Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/854 E. 2022/393 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/854
KARAR NO: 2022/393
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 17/04/2018
NUMARASI: 2017/10 E. – 2018/140 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)|Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)|Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili şirketin (…) markası adı altında bayan konfeksiyon üreticisi olarak faaliyet gösterdiğini, Endüstriyel Tasarım Tescil başvurusunda bulunduğu …, … evrak numaralı Endüstriyel Tasarım Tescil Başvuru formundaki 20 nolu tasarımın taklitleri, davalı tarafından kendisine ait “…” markası adı altında toptan üretim yaparak, tüm ülke sathında parekendeci işyerlerine satış, dağıtım ve pazarlama yapmakla, davacı tarafa ait tasarım hakkını ihlal ettiğini,davalı şirketten taklit edilen üründen belgesi ile bir adet ürünü 169,00 TL bedel ile aldığını, davalı tarafın bu taklit ürünleri aynı fiyattan sattığını, İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/139 D.iş dosyası ile davalı işyerinde yapılan keşifte,bilirkişi tarafından hazırlanan raporda satılan,bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığını, bu sebeple benzer olarak algılandıkları tespiti yaptığını beyanla, öncelikle 554 sayılı KHK hükümleri ve sonrasında TTK da haksız rekabete ilişkin hükümler dikkate alınmak suretiyle, davalıların tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasına, önlenmesine, belirsiz alacak davası hükümlerine göre alacak miktarı tam ve kesin olarak belirlendiğinde talebi artırmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, verilecek kararın masrafları davalıya ait olmak üzere kamuya duyurulması için ülke çapındaki televizyon kanallarında ve gazetelerden bir tanesinde yayınlanmasına, yargılama giderleri, tespit dosyasında belirtilen sarf giderleri ile birlikte vekalet ücretin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapılmış, davaya karşı herhangi bir yazılı beyanda bulunmamıştır. İlk Derece Mahkemesince; “Dava konusu uyuşmazlık, davalının davacısı tarafın … sayılı çoklu tasarım belgesinin 20 nolu tasarımına konu ürünü izinsiz olarak üretip satarak, tasarımdan kaynaklanan haklarına ihlal edip etmediği; tasarım hakkı ihlal edilmişse talep edilebilecek maddi ve manevi tazminat miktarı ve hükmün ilanının talep edilip edilemeyeceği konularına ilişkindir. Dosya kapsamına alınan tespit raporu ve 23/08/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacının tescilli tasarımı ile davalı işyerinde bulunan ürünlerin, kesim detaylarının, üzerinde bulunan fermuar, yaka cep gibi aksesuarların biçim ve yerleşim yerlerinin benzer olduğu, her iki ürünün bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı izlenim yönünden belirgin benzerlik bulunduğu tespit edilmekle, davalı ürününün davacının tescilli tasarımından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiği, davalının TTK 55/4 maddesinde düzenlenen “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” yükümlülüğüne aykırı davrandığı, basiretli tacirden beklenen dikkat ve özeni göstermediği, ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak davacının tescilli tasarımına tecavüz eden ürünleri sattığı anlaşılmakla, tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, davacı tarafın maddi tazminat talebinin ise; 6769 Sayılı Yasa’nın 151/2-a bendinde düzenlenen “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin talep edebileceği muhtemel gelir ” seçeneğine göre talep ettiği anlaşılmakla, inceleme günü verilerek, davalıya ” 2016-2017 yılları ticari defter ve dayanak belgelerini ibraz etmesi aksi halde bu defter ve dayanak belgelere dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının” ihtar edilmesine rağmen davalının ibraz etmediği, davacı ticari defter ve dayanak belgelerinin incelendiği, bilirkişi raporunda davacı tasarım 20 numaralı tasarımdan 2016 yılında 2.158 adet üretim yaptığı, 1946 adedinin satıldığı,dönem sonunda 212 adet ürün kaldığı, her bir ürünün satış fiyatının ortalama 136,55 TL , üretim maliyetinin 88,65 TL olduğu,her bir üründen elde edilen gelirin 22,76 TL gelir elde edildiğinin beyan edildiği, bilirkişi raporunda her ne kadar ürünlerin satışa sunulabilmesi için en az 500 adet üretilmesi gerektiği beyan edilerek 500 adet ürün üzerinden (500×22,76 = 11.380,00TL ) hesaplama yapılmışsa da , 29/12/2016 tespit tarihi ile 12/01/2017 dava tarihi arasında davacının satılmayan 212 adet ürün bedelini (212×22,76TL = 4825 TL) talep edebileceği, farazi hesaplama yöntemi ile 500 adet ürün üzerinden hesaplama yapılmasının dosya kapsamına uygun olmadığı gözönüne alınarak ıslah ile arttırılan maddi tazminata ilişkin davanın 4.825 TL’lık kısmının ve manevi tazminata ilişkin davanın 5000 TL kısmının kabulü ile dava tarihinden itibaren davalıdan ticari faizi ile tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Yerel mahkemenin, maddi tazminat miktarı tayininde, isabetli karar vermediğini, dosyadaki bilirkişi raporunda, davalı şirketin delil tespit raporunda da derc olunduğu üzere, … tekstil piyasasında toptan imalat yaptığı, bu sebeple asgari olarak bir modelden 500 adet üretmiş olabileceği kanaati ile asgari düzeyde 11.380.00 TL kadar yoksun kalınmış zararı olduğu tespit olunmasına rağmen (kaldı ki, bu rakamsal değer dahi, piyasa gerçeklerini ve imalat sektör gerçeklerini karşılamaz iken) mahkemenin, isabetli olmayan bir değerlendirme ile davacı şirkette satılmayan, işyerinde kalan mal adedi üzerinden ( 212 ad.x 22,76 TL) hesaplama yaparak maddi tazminat hesaplaması yaptığını, mahkemenin hesaplama yönteminin, yoksun kaldıkları zararın hesaplanmasında, gereç ve adil zararını tayin etmede hatalı bir yorum olduğunu, 2- Davalı şirketin, müvekkiline ait asgari düzeyde 500 adet imalat yaptığı saptamasının doğru olmadığı, (… piyasasında toptan tekstil imalatı yapan bir firmanın 500 adetlik üretim yapmakla maliyet ve karlılık politikasını karşılamasının mümkün olmadığını, 5 renk ve 5 beden asgari imalat paritesinde her renkden 500 adet yapılsa 5 bedenden 2.500 adet yaptığını, davalı şirketin, tasarımı müvekkiline ait elbiseden yaptığı satışlardan kaynaklı olarak elde ettiği karın, tamamen müvekkilinin kazanması gereken kar olduğunu, bu kar’da müvekkilinin yoksun kaldığı kar olduğundan , davacı işyerinde satılamayan üründen değilde , haksız ve tecavüz olunan ve müvekkil davacı şirketin kazanması gereken, yani yoksun kaldığı karın, davalıdan alınarak davacıya verilmesi, maddi zararımızın karşılanması için iş bu davayı deruhte ettiklerini, 3- Dava dilekçesinde de belirttikleri üzere, haksız ve ticari kazanç amacı ile , müvekkiline ait tasarımın bilinçli şekilde korsanını yapan davalı şirketin, haksız kazanç sağladığı gibi, müvekkilinin marka değerini de piyasa içerisinde yıprattığını, davalı tarafın, dosya içeriği gereği sabit olduğu üzere, …’de toptan imalat yapan geniş üretim yapabilen ve İstanbul’un değişik yerlerinde perakende işyerleri ile satış yapabilen bir ticari firma olduğunu, 4- Müvekkili firmanın, tasarım üretiminde faaliyet yaparken bir çok aşamalardan geçtiğini ve ekonomik olarak bir çok giderleri karşıladığını, müvekkiline ait tasarımın başka firmalarca taklit edilmesi halinde, taklit edilebilen ve harcalem firma konumuna getiren bu durumun, müvekkili firmanın piyasa itibarını oldukça sarstığını, yerel mahkemenin, 20.000.00 TL talep etmiş olduğumuz manevi tazminat