Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/880 E. 2022/281 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/880
KARAR NO: 2022/281
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2017
NUMARASI: 2016/65 E. – 2017/1217 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … bankası İkitelli Ticari Şubesinin 30.06.2014 tarihli 500.000,00-TL bedelli … nolu çeki sebebiyle, ön yüzdeki aval imzasından ötürü davalı müvekkilden alacaklı olduğu iddiası ile İstanbul … İcra Müdürlüğümün … Es. Sy. Dosyası ile icra takibi başlattığını, söz konusu çekteki tarihin 30.06.2014 tarihini taşıyorken, bu tarihin üzeri çizilerek 30.04.2014 tarihinin atıldığını, gerek bu tarihteki paraf imzası, gerekse de çek ön yüzündeki davacı müvekkilinin isminin yanına atılan aval imzasının müvekkiline ait olmadığını, yine …bankası İkitelli Ticari Şubesinin 31.07.2014 tarihli 500.000,00-TL, Bedelli … nolu çeki sebebiyle, ön yüzdeki aval imzasından ötürü davalının müvekkilinden alacaklı olduğu iddiası ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Es. Sy. Dosyası ile icra takibi başlattığını, söz konusu çekteki tarihin 31.07.2014 tarihini taşıyorken, bu tarihin üzeri çizilerek 31.05.2014 tarihi atıldığını, gerek bu tarihteki paraf imzası, gerekse de çek ön yüzündeki müvekkilinin isminin yanına atılan aval imzası müvekkiline ait olmadığını, … Bank A.Ş. Beylikdüzü Şubesinin 30.06.2014 tarihli 700.000,00-TL Bedelli … nolu çeki sebebiyle aval imzasından ötürü davalının müvekkilinden alacaklı olduğu iddiasında olduğunu, iş bu çekin bugüne dek takibe konulduğuna ilişkin bir bilginin kendilerine ulaşmadığını, fotokopisi dilekçe ekinde sunulan bu üçüncü ve son çekin ön yüzündeki aval imzasının da davacı müvekkilinee ait olmadığını beyan ederek, müvekkilinin davaya konu üç adet çek sebebiyle, davalıya borcu olmadığının tespitine ve davalının İİK nun 72/5 maddesi gereği alacağın yüzde 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın talebinin zamanaşımına uğradığını bu sebeple öncelikle zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden ise; davacı yanın taleplerinin hukuka uygun ve net olmadığını, davaya konu olan çeklerin keşidecisi … Tic. Ltd. Şti. Olup, çekte yer alan tarihte bir değişiklik yapılmış veya yapılacak ise iş hayatının olağan akışına göre bunun keşidecisi tarafından paraflanmış olmasının beklenildiğini, her ne kadar davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte, çeklerde tarihlerdeki değişikliğin keşide edene ait olmadığı iddiasının sadece keşideci tarafından ileri sürülebileceğini, bu hususa ilişkin dava açmada hukuki yararının bulunmadığını, ayrıca, davacı yanca müvekkili şirket tarafından başlatılmış olan takiplere ilişkin yanlış bilgiler verildiğini,davacı aleyhine başlatılmış 3 adet icra takibi bulunduğunu, (İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas) İş bu durumun, anlam ve kavram kargaşasına neden olmaktan başka bir işe yaramadığını, davacıyla, davacının büyük ortağı ve yetkilisi olduğu … Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili şirketin ticari ilişkisinin olduğunu, uzun süredir müvekkili şirketten beton satın aldıklarını söz konusu şirketin müvekkili şirkete vermiş olduğu teminat mektuplarının süresinin sonuna yaklaşılması üzerine davacı tarafından müvekkili şirkete yeni teminat mektubu verilemeyeceğinin iletildiğini ve akabinde teminat mektuplarının nakde çevrilmemesi için teminat olarak aval cirolu çekler çek alım bordrosu mukabilinde … şirketinin muhasebe biriminden teslim alındığını, iş bu nedenle davacı şirketin tüm kayıtlarının incelenerek çalışanlarının da imza örneklerinin alınmasının gerektiğini, müvekkili şirketçe konu itibariyle sahte imzalı bir çekle kendisine menfaat sağlamaya çalışılmasının söz konusu dahi olamayacağını, ayrıca, önceden alınan ve ödenen çeklerdeki imzanın davacının imzasıyla birebir aynı olması sebebiyle imzanın sahteliğinin anlaşılmasının da mümkün olmadığını, kaldı ki, gözle incelendiğinde birebir imzası tutan, uzun süredir ticari ilişkisi devam eden kişi veya şirketten böyle bir durumun beklenilmesinin iş hayatın olağan akışına da aykırı bir durum olduğunu, ilgili çeklerdeki aval cirosunun davacıya ait olmadığı iddiası karşısında çeklerden haberdar olan Davacı ve … şirketinin muhasebe birimindeki görevliler ve çeklerde başkaca imzası olan kişiler varsa bu kişiler hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçları nedeniyle