Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/879 E. 2022/292 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/879
KARAR NO: 2022/292
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2017
NUMARASI: 2015/1032 E. – 2017/882 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde bir kısım çeklerin çalındığını, bu olay nedeniyle davacının kimlik bilgilerine ulaşıldığını, icra takibine konu çek üzerindeki kaşe ve imzanın davacıya ait olmadığını, davacının bu isimde bir şirketin yetkilisi ve ortağı olmadığını, diğer cirantalarla da bir ticari ilişkisinin olmadığını beyan ederek, davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “ticaret sicil müdürlüğünden gelen yazıda, davacının temsil ettiği ”…” adında bir şirketin mevcut olmadığı, davacının üstüne kayıtlı ticari şirketlerin, ”… tic. ltd. şti. , … ltd. şti., … tic. ltd. şti. ve … tic. ltd. şti. olduğu, davacının bu şirketlerde müdür ve yetkili temsilci olarak gözüktüğü, bunun dışında … isminde herhangi bir şirket olmadığı, şişli vergi dairesinden gelen müzekkere cevabında da davacının böyle bir şirketi temsil etmediğinin belirtildiğini, davacının bağlantısı tespit edilemediğinden imza incelemesine gerek olmaksızın borçtan sorumlu olmadığı kanaatine varıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargılamada taraf teşkilinin sağlanmadığını, yargılamanın yokluklarında devam ettiğini, davalının çeki iktisabında ağır kusurlu olduğunun ispatlanamadığını, davalının düzgün ciro silsilesi yoluyla hak sahibi olduğunu, imzaların istiklali prensibi gereği davacının borçlu sayılması gerektiğini, soyut davacı beyanları ile sonuca gidildiğini, eksik araştırma ile karar verildiğini, davacının meşru hamilliğini ispat edemediğinden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.İnceleme, 6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanunu’nun(hmk) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, çeke dayalı icra takibi sebebiyle menfi tespit davasıdır. Davacı, çek üzerindeki imza ve kaşenin kendisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı davaya cevap vermemiş, Mahkemece; Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre, davalının ”…” adında bir şirketin ortağı ve yetkilisi olmadığı gerekçesiyle imza incelemesi yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen sebeplerle istinaf edilmiştir. Dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebliğ mazbatası incelendiğinde, dava dilekçesinin davalı şirket yetkilisi olduğunu beyan eden şahsa adresinde usûlüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak yasal süresi içerisinde davaya cevap verilmediği anlaşılmış olup, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davacı, takibe konu çek üzerinde, keşideci cirosundan sonra ikinci ciranta olarak yer almakta olup, davacı imzasının ”..” isimli şirket kaşesi üzerinde yer aldığı görülmektedir. ”…” isimli şirket kaşesi üzerinde yer alan vergi numarası esas alınarak Şişli Vergi Dairesine yazı yazıldığı, gelen cevapta, vergi numarasının davacıya ait olduğunun belirtildiği ancak, Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabında, ”…-…” isimli firma kaydının bulunmadığının bildirildiği, davacının ortağı ve yetkilisi olduğu şirketlerin tek tek belirtildiği, bu şirketlerin çek üzerinde kaşesi bulunan ”…” isimli firmayla isim benzerliğinin dahi bulunmadığı, davacı yanca dosyaya sunulan imza sirküleri üzerindeki davacıya ait imza ile takip ve dava konusu çek üzerindeki imza üzerinde çıplak gözle yapılan incelemede, çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığının görüldüğü, bu nedenle Mahkemece ayrıca imza incelemesi yapılmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, hırsızlık suçundan görülen yargılamanın eldeki çekin hırsızlık olayının konusu olmaması sebebiyle sonuca etkili olmayacağı, diğer yandan sahtecilik iddiası mutlak defilerden olup, herkese karşı ileri sürülebileceğinden ve davalının meşru hamil olması sonucu değiştirmeyeceğinden aksi yöndeki davalı istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı kanaatine varılmakla Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2017 tarih ve 2015/1032 E., 2017/882 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.908,73 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 5.145,83 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.918,54 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/02/2022