miktarını 5.000.00 TL tayin ettiğini, gerekçeli kararda neden 5.000.00 TL tayin edildiğine dair hiç bir açıklama yapılmadığı gibi, sebep de gösterilmediğini, İstanbul toptan tekstil piyasasında imalat sektöründe 5.000.00 TL gibi çok düşük değerin kabul edilmesi halinde, davacının marka değerinin çok düşeceğini, davanın amacının, tasarıma verilen emeğin takdir edilmesi ve başka firmalarca taklit edilmesini önlemekte olduğunu, caydırıcı olması açısından, delil tespitleri yaparak firmalara tasarım hakkının, daha doğrusu emeğin değerini verebilmek olduğunu, oysa mahkemenin, sebepsiz dahi olsa 5.000.00 TL gibi ekonomik piyasa içerisinde çok küçük değerin tespiti ve hükmü ile manevi zararlarını karşılamadığı gibi, tasarım tecavüzünü yapanlara ödül vermek gibi bir durum yarattığını belirterek, yukarıda arz edilen ve re’sen tespit edilecek sebeplerle, yerel mahkeme tarafından verilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının kaldırılmasını, mahkemece dava dilekçesi ve ıslah taleplerindeki gibi karar verilmesini, aksi halde kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasına, önlenmesine, maddi ve manevi tazminat ile, verilecek kararın masrafları davalıya ait olmak üzere kamuya duyurulması için ülke çapındaki televizyon kanallarından ve gazetelerden bir tanesinde yayınlanması talebine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili şirketin (…) markası adı altında bayan konfeksiyon üreticisi olarak faaliyet gösterdiğini, Endüstriyel Tasarım Tescil başvurusunda bulunduğu …, … evrak numaralı Endüstriyel Tasarım Tescil Başvuru formundaki 20 nolu tasarımın taklitleri, davalı tarafından kendisine ait “…” markası adı altında toptan üretim yaparak, tüm ülke sathında parekendeci işyerlerine satış, dağıtım ve pazarlama yapmakla, davacı tarafa ait tasarım hakkını ihlal ettiğini,davalı şirketten taklit edilen üründen belgesi ile bir adet ürünü 169,00 TL bedel ile aldığını, davalı tarafın bu taklit ürünleri aynı fiyattan sattığını, İstanbul Anadolu 1 Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/139 D.iş dosyası ile davalı işyerinde yapılan keşif sonrasında bilirkişi tarafından hazırlanan raporda satılan ürünün, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığını, bu sebeple benzer olarak algılandıkları tespiti yapıldığını, öncelikle 554 Sayılı KHK hükümleri ve sonrasında, TTK’da haksız rekabete ilişkin hükümler dikkate alınmak suretiyle, davalıların tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasına, önlenmesine, belirsiz alacak davası hükümlerine göre alacak miktarı tam ve kesin olarak belirendiğinde talebi artırmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, verilecek kararın, masrafları davalıya ait olmak üzere, kamuya duyurulması için, ülke çapındaki televizyon kanallarında ve gazetelerden bir tanesinde yayınlanmasına, yargılama giderleri, tespit dosyasında belirtilen sarf giderleri ile birlikte vekalet ücretin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekilince iş bu karar, yukarıdaki sebeplerle istinaf edilmiştir. Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan celp edilen kayıtlardan; 03/03/2016 başvuru tarihli … sayılı çoklu tasarım belgesi 20 numaralı pardesü tasarımının davacı adına tescil edildiği görülmüştür. Mahkemece, 2016/139 D.