Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/86 E. 2020/280 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/86 Esas
KARAR NO: 2020/280
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2017
NUMARASI: 2016/1078 E. – 2017/753 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından yapılmakta olan … Mah. … Cad. No,… Bağcılar/İSTANBUL adresindeki inşaatta kullanılmak üzere, davacıdan … marka ürün sipariş verildiğini, davacının bu ürünleri satın alarak davalıya teslim ettiğini, ürünlerin montajının yapılmasının ardından, davacı tarafından 17.06.2016 tarihinde 50.000,44 TL bedelli fatura tanzim edildiğini, faturanın davalıya elden teslim edildiğini, davacı tarafından edimi ifa edilmiş olmasına rağmen, davalı tarafından fatura bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine yukarıda ayrıntılı yazılı icra takibinin başlatıldığını, davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, dava konusu malların halen davalı uhdesinde olduğunun tespiti için keşif icra edilmesini, izah edilen nedenlerle, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ihtiyati tedbir konulmasına, keşif icra edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının, davacı tarafla mal alımı konusunda herhangi bir görüşmesi olmadığını, sipariş verme veya malların sevkinin yapılmasını talep etmediğini, davacı iddialarını kabul etmediklerini, davalının yapmış olduğu inşaatın, havalandırma, klima, boru hatlarının döşenmesi vb. işler için dava dışı …-… tarafından teklif verildiğini, verilen teklifin kabulü ile dava dışı firma ile sözleşme imzalandığını, davalı ile dava dışı … arasında imzalanan sözleşme ile inşaatta kullanılacak malların cinsi, boyutları, kapasiteleri ve markalarının belirlendiğini, yapılan anlaşma uyarınca, davalının … isimli kişiye işleri yaptırdığını, bedelini banka kanalı ile ödediğini, davalının inşaatına yapılan işlerin ve takılan klimaların faturasının da … tarafından kesilip davalıya verildiğini, davacının bir başkasına sattığı açıkça anlaşılan malların bedelinin haksız ve hukuksuz bir şekilde davalıdan talep ettiğini, davalının aynı ürünler için iki defa ödeme yapması için cebri icra yoluna başvurulduğunu, davacının, dava konusu ürünlerin siparişlerinin kim tarafından verildiğini, görüşmelerin ve teklif formunun kimin tarafından verildiğini, ürünlerin kimin talimatı ile gönderildiğini ispat etmek zorunda olduğunu, ayrıca faturanın davalılara elden teslim edildiği iddiasını kabul etmediklerini, taraflarına herhangi bir fatura tebliğ edilmediğini, fatura içeriğine itiraz ettiklerini, davacının defter kayıtlarının incelenmesi ile dava ve dava dışı … arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılması gerektiğini, çünkü dava konusu ürünlerin davalıya … tarafından satıldığını, bedelinin de ödendiğini, ancak …’in mallan kimden aldığı, malın bedelinin ödenip ödenmediğini kendilerinin bilmediğini, izah edilen nedenlerle, davanın reddine, davacı aleyhine %40 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletil meşine karar verilmesini” arz vc talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davalı taraf icra dosyasına borcunun bulunmadığı beyanında bulunmasına karşın, davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, davaya konu olan faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup söz konusu faturanın bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davalı defterinde kayıtlı olmadığı anlaşılmış olup usulüne uygun tutulan taraf defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla, dava konusu edilen faturaların hiçbir ihtirazi kayıtta bulunmadan davalı şirketin ticari defterlerine kayıt edilmesi ve daha sonra bunu BA formunda davalı tarafça vergi dairesine bildirmesi nedeniyle dava konusu edilen faturalar ile muhteviyatı mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafın gelen kayıtlara göre dava dışı …’in faturasını, icra takip tarihinden sonra geriye dönük olarak kayıtlarına aldığı, Vergi dairesine verilen Ekim/2016 Ba formu düzeltmelerinin takip tarihinden sonra yapıldığı anlaşıldığından Davalı tarafça defterlerine kayıtlı olmayan fatura vergi idaresine bildirildiğinden bu iade faturalarına konu malların davalı tarafça teslim alındığı kabul edilmelidir. Daha sonra düzeltme beyannamesi verilmesi bu sonucu değiştirmeyecektir. YARGITAY 19. Hukuk Dairesi Esas no : 2016/12244 Karar no: 2017/2368 