılı delil sunamadığından, davalıya yemin teklif etmiştir. Mahkemece yazılan talimat uyarınca Pamukova Asliye Hukuk (Ticaret mahkemesi sıfatı ile) Mahkemesi’nin 2017/177 talimat sayılı dosyasının 11/01/2018 tarihli oturumunda davalının; Ben davacı … ile bahsettiğiniz şekilde kesinlikle bir anlaşma yapmadım. Onun adına kayıtlı taşınmazı satma konusunda 15.500,00 TL’lik bir anlaşma yapmadım. Aracılık etmedim. Aramızda böyle bir anlaşma olmadığı için davacının iddia ettiği kısmi ödemeyle ilgili bilgim yoktur. Zaten böyle bir anlaşma olmadığı için bende ondan para istemedim. Dolayısıyla bu kapsamda bir teminat senedi de almadım. Benim ondan almış olduğum senet başka bir hukuki ilişkiye dayanıyordu. Ben ona borç para vermiştim. O da bana bunun karşılığında bir adet senet verdi. Bunun dışında başka bir senet almadım. Davacının kendi adına kayıtlı taşınmazına kendisinin müşteri bulup bulmadığını bilmiyorum. Ayrıca buna istinaden davacı veya bir başkası tarafından oğlum …’e paranın verilip verilmediğini bilmiyorum. Az önce belirttiğim gibi bana tek bir senet verildi. O da başka bir hukuki ilişki dolayısıyladır. Bu yüzden bu konuyla ilgili bir senet verilmedi ve iadesi talep edilmedi. Bende bundan dolayı “evde yada ofiste bir yerdedir, yırtar atarım” şeklinde bir söz kesinlikle söylemedim. Ayrıca az öncede belirttiğim gibi davacı bana zaten 5.500,00 TL vermemiştir ki bunun dışında ben başka bir para talep edeyim. Ayrıca aramızda satım aracılığına ilişkin bir anlaşma olmadığı için para talep etmem söz konusu değildir. Bu hususta yukarıda beyan ettiğim şekilde yemin ediyorum şeklinde beyanda bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı takip ve dava konusu senetten dolayı davacının 5.500,00 TL ödeme yapmadığına dair yemin ettiğinden, yemin davayı sonuçlandıran kat’i taraf delillerinden olduğundan, bu hali ile davacının iddiasını kanıtlayamadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesinde yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığından istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2018 tarih ve 2017/334 E. 2018/184 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/03/2022