Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/864 E. 2022/584 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/864
KARAR NO: 2022/584
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
NUMARASI: 2016/43 E. 2018/182 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)|Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ile dava konusu çekin yetkili hamilinin davacı olduğunun, dava konusu çeki davacının kaybettiğini, bu şekilde çekin davacının elinden rızası dışında çıktığı, Bakırköy 7 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1058 Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığı, davalı tarafça dava konusu çekin davalı tarafça Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe konu edildiği, davacının davalıyla arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, bu nedenle davalının dava konusu çekin gerçek hamili olmadığı, dava konusu çekin gerçek ve yetkili hamilinin davacı olduğundan bahisle davaya konu çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile dava konusu çekte davalının iyi niyetli üçüncü şahıs durumunda bulunduğu, davacının dava konusu olayda davalının kötüniyetli veya çeki iktisapta ağır kusurlu olduğunu ispatlamasının gerektiği, bu yönde bir delilin dosyada bulunmadığı belirtilerek açılan davanın reddine, %20 den az olmamak üzere davacının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosyada Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkilinin davaya konu … Bank Bayrampaşa İstanbul Şubesine ait 30/11/2015 keşide tarihli 23.000 TL meblağlı … seri nolu çeki ciro ile …’ya, bu şahıs tarafından da ciro edilerek …’a ciro ederek teslim ettiğini, çek teslim edilen … tarafından çekin ödeme gününden önce kaybolduğundan bahisle Bakırköy 7 ATM ‘de çek iptali davası açıldığı, ilgili banka tarafından çekle ilgili ödeme yasağı verilmiş olmasına rağmen davalı tarafından çekin icra takibine konu edildiği ve haciz işlemleri yapıldığı, işbu icra takibinin durdurulması için Bakırköy 2 İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1282 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı ancak mahkemece davanın reddine karar verildiği, davalı tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ciro silselisine uyulmayarak takibe geçildiği, davacı keşideci tarafından çek bedelinin bankada bloke edildiği, çek üzerinde ödeme yasağı bulunmasına rağmen davalı tarafından hacze gelinmesi ve takip yapılmasının davacı tarafından gününden önce bankaya depo etmiş olduğu çek miktarına rağmen takip yapılmasının yerinde olmadığı, çekle ilgili ödeme yasağının mahkeme tarafından verildiği, keşidecinin herhangi bir kusurunun bulunmadığı iddiasıyla davacının davalıya dava konusu çekten dolayı borcunun bulunmadığı belirtilerek icra takibinin iptaline, davalının % 20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosyada Davalı vekili sunmuş olduğu 12/01/2017 tarihli cevap dilekçesiyle; Davacı keşideci tarafından sunulan dava dilekçesi ile çek bedelinin bankada depo edildiği, davacı … tarafından çekle ilgili ödeme yasağı kararı alındığı, bu nedenle dava konusu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiş ise de, birleşen dosya davacısı …’nın dava konusu çekin keşidecisi olduğu, bu nedenle çekte yasal hamil olan davalıya karşı borçlu olduğu iddiasıyla davacının davasının yerinde olmadığından reddine, % 20 ‘den aşağı olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Her ne kadar esas davada davacı dava konusu çekin yetkili hamilinin kendisi olduğu ve iş bu çekin rızası hilafına elinden çıktığı, davalının dava konusu çekte yetkili hamil olmadığı yönünde iddiada bulunarak davaya konu çekin istirdadına karar verilmesi talep edilmiş ise de; TTK 792.maddesi gereğince davacı tarafça dava konusu çekin, yine dava konusu çeki düzgün ciro silsilesi sonucu ciro yolu ile elde etmiş olan ve iyiniyetli 3.kişi