Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/874 E. 2022/481 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/874
KARAR NO: 2022/481
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/02/2018
NUMARASI: 2016/10 E. – 2018/85 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili ile davalılardan … 14.05.2014 tarihinde 25.500 adet 60×90 üçlü banyo seti ve 8,500 m2 duvardan duvara polip halı satımı hususunda anlaştıklarını, yapılan anlaşma uyarınca kendilerine 669.000.TL. tutarında çekleri keşide ederek davalı … Ltd.Şti ne verdiklerini, Dava konusu … Şehit Kamil Şubesine ait … seri nolu 07.01.2015 tarih 54.250,00 TL tutarlı çekin Davalı … Ltd. Şti tarafından ciro edilmek sureti ile Davalı … A.Ş. verildiğini, sözleşme gereği ürünlerin kendilerine teslim edilmediğini, davalının mali durumunun bozulduğunu beyan etmesi üzerine sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini,müvekkili tarafından verilen çeklerin avans olarak verildiğini, çeklerin geri talep edilmesine rağmen davalı şirketin davacı tarafı oyaladığını, sonrasında ise kendilerine ulaşılamadığını, dava konusu çekin davalı … Ciro edildiğini, müvekkilinin istirdata konu çeki ödemek zorunda kaldığını, davalı … şirketinin mal ve hizmet satışından doğmamış alacakları kambiyo senetlerine dayalı olsa bile faktoring şirketlerince satın alınamayacağının kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca açık olduğunu belirterek, dava konusu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespiti ile birlikte itirazı kayıtla ödenen çek bedeli olan 54.250,00 TL tutarındaki bedelin ödeme gününden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davalı … dava konusu çeki Davalı … Ltd.Şti. İle aralarında düzenledikleri Faktoring Sözleşmesine istinaden temlik alıp tahsil etmiştir. Davalı … Vekili davacı taraf ile diğer davalı arasında ki şahsi defilerin kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini belirtmiş ise de; Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 22/2 maddesi hükmü uyarınca; Faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş ve doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler. Faktoring şirketleri belirtilen yönetmelik hükmü uyarınca alacağı temlik alabilirler.Anılan yönetmelik maddesi uyarınca, faktoring şirketi ciro suretiyle aldığı çekin dayanağı olan mal ve hizmet satışına dair fatura ve teslim belgesini mahkemeye sunmak zorundadır. Bu konuda ispat yükü 6100 Sayılı Kanunun 190.md uyarınca davalı … şirketindedir.Davalı … delil olarak fatura ve Alacak Bildirim /Temlik ve Kambiyo Senedi Tevdi bodrosunu sunmuş olmakla birlikte malların Davalı … Ltd.Şti. tarafından davacı tarafa teslim ediliğini kanıtlar teslim belgesini mahkememize ibraz edememiştir. Bu haliyle davacı tarafın, dava konusu çek bedelini davalılardan iadesinin talep edebileceği yönünde mahkememizce kesin kanaat hasıl olmakla dava konusu çekin tahsil edildiği tarihten itibaren avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine” karar verilmiştir. Davalı Factoring vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Müvekkili şirketin, işbu davaya konu, 07/01/2015 keşide tarihli, davacı şirket tarafından keşide edilmiş, 54.250,00 TL bedelli çeki, diğer davalı, … Ltd.Şti. ile imzalamış olduğu faktoring sözleşmesi (dosyada mübrez) ve bilcümle ekleri kapsamında gerçekleştirilen faktoring işlemi çerçevesinde temellük edilen faturaya (dosyada mübrez) bağlı alacağı ödeme aracı olarak tevdi ettiğini, 2- Davacı taraf, İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/10 E. sayılı dosyası ile açmış olduğu davada, diğer davalı … Ltd.