Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/816 E. 2022/250 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/816 Esas
KARAR NO: 2022/250 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2017
NUMARASI: 2016/1037 E. – 2017/359 K.
DAVANIN KONUSU: 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının dava konusu sözleşmelere göre belirlenen ödeme planlarında belirtilen kira borçlarını vadelerinde ödemediğini, bu sebeple temerrüte düştüğünü, kiracı şirket ve müşterek borçlu müteselsil kefillere, 6361 sayılı yasanın 31. Maddesi ve finansal kiralama sözleşmesi hükümleri uyarınca ödenmesi \gereken kira bedellerinin ihtarnamelerin tebliğini müteakip 60 gün içerisinde ödenmesi, aksi halde Sözleşmelerin feshedilmiş sayılacağı ve aynı yasanın 33. maddesi gereğince de sözleşmelerin feshi halinde temerrüde düşülen meblağ ile birlikte vadesi gelmemiş kira bedellerinin muaccel hale geleceği ayrıca kiralanan malların da iade edilmesi gerektiği konusunu içeren Beşiktaş … Noterliği’nin 24/05/2016 tarih … yevmi ye sayılı ve yine Beşiktaş …Noterliği’nin 24/05/2016 tarih … Yevmi ve sayılı ihtarnameler keşide edildiğini, anılı süre içerisinde borçların tam ve eksiksiz ödenmediğini, bu nedenle finansal kiralama sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, beyanla finansal kiralamaya konu menkul gayrimenkuller üzerinde davalı kıracının haksız ve kötü niyetli zilyetliğine son verilmesini, mülkiyeti müvekkilimiz şirkete ait olan malların teslim alındığı şekilde iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde İİK m.24 uyarlaca mal bedeli olan dava ikame tarihi itibariyle menkul ve gayrimenkullerin değerinin sözleşme faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, Uşak İli Merkez İlçe … köyü … Pafta … Ada … Parselde kayıtlı 18.801,00 m2yüzölçümlü prefabrik tek katlı fabrika binası nitelikli taşınmazın kaydındaki 21/10/2014 tarih … yevmiye sayılı finansal kiralama şerhinin kaldırılmasını, ihtiyati tedbir kararının mahkeme kararının kesinleşeceği tarihe kadar devamını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yan cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle eksik harcın tamamlatılmasının gerektiğini, sözleşmeye konu menkul ve gayrimenkullerin borcun çok üzerinde olduğunu, bu sebeple davacı yanın tedbir istemesinde hukuki yarar bulunmadığını beyanla harcın tamamlatılmasını, tedbir kararının ve davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; “Mahkemece icra edilen yargılama ve tekmil dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat gereğince; taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesi gereğince; davalı yana kiralanan ve teslim edilen emtiaların vadesi gelen ve ödenmeyen kira bedellerinin ödenmesi için keşide edilip tebliğ edilen ihtara rağmen davalı tarafça yasal 60 günlük süre içerisinde kira bedellerinden kaynaklanan borcun ödenmediği ve temerrüde düşüldüğü, davacı tarafça akdin feshinin haklı nedenlere dayandığı, finansal kiralama kanunu ile finansal kiralama sözleşmesi gereğince; iadenin yasal koşullarının oluştuğu sübuta ermekle; davanın kabulü ile, davaya ve sözleşmeye konu emtiaların davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, Olağan üstü hal döneminde çıkarılan 667 sayılı KHK ile 670 sayılı KHK’nın 5.maddesi gereğince sözleşmeye ve davaya konu emtiaların Hazine’ye, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve TMSF’ye devredilip edilmediğinin ve KHK hükümlerinin infazda nazara alınmasına, İİK 24. maddesinin infazda nazara alınmasına, tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -27/03/2018 tarihinde Mahkeme kaleminde tebliğ aldıkları gerekçeli kararın hüküm kısmında, davaya konu taşınmazın (Uşak İli