esas sayılı içtihadında da belirtildiği üzere davalının sonradan düzeltme yapıp dava dışı … olarak bildirmesi savunması bu sebeple yerinde görülemeyerek taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği ve davalının asıl alacak yönünden karar vermek gerekmiş taraflar arasında yazılı bir sözleşme, teamül haline gelmiş faiz uygulaması ve alacaklının borçluyu temerrüte düşürücü her hangi bir ihtarının bulunmadığı görülüp, ödenecek tarih belirlenmediğinden ve davacı taraf takipten önce faiz istemediğinden, bu konuda değerlendirme yapmaya gerek bulunmamaktadır.Bu durumda davacının davalıdan takip ( temerrüt ) tarihi itibariyle 50.000,44 TL tutarınca alacağının bulunduğu ve bu tarihten borç tamamen ödeninceye kadar takipte avans faiz uygulanma ve İİK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …’nın, … Mah. … Cad. No:… Bağcılar adresindeki inşaatın Havalandırma, Klima, Boru hatlarının döşenmesi, elektrik kablolarının montajı, iç ve dış ünitelerin yapımı gibi işlerin yapımı için dava dışı …- … ile işin anahtar teslim götürü usulü yapılması konusunda anlaşma sağlandığını, bu anlaşma gereğince davalının, dava dışı …- …’e işin tamamını ( Kullanılan malzemelerin temini ve takılması dahil) verdiğini ve bedelini de banka kanalıyla ödediğini, dosyaya sözleşme ve ödeme dekontu sunulduğunu, davalı ile dava dışı … arasında imzalanan sözleşmenin Ek-1 ve Ek-2 ekleri ile inşaatta kullanılacak malların cinsi, boyutları, kapasiteleri ve markalarının açıkça belirtildiğini, davalının inşaatın hiç bir aşamasında gerek davacı tarafla ve gerekse … dışında dava dışı hiç bir kişi veya firma ile mal alımı için her hangi bir görüşme veya anlaşma yapmadığını, davalının malzemelerin temini dahil her şey içinde olacak şekilde … ile anlaşma sağlandığını ve işi de …’e yaptırdığını, davacının, dava konusu malların siparişinin kim yada kimler tarafından ne şekilde verildiğini ispat etmek zorunda olduğunu, maddi gerçeğin açığa çıkması için davalıya ait inşaata takılan malların kimin siparişi veya talimatı üzerine gönderildiği hususunun davacı yanca sunulacak yazılı belge ile açığa çıkarılması gerektiğini, davalının kesinlikle davacı ile mal alımı ve montajı için her hangi bir görüşme yapmadığını, davalıya ait inşaata takılan malların tarafı … tarafından davalıya fatura edilip ve bedeli de … tarafından banka kanalıyla alındığını, mükerrer ödemeye zorlanan davalının ekonomik olarak zor duruma düşürüldüğünü, davalıya teslim edilen malların işi yapan …’in olmadığı esnada getirildiğini ve davalı tarafından teslim alındığını, daha sonra da davalı firmaya fatura posta ile gönderildiğini ve davalı tarafından defterlerine işlendiğini, malların teslim alınması ve faturaların ticari deftere işlenmesinin davacı firma ile sözleşme veya anlaşmaya yapılması anlamına gelmediğini, diğer taraftan …’e ödemesinin de yapılmadığını, …’in de iş bu işlemlere ilişkin faturasını tanzim edip davalıya verdiğini, ortada yapılan bir iş olup ancak iki fatura kesildiğini, davacının fatura ettiği ürünleri kimden şipariş aldıklarını ve görüştüklerini, ürünleri kimin talimatı ile gönderdiklerini ispat etmeleri talep edilmiş olmasına rağmen bu isteklerinin kabul görmediğini, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında taleplerimiz doğrultusunda davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava Fatura ve ticari ilişkiden kaynaklı davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu alacağın ödenmemesi sebebiyle alacağın ve ferilerine yönelik İİK 67.madde uyarınca açılmış itirazın iptali talebine ilişkindir. Uyuşmazlık fatura ve teslimi yapılan ürünler ile ilgili hangi tarafın ödeme yükümü altında olduğu konusunda toplanmaktadır. İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır. Yasal dayanağını 2004 Sayılı İİK’nun 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir. İtirazın iptali davası açılmasında amaç itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Bu nedenle, itirazın iptali davası bağımsız bir dava olmayıp icra takibine bağlı ve onun devamı niteliğinde bir davadır. Borçlu itirazını kendisine gönderilen ödeme emrindeki taleplere göre yapmak zorunda olup, bu davalarda mahkeme alacaklının icra dosyasındaki talebiyle bağlı kalmak suretiyle borçlunun takibe itirazının yerinde olup olmadığını incelemelidir (bkz. HGK’nın 18/03/2015 tarih, 2013/23-1836 Esas, 2015/1052 Karar sayılı