Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/81 E. 2020/188 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/81
KARAR NO: 2020/188
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul(Kapatılan) 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 30/05/2017
NUMARASI: 2016/80 E., 2017/87 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin uzun yıllardan beri restaurant alanında faaliyet gösterdiğini, faaliyetlerine Beyoğlu’nda bulunan T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul 1 nolu Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 10/05/2004 tarihinde verilen karar ile koruma altına alınmış … binasında da devam etmekte olup “…” adı ile yeni bir restourant işletmeye başladığını, müvekkilinin “…” adına ilişkin marka tescil başvurusunu tamamladığını, ilan askı süresinde ileri sürülen itiraz değerlendirilme süresini beklediğini, bu markayı müvekkilinin aktif kullanımının olmadığını, davalı tarafın 25/03/2002 tarihinde marka olarak tescil ettirdiği “…-…-…” adı ile 25/03/2002 tarihinde “…” binasında bir süre Restaurant işletmeciliği faaliyetinde bulunduğunu, ancak davalı adına tescil edilen anılan markayı geriye dönük 5 yıl boyunca davalı tarafından kullanılmadığını, bu nedenle “…” ve …-… markalarının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava dayanağı 556 Sayılı KHK’nın ilgili maddesi Anayasa Mahkemesinin 14/12/2016 tarihli kararıyla iptal edildiğinden davanın usulden reddine, uyuşmazlık konusu markaların gerek dava tarihinden geriye 5 yıl boyunca, gerekse hali hazırda kullanıyor oluşu sebebiyle ve müşterilerinin de bu bu kullanımı bilmesi sebebiyle kullanmama iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; her ne kadar dava açıldığı tarihte 556 sayılı KHK’nın 14.maddesi kapsamında değerlendirmeye girilmiş ise de, dosya derdest iken KHK’nın 14.maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptali sebebiyle davanın yasal dayanağı kalmamış olmakla, davanın niteliği itibariyle de yasal boşluğun Medeni Kanunun 1.maddesi kapsamında doldurulamaması sebebiyle, karar tarihinde yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; 556 Sayılı KHK’nın 14. maddesi Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş ise de oluşan yasal boşluğun Mahkemece normlar hiyerarşisi uyarınca doldurularak karar verilmesi gerektiği, davaya konu markaların gerçek anlamda kullanılmaması nedeniyle iptal edilmeleri gerektiği, davalı tarafın savunmalarının yerinde olmadığı hususlarına ilişkindir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu konuda hatalı karar verildiği hususlarına ilişkindir. Dava, davalının “…-…-…” adlı markaların kullanımına 5 yıllık süre için kesintisiz ara vermeleri nedeniyle, bu markalardan “…” markasının ait olduğu tüm mal ve hizmet sınıfları bakımından, Mahkememizin aksi kanaatte olması halinde anılan markaların 43 (yiyecek ve içecek hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin) kodu yönünden, “…-…” markalarının ise 43 (yiyecek ve içecek hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin) kodu yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebine ilişkin bulunmaktadır. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 2016/148 Esas 2016/189 Karar sayılı ilamı ile iptaline karar verilmesine ve bu kararın 06/01/2017 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesine, bu kapsamda açılan davanın yasal dayanağının kalmamasına, kullanma zorunluluğunu düzenleyen başka bir iç hukuk kuralı da bulunmadığından TRIPS Anlaşması’nın 19. maddesinin uygulanarak yasal boşluğun doldurulamayacak olmasına, dava tarihinde yürürlükte bulunmayan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerinin de geriye yürütülemeyeceğinin açık bulunmasına, davanın yasal dayanağının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle mahkemece konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekli ise de, yargılama giderlerinin tarafların haklılık durumuna göre belirlenmiş olması, davanın yasal dayanağının dava derdest iken Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş olması nedeniyle bu hususun sonuca etkili olmamasına göre(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/06/2020 tarih ve 2019/4225 E., 2020/2647 K. sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/06/2020 tarih ve 2019/4218 E., 2020/2645 K. sayılı kararı) davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul(Kapatılan) 4.f Fkrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30/05/2017 tarih ve 2016/80 E., 2017/87 K. sayılı kararına karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından yapılan istinaf taleplerinin 61100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalıdan alınması gerekli 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 15/10/2020