Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/824 E. 2022/93 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/824
KARAR NO: 2022/93
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2018
NUMARASI: 2015/604 E. – 2018/177 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)|İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/01/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine Bakırköy … İcra Müd nün … E sayılı dosyası ile kambiyo senedine mahsus icra takibi yapıldığını, yapılan icra takibine konu edilen 01/02/2013 tanzim tarihli, 01/03/2013, 01/04/2013,01/5/2013 vade tarihli her biri 530 TL bedelli … Ltd Şti emrine düzenlenmiş keşidecileri … ve … olan 3 adet senedin takibe dayanak gösterildiğini, alacaklı tarafça icra takibi ve haciz baskısıyla müvekkilinden haksız olarak tahsilatta bulunduğunu, senetlerin hiçbirinin müvekkilince düzenlemediğini, yazı ve rakamların müvekkilinin eli ürünü olmadığını, senetlerde müvekkilinin imzasının olmadığını, tek imza olup onun da … e ait olduğunu , müvekkili açısından geçerli bir kambiyo senedinin bulunmadığını, haciz baskısıyla ödeme yapmak zorunda kaldığını, haksız icra takibinden dolayı müvekkilinin iş yerinden 03/04/2015 tarihinde muhafaza işlemi yapıldığını, malların yediemine teslim edildiğini, ödemediği takdirde eve de hacze gelineceğinin söylenmesi üzerine ödeme yapmak zorunda kaldığını, ödeme tarihinin 21/04/2015 olduğunu, müvekkilinin okul kantini işlettiğini, alışveriş yapan öğrencilerin bu durumdan etkilendiklerini, maddi kayıpları oluştuğunu, iş kaybı oluştuğunu ve satış yapamadıklarını, kantinde işinin devamı işlerin ve satışların yapılması için elzem olan gerekli malların kaldırıldığını, iş yapamayan müvekkilinin maddi zarara uğradığını, haciz ve muhafaza işlem tarihinin 03/04/2015 , haksız ödeme tarihinin 21/03/2015 olup, 12 iş günü malların muhafaza altında kaldığını, günlük kazancının 800 TL olup, 12 iş günü çalışamadığını, bu nedenle 9.600 TL zarar ettiğini , bu zarardan davalının sorumlu olduğunu, müvekkilinin manevi olarak da zarara uğradığını, haksız şekilde yapılan işlemler neticesinde okul içinde itibarının zedelendiğini belirterek davanın kabulüne, Bakırköy … İcra Müd nün … E sayılı icra dosyasından dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, icra dosyasına ödenen 3.523,41 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, haksız takipten dolayı uğranılan 9.600 TL tutarında maddi kaybın tahsiline, 10.000 TL tutarında manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve %20 oranında tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın unlu mamüller imal ve satışı ile ilgilendiğini, davacı tarafın da icra takip tarihine kadar müvekkilinin müşterilerinden biri olduğunu, davacının söz konusu bonoları tanzim ederek müvekkiline teslim ettiğini, her bir bono için vadeleri geldiğinde protesto çekilmiş olmasına rağmen herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediğini, icra takibinde ödeme emrini almasına rağmen imza ve borca ilişkin itiraz ve şikayet yoluna gitmediğini, davacının halen … İlköğretim Okulundaki kantini işlettiğini, 03/04/2015 tarihinde okul bünyesinde bulunan ve davacı tarafından işletilen kantine haciz işlemi için gidildiğini, muhafaza işlemlerinin akabinde 20/04/2015 tarihinde dosya borcunun tüm ferileri ve masraflarıyla birlikte ödendiğini, menfi tespit talebinin süresinde olmadığını, 21/04/2015 tarihinde dosya borcunun ödendiğini, takipten iki yıl sonra açılan davanın gayri ahlaki olduğunu, icra inkar , maddi-manevi tazminat istemlerini gayri hukuki ve fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… Takibe dayanak yapılan bonoda davacının imzası yoktur, bu nedenle davacı açısından senet geçersizdir (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 25/01/2012 tarih 2011/15657E 2012/845 K nolu ilam) bu nedenle icra dosyasına yapılan ödemenin istirdadı talebinde davacı haklıdır. Masraflarla birlikte ödeme miktarı 3.523,41 TL olup, bu miktarın ödeme tarihi olan 21.