Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/875 E. 2022/417 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/875
KARAR NO: 2022/417
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/01/2017
NUMARASI: 2014/1458 E. – 2017/59 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde Beşiktaş …Noterliği’nin 13.08.2007 tarih, … yevmiye numaralı ve … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye konu ekipman ve aksesuarları mülkiyeti müvekkili şirkete ait olmak üzere finansal kiralama yoluyla kiralandığını, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan 27.l0.2008 tarihi itibariyle toplam 45.326,00 EURO kira borcu, 119,00 EURO gecikme faizi, 723,00 EURO sigorta borcu ödenmediğinden davalının temerrüde düştüğünü ve sözleşmenin feshedildiğini, davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, itiraz olunan kısım üzerinden % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımına uğradığını, davacı taraftan 48.000,00 EURO’ya iş makinası aldığını, borcun 24.000,00 EURO’sunu ödediğini, kalan borcunu ödememesi sebebiyle davacı tarafça, Kumlucu İcra Dairesi’nin … Talimat sayılı dosyası ile sözleşmeye konu makinenin elinden alındığını, borcunun büyük bir kısmını ödediğini, makinenin icra yolu ile satışının yapıldığı zaman borcunun tamamen kapanacağını ancak söz konusu makinanın satışının yapılamadığını, makinenin elinden alınması sebebiyle 4 yıldır mağdur olduğunu, sözleşme imzalanırken üç kez yapılandırma hakkının olduğunun söylendiğini ancak bir kez bile yapılandırma yapılmadığını belirterek hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı , davacı vekilinin dava dilekçesi, beyanları , davalının cevapları, Finansal Kiralama Sözleşmesi, faturalar, teslim tesellüm belgesi, sevk irsaliyesi, ihtarname, eşya iadesine ilişkin ve İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/320 Esas sayılı dosyası İstanbul …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, yeterli görülen bilirkişi raporu karşısında; Beşiktaş …Noterliği’nin 13.08.2007 tarih, … yevmiye numaralı ve … sözleşme numaralı … Sözleşmesi ile davalıya teslim edilen malın kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle 31/10/2008 tarihli ve 05/01/2009 tebliğ tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshinin yapıldığı, davalıya gönderilen ihtarnamenin tebliği 05/01/2009 tarihi itibariyle temerrüt oluştuğu, İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/320 Esas sayılı dosyadan verilen karar ile malın iade alındığı, icra takibine davalının yaptığı itirazla icra takibinin 15/08/2012 tarihinde durdurulduğu ancak davacı takip alacaklısına tebliğinin yapılmadığı 10/10/2014 tarihinde davacı alacaklı beyanda bulunduğu 10/10/2014 tarihinde haberdar olduğu kabul edilerek bir yıllık süre geçtiği yönündeki itirazı kabul edilmemiş, bilirkişi tarafından rapor ve ek raporlara itibar edilerek aşağıdaki şekilde davalının itirazının bilirkişi raporunda belirtilen miktarlar ile iptaline ve takibin devamına, itirazında haksız ve kötüniyetli olduğundan inkar tazminatına mahkum edilmesine ” karar verilmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde özetle; -Dava konusu leasingli makineyi 48.000,00 EURO’ya aldığını, davalı tarafa borcunun 25.500,00 EURO’sunu ödediğini, işsizlik ve ekonomik kriz sebebi ile geri kalan kısmını ödeyemediğini, EURO’nun 2,50-TL’ye çıktığını, şirketi defalarca arayıp ve şirkete gidip borcun yeniden yapılandırılmasını istediğini ancak sözleşme imzalanırken üç kez yapılandırma hakkının olmasına rağmen davacı şirketin bir kere bile söz konusu yapılandırma tekliflerini kabul etmediğini, davalı şirketin 2011 yılının Mayıs ayında Kumluca İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile makineyi aldığını, makinenin icra yolu ile satışı yapıldığı takdirde kendisinin davacı şirkete olan borcunun tamamen kapanacağını ancak davacı şirketin söz konusu makinenin satışını yapmadığını, makinenin satışı yapıldıktan sonra davacı tarafın sebepsiz yere zenginleşeceğini, bu durumun hakkaniyet ilkelerine aykırılık teşkil edeceğini, -Davacı şirketin İstanbul 24. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/320 E. Sayılı dava dosyası ile hakkında alacak davası açtığını, dosyanın Yargıtayda olduğunu, her iki dosyanın da aynı alacaktan kaynaklandığını, beklenilmesi gerektiğini, -Davacı şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile sözleşme imzalanırken ipotek vermiş olduğu taşınmazla ilgili olarak ipoteğin paraya çevrilmesi ile icra takibine geçtiğini, icra emrine itiraz ettiğini, davacı şirketin leasingli aracın henüz satışını gerçekleştirmeden haksız ve kötüniyetli olarak hakkındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçtiğini, leasingli mal satılınca davacı şirkete herhangi bir borcunun kalmayacağını, itirazla söz konusu icra takibinin 15.08.2012 tarihinde durduğunu, davacı şirketin ise söz konusu davayı 10.10.2014 tarihinde açtığını, Yerel Mahkeme tarafından takip alacaklısına tebliğin yapılmadığı gerekçesi ile davacı tarafın soyut beyanlarla haberdar olma tarihini dikkate alarak zamanaşımı itirazlarının reddine karar verdiğini, davacının kurumsal çalışan bir şirket olduğunu, icra takibinin durduğu tarihi bilmesi gerektiğini, alacaklı vekilinin evle ilgili olarak satış işlemlerine başlama tarihinin bile öğrenme tarihi olarak kabul edilebileceğini bu sebeple alacaklı vekilinin “ben 10.10.2014 tarihinde öğrendiğim” beyanının samimi ve iyiniyetli gelmediğini tüm sebeplerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalının borcu ödememesi sebebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İcra Takibine geçildiğini, davalı tarafından bu icra takibine itiraz edildiğini ancak bu itirazın taraflarına tebliğ edilmediği için haricen öğrenildiğini, davalının icra takibine itirazının öğrenilmesiyle huzurdaki itirazın iptali davası açıldığını, İstanbul 24. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/320 Esas numaralı dosyada, davalıda bulunan malın taraflarına iadesine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalı iddialarının kabulü anlamına gelmemek üzere; sözleşmeye konu ekipmanın satışının yapılması durumunda satış bedelinin mevcut borçtan düşülebildiğini, davalının istinaf kanun yolu başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Finansal kiralamanın kanun gereği ticari iş niteliğinde olup, mesleki ve ticari faaliyetleri itibariyle yalnız yatırım mallarına ihtiyaç duyan gerçek veya tüzel kişi işletme sahipleri, kiracı sıfatıyla yer alabileceği, davalının tacir olduğu ve basiretli davranma yükümlülüğü bulunduğu buna göre yapılandırma talebine olumlu cevap verilmediğine ilişkin talebinin sözleşmedeki maddeler kapsamında davacı tarafça değerlendirilmemesinin de usul ve yasaya aykırılığı bulunmadığı, ödenmeyen kira bedelleri sebebiyle sözleşmenin feshedildiği ve bu hususun İstanbul 24. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/320 E. Sayılı dosyası ile karara çıktığı, bu kararla feshin kesinleştiği dikkate alınarak artık yapılandırmaya ilişkin taleplerin değerlendirilmesinin bu dosya kapsamında mümkün olmadığı, İstanbul 24. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının da beklenilmesinin gerekmediği anlaşılmakla bu konudaki istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında görüleceği üzere uyarlama talep edilebilmesi için öncelikli şartın temerrüde düşülmemesi olup, davaya konu olayda, davalının temerrüde düştüğü hususu sabittir. Davalı tarafın, davacı şirketin leasingli aracın henüz satışını gerçekleştirmeden haksız ve kötüniyetli olarak hakkındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçtiğine ilişkin talebine yönelik olarak, davalı taraf, davacı şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile sözleşme imzalanırken ipotek vermiş olduğu taşınmazla ilgili olarak ipoteğin paraya çevrilmesi ile icra takibine geçtiğini, icra emrine itiraz ettiğini, davacı şirketin leasingli aracın henüz satışını gerçekleştirmeden haksız ve kötüniyetli olarak hakkındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçtiğini, leasingli mal satılınca davacı şirkete herhangi bir borcunun kalmayacağını beyan etmiş ise de, dosya kapsamında yapılmış bir satışın bulunmadığı, satış yapılmadığı için sebepsiz zenginleşmeden söz edilemeyeceği, öncelikle satış yapıldıktan sonra oluşacak sebepsiz zenginleşme durumuna göre dava açılabileceği, davalının mahsup talebinin henüz gerçekleşmiş bir satış olmaması sebebiyle bu dava yönünden dinlenemeyeceği, davacı leasing şirketinin verilmiş bulunan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla alacağını talep etmesinde hukuka aykırı bir durum bulunmadığı (Yargıtay 19. HD’nin 2009/8690 esas, 2010/5589 karar sayılı, 06/05/2010 günlü ilamı) anlaşılmakla istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/01/2017 tarih ve 2014/1458 E., 2017/59 K. sayılı kararına karşı davalı asil tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.958,02 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 2.525,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.432,62 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/03/2022