Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/806 E. 2022/251 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/806 Esas
KARAR NO: 2022/251
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/01/2018
NUMARASI: 2014/487 E. – 2018/3 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait iş yerinde 28/06/2013 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde müvekkilinin hamili olduğu yüzlerce çekin çalındığını, bu çekler içinden davaya konu Keşidecisi … olan, Bankasya Aliağa Şubesine ait, … hesap numaralı, 28/09/2013 keşide tarihli, … çek nolu, 7.000,00-TL bedelli çeke ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından soruşturma başlatıldığını ve savcılık tarafından yazılan yazı ile çeklerin bulunması durumunda savcılığa tesliminin istenildiğini, 01/07/2013 tarihinde ise tutulan tutanaklar ile savcılık evraklarının tüm faktoring şirketlerine fakslandığını ve işlem yapılmamasının istenildiğini, aynı zamanda Bakırköy 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/273 Esas sayılı dosyasından çeklerin iptaline ilişkin dava açıldığını, davalı tarafça çekin ödeme yasağına rağmen bankadan tahsil edildiğini, davalının 01/07/2013 tarihinde gönderilen faksı dikkate almayarak çeki temlik aldığını belirterek davanın kabulü 7.000,00 TL’nin davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davaya konu çekin, çekin yazılmasına sebep fatura ile birlikte alındığını, karşılığında ise çek bedelinin ödendiğini, çek üzerinde iyi niyetli meşru hamil konumunda olduklarını, yapılan işlemlerin tümünün yasal olduğunu, kötü niyetli ve kusurlu olduğumuza ilişkin iddianın ispatının gerektiğini, faks ile bildirimin hukuki bir geçerliliğinin bulunmadığını, faksın alınıp alınmadığının da belli olmadığını belirterek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Dava, hırsızlık sonucu çalındığı iddia edilen ve davalı tarafından tahsil edilen çek bedelinin istirdadı istemine ilişkindir. Dava konusu çekin yapılan incelemesinde; … Bankası A.Ş Aliağa Şubesine ait 7.000,00 TL, bedelli, 28/09/2013 keşide tarihli … no.lu olduğu, keşidecisinin …, lehtarı … Ltd. Şti. Olduğu belirlenmiştir. Davacı şirket yetkilisi tarafından, dava konusu çekin de arasında olduğu birçok çekin hırsızlık olayı sonucu çalındığı iddiasıyla yapılan başvuruya ilişkin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/27244 soruşturma sayılı dosyasının örneği celp edilmiş, yine Bakırköy 12. Asliye Ticaret Mahkemesinde çalındığını iddia edilen çeklerin iptali istemiyle açılan dava dosyası celp edilip incelenmiş ve Mahkemenin 2013/273 Esas, 2013/70 Karar sayılı ilamı ile dava konusu çekin de aralarında olduğu bir kısım çekin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı dava konusu çekin, dava dışı … A.Ş, arasındaki ticari ilişki kapsamında, dava dışı … A.Ş. Tarafından verildiğini beyan ettiğinden çek üzerinde dava dışı … A.Ş.’den sonra ciranta olarak yer alan …-…’e ait kayıtların incelenmesi için Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimatın bila ikmal iade edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından, hırsızlık olayı sonrasında davalı şirketin de aralarında olduğu faktoring şirketlerine çeklerin çalındığı yönünde ihbarda bulunulduğu dosya kapsamında yer alan kayıtlar ile belirlenmiştir. Mahkememizce davacı … davalı kayıtlarında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu kök ve ek raporunda özetle; davacı … davalı ticari defterlerinin TTK hükümleri uyarınca usulüne uygun tutulduğu, dava dışı …tarafından defter ibraz edilmediğinden inceleme yapılamadığı, dava konusu çekin davacı ile dava dışı … A.Ş. Arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı kayıtlarında yer aldığı, çekin çalınmasından sonra çalınan çekler hesabına aktarıldığı, davalı kayıtlarında ise dava konusu çekin dava dışı …’den faktoring sözleşmesi kapsamında devralındığının tespit edildiği, sözleşme ekinde dava dışı … Ve …-… arasındaki ticari ilişkiyi gösterir 01/07/2013 tarihli faturanın da yer aldığı, …’nin metal işi yapan firma, …-…’in ise inşaat şirketi olmasına rağmen fatura muhteviyatının boyalı kumaş satışı olarak göründüğü, her iki firmanın da tekstil işi ile iştigal etmediği belirtilmiştir. Dosya kapsamı incelendiğinde; davacının işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle bir kısım çeklerin çalındığı ve bu konuda Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/27244 soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığı, davacı tarafından çalınan çeklerin iptali istemiyle Bakırköy 12. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan dava sonucunda, Mahkemenin 2013/273 Esas, 2013/70 Karar sayılı ilamı ile dava konusu çekin iptaline karar verildiği, davacının aynı zamanda çeklerin bilgilerini faktoring şirketlerine fax ile bildirerek çalıntı olduğu yönünde ihbarda bulunduğu, davalının ise dava konusu çeki dava dışı … İle imzalanan faktoring sözleşmesi kapsamında aldığı, belirlenmiştir. Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2.maddesiyle “Faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilmeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler” hükmü getirilmiş olup, davalının bu hüküm gereğince fatura muhtevasının denetlemesi gerektiği, fatura içeriğinde boyalı kumaş satışı yer almasına rağmen dava dışı …’nin metal işi yapan firma, …-…’in ise inşaat şirketi olduğu ve fatura içeriğinin fatura taraflarının iştigal alanı ile ilgili olmadığı, davacının kanun ve yönetmelik gereğince gerekli araştırmayı yapmadığı ve davalı tarafından dava konusu çekin çalındığı ihbar edilmesine rağmen çekin kabul edildiği belirlenmiş olmakla, davalının kusurlu olduğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı çekin hırsızlık olayı neticesinde çalındığını ve bu hususu tüm Faktoring Şirketlerine faks yolu ile bildirdiğini ifade ederek, davalının çeki devralırken kötü niyetli olduğunu iddia ettiğini, dava konusu çekin factoring sözleşmesi kapsamında, … Ltd. Şti faktoring işlemi neticesinde devralındığını, çekin alımına sebep olan fatura ile birlikte devralındığını, -Dava konusu çekin yasaya uygun yapılan faktoring işlemi neticesinde devralındığını, söz konusu çek de iyi niyetli hamil olduklarını, 6102 sayılı TTK nın elden çıkan çek başlıklı 792. Maddesine göre ağır kusurun ispatının gerektiğini, çekin çalıntı olduğuna dair soruşturma başlatılması ve de çekin davacının kayıtlarında bulunmasının yeterli olmadığını, çekin istirdadı için, davacının çekin rızası hilafında elinde çıktığını ispatlamasının yanında ayrıca taraflarının da çeki iktisap ederken ağır kusurlu ve kötü niyeti bulunduğunun ispatlanması gerektiğini, Mahkemece gerekçe olarak fatura muhtevasının denetlenmesi gerektiği ve çekin çalındığının ihbar edilmesine rağmen çekin kabul edildiğini gösterildiğini, faktoring işleminin yasaya uygun olup olmadığı değerlendirilmediğini kusurlu olmadıklarını, -09.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda …’in ticari defterleri incelenemediğinden, davaya konu çeke ilişkin olan faturanın …’in ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının belirlenemediği ve faturanın davaya konu çeke ilişkin alınıp alınmadığının tam olarak saptanamadığının ifade edildiğini, bilirkişi sadece sınırlı inceleme yaparak fatura muhtevatının boyalı kumaş satışı olduğu dava dışı … ve …’in iştigal konularının farklı olduğunun ifade edilerek hatalı sonuca ulaşıldığını, -Faks ile yapılan bildirimlerin hukuken doğru ve geçerli bir bildirim olmadığını, taraflarına çekin çalıntı olduğunun ihtarname ile bildirmesi gerektiğini, bu nedenle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Faturanın gerçek bir mal satışını yansıtmadığından davalı …şirketinin ağır kusurlu olduğunu, çekteki alacağı tevsik eden fatura incelendiğinde ‘boyalı kumaş’ satışına ilişkin olduğunu, ancak satıcının “…” adında bir inşaat şirketi alıcının da ‘…’ ünvanlı bir metal şirketi olduğunu, bu şirketlerin tekstil işi ile uğraşmadıklarına göre “boyalı kumaş” almalarının da mümkün olmadığını, faturadaki bu aykırılığın da alacağı tevsik eden faturanın sahte olduğunu, gerçek bir alacağın temlik alınmadığını ve davalı …şirketinin 6361 sayılı kanunun 9/2 aykırı hareket ettiğini açıkça gösterdiğini, Faturanın mükerrer kullanıldığı ve buna engel olmayan davalının ağır kusurlu olduğunu, davalının çekteki alacağı tevsik etmek için sunduğu faturanın, aynı kişi tarafından … şirketi ile yapılan faktoring sözleşmesinde de kullanıldığını kararın hukuka uygun olduğunu istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, çek bedeli istirdadı istemine ilişkindir. 6102 Sayılı T.T.K.’nun 792. maddesine göre; “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle hükümlüdür.” Yargıtay 11 HD.nin 2019/4107 Esas-2020/1903 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere somut uyuşmazlığın, TTK’nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine nazaran faktoring işlemleri bakımından özel bir hüküm niteliğinde olan ve uyuşmazlığın çözümünde öncelikle uygulanması gereken 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve buna ilişkin Yönetmelik ile BDDK Genelgeleri çerçevesinde değerlendirilip, çözüme kavuşturulması gerekmektedir. 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9/2. maddesine göre; “faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulaca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez,” hükmü düzenlenmiştir. Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, BDDK. Tarafından 04/02/2015 tarihli ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı ve Yönetmelik 11. maddeye göre yürürlük tarihi 01/01/2015 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir. 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslar hakkında yönetmelik” 8/1 maddesinde ise; “faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir” düzenlemesine yer verilmiştir. 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslar hakkında yönetmelik”in İstihbarat çalışması başlıklı 5 maddesinde ise;”(1) Kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir. İstihbarat çalışması; a) Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan faturanın tarifi, şekli ve nizamına ilişkin düzenlemeler de dikkate alınarak faturadaki bilgilerin kontrol edilmesi, b) İç kontrol sisteminin devralınan faturalara ilişkin gerekli istihbarat ve araştırma yapılmasını sağlayacak ve Merkezi Fatura Kaydı Sisteminde bu faturaların mükerrer olmadığının kontrolü tamamlanmaksızın kullandırım yapılamayacak şekilde oluşturulması, c) Müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veri tabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi hususları dâhil olmak üzere asgari olarak yukarıda belirtilen usul ve esasları içerecek şekilde yapılır ve bunların yetersiz kalması durumunda ilave yöntemlere başvurulur,” hükmü düzenlenmiştir. 6361 Sayılı Kanun’un yukarıda belirtilen maddesine ve Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in istihbarat çalışması başlıklı 5. maddesine uygun olarak davalı …şirketinin gerekli araştırma yapmadan alacağı temlik aldığına yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, BDDK. Tarafından 04/02/2015 tarihli ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı ve Yönetmelik 11 maddeye göre yürürlük tarihi 01/01/2015 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir. Davalı …şirketi ile, dava dışı şirket arasında yapılan faktoring sözleşmesi 2013 tarihli olup buna göre sözleşme tarihinden sonra 01/01/2015 tarihinde yürürlüğe giren Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 5. maddesinin bu tarihten önce yapılan faktoring sözleşmeleri için geçerli olmadığı anlaşılmıştır. 6361 sayılı Yasa’nın 9/2 maddesi hükmü faktoring şirketlerine, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile temlike konu alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu fatura ile tevsik etme ve kambiyo senedi ile faturanın uyumlu olduğunu araştırma yükümlülüğünü yüklemiş, 6102 Sayılı TTK’nın 790. maddesi ise ciro silsilinde dış görünüş itibari ile kopukluk olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü yüklemiştir. Sözleşme tarihine göre Faktoring şirketlerine bunların dışında daha fazla yükümlülük yükleyen bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 12/06/2017 tarih 2016/10538 esas 2017/4836 karar sayılı ilamı) Faktoring şirketinin temlik aldığı çeklerle ilgili asıl ilişkileri de tetkik etmek yükümlülüğünden söz edilemez. Bu nedenle 6102 Sayılı TTK’nın 792. maddesi gereğince davalı …şirketinin davaya konu çekleri kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunda davacı tarafça yeterli ve inandırıcı delil sunulamadığı anlaşılmıştır. Dava, çek bedelinin istirdadı istemine ilişkindir. Davacı, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürerek işbu davayı açmış, davalı ise çekin yetkili hamili olduğunu savunmuştur. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, dava konusu çeklerdeki ciro silsilesi düzgün olup, aksi ispatlanamadığı için davalının iyi niyetli yetkili hamil konumunda olduğu, TTK’nın 792. maddesi uyarınca, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü bulunduğu buna göre, zayi olan çekin istirdadı istemine ilişkin iş bu davada davacının kendisinin yetkili hamil olduğunu, çeklerin rızası hilafına elinden çıktığını ve çekleri elinde bulunduran davalının kötü niyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat edememesi ve dava konusu olayda faks kullanmanın mücerret surette hukuki sonuç nitelikte olmaması karşısında dosya içeriğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmamış, açıklanan sebeplerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasını ancak yapılan hata yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/01/2018 tarih, 2014/487 E., 2018/3 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, bu kapsamda; 3- Davacı tarafından davalı lehilne açılan DAVANIN REDDİNE, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının peşin alınan 119,55 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 38,85 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2022