Şti.’yle aralarındaki sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, işbu sözleşme kapsamında kendisine teslim edilmesi gereken malların teslim edilmediğini, bu sebepfe de, İtirazı kayıtla ödemiş olduğu dava konusu çek bedelinin iadesini talep ettiğini, Yerel Mahkemenin de, davanın kabulüne karar verdiğini, 3- 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3.maddesine göre, davacının iddialarının müvekkili şirkete karşı ileri sürülemeyeceğini, Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3.maddesi; “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri halinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring karşı ileri süremez, meğer ki faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmünü içerdiğini, huzurda görülmekte olan davada da, çekin bedelsiz olduğu, davacı tarafın mallarını teslim alamadığı hususunun, davacı tarafın ancak diğer davalı … Ltd.Şti.’ne karşı yönlendirebileceği bir def’i olduğunu, Yukarıda ifade edilmiş kanun hükmü gereğince, davacı tarafın, bu def’isini müvekkili şirkete karşı ileri süremeyeceğini, 4- Cevap dilekçesi ekinde suretlerini sunmuş olduğukları dava dosyası içinde mübrez, diğer davalı … Ltd.Şti. ile müvekkili Şirket arasından imzalanmış faktoring sözleşmesinin, ilgili çeke ait temellük edilmiş faturanın ve çek tevdi bordrosunun incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, dava konusu yapılmak istenen çekin, mevzuata harfiyen uygun olan bir faktoring işlemi çerçevesinde, müvekkili şirket tarafından alınmış ve süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilerek tahsilinin sağlandığını, 5- Yerel mahkeme’nin hükmüne atıf olarak gösterdiği yönetmeliğin, ihtilafın ortaya çıkmasından önce, 24.04.2013 tarihinde yürürlükten kaldırıldığını, Faktoring ile ilgili kanuni bir düzenleme yapılmadan önce; bu kurumun ilk olarak 90 sayılı “Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile düzenlendiğini, daha sonra zaman içerisinde değişikliklere uğrayan “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları hakkında Yönetmelik” ile düzenleme yapılması yoluna gidildiğini, bu yönetmeliğin 10.10.2006 gün ve 26315 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olup, Yönetmeliğin 33.maddesine göre, Yönetmeliğin 23. maddesinin 2. fıkrası 1,1.2008 tarihinde, diğer hükümleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girdiğini,bu yönetmeliğin 32.maddesiyle; 28.4.1992 tarihli ve 21212 Saylı Resmi Gazete’de yayımlanan “Finansat Kiralama Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik”, 8.7.1992 tarihli ve 21278 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Finansal Kiralama İşlemlerinde Süre ve Sınırın Tespitine Dair Yönetmelik”, 21.12.1994 tarihli ve 22148 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Faktoring Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik” ve 26.7.1994 tarihli ve 22002 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik”in yürürlükten kaldırıldığını, tüm bu konuların tek bir yönetmelikte düzenlendiğini ve bu yönetmeliğin de 26.6.2009 gün ve 27270 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile değişikliğe uğradığını, sonrasında da 24.04.2013 tarih ve 28617 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin 19.maddesi ile yürürlükten kaldırıldığını, 6- Son olarak yapıları düzenleme ile çıkarılan 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun halen yürürlükte ve uygulamakta olup, bu kanunun 9.maddesinin 3.bendinde ise “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri halinde kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri faktoring şirketine karşı ileri süremez: meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.”, hükmünün düzenlendiğini 7- 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2.maddesi, faktoring şirketlerinin, fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamayacaklarını ve tahsilini üstlenemeyeceklerini ifade ettiğini, cevap dilekçesi ekinde ilgili işleme ait fatura bulunduğunu, yani Müvekkili Şirketin, 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2.maddesine uygun bir faktoring işlemi yaptığını, 8- Bu bağlamda, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun “Def’iler” başlıklı 687 nci maddesi ile paralellik sağlanmasının hedeflendiğini, görüldüğü gibi yasa koyucu da, ilgili kanun maddesinin ihdas edilmesine ilişkin gerekçesinde, yukarıda değindiğikleri, faktoring şirketlerinin, ticaretin