suç duyurusunda bulunacaklarını, davaya konu olan çeklerle ilgili yapılan icra takiplerinin kesinleştiğini ve haciz safhasına geçildiğini, söz konusu çeklerle ilgili ne davacının ne de … şirketi yetkililerinin imzaya ve borca itiraz etmediklerini, Kanunen verilen haklarını zamanında ve yerinde kullanmayan davacının sonradan müvekkili şirkete böyle bir davayı yöneltmesine anlam veremediklerini ve davacı hakkında müvekkili şirketi zarara uğratmak kastıyla hareket etmesi nedeniyle Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/578 E. ve 2014/586 E. sayılı dosyalarına kayden tasarrufun iptali davaları açtıklarını, müvekkili şirket alacağının doğmasına müteakip davacının üzerindeki tüm malvarlığını devrettiğini, tasarrufun iptali davalarına konu olan ilgili taşınmazların inşaatını yapan … İnşaat şirketinin davacı …’ın büyük ortağı ve yetkilisi olduğunu, tasarrufun iptaline konu olan tapu devirlerinin yapıldığı 12.02.2014 tarihinden bir gün sonra 13.02.2014 tarihinde … İnşaat şirketi tarafından Bakırköy 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/46 E. sayılı iflas erteleme davası açıldığını, dava neticesinde şirketin iflas ettiğini ve dosyanın temyiz aşamasında olduğunu, akabinde ilgili şirketin bazı borçlarından dolayı, davacı …’ın şahsi sorumluluğunun söz konusu olduğunu, davacının, iflas erteleme davasından sonra alacaklılar tarafından kendi şahsına yönelik gelecek hacizlerden kurtulmak amaçlı olarak alacaklıları zarara uğratmak kastıyla devriler yaptığını, davacının davayı açmakta kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin çeklerin keşidecisi … şirketi ile ticari ilişki içinde olması sebebiyle avalin imzasını bilebilecek durumda olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Davaya konu her üç çek üzerinde grafolog bilirkişi marifiyeti ile yaptırılan inceleme sonucunda çeklerin üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığının tespit edildiği ve davacının bu davayı açmakta haklı olduğu, takibe konu çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne her üç icra dosyasındaki takibe konu çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminat talebinin şartlar oluşmadığından reddine,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi incelemesinin eksik yapıldığını, sadece davacının imza örneklerinin alındığını, davacı ile beraber … İnşaat firmasında, yetkisizce evrak imzalayan ve bu imzalara rağmen karşılığı ödenen çekler bulunduğunu, imza incelemesi için toplanan örneklerin, sadece dava konusu çekler üzerindeki imzalarla karşılaştırılmaması aynı zamanda daha önce karşılığı ödenen çekler üzerindeki imzalarla da karşılaştırılması gerektiğini, Davacı …’ın, … İnşaat firmasının patronu olduğunu, dava konusu çekler üzerindeki aval imzalarının kendisinin bilgisi dahilinde atıldığını, firmasının müvekkil şirkete olan borcuna kefil olduğunu, ancak huzurdaki davada davacı tarafın, müvekkili şirketi evrakta sahtecilik yapmak suretiyle, dolandırdığını, dava konusu çeklerin, davacı tarafından imzalanacağı gün, müvekkili şirket çalışanın bir takım hileli eylemlerle kandırıldığını ve çeklerin kendisine teslim edildiğini, devam eden süreçte ise, davacının patronu olduğu … İnşaat firmasının iflas ertelemesi talebiyle mahkemeye başvurduğunu, Davacı … hakkında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştur. Savcılığın 2017/46819 sr. numaralı dosyasından başlatılan soruşturmanın halen devam ettiğini, soruşturma sonucunun beklenmesi gerektiğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, üç ayrı icra takibine konu edilmiş çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olup, uyuşmazlık; dava konusu çekler üzerinde avalist olarak yer alan imzanın davacıya ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk Derece Mahkemesince, dava konusu çekler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya sunulan denetime elverişli bilirkişi raporunda; çekler üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığının tespit edildiği, konuya ilişkin olarak sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından yürütülen soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2017 tarih ve 2016/65 E., 2017/1217 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 116.127,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 29.031,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 87.095,30 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 24/02/2022