Merkez İlçe … Köyü … Ada … Parsel) davacı müvekkil şirkete iadesi hususunun sehven yazılmaması üzerine, kararın tavzih edilmesinin talep edildiğini, tavzih taleplerinin HMK 305/2 maddesi gereğince red edildiğini, bu kararın da 27/03/2018 tarihinde mahkeme kaleminde tebliğ alındığını, davalı tarafın kira bedellerini ödemekte temerrüde düştüğü, davacı tarafça finansal kiralama sözleşmesinin feshinin haklı olduğu, davanın kabulü ile davaya konu emtiaların davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine karar verilmesine rağmen sehven hüküm kısmında davaya konu taşınmazın belirtilmemesi sebebiyle hükmün istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Kararın müvekkil şirket için verilen “Sesli Ticari ve İktisadi Bütünlüğü ” kararının kapsam ve içeriği bakımından usul ve yasaya aykırı olduğunu, KHK uyarınca TMSF’nin kayyım olarak atandığını, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulunun 27/10/2016 tarihli ve 2016/291 sayılı olur kararı uyarınca verilen yetkiye ve Fon Başkanlık makamının 15/09/2017 tarih ve E.668 sayılı OLUR’u ile yapılan görevlendirmeye istinaden, 6758 sayılı Olağan Üstü Hal kapsamında Bazı Düzenlemeler yapılması hakkındaki kanun Hükmünde kararname kapsamından kayyımlık yetkisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen dava konusu şirket ( diğer şirketlerin) varlıklarının Fon Başkanlık makamının 20/12/2017 tarih ve E.984 sayılı OLUR’u ile Ticari ve iktisadi Bütünlük kapsamına alınması uygun görülmüş olup, Fon Başkanlık Makamının 18/01/2018 tarih ve E.44 sayılı OLUR’u ile dava konusu şirketin gayrimenkulleri, menkul malları (demirbaş, makine/ekipmanlar, taşıtlar vs) markaları, endüstriyel tasarımları, İnternet alan adları ve nakit varlıkları (alacak ve mevduatlar) ile bu varlıkların feri ve mütemmim cüzü niteliğindeki tarafı oldukları sözleşmeler ve bu sözleşmelerden doğan ancak başlı başına iktisadi değeri olmayanlar da dahil olmak üzere diğer tüm mal, hak ve varlıkları bir araya getirilerek “Sesli Ticari ve İktisadi Bütünlüğü “nün oluşturulmasına karar verildiğini, -Davalı müvekkili şirketle ilgili olarak TMSF nezdinde tutulan bilgi ve belgelerden de istifade edilerek bu konuda bir araştırma yapılıp iktisadi bütünlük kararının kapsam ve içeriği de irdelenerek bir sonuca varılması gerektiğini, mahkemece “..davaya ve sözleşmeye konu emtiaların davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine ” ilişkin hükmün uygulanmasının yukarıdaki kapsamda mümkün olmadığını, -Olağanüstü hal kapsamında KHK uyarınca kayyımlık görevinin TMSF tarafından yürütülen şirketlerin harçtan muaf olup, müvekkili şirketin de harçtan muaf olduğunu, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, Finansal Kiralama sözleşmesinin feshinin tespiti ve kiralama konusu malların iadesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Öncelikli olarak Davalı istinaf istemlerinin değerlendirilebilmesi için harç hususunda karar verilmesi gerekli olup buna göre; 6758 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un “Kayyımlık Yetkisinin Devri ve Tasfiye” başlıklı 19.maddenin 6.fıkrasında; “(6) (Ek: KHK/690 – 17.4.2017 / m.73) Kayyımlık görevi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yürütülen şirketler, açtıkları davalarda harçtan muaftır.” şeklinde düzenlemenin içeriğinden açıkça “açtıkları davada” harçtan muaf olduğu yazılı olup, istinaf başvurusunda bulunan davada, davalı olarak yer almaktadır. İstinaf başvurusunun ise “dava açma” şeklinde yorumu mümkün değildir. Kaldı ki, Yargıtay 22. HD. 2017/46241 Esas, 2017/31218 Karar sayılı, 28/12/2017 günlü; 2018/7275 Esas – 11491 Karar sayılı, 10/05/2018 günlü benzer mahiyette olayda verilen kararlarında da belirtildiği üzere; Davalı şirket yönetimine atanan kayyımların görev ve yetkileri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmiş olup, TMSF, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 3. maddesinde tanımı yapılan fon bankasıdır. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140-(1) maddesi ile fon, harçtan muaf tutulmuş ancak, tasfiyesi fon eliyle yürütülen bankalar ile fon bankaları hakkında da bu madde hükmünde bazı mali istisnalar getirilmiştir. Fon tarafından, bu bankaların borçlarının ve taahhütlerinin üstlenilmesi veya alacaklarının devralınması halinde, Fon’un bu borçlar, alacaklar ve taahhütlerle ilgili işlem, dava ve takipleri anılan Yasa’nın 140-(2) maddesi ile harçtan muaf olup, mülga 4389 sayılı Yasa’nın, 5411 sayılı Kanun’un geçici 11. maddesinde uygulanmasına devam edileceği öngörülen 14-(5) maddesiyle değişik “c” bendinin birinci cümlesinde yer alan benzer düzenlemede öngörülen istisna faaliyet izni kaldırılan bankaların, tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen bankaların, hisseleri tamamen veya kısmen Fon’a intikal eden bankaların işlemlerine ilişkin değil, bu bankaların borçlarının ve taahhütlerinin Fon tarafından yüklenilmesi veya alacaklarının devralınması halinde Fon’un bu borçlar, taahhütler ve alacaklarıyla ilgili işlemlerine ilişkindir. 5411 sayılı Yasa’nın 140-(5) maddesi de Fon ve Fon Bankaları’nın mahkeme ilamını tebliğe çıkartmalarında, karşı tarafa yüklenmiş harcı ödemesi şartı aranmadığına yönelik olup, Yasa’nın 140-(9) maddesi hükmü de bu bankaların alacaklarını teminen yapacakları her türlü işlem, dava icra takiplerinde harçtan muafiyetlerini düzenlemekte olduğundan ve davanın konusu, bankanın alacağıyla ilgili olmadığından bu madde hükmünden yararlanamayacaktır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu vekili tarafından istinaf başvurusu yapılırken HMK’nun 344/1. maddesi gereğince başvuru için yatırılması gereken istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve maktu karar ve ilam harcının yatırılmadığı ve TMSF’ye devredilen şirketlerin açtıkları davalarda harçtan muaf oldukları, eldeki davada ise Tasurruf Mevduatı Sigorta Fonu davalı olduğu anlaşıldığından, mahkemece HMK’nun 344/1. maddesi gereğince yatırılmayan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve istinaf karar harcı olmak üzere tüm giderlerin yatırılması ve eksikliğin tamamlanması için davalı Tasurruf Mevduatı Sigorta Fonu vekiline yazılı olarak bildirim çıkarılmadığı anlaşılmakla, HMK 344/1. maddesinde gösterilen emredici düzenlemenin usule uygun şekilde uygulanması, sonrasında gerekirse dava dosyasının istinaf kanun yolu başvurusunun incelenmek üzere dairemize gönderilmesi gerektiği, istinaf başvuru şartlarının yerine getirilmediği tespit edilmiştir. Bu sebeplerle; Davalı şirketin harçtan muafiyetinin bulunmamasına rağmen davalı şirketten istinaf için harç alınmaması ve buna yönelik muhtıra çıkartılmaması isabetli olmamıştır. Davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunurken nispi harç yatırmadığı anlaşıldığından yukarıda yazılı yasa hükümleri uyarınca işlem yapılması, davalı yönünden eksik harç ve giderler tamamlatıldıktan sonra, dosyanın incelenmek üzere yeniden gönderilmesi gerektiğinden bu aşamada davacı ve davalının istinaf istemlerinin incelenmeksizin dosyanın 6100 Sayılı HMK’nın 352. maddesi gereğince mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekili tarafından eksik harç ile başvuru harcın ikmali için HMK’nın 344.maddesi uyarınca işlem yapıldıktan sonra yeniden Dairemize gönderilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 352/1 maddesi gereğince, dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 17/02/2022