durumunda bulunan davalıdan istirdadını talep edilebilmesi için, çeki elinde bulunduran davalının kötüniyetli olarak çeki iktisap ettiğini veya çeki iktisapta ağır kusurlu olduğunu ispatlamasının gerektiği, davacının işbu davada tanık deliline dayandığı ve tanığı olan …’ın talimat yolu ile dinlendiği, ancak davacı tarafça dosyada dayanılan delillerin davalının dava konusu çeki kötüniyetli olarak iktisap ettiğini veya çeki iktisapta ağır kusurlu olduğunu ispatlamaya yeterli görülmediği, davacının bu yöndeki iddiasını dosya kapsamı belgelerle ıspatlayamadığı, ayrıca davacının HMK 119/f maddesi gereğince açıkça yemin deliline de dayanmadığı görülmekle ispatlanamayan esas davanın reddine, yine işbu davanın istirdat davası olması nedeniyle davalının koşulları oluşmayan tazminat isteminin de reddine, Birleşen dava dosyası açısından ise; Dava konusu çekin incelenmesinden davacının dava konusu çekte keşideci durumunda bulunduğu, davalının ise ciro yoluyla dava konusu çeki elde etmiş olduğu, her ne kadar davacı tarafça dava konusu çek bedelinin bankada depo edilmiş olmasına rağmen esas davanın davacısı olan davacı … tarafından açılan çek iptali davası kapsamında verilen ödeme yasağı kararı dolayısıyla dava konusu çek bedelinin ibrazı anında bankaca ödenmediği, buna rağmen davalı tarafça işbu çeke dayalı olarak davacı hakkında icra takibi başlattığı iddia edilerek davaya konu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş ise de, dava konusu çekle ilgili olarak hasımsız olarak açılan çek iptali davasında verilen ödeme yasağı kararının dava konusu çekle ilgili icra takibi yapılmasına engel teşkil etmediği, davalının dava konusu çeki, çek üzerindeki kayıtlara göre, düzgün silsilesi sonucu ciro yoluyla elde ettiği, bu nedenle çekte yetkili hamil durumunda bulunduğu düşünülmekle davacının dava konusu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığı yönündeki iddiasını dosya kapsamı belgelerle ispatlayamadığı, davacı delilleri arasında HMK 119/f maddesi gereğince açıkça yemin deliline de dayanılmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine kara, ayrıca birleşen davada davalı tarafından davanın reddi halinde davacının tazminata mahkum edilmesini talep etmiş olup İİK 72/4 maddesi gereğince “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır, alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır, bu zarar her halde %20 den aşağı tayin edilemez.” hükmü karşısında mahkememizce yapılan yargılama sırasında birleşen Bakırköy 7 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/527 Esas sayılı dosyasında davacının talebi üzerine 08/06/2016 tarihli ihtiyati tedbir kararının verildiği, bu tedbir kararı uyarınca davacı tarafça teminatın yatırıldığı, ve ihtiyati tedbir kararının icra dosyasında uygulandığı anlaşılmakla davalının tazminat isteminin İİK 72/4 maddesi gereğince kabulü ile dava ve takip miktarı olan 25.359,23 TL ‘nin % 20 sine tekabul eden 5.071,84 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, mahkememizce verilen 08/06/2016 tarihli ihtiyati tedbir kararının İİK 72/4 maddesi gereğince kaldırılmasına” karar verilmiştir. Birleşen dosyada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkili tarafından … Bayrampaşa Şubesinin İstanbul-30.11.2015 keşide tarihli 23.000.-TL’lık … seri numaralı çekin ciro ile …’ya teslim edildiğini, … tarafından da ciro edilerek …’a teslim edildiğini, 2-Müvekkilinin, çek bedeli olan 23.000.-TL’sını 30.11.2015 tarihinden önce bankaya depo ettiğini, 3-Çek teslim edilen … tarafından çek ödeme gününden önce çekin kaybolduğundan bahisle Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1058 Esas sayılı dosyası ile çek iptal davası açılarak çek ödeme yasağı kararı alındığını, kararın bankaya verildiği bilgisinin verildiğini, 4-İlgili banka tarafından çek arkasında mahkemece ödeme yasağının şerhedilmesine rağmen, davalı tarafından Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/657 D.