Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/847 E. 2021/550 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO : 2020/847
KARAR NO : 2021/550
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul(kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 13/07/2017
NUMARASI: 2012/243 E. 2017/131 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 20/05/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının müvekkilinin tanınmış ve tescilli ”www…..com”, ”…” ve ” …” ibarelerini Google arama motorunda üst sıralarda çıkması için sayfasından arama terimi olarak belirleyerek markaya tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunu beyan ederek, internet üzerinden tecavüz teşkil eden fiillerin ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını ve giderilmesini, haksız rekabet nedeniyle yoksun kalınan kazancın ve lisans bedelinin uzmanlarca tespitini, şimdilik 1.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL manevi ve 500,00 TL marka itibar kaybı tazminatlarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davacı vekili 1.000,00 TL olan maddi tazminat talebini, yargılama sırasında 7.101,00 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davanın mesnetsiz olduğunu çünkü ortada bir markaya tecavüz fiilinin bulunmadığını, müvekkilinin Beşiktaş’ta bulunan işyerinde çiçekçilik yaptığını, müvekkiline ait internet alan adının ve site içeriğinin davacının markasına tecavüz etmediği ve kaynak kodu içermediğinin delil tespit raporu ile tespit edildiğini, davacının iddia ettiği anahtar kelimelerin kullanılmadığının uzman raporunda tespit edildiğini, ayrıca, … ifadesinin jenerik bir isim olup çiçeklerin sunuluş şeklini ifade ettiğini, dolayısıyla bu metanın adının kullanılması ve bunun adwords olarak arama motorlarında üst sıralarda geçmesi ile ilgili marka tecavüz davası açılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; ”…Davalının www…..com adlı internet sitesinde davacının tescilli çiçek sepeti esas unsurlu markaları yazıldığında, adwords üzerinden sonuç görüntüleme sayfasında davacının ön sıralara çıktığı, dolayısıyla davacının tescilli markalarını lisanssız ve izinsiz olarak internet üzerinden fiilen kullanmak suretiyle dava tarihinde yürürlükte bulunan 556 Sayılı KHK’nın 9/2. maddesinde belirtilen marka tecavüz fiilini gerçekleştirdiği gibi, bu fiilin ayrıca 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 55. Maddesinde ifadesini bulan haksız rekabet de oluşturduğu…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının markaya tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men ve refine, 7.101,00 TL maddi tazminatın ve takdiren 1.000,00 TL manevi tazminatın ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kanıtlanamayan itibar tazminatının reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Talep edilen 1.000,00 TL maddi tazminat ile 1.000,00 TL manevi tazminatın tespit tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek ticari faiziyle birlikte, ıslah ile arttırılan kısım yönünden ise, ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken Mahkemece, hükmedilen tüm alacağa ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğunu, faiz başlangıcının hatalı bir şekilde belirlendiğini, Talep edilen 500,00 TL itibar tazminatının reddine karar verilmiş olmasına rağmen davalı yararına 2.860,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen vekâlet ücretinin tazminat miktarını geçmemesi gerektiğini beyan ederek hükmün bu yönlerden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; ”…” nin bir emtianın sunuş biçimi olduğunu, arama motorunda adword olarak kullanıldığı iddiasının bu nedenle yersiz olduğunu, tazminat ve tespit taleplerinin de dayanaksız olduğunu,Mahkemece ıslah ile hükmedilen 6.101,00 TL’nin ıslah tarihinde zamanaşımına uğradığını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacıya ait markaya tecavüz ve haksız rekabet iddiasına dayalı tesbit, men ile maddi-manevi ve itibar tazminatı istemlerine ilişkindir. Uyuşmazlık, davalı tarafça Google Adwords Reklam Sisteminde kullanıldığı iddia edilen anahtar sözcükler nedeniyle davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin söz konusu olup olmadığı, varsa davacının buna bağlı tazminat taleplerinin, tespit, durdurma, giderme, men, ortadan kaldırma ve ilan taleplerinin yerinde olup olmadığına ilişkindir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde;Dosya kapsamında, iki farklı bilirkişi heyetince sunulan kök raporlar ile ek raporlardaki ortak ve uyumlu tespitlerde; davalının ”www…..com” adlı internet sitesinin sahibi olduğu, arama motoruna davacının tescilli ” …” esas unsurlu markaları yazıldığında, adwords üzerinden sonuç görüntüleme sayfasında davacının ön sıralara çıktığı, dolayısıyla davacının tescilli markalarının lisanssız ve izinsiz olarak internet üzerinden fiilen davalı tarafça kullanıldığı, bu suretle markaya tecavüz ve haksız rekabet fiilinin gerçekleştirildiği belirtilmiş olup, alınan raporlar bilimsel ve teknik açıdan yeterli, denetime elverişli bulunmuştur. Böylelikle, davalı tarafça Google Adwords Reklam Sisteminde davacıya ait … markasının anahtar sözcük olarak kullanıldığı, bunun sonucunda Google Arama Moturunda davacıya ait marka ile yapılan aramalarda, sonuç görüntüleme sayfasında davacının ön sıralara çıktığı, böylece davalının, sektörde bir ürün adı olarak bilinen … sözcüklerini, davacı markasıyla birlikte, ticari etki yaratacak şekilde kullandığı, bu şekildeki kullanımın 556 sayılı KHK nın 9/2-e maddesi anlamında marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, eylemin aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet oluşturduğu, 556 sayılı KHK nın 66/1-c maddesi çerçevesinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda dava konusu kullanım nedeniyle davacının davalıdan talep edebileceği lisans bedelinin 7.101,00 TL olduğu, kullanımın niteliği, boyutu ve tarafların ticari faaliyetleri gözetilerek manevi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, aynı şekilde tespit ve men taleplerinin kabulüne karar