Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/82 E. 2020/189 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/82
KARAR NO: 2020/189
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2017
NUMARASI: 2016/101 E., 2017/71 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; davalı tarafından İstanbul … İcra Mdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla müvekkileri aleyhine 2.257.000,00-TL üzerinden icra takibi yapıldığını, davalı şirketin yetkilisine 50.000,00 TL’lik senet verildiğini, fakat adı geçenin senetteki 50.000,00 TL’lik rakamın önüne 2.2 ibaresini ekleyerek 2.250.000,00 TL bedele dönüştürdüğünü, eski Şişli İcra Hukuk ( Yeni İstanbul …İcra hukuk Mahkemesi) … E sayılı dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde, senette 50.000,00 TL rakamının önüne 2.2 ibaresinin eklenerek senedin 2.250.000,00-TL bedelli senet haline getirildiğinin tespit edildiğini, davalı şirket yetkilisi hakkında İstanbul 33.Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/ 470 E. sayılı dosyasında da resmi evrakta sahtecilik suçundan yargılama yapıldığını, ve bu yargılamada alınan Adli Tıp raporlarında da senede 2.2 ibaresinin eklendiğinin belirlendiğini belirterek anılan icra dosyasına konu olan ve tahrifat yapıldığı sabit bulunan senede dayalı olarak yapılan icra takibinde işlemiş faiz ve fer’ileriyle birlikte 2.257.397,26-TL istendiğinden senedin gerçek bedeli 50.000,00-TL’sinin düşülerek bakiye 2.207.397,26-TL’den borçlu olmadığının tespiti ile alacağın % 20′ si oranındaki kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı sebebe dayalı olarak açılan İstanbul 16.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2011/223 E. sayılı dosyasında yapılan yargılamada mahkemenin 2013/197 K. sayılı ilamıyla davanın reddine karar verildiğini ve kararın temyiz incelemesinden geçmek suretiyle kesinleştiğini, müvekkili şirket yetkilisi … hakkında İstanbul 33.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/470 E sayılı dosyasında, resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı açılan davada beraat kararı verildiğini ve bu kararda müvekkili şirket yetkilisinin senet üzerinde tahrifat yaptığına ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin delil elde edilemediğinin, bu nedenle beraat kararı verildiğinin açıklandığını belirterek haksız davanın reddine ve alacağın % 20′ si oranındaki kötü niyet tazminatının davacılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; “Davanın KABULÜNE; Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında takibe konu edilen 07.02.2011 vadeli 05.10.2010 tanzim tarihli, senetten dolayı davalıya karşı 2.200.000,00 TL miktarında borçlu olmadığının TESPİTİNE, Davacının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,” karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; dava konusu senet ile ilgili olarak İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesince verilmiş ve kesinleşmiş karar bulunduğu, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiği, davalı tarafından senette herhangi bir tahrifat yapılmadığı, senette yazıyla yazılan miktar bölümü dikkate alındığında senedin hangi miktar için verildiğinin açık olduğu, senette tahrifat bulunmadığı, senet eksiksiz olarak doldurulduktan sonra davacının senedi imzalayıp davalıya verdiği, ATK raporları ile senette tahrifat yapılmadığının tespit edildiği, davalı hakkında İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu davalının beraat ettiği ve verilen kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği, mahkemece verilen kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, kambiyo senedine istinaden başlatılan icra takibi nedeniyle menfi tespit talebine ilişkin bulunmaktadır. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, hükme esas alınan 20/12/2016 tarihli Jandarma Genel Komutanlığı Uzmanlık Raporunun olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine, bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, söz konusu rapor ile takibe konu senet üzerindeki “2.2” rakamları ile “50.000” rakamlarının farklı zamanlarda yazıldığının tespit edilmesine, yine İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/470 E. Sayılı dosyası kapsamında ATK Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 23/06/2014 ve 29/12/2014 tarihli raporlarda “rakamla miktar belirtir kısımda yer alan rakamların normalden farklı şekilde haneye konumlandırılmış olduğu istif ve boyut bakımından “2.2” ile”50.000″ ibareleri arasında farklılıklar olduğu, rakamla miktar belirtir kısımda yer alan “2.250.000,00” ibaresinde yer alan “2.2” ibaresi ile “50.000” ibaresinin fulaj derecesi bakımından kısmi farklılıklar gösterdiği” hususlarının belirlenmesine, bu raporlar dikkate alındığında tahrifatın kim tarafından yapıldığı belli değilse de takibe konu senet üzerindeki rakamla miktar belirten kısımda tahrifat yapıldığının sabit bulunmasına, İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2011/223 E., 2013/797 E. Sayılı dosyasında tarafların davayı takip etmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilip bu kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşmiş olması dikkate alındığında, icra hukuk mahkemesince davanın esası hakkında bir karar verilmemiş olması nedeniyle ortada kesin hüküm bulunmamasına, İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/470 E. Sayılı dosyası kapsamında sanık … hakkında beraat kararı verilmiş ve bu karar Yargıtay’ca onanarak kesinleşmişse de, söz konusu dava sonunda delil yetersizliği nedeniyle sanığın beraatine karar verilmiş olduğu anlaşıldığından bu kararın hukuk mahkemesini bağlayıcı bir yönü bulunmamasına göre Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/02/2017 tarih ve 2016/101 E., 2017/71 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 150.282,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 37.601,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 112.680,10 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 15/10/2020