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı tarafça ödenmesi gerekmektedir. Davalının senette lehtar olması nedeniyle basiretli tacir gibi davranarak davacı tarafça imzalanmaya senedi icraya konmaması gerekirken icra takibi yapması nedeniyle takip miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 427,54 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmektedir (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 18/02/2016 tarih 2015/8689 E 2016/2532 K). Davacı manevi tazminat talebinde de bulunmuş ise de ; manevi tazminat için kişilik haklarına haksız saldırı karşısına manevi bir zararın üzüntünün , elemin olması gerekmektedir. Haciz ve muhafaza işlemi nedeniyle davacının manevi zarara uğradığı söylenemez bu nedenle manevi tazminat talebinin reddi gerekmiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 25/11/2015 tarih 2015/5522 E , aynı dairenin 13/01/2015 tarih 2014/14997 E , ayn dairesinin 24/06/2013 tarih, 2013/8310 E , aynı dairenin 30/05/2013 tarih 2012/12263 E sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere) Davacının 7 iş günü süresince kar kaybı bilirkişilerce 4.375 TL olarak saptandığından bu miktarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine (bu kalemle ilgili olarak faiz talep edilmemiştir.) davacının diğer taleplerinin ve fazla taleplerinin reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Reddedilen manevi tazminatının kabulüne karar verilmesini, 2-Kısmen red edilen kar kaybının tamamına karar verilmesini, 3-Yerel mahkemenin aynı kararda iki tane vekalet ücretine karar vermesininde usul ve yasaya aykırı olduğunu, red edilen miktar üzerinden tek vekalet ücreti belirleneceği,belirtilerek 27.02.2018 tarihli İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/604 ESAS 2018/177 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi yapılarak sadece bu yönden usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davacı aleyhine, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 26/12/2013 tarihinde icra takibi başlatıldığını, Karşı tarafın ödeme emri tebliğine rağmen süresinde veya süresi geçtikten sonra gerek borca gerekse imzaya itiraz etmediğini, daha sonra davacıya hacze gidildiğini, bu işlemler sırasında da borca veya imzaya yönelik herhangi bir itirazının olmadığını, mezkur icra takibi ödeme yoluyla sona erdikten sonra davacının aklına imzanın kendisine ait olmadığı hususu geldiğini, 2-Davanın kabulüne ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı ile müvekkili şirketin arasında ticari bir borç ilişkisi olduğunu, bu alacaklara istinaden müvekkili şirket çalışanlarınca davacı taraftan senet alındığını, bu senede istinaden yapılan icra takibine ve senette ki imzaya itiraz edilmediğini, ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde davacının müvekkil şirkete senet bedeli kadar borcu olduğunun, bu senet alınınca bu cari alacaktan düştüğünün görüleceğini, 3-Mahrum kalınan kara hükmedilmesi de hatalıdır, zira 22/01/2018 tarihli bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin hükme esas alınmasının hatalı olmduğunu, zira davacı tarafın, tacir sıfatını haiz olduğuu, ve günlük kazancını bilirkişinin muhtemel hesabıyla değil, ticari defterleriyle hesaplamak zorunda olduğunu, fakat tacir olmanın gereklerini yerine getirmeyen davacının bu hususu ticari defterleriyle ispatlayamadığını, davacının ticari ve vergi kayıtları incelendiğinde böyle bir kazancı olmadığının görüleceğini, 4-Müvekkilinin, … ile arasında cari ilişki söz konusu olduğunu, ticari defterlerinde de görüleceği üzere davacının müvekkili şirkete borcu bulunduğunu, bu sebeple senetler üzerindeki imzaların kime ait olduğunun tespitinin müvekkili firma tarafından mümkün olmadığını, senet ve diğer kıymetli evrakı teslim alırken teslim alanın her bir keşideci açısından imza incelemesinde bulunmasının imkansız olduğunu, bu ve re’sen tespit edilecek sebeplerle yerel mahkeme kararının bozulmasına yönelik hüküm kurulmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK 72 maddesi gereğince bonodan dolayı borçlu olunmadığının, tespiti, haksız haciz nedeniyle kötü niyet tazminatı, uğranılan zarar ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı taraf, imzası olmayan bonolara dayanarak davalı tarafça gerçekleştirilen takibin ve haczin haksız olduğu, haciz baskısı altında icra dosyası borcunu ödediği, hacizden dolayı iş yerinin 12 iş günü kapalı kaldığı ve bundan dolayı hem maddi hemde manevi zarara uğradığı belirterek, icra dosyasına yapılan ödemenin istirdadına, haksız takipten dolayı kötü niyet tazminatına, uğradığı zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiş, davalı taraf, bonolardaki kaşenin davacıya ait olduğunu, imzanın davacıya ait olup olmadığının kendileri tarafından