Ş, Karar Sayılı İhtiyati Haciz Kararı ile 08.12.2015 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile hacze gelindiğini, müvekkili tarafından bankaya depo edilen çek bedeli ile ilgili haciz ve muhafaza işlemi yapılmak istendiğini, 5-Çekin öncelikle Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1058 Esas sayılı dosyasına ibraz edilerek ödeme yasağının kaldırılmasının istenmesi gerekirken, davalı tarafından çek bedelinin bankada depo edildiğinin bilinmesine rağmen, kötü niyetle Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/657 D.İş-Karar sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınarak Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkilini mağdur etmeye yönelik haksız ve kötüniyetle hacze gelindiğini, 6-Müvekkili tarafından derhal Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/657 D.İş karar sayılı ihtiyati haciz kararına itiraz edildiğini, Bakırköy 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1282 Esas sayılı dosyası ile Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilgili olarak takibin muvakkaten durdurularak iptalinin talep edildiğini, aynı zamanda çek teslim edilen dava dışı …’a da bu durumun bildirildiğini, 7-Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/657 D.İş Karar sayılı ihtiyati haciz kararına yapılan itiraz reddedilmiş, Bakırköy 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1282 esas, 2015/1409 Karar sayılı dosyası ile de davanın reddine karar verildiğini, 8-Dava dışı … tarafından Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/43 Esas sayılı dosyası ile Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1058 esas sayılı dosyasının birliştirilmesi, tedbirin devamı, icra takibinin durdurulması, takibin iptali talepli olarak çekin istirdadı davası açıldığını, aynı zamanda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/6015 soruşturma numarası ile davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunun öğrenildiğini, 9-Bu arada Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1058 esas sayılı dosyası ile “çek ibraz edildiğinden dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafından istirdat davası açılmakla, çek üzerindeki ödeme yasağının devamına” dair karar verildiğini,10-Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/43 Esas Sayılı dosyası ile %15 teminat mukabilinde çek ödeme yasağı kararı verildiğini, ancak icra takibi ile ilgili olarak bir karar verilmediğini, 11-Bu arada davalı tarafından Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ciro silsilesine uyulmayarak esas takibe geçildiğini, ödeme emrinin muhtara tebliğ edildiğini, müvekkilinin tebligattan, itiraz süresinden sonra haberdar olduğunu, 12-Müvekkili tarafından çek bedelinin bankada bloke edilmesine, çek üzerinde ödeme yasağının bulunmasına ve ödeme yasağının devam etmesine rağmen, davalı tarafından hacze gelindiğini, müvekkiline ait bankalara haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkiline ait araç üzerine haciz konularak yakalama kararı çıkartıldığını, müvekkilinin gününden önce bankaya depo etmiş olduğu çek miktarına rağmen, 30.000.-TL’den fazla bir bedel ödeme tehdidi altında bırakıldığını, müvekkilinin maddi manevi mağdur edildiğini, 14-Ayrıca Müvekkilinin tüm bankalara haciz ihbarnameleri gönderilmesi nedeniyle bankalar nezdinde ticari itibarının zedelendiğini, 15-Bunun üzerine Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/527 Esas 2016/486 Karar sayılı dosyasında talepleri üzerine, 08/06/2016 tarihinde İİK 72/3 maddesi uyarınca icra müdürlüğünden alınacak kapak hesabına göre alacak ve fer’ilerinin tamamının takdiren %40’ı oranında nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu karşılığı ihtiyati tedbir yoluyla Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine dair karar verildiğini, 16-Çek bedelinin, müvekkilinden bağımsız olarak, bankada bloke edilmesi sebebiyle mağdur olan müvekkilinin, bu kez de iddia edilen icra dosya borcu ve fer’ileri ile bunların %40’ı oranında teminat yatırmak durumunda kaldığını, 23.000 TL değerindeki çeke toplamda 45.290 TL ödeme yapan müvekkilinin daha da mağdur olduğunu, 17-Ayrıca davalının TTK madde 808 uyarınca başvuru hakkının da doğmadığını, zira burada başvuru hakkının doğumu için çekin “karşılıksız” kalması gerektiğini, yani her ödememe durumunun başvuru hakkını doğurmayacağını, 18-Yerel mahkemece Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline karar verilmemesi ve açıkça kötü niyetli olarak hareket ederek müvekkili zarara uğratmaya çalışan davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmetmemesinin, müvekkili aleyhine İİK madde 72/4 uyarınca %20 tazminata hükmetmesinin hakkaniyete usul ve yasalara, gerçeklere ve hakkaniyete aykırı olduğunu, 19-Zira burada çek bedelinin davalıya ödenmemesinde müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığını, burada tamamen asıl davada davacının almış olduğu ödeme yasağı kapsamında ödeme yapılamadığını, çekin karşılıksız olması gibi bir durumun da söz konusu olmadığını, 20-Mahkemece verilmiş ödeme yasağının kararı hasımsız bir yargılama sonucu verildiğini, fakat yargılama dışı muhatap bankanın bu karara uyarak çek ödemesini gerçekleştirmediğini, bilindiği üzere ödemeyi gerçekleştirmeyen bankanın sorumluluğunun doğduğunu, bankanın dahi tarafı olmadığı yargılama sonucunda verilmiş bu karara uyduğunu, bu kararın yargılama dışı muhatap bankayı bağladığı kabul ediliyorsa yine yargılama dışı hamili bağladığı ve hamilin, hakkında ödeme yasağı olan çeki takibe koyamayacağının kabul edilmesi gerektiğini,. burada muhatap banka ve hamilin durumunun aynı olduğunu, 21-Ayrıca yerel mahkemece, çekin müvekkili tarafından …’ya ciro edildiği, … tarafından, …’a ciro edildiği, … tarafından dava dışı 3.bir şahsa verildiği, 3. bir şahıs tarafından da davalıya verildiği yönünde inceleme ve değerlendirme yapıldığını, oysa çek sureti incelendiğinde müvekkilinin …’ya, … tarafından …’a ciro edildiği, 3. bir şahsın bulunmadığı açıkça görülmekte olup, yerel mahkeme gerekçesinin açıkça gerçeklere usul ve yasalara aykırı olduğunu, 22-Yerel Mahkemece dosyaya sunmuş oldukları delillerin dikkate alınmadığını, tanıklarının dinlemediğini, dosyanın bilirkişiye tevdii ile rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, 23-HMK madde 353/1/a/6 uyarınca “Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması.” bozma sebebi olduğunu belirterek, bozma sebeplerinin tespiti ile yerel mahkemece verilen hükmün kaldırılması-bozulmasına, dosyanın yeniden hüküm kurulmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine, hükmün bozulması yerine davanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden görülmesine karar verilirse, yapılacak istinaf incelemesi neticesinde ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılması-bozulmasına, dosyada yeniden hüküm tesisi ile davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tesbitine, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takibinin müvekkili yönünden iptaline, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere (icra inkar) kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve masrafları ile ücreti vekaletin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Asıl davada davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Birleşen davacı vekili, müvekkilinin davaya konu T-Bank Bayrampaşa İstanbul Şubesine ait 30/11/2015 keşide tarihli 23.000 TL meblağlı 1472097 seri nolu çeki ciro ile, …’ya, bu şahıs tarafından da ciro edilerek …’a ciro ederek teslim ettiğini, çek teslim edilen … tarafından çekin ödeme gününden önce kaybolduğundan bahisle Bakırköy 7 ATM ‘de çek iptali davası