finansörü olma, tarafı olmama hususuna dayandığını, hal böyleyken, müvekkili şirketten, davacı ile davalı arasındaki ticarete konu malların teslimine ilişkin belgenin ibrazının beklenmesinin, açık bir biçimde yasaya aykırı olduğunu, 9- Huzurda görülmekte olan davada, ilgili kanun hükmünün, bir faktoring işleminin gerçekleşmesinde, işlemi gerçekleştiren faktoring şirketine hangi yükümlülükleri yüklemişse, hangi evrakların teminini emretmişse, müvekkili Şirketin hepsini yerine getirdiğini, bu sebeple müvekkili şirketten, kendisinden temini yasal olarak beklenmeyen evrakların temininin beklenemeyeceğini belirterek, bu sebeplerle, istinaf talebinin kabulüne, İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/10 E. 2018/85 K. sayılı ilamının kaldırılarak, davanın reddiyle mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, çek bedeli istirdadı istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalılardan … 14.05.2014 tarihinde 25.500 adet 60×90 üçlü banyo seti ve 8,500 m2 duvardan duvara polip halı satımı hususunda anlaştıklarını, yapılan anlaşma uyarınca kendilerine 669.000,00 TL tutarında çekleri keşide ederek davalı … Ltd.Şti ne verdiklerini, Dava konusu … Şehit Kamil Şubesine ait … seri nolu 07.01.2015 tarih 54.250,00 TL tutarlı çekin Davalı … Ltd. Şti tarafından ciro edilmek sureti ile Davalı … Faktorig A.Ş. verildiğini, sözleşme gereği ürünlerin kendilerine teslim edilmediğini, davalının mali durumunun bozulduğunu beyan etmesi üzerine sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini,müvekkili tarafından verilen çeklerin avans olarak verildiğini, çeklerin geri talep edilmesine rağmen davalı şirketin davacı tarafı oyaladığını, sonrasında ise kendilerine ulaşılamadığını, dava konusu çekin davalı … Ciro edildiğini, müvekkilinin istirdata konu çeki ödemek zorunda kaldığını, davalı … şirketinin mal ve hizmet satışından doğmamış alacakları kambiyo senetlerine dayalı olsa bile faktoring şirketlerince satın alınamayacağının kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca açık olduğunu belirterek, dava konusu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespiti ile birlikte itirazı kayıtla ödenen çek bedeli olan 54.250,00 TL tutarındaki bedelin ödeme gününden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep etmiş, davalı Factoring şirketi, diğer davalı … … Tic.Ltd.Şti. ile müvekkili Şirket arasından imzalanmış faktoring sözleşmesinin, ilgili çeke ait temellük edilmiş faturanın ve çek tevdi bordrosunun incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, dava konusu yapılmak istenen çekin, mevzuata harfiyen uygun olan bir faktoring işlemi çerçevesinde, müvekkili şirket tarafından alınmış ve süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilerek tahsilinin sağlandığını, 63861 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3.maddesine göre, davacının iddialarının müvekkili şirkete karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiş, diğer davalı davaya cevap vermemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, iş bu karar davalı … şirketince yukarıdaki sebeplerle istinaf edilmiştir. Mahkemece, davacı taraf ile davalı … şirketinin ticari defter ve kayıtları üzerinde Mali Müşavir Bilirkişi vasıtası inceleme yaptırılmış, davacı şirketin ticari defterleri yönünden düzenlenen 21/06/2016 tarihli rapor ile özetle ” Davacı taraf ile davalı … Ltd.Şti. arasında ticari ilişkinin 05/05/2014-31/12/2014 tarihleri arasında gerçekleştiğini, davalı … … Tic. Ltd. Şti’nin de ticari defterlerinin incelemeye sunulduğunu, davalı … Ltd.Şti.nin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı tarafın yevmiye defterinin açılış tasdikinin yapıldığı, kapanış tasdikinin yapılmadığı, davacı ve davalı … Ltd.Şti. nin ticari kayıtlarının örtüştüğü, davalı firmanın davacı firmaya 917.049,19 TL borcunun olduğu, dava konusu çekin davalının davacı tarafa olan borcunun içinde olduğu” tespiti yapıldığı, davalı …’ nin ticari defterleri üzerine yönelik düzenlenen 30/05/2017 tarihli rapor ile özetle ” Davalı … Ltd.