verilmesinin de yerinde olduğu anlaşılmış olup, aksi yöndeki davalı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sunucuna ulaşılmıştır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/18838 esas, 2015/3055 karar sayılı kararı.)Davalı vekili aynı zamanda ıslah ile arttırılan maddi tazminat miktarının zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür.Markaya tecavüz eylemi, aynı zamanda bir haksız fiil teskil etmektedir. Dolayısıyla TBK’nun 72.maddesine göre; tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak diğer yandan haksız fiil teşkil eden eylem devam ettiği sürece zamanaşımı işlemeyecektir. Somut olayda, haksız fiilin ne zaman sona erdiği, ya da sona erip ermediği tespit edilememiştir. Zararın öğrenildiği tarih ise tam olarak tespit edilememekle birlikte hesaplamaya ilişkin bilirkişi raporunun tebliği tarihi öğrenme tarihi olarak kabul edilmiştir. Bu tarihten ıslah tarihinde kadar geçen sürede, ıslah ile arttırılan miktar bakımından alacağın zamanaşımına uğramadığı, bu nedenle davalı vekilinin zamanaşımı iddiasının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davacı vekilinin istinaf sebeplerine gelince; Davacı vekili dava dilekçesinde, ilerde arttırıma tabi olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL manevi ve 500,00 TL marka itibar kaybı tazminatlarının davalıdan tahsilini talep etmiş, faizin başlangıcına ve türüne ilişkin bir talepte bulunmamış, ıslah dilekçesinde, 7.101,00 TL maddi tazminatın, İstanbul 1. FSHM’nin 2012/52 D. İş dosyasındaki tespit tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece tüm alacağa ıslah tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, ıslah ile arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren, bakiye alacağa ise, tespit tarihinden itibaren ticari faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.Dava dilekçesinde, faizin türüne ilişkin bir talepte bulunulmamasına rağmen, Mahkemece re’sen avans faizine hükmedilmesi bir istinaf sebebi yapılmadığından bu hususta herhangi bir değerlendirmeye girilmemiştir.Ancak davacı dava dilekçesinde talep ettiği maddi ve manevi tazminat miktarı bakımından faizin başlangıcına ilişkin bir talepte bulunmadığından ve ıslah dilekçesi ile de geriye dönük olarak talepte bulunamayacağından, değişik iş dosyasındaki tspit tarihinin faiz başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, dava dilekçesiyle talep edilen 1.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL manevi tazminat miktarları için dava tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi gerekirken hatalı bir şekilde bu talepler yönünden de ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hükmü kaldırmayı gerektirmiştir. Bu durumda, ıslah ile arttırılan 6.101.00 TL’lik kısma ise , ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekmiştir. Bu yönüyle davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmüştür.Ayrıca, Mahkemece reddedilen itibar tazminatı yönünden davalı lehine 2.860,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle de karar istinaf edilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde “Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Yukarıdaki düzenleme dikkate alındığında, Mahkemece reddedilen 500,00 TL itibar tazminatı sebebiyle davalı lehine hükmedilecek vekâlet ücretinin, reddedilen kısmı geçemeyeceği anlaşılmakla, reddedilen itibar tazminatı talebi bakımından davalı lehine hükmedilmesi gereken vekâlet ücretinin 500,00 TL olması gerekirken 2.860,00 TL ücrete hükmedilmesi hatalı olup, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmüştür.Açıklanan sebeplerle, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf talebinin yukarıda belirtilen gerekçelerle REDDİNE,2- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,Bu kapsamda;3- Davanın KISMEN KABULÜ ile,3/a- Davalının, davacıya ait ”çiçek sepeti” esas unsurlu markasındaki bu ibareyi, google adwords reklam sisteminde anahtar sözcük olarak kullanmak sureti ile markaya tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile tecavüzün men ve refine, 3/b- 7.101,00 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL’sinin dava tarihinden, bakiye 6.101,00 TL’sine ise ıslah tarihi olan 30/05/2017 tarihinden itibaren, 1.000,00 TL manevi tazminatın ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,3/c- İspatlanamayan itibar tazminatı talebinin reddine,3/d- Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan tahsil edilmek sureti ile Türkiye genelinde yayın yapan tirajı yüksek 3 büyük gazeteden birinde bir kez ilanına, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 553,38 TL ilam harcından, 37,15 TL peşin harç ve 136,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye kalan 380,23 TL harcının davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,4/b- Davacı tarafından yapılan 37,15 TL peşin harç, 136,00 TL ıslah harcı, 61,60 TL dava ilk masrafı, 431,00 TL tebligat-tezkere ve 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.666,75 TL yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre 2.932,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından sarfedilen 60,00 TL yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre 12,00 TL davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari üret tarifesi gereğince maddi tazminat yönünden hesaplanan, 2.860,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,4/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince manevi tazminat yönünden hesaplanan 120,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/f- Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince, reddedilen itibar tazminatı yönünden hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 5/b- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,5/c- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 102,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 200,10 TL’nin, davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine5/d- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,5/e- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2021