ilamı). Borç ilişkileri, sadece bu borcun taraflarını ilgilendiren ilişkilerdir. Bu ilişkiden doğan hak ve borçlar, taraf olanlar dışında, üçüncü kişileri etkilemez. Buna; “borç ilişkilerinin nisbiliği” denilmekte olup, sözleşmeden doğan borçlarda aynı ilke “sözleşmelerin nisbiliği” şeklinde adlandırılmaktadır. Sözleşmeler de borç doğuran ilişkilerden olduğuna göre; “sözleşmelerin nisbiliği” ilkesi de kuraldır. Bu ilke, özellikle sözleşmeyi ifa yükümlüsünün, işi kısmen ya da tamamen bir başkasına yaptırma yetkisine sahip olduğu hallerde, alacaklının bu kişiyi sorumlu tutamaması, sözleşmeden kaynaklanan taleplerini ancak sözleşmenin tarafı olan kişiye karşı ileri sürebilmesi bakımından önem taşımaktadır. Somut olayda da, icra takibine konu faturaların dava dışı şirket ile bağlantılı olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiği, dosya içerisinde davacı ile davalı arasında bir sözleşme ilişkisi bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığı ancak davalının klimaları dava dışı şirketten (…’ten) satın alacağına yönelik sözleşme imzaladığı, sözleşmenin ve proforma faturanın delil listesinde sunulduğu, yani davalının sözleşmenin davacı ile yapılmadığına yönelik delillerinin bulunduğu, davacının klima takma işini dava dışı şirket adına yürüttüğünün davalının sunmuş olduğu belgeler ile anlaşıldığı, davacı şirketin de dava dışı şirket ile arasında yapılan sözleşme uyarınca fatura konusu mal ve hizmetleri ifa ettiği, davalının sunmuş olduğu ödeme dekontu da dikkate alınarak, dava dışı şirket ile davacı arasında başkaca sözleşme bulunup bulunmadığının araştırılması gerekmektedir. Sözleşmelerin nispiliği ilkesine göre, davacının, dava dışı şirket ile aralarında yapılan sözleşme uyarınca davalı taraftan alacak talebinde bulunması mümkün olmayıp, toplanacak delillerin değerlendirmesinden sonra vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının da değerlendirilmesi gerekmektedir. Dava dışı şirket ile davacı arasında davalının beyan ettiği şekilde sözleşme ilişkisi olup olmadığının araştırılması vğ dava konusu klima edimi hususundaki hukuki ilişkinin taraflarının Mahkeme tarafından hukuken belirlenmesi gerekmektedir. 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesinde belirtilen “Mahkemece, tarafların davanın esası ile ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” durumunda, Bölge Adliye Mahkemesinin esası incelemeden kararı kaldırarak, davanın yeniden görülmesi için, dosyayı, kararı veren mahkemeye göndereceği ve bu kararın duruşma yapılmadan verilmesi gerekli kesin karar niteliğinde olduğu düzenlenmiştir. Mahkeme tarafından olayın çözümünü sağlamaya yönelik, yukarıda belirtilen şekilde icra takibine konu faturaların dava dışı şirket ile bağlantılı olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiği, dosya içerisinde davacı ile davalı arasında bir sözleşme ilişkisi bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığı, buna karşılık davalının klimaları dava dışı şirketten (…’ten) satın alacağına yönelik sözleşme imzaladığı, davalı tarafından sözleşmenin ve proforma faturanın delil listesinde sunulduğu, kısaca davalının sözleşmenin davacı ile yapılmadığına yönelik delillerinin bulunduğu, davacının klima takım işini dava dışı şirket adına yürütüp yürütmediğinin davalının sunmuş olduğu belgeler ile tekrar değerlendirilmesi gerektiği, davalının sunmuş olduğu ödeme dekontu da dikkate alınarak, davalı ile davacı arasında başkaca sözleşme bulunup bulunmadığının araştırılması, sipariş formalarının getirtilerek incelenmesi, varsa taraf tanıklarının beyanlarının mahkeme tarafından gerekçeleri belirtilerek değerlendirilmesinin gerekli olduğu, gerekirse Mahkemece dava dışı …’in 6100 Sayılı HMK’nın 31. maddesi gereğince tanık olarak davalının savunması kapsamında beyanının alınması ve sözleşmelerin nispiliği ilkesine göre değerlendirme yapılması için taraf avukatlarının istinaf kanun yoluna başvurularının 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın Dairemiz kararına uygun olarak yeniden inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurularının diğer esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜ ile, 2- Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2017 gün ve 2016/1078 Esas, 2017/753 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 853,88 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/11/2020