Şti. Tarafından Davacı şirket üzerine 05/06/2014 Tarih … seri nolu irsaliyeye istinaden düzenlenen … nolu 85.247,18 TL tutarında tahakkuk ettirilen faturayı 17/06/2014 tarihinde alacak bilidirmi /temlik ve kambiyo senedi tevdi formu düzenleyerek aynı şekilde 07/01/2015 keşide tarihli … nolu 54.250,00 TL bedelli çeki temlik etmek sureti ile çek ve faturanın davalı …’ ne teslim edildiği, davalı tarafça, davacı tarafa herhangi bir mal teslimatı bulunmadığı, dava konusu çekin avans olarak alınmış bulunduğu, davalı … Ltd.Şti’nin davacı tarafa 917.049,19 TL borçlu olduğu….’ tespitleri yapıldığı görülmüştür. Yargıtay 11 HD.nin 2019/4107 Esas-2020/1903 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere somut uyuşmazlığın, TTK’nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine nazaran faktoring işlemleri bakımından özel bir hüküm niteliğinde olan ve uyuşmazlığın çözümünde öncelikle uygulanması gereken 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve buna ilişkin Yönetmelik ile BDDK Genelgeleri çerçevesinde değerlendirilip, çözüme kavuşturulması gerekmektedir. 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9/2. maddesine göre; “faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulaca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez,” hükmü düzenlenmiştir. Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, BDDK. Tarafından 04/02/2015 tarihli ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı ve Yönetmelik 11. maddeye göre yürürlük tarihi 01/01/2015 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir. 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in 8/1 maddesinde ise; “faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir” düzenlemesine yer verilmiştir. 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in İstihbarat Çalışması başlıklı 5 maddesinde ise; “(1) Kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir. İstihbarat çalışması; a) Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan faturanın tarifi, şekli ve nizamına ilişkin düzenlemeler de dikkate alınarak faturadaki bilgilerin kontrol edilmesi, b) İç kontrol sisteminin devralınan faturalara ilişkin gerekli istihbarat ve araştırma yapılmasını sağlayacak ve Merkezi Fatura Kaydı Sisteminde bu faturaların mükerrer olmadığının kontrolü tamamlanmaksızın kullandırım yapılamayacak şekilde oluşturulması, c) Müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veri tabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi hususları dâhil olmak üzere asgari olarak yukarıda belirtilen usul ve esasları içerecek şekilde yapılır ve bunların yetersiz kalması durumunda ilave yöntemlere başvurulur,” hükmü düzenlenmiştir Kanun ve Yönetmelikte açıkça, faktoring şirketlerinin kambiyo senedine dayalı olsa bile, bir mal satışından veya hizmet arzından doğmayan alacakları devralamayacakları düzenlenerek, kambiyo senedinin içerdiği hakkın soyutluğu ilkesi ortadan kaldırılmıştır. Buna göre faktoring şirketleri, ancak bir mal satışından ya da hizmet arzından doğan alacağın ifası için verilen kambiyo senetlerini, ciro ve teslim yolu ile devralabilmektedirler. Burada kambiyo senedindeki hakkın devri için yapılan ciro ve teslim, alacağın devrinin hukukî sonuçlarını doğurmaktadır. Senet borçlusu, faktoring işleminden haberdar olduğu andan itibaren, faktoring müşterisine karşı ileri sürebileceği şahsî defileri, faktöre karşı da ileri sürebilmektedir. Şahsî defilerin faktoring şirketine karşı ileri sürülebilmesi, işlemin taraflarının, kambiyo ilişkisinin sıralı tarafları olmasına bağlıdır. Buna göre, senette düzenleyen ya da keşideci, lehtar ile faktoring şirketi arasında faktoring sözleşmesinin bulunması ve senedin de ciro ve teslim yolu ile lehtardan faktoring şirketine geçmesi hâlinde, lehtar ile arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan şahsî defıleri, faktoring şirketine karşı ileri sürebilmektedir. Ciro ve teslim yoluyla devraldığı bir senedi, aradaki temel ilişki sebebiyle devreden