açıldığı, ilgili banka tarafından çekle ilgili ödeme yasağı verilmiş olmasına rağmen, davalı tarafından çekin icra takibine konu edildiği ve haciz işlemleri yapıldığını, iş bu icra takibinin durdurulması için Bakırköy 2 İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1282 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, ancak mahkemece davanın reddine karar verildiğini, davalı tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ciro silselisine uyulmayarak takibe geçildiğini, davacı keşideci tarafından çek bedelinin bankada bloke edildiğini, çek üzerinde ödeme yasağı bulunmasına rağmen davalı tarafından hacze gelinmesini ve takip yapılmasının davacı tarafından gününden önce bankaya depo etmiş olduğu çek bedeline rağmen takip yapılmasının yerinde olmadığını, çekle ilgili ödeme yasağının mahkeme tarafından verildiğini, keşidecinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının davalıya dava konusu çekten dolayı borcunun bulunmadığını belirtilerek icra takibinin iptaline, davalının % 20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiş, Davalı vekili, davacı keşideci tarafından sunulan dava dilekçesi ile çek bedelinin bankada depo edildiğini, asıl dosya davacısı … tarafından çekle ilgili ödeme yasağı kararı alındığı, bu nedenle dava konusu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiş ise de, birleşen dosya davacısı …’nın dava konusu çekin keşidecisi olduğu, bu nedenle çekte yasal hamil olan davalıya karşı borçlu olduğu iddiasıyla davacının davasının yerinde olmadığından reddine, % 20 ‘den aşağı olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, birleşen davacı vekili yukarıdaki sebeplerle işbu kararı istinaf etmiştir. Dosya kapsamına göre, birleşen dosya davacısı tarafından T-Bank Bayrampaşa Şubesinin İstanbul-30.11.2015 keşide tarihli 23.000.-TL’lık 1472097 seri numaralı çekin ciro ile …’ya teslim edildiği, … tarafından da ciro edilerek asıl dosya davacısı …’a teslim edildiği, birleşen dosya davacısının, çek bedeli olan 23.000.-TL’sını 30.11.2015 tarihinden önce bankaya depo ettiği, Çek teslim edilen … tarafından çek ödeme gününden önce çekin kaybolduğundan bahisle Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1058 Esas sayılı dosyası ile çek iptal davası açtığı ve bu dosyada çek ödeme yasağı kararı alındığı, kararın bankaya bildirildiği, igili banka tarafından çek arkasında mahkemece ödeme yasağının şerhedildiği, buna rağmen, davalının talebi üzerine, Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/657 D.Ş, karar sayılı ihtiyati haciz kararı verildiği, 08.12.2015 tarihinde davalı tarafından icra takibi başlatılarak Bakırköy 5.İcra Müdürlüğünün 2015/17991 esas sayılı dosyası ile haczi gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bakırköy C. Başsavcılığı’nın 2016/6015 soruşturma nolu dosyasında, asıl dosya davacısı …’un müşteki, şüphelisinin de davalı … olduğu, ” Bilişim- Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik ” suçundan dolayı yapılan soruşturma neticesinde 21/06/2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, işbu takipsizlik kararının da kesinleştiği görülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının çeki devralmasında iyi niyetli veya ağır kusurlu olup olmadığı, çekin ödenmemesinde kusuru olmadığı gerekçesiyle davacının İİK 72/4 maddesi uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olup olmayacağı, çek bedeli davacı keşideci tarafından banka hesabına depo edilmesine rağmen, dava dışı kişilerce koydurulan ödeme yasağı nedeniyle çek bedelini tahsil edemeyen davacı hamile karşı borçlu olmadığı tespiti yapılıp yapılamayacağı noktalarında toplanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesinde “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde yetkili hamil sayılır.” denilmiştir. Çek arkasındaki ciro silsilesi şekli anlamda düzgündür. Çeki kabul