bilinemeyeceğini, takibin haksız olmadığını, davacıyla cari hesap ilişkilerinin bulunduğunu ve davacının kendilerine borçlu olduğu ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Her iki taraf vekili yukarıdaki sebeplerle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı tarafça, Bakırköy … İcra Müd nün … E sayılı dosyasında, davacı … hakkında 1.590 TL asıl alacak 160,73 LT si işlemiş faiz, 4,77 TL’si komisyon, 382,21 TLsi protesto masrafı olmak üzere toplam 2.137,71 TL tutarındaki alacağın tahsili için 25/12/2013 tarihinde kambiyo senetlerine dayalı takip başlatıldığı, dayanak senetlerin, her biri 530 TL bedelli , 3 adet senetten oluştuğu, senetlerde ödeyecek kısmında … ilköğretim Okulu kantin …, … isimlerinin bulunduğu, düzenleme tarihinin alt tarafına gelebilecek şekilde aynı imzanın iki kez atıldığı, senetlerde lehtar kısmında davalı şirket isminin bulunduğu, 03/04/2015 tarihinde … Vakfındaki kantinde hacze gidildiği, Vergi Dairesinde …’in isminin yazdığı, haciz sırasında kantine gelen …’un, kantinin kendisi tarafından işletildiği yönünde beyan bulunduğu, bir adet sucuk dilimleme makinası, bir adet jeneratör , bir adet markasız tost makinesi, bir adet gri renkli ızgara , bir adet mini fırının haczedilerek muhafaza altına alındığı, 306 TL yediemin ücretinin dosyaya alındığı belirtilerek , tutanağın imzalandığı, icra müdürlüğünce, 2.137,71 TL’sinin takipte kesinleşen miktar, 194,53 TL tahsil harcı 72,90 TL başvuru harcı ,256,53 TL si vekalet ücreti, 239,29 TL si faiz, 557,55 TL si masraf olmak üzere toplam 3.458,51 TL olarak kapak hesabının çıkartıldığı, bu miktarın davacı tarafından 21/04/2015 tarihinde, 64,90 TL lik ek ödemeyle toplam 3.523,41 TL olarak ödenmiş olup ödenen kısım yönünden dava, istirdat davası niteliğine dönüşmüştür. Mahkemece, takip konusu senetlerde bulunan imzaların davacının eli ürünü olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve senet üzerindeki imzaların davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca üçlü bilirkişi heyetinden taraf ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak 14.10.2016 tarihli asıl ve 22.01.2018 tarihli ek raporlar alınmış, aslı raporda davacı tarafça sunulan ticari defter ve belgelerin davacının uğramış olduğu zararı tespit etmeye yeterli olmadı ve zarar hesabinin yapılamadığı belirtilmiş, mahkemece icra dosyasında 03/04/2015 ,21/04/2015 tarihleri arasında haciz edilerek yediemine teslim edilen kantin ekipmanları belli olup, okul müdürlüğünün yazı cevabında da kantinde bulunan ekipmanlar bildirildiğinden, öğrenci sayısı , okul etrafındaki benzer işletmeler ve diğer etkenler değerlendirilerek , yapılması gereken giderler de düşülerek 12 günlük haciz süresindeki hafta içi günler tespit edilerek davacının kar kaybının bilirkişi heyetince saptanmasının istenilmiş, alınan ek rapor incelendiğinde: okulun öğretmen ve öğrenci sayısı verilerek öğrenim şeklinin ikili öğretim olduğu, okulun merkeze uzaklığı ve etrafındaki benzer unsurlar değerlendirilerek yine öğrencilerin yaşının küçük olması nedeniyle okul dışındaki yerlerden alış veriş yapmalarının , okuldan çıkmalarına izin verilmemesi mümkün olmadığı değerlendirilerek muhafaza işlemi ile ödeme tarihi arasında 7 iş günü olduğu , öğrenci sayısına göre ortalama olarak davacının günlük 2.500 TL ciro yapabileceği , kar marjının %25 olması nedeniyle günlük karın 625 TL olup, 7 iş günüyle çarpılması sonucunda davacının 4.375 TL kar kaybı olacağı tespit edilmiş olup, yapılan bu tespitin dosya kapsamına uygun olduğu, davacının bu miktarı talepte haklı olduğunun kabulü gerektiği, bu yöndeki mahkeme kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan davacı vekili haksız haciz sebebiyle manevi tazminat talep edilmiş, manevi tazminat talebi mahkemece reddedilmiştir. Genel olarak, davalı tarafça yapılan haczin haksız olduğu, yapılan yargılamayla anlaşılmakla birlikte, davalının , davacı iş yerinden verilen çekin altındaki imzanın davacıya ait olmadığını bilemeyeceği, zira senetlerde davacınında isminin bulunduğu, aralarında eskiden gelen ticari ilişkinin bulunduğu, ödeme emri tebliğine rağmen gerek borca gerekse imzaya itirazda bulunulmadığı, daha sonra davacı iş yerine hacze gidildiği, bu işlemler sırasında da borca veya imzaya yönelik herhangi bir itiraz yapılmadığı, bu surumda takibin başlatılması ve icrai işlemlerin gerçekleştirilmesinde davalının kusurunun