borçlu, senedi kendisinden devralan ile faktoring şirketi arasında faktoring sözleşmesinin bulunması ve senedin, ciro ve teslim yoluyla kendisinden devralandan faktoring şirketine geçmesi hâlinde, temel ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri faktoring şirketine karşı ileri sürebilecektir. Özetlemek gerekirse; Factoring işlemi içinde yer alan kambiyo borçlusu, 818 Sayılı BK’nın 167/1 (TBK, md. 188/1) maddesi uyarınca temlik eden durumundaki önceki alacaklısına yani satıcı firmaya (müşteriye) karşı ileri sürebileceği defi ve itirazları faktoring şirketine karşı da ileri sürebilir. Burada Yönetmeliğin 22/2 ve yürürlük tarihine göre 6361 Sayılı FKFFŞK’nın 9/2. maddesi uyarınca kambiyo senedi sebebe bağlandığından kambiyo senetlerinin soyutluk ve kamu güvenliği ilkesi ortadan kalkacak ve bunun sonucu olarak şahsi defilerin hamile karşı ileri sürülebilmesi için 6762 Sayılı TTK’nın 599. (6102 Sayılı TTK ,md.687) maddesinde öngörülen “hamilin senedi kötüniyetle iktisap etmesi gerektiği” koşulu aranmayacaktır. Zira, Yönetmeliğin 22/2. ve yürürlük tarihine göre FKFFŞK’nın 9/2. maddesi uyarınca kambiyo senedindeki alacağın mutlaka bir mal veya hizmet satışından kaynaklanması gerekmekte ve senetteki alacak sebebe bağlanmaktadır. Sebebe bağlanan bu alacağın faktoring şirketine devri ciro yoluyla olmakla birlikte işlemin temelinde alacağın temliki hükümleri yatmaktadır. Bu durumda davacı keşideci, lehtara karşı ileri süreceği şahsi def’ileri davalı … şirketine karşı da ileri sürebilir. Anılan yönetmelik maddesi gereğince faktoring şirketi ciro suretiyle aldığı çekin dayanağı olan mal ve hizmet satışına dair fatura ve teslim belgesini mahkemeye sunmak zorundadır. Somut olayda, davacı ve davalı … Ltd.Şti. nin incelenen ticari defterlerinin birbirini doğruladığı, taraflar arasında Satım Sözleşmesinden doğan ticari ilişki bulunduğu, davacının, davalı şirkete, halı teslimi karşılığında, içlerinde dava konusu çekinde olduğu, toplam 669.000,00 TL bedelli çekleri verdiği, davalı şirketin davacı tarafa 16/06/2014 tarihine kadar halı teslimatlarını yapması gerekirken teslimatta bulunmadığı, taraflar arasında 23/06/2014 tarihinde sözleşmenin feshi ile sözleşme konusu malların alımından vazgeçildiği, davalı satıcı firma tarafından çek karşılığı malın davacıya teslim edildiğinin kanıtlanamadığı, davalı …’nin, dava konusu çeki Davalı … Ltd.Şti. ile aralarında düzenledikleri Faktoring Sözleşmesine istinaden temlik alıp tahsil ettiği, her ne kadar davalı … vekili tarafından davacı taraf ile diğer davalı arasındaki şahsi defilerin kendilerine karşı ileri sürülemeyeceği savunmasında bulunulmuşsa da, yukarıda açıklandığı üzere, Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 22/2. maddesi hükmü uyarınca Faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş ve doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamayacakları veya tahsilini üstlenemeyecekleri, davacı, davalı satıcı şirket ile davalı factoring şirketinin faktoring işleminin tarafı ve köşesi oldukları ve bu sebeple dava konusu işlemin alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu, davacı keşidecinin, diğer davalı lehtara karşı şahsi defilerini davalı factoring şirketine karşıda ileri sürebileceği, davalılarca mal teslimininin kanıtlanmak zorunda olduğu, bu konuda ispat yükünün 6100 Sayılı Kanunun 190. maddesi uyarınca davalı … şirketi ve diğer davalı da olduğu, fakat davalıların mal teslimini kanıtlayamadıkları anlaşılmakla, bu doğrultuda ilk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen sebeplerle dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı görüldüğünden davalı … vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/02/2018 tarih ve 2016/10 E., 2018/85 K. sayılı kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.705,81 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 926,46 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.779,35 TL harcın davalı …Ş.’den tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/03/2022