edecek kişisinin ciro silsilesinin şekli anlamda düzgünlüğünü kontrol dışında yükümlülüğü yoktur. Çek arkasındaki cirolar nazara alındığında kopukluk olmadığından TTK 790. maddesi uyarınca davalı yasal hamildir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Elden Çıkan Çek başlıklı 792/1 maddesinde” (1) Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” düzenlemesi bulunmaktadır. TTK 801.maddesinde; “Cirosu kabil bir çeki ödeyecek olan muhatap, cirolar arasında düzenli bir teselsülün var olup olmadığını incelemekle yükümlü ise de, cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir.” Bu maddelere göre, keşideci-davacının yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu da kanıtlaması gerekir. Ayrıca dosya kapsamına göre davalı/alacaklı/hamil, çeki ciro yoluyla elde edip, lehdarı olmadığından, cirantaların imzasının geçerliliğini bilmesinin de olanaklı olmadığı görülmektedir. Bunun yanı sıra, davalının yetkili hamil olması için ciro silsilesinde yer alan imzaların gerçek cirantalara ait olup olmadığını tahkik zorunluluğu bulunmayıp, 6102 sayılı TTK’nın 686. maddesi hükmüne göre, bu hususta, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterlidir. Dava konusu çekte mevcut ciro silsilesi içerisinde bu anlamda bir kopukluk bulunmadığı gibi, ciro silsilesinde ismi geçen lehtarın imzasının sahte olduğunun tespiti, davalının yetkili hamil olduğunu değiştirmeyeceğinden, davalının yetkili yasal hamil olduğunu kabul edilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 11. HD’nin 17/12/2018 tarihli, 2018/5363-7977 esas ve karar sayılı kararı). Keşideci-borçlu vekili tarafından istinaf dilekçesinde ödeme yasağı konulduğu bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği beyan edilmiş ise de çekteki ciro silsilesi nazara alındığında ihtiyati haciz talep eden yasal hamil olduğu ayrıca, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/05/2013 tarih ve 2012/12115 esas – 2013/9961 karar sayılı kararı ile “ihtiyati haciz talep edenin yasal hamil olduğu, ciro zincirinde kopukluk bulunmadığı, ödeme yasağının ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmediği gerekçesiyle, itirazın reddine dair verilen kararı onayladığı 07.12.2009 tarih ve 2009/13591 -12480 esas ve karar sayılı kararları dikkate alındığında, dava konusu çekte ödeme yasağı olmasının iyi niyetli hamilin ihtiyati haciz kararı almasına ve icra takibi başlatmasına engel olmadığına ilişkin kararlar dikkate alındığında, davacının bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Bunun dışında, davalı hamilin, çekteki ciro zincirinde kopukluk olmaması, Bakırköy C. Başsavcılığı 2016/6015 sayılı soruşturma da davalı hakkında takipsizlik kararı verilmesi ve diğer dosya kapsamı dikkate alındığında çeki iktisabında kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı kanaatine ulaşılmıştır. Davacı keşidiecinin, çek ibraz anında çek bedelinin bankada depo edilmesine rağmen ödeme yasağı nedeniyle çekin tahsil edilememesinde kusuru olmadığını ileri sürmüşsede, keşidecinin çek bedelini ödeme sorumluluğunun, ödeme yasağına rağmen devam ettiği, zira ödeme yasağından dolayı hamilin sorumluluğunun bulunmadığı, davacının çek bedelini ödemediği ve ihtiyati tedbir kararı aldırdığı, davanın reddedildiği ve davalı tarafın usulüne uygun talepte bulunduğu, bu nedenlerle mahkemece İİK 72/4 maddesi gereğince tazminatın kabulüne dair verdiği karar, dosya kapsamına uygun olduğundan bu yöndeki istinaf sebeplerininde reddine karar verilmiştir. Sonuç olarak bu doğrultuda ilk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen sebeplerle dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, birleşen dosyada davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2018 tarih ve 2016/43 E. 2018/182 K. Sayılı kararına birleşen dosyada davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/04/2022