varlığından bahsedilemeyeceği, bu nedenle davalı aleyhine manevi tazminat talebinin reddine dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığı ve davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun haksız olduğu görülmüştür. Hemen bu noktada da, davalının, davacı aleyhine icra takibine girişmesinde, haciz ve muhafaza işlemlerini gerçekleştirmesinde kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı, zira manevi tazminat talebinin reddini gerektiren şartların burada da geçerli olduğu, bu nedenle davalı vekili aleyhine mahkemece kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, bu yöndeki davalı istinaf başvurusunun haklı olduğu anlaşılmıştır. AAÜT’ye göre bir davada hem maddi hemde manevi tazminat talep edilmesi halinde her iki talep için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin hüküm altına alınmış olması karşısında mahkemece maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdirinde herhangi bir yasaya aykırılık durumunun söz konusu olmadığı görülmüştür. Sonuç olarak, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davacının eli ürünü olmayan senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığı, yukarıda açıklandığı üzere haciz baskısı altında ödeme icra dosyasına ödeme yapıldığı, bu sebeple davanın istirdat davasına dönüştüğü ve davacının yaptığı ödemeyi, uğradığı zararı talepte haklı olduğu, davalı vekilininde kötü niyet tazminat yönünden yaptığı istinaf başvurusunda haklı olduğu, bunun dışındaki davalı başvurusuyla davacının istinaf başvurusunun ise yerinde olmadığı, bu sebeplerle Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, fakat yapılan hata yeniden yargılamayı gerektirmediğinden resen hükmün diğer kısımları aynı kalmak kaydıyla, kanıtlanamayan kötü niyet tazminat talebinin reddine. kesin olarak karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 3- İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 27/02/2018 tarih, 2015/604 E. ve 2018/177 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 4- Davacının istirdat davasının kabulü ile davacının Bakırköy … İcra Müd nün … E sayılı dosyasına ödediği 3.523,41 TL nin ödeme tarihi olan 21/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile (avans faizini geçmemek koşuluyla) birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5- Kötü niyet tazminat talebinin reddine, 6- Davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 4.375,00 TL kar kaybının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacının manevi tazminat talebinin reddine, 8- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 8/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 539,54 TL karar harcından peşin alınan 401,73 TL’nin mahsubu ile 137,81 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 8/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 401,73 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, 2.300,00 TL bilirkişi ücreti, 323,90 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 3.057,43 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 1.039,52 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 8/c- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(2). maddesine göre İstirdat davası yönünden 3.523,41 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 8/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(2). maddesine göre maddi tazminat talebi yönünden 4.375,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 8/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(2)-(3). maddesine göre red edilen maddi tazminat talebi yönünden 4.375,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 8/f- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3 maddesine göre red edilen manevi tazminat talebi yönünden 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 9- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 9/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 9/b- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 9/c- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 14 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 112,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 9/d- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 9/e- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 10- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. ve HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/01/2022