İş sayılı dosyada davalı işyerinde 29/12/2016 tarihinde keşif yapıldığı, tasarım uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 05/01/2017 tarihli raporun dosyaya sunulduğu, akabinde, dosyanın, Tekstil Mühendisi ve Mali Müşavirden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği, sunulan 23/08/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacı … Ltd Şti adına …, … evrak numaralı Endüstriyel Tasarım Tescil Başvuru Formundaki 20 nolu tasarımın davacı adına tescil edildiğini, davacının tescilli ürünü ile davalı işyerinde bulunan ürünler arasında, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı izlenim yönünden belirgin benzerlik bulunduğu, davalı ürünleri, davacının tescilli tasarımına benzer olduğundan, davacının tescilli tasarımına tecavüzün söz konusu olduğunu, 554 Sayılı KHK 48/a maddesi uyarınca tasarım hakkına tecavüz edildiği, TTK 57/5 maddesine haksız rekabet hallerini oluşturduğu, davacı şirket adına tescil edilen …, … evrak numaralı Endüstriyel Tasarım Tescil Başvuru formundaki 20 nolu tasarımın birim maliyetinin 88.56 TL ve birim satış fiyatının 136,55 TL, faaliyet giderinin satış tutarına oranının % 18,48 olduğu, dava konusu tasarıma ilişkin ürün maliyeti ile satış tutarı arasındaki farktan birim başına düşen faaliyet giderleri düşüldüğünde, ürün başına elde edilen kazancın hesaplanabileceği, davalı tarafın, dava konusu tasarıma ait ürünlerin piyasada satışa sunabilmesi için, farklı beden ve renklerde üretim gerçekleştirmesi gerektiği, buna göre dava konusu tasarımın piyasada satışa sunabilmesi için en az 500 adet ürün üretilmesi gerektiği, davacı tarafça dava konusu tasarımın kendisi tarafından üretilip piyasada satışa sunulması halinde ele edeceği muhtemel kazancının 500x 22,76=11.380,00TL olarak hesaplandığı ,davacının 12/01/2017 dava tarihi itibarı ile 11.380,00 TL kar kaybı olduğu tespiti yapıldığı, hesaplama yönteminin dosya kapsamına uygun olduğu, fakat mahkemece, bilirkişi raporunda her ne kadar ürünlerin satışa sunulabilmesi için en az 500 adet üretilmesi gerektiği beyan edilerek 500 adet ürün üzerinden (500×22,76 = 11.380,00TL ) hesaplama yapılmışsa da , 29/12/2016 tespit tarihi ile 12/01/2017 dava tarihi arasında davacının satılmayan 212 adet ürün bedelini de (212×22,76TL = 4825 TL) talep edebileceği, farazi hesaplama yöntemi ile sadece 500 adet ürün üzerinden hesaplama yapılmasının dosya kapsamına uygun olmadığı gözönüne alınarak ıslah ile arttırılan maddi tazminata ilişkin 4.825,00 TL’lik kısmının kabulü gerektiğine dair değerlendirme ve kabulünün dosya kapsamına uygun olduğu görülmüştür. Her ne kadar davacı vekilince, bilirkişi raporunda yapılan hesabın eksik ve yetersiz olduğu, 5 renk ve 5 beden asgari imalat paritesinde her renkden 500 adet yapılsa 5 bedenden 2.500 adet üzerinden hesaplamanın yapılması gerektiği ileri sürülmüşse de, dosyada bu iddiayı destekler mahiyette delil bulunmadığı, iddianın soyut kaldığı, mahkemece bu itirazın değerlendirilerek ıslahla arttırılan miktarı da kabul ettiği, bu itibarla daha fazla tazminata ilişkin davacının talebini destekler nitelikte dosyada delil bulunmadığı göz önüne alındığında davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Manevi tazminat ile BK 51. ve 52. maddesine göre taktir edilecek tazminatın, mağdur olan tarafta tatmin duygusu oluşturacak, ancak zenginleşme aracı olarak kullanılmasına sebebiyet vermeyecek ve karşı tarafın ticari mahvına sebep olmayacak bir miktar olması gerekir. Bu sebeplerle mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı uygun olduğundan davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi de yerinde görülmemiştir. Dosyadaki delillere göre davalının elde ettiği kazancın net olarak hesaplanamaması sebebiyle, ihlalin derecesi, kusur durumu ve tarafların sosyal ekonomik durumuna göre TBK’nın 50. maddesi gereğince takdir edilen maddi tazminat ile manevi tazminat miktarlarının yerinde olduğu, bu doğrultuda ilk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen sebeplerle dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/04/2018 tarih ve 2017/10 E., 2018/140 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 15/03/2022