Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/803 E. 2022/96 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/803 Esas
KARAR NO: 2022/96
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2017
NUMARASI: 2017/931 E. – 2017/1029 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/01/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. ve … E. Sayılı dosyaları ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlattığını ve takiplerin kesinleştiğini, icra takibine dayanak olan 58.000 TL bedelli 31.07.2016 keşide tarihli çek, 2.500 TL bedelli 05.08.2012 keşide tarihli 15.11.2012 vade tarihli senet, 2.500 TL bedelli 05.08.2012 keşide tarihli, 15.10.2012 vade tarihli senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, davacı ile davalı arasında ne kambiyo hukuku ilişkisi ne de temel ilişki söz konusu olmadığını belirterek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra takip dosyalarının davacı yönünden iptalini, davalının %20 oranında kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, davacının davalıya borcunun olmamasına rağmen hakkında icra takibi başlatılarak borcun tahsiline çalışılmış olmasından dolayı icra dairesi veznesine herhangi bir şekilde yatırılan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından hakkında başlatılan icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti amacıyla müvekkili aleyhine açılan menfi tespit davasını kabul ettiklerini, bahse konu senetlerin borçlusu … ile sehven takip başlatılan …’ın TC kimlik numaralarının farklı olduğunu, bu yanlışlığın taraflarınca farkedilmesi üzerine davacının icra takip dosyalarından taraf olmaktan çıkarıldığını, asıl borçlunun TC kimlik numarasının sisteme eklendiğini, davacı tarafın halihazırda dava konusu icra takip dosyalarında borçlu sıfatını taşımadığından huzurdaki davanın konusuz kaldığını, davacının bu dosyada taraflarına borçlu olmadığının açık olduğunu belirterek, kabul beyanlarına göre karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davalı vekilinin 11.12.2017 tarihli beyan dilekçesinde davacı …’ın dava konusu senetlerin borçlusu … olmadığını, TC kimlik numaralarının farklı olduğunu, hakkında sehven takip başlatıldığını, takip dosyalarından borçlu sıfatı taşımadığından davanın konusuz kaldığını, davayı kabul ettiklerini bildirdiği, davacının davasını, davalının kabul etmesi nedeniyle davanın kabulüne, davaya konu her üç icra dosyası incelendiğinde davacı aleyhine bir işlem yapılmadığı görülmekle davalının sehven isim benzerliğinden davacı adına takip başlatıldığını, davacının borçlu olarak icra dosyalarından çıkartıldığının beyan etmesi ve ön inceleme aşamasında cevap dilekçesiyle davayı kabul etmiş olduğundan yasal şartlar oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkili … T.C. Kimlik numaralı … hakkında, Alacaklı … tarafından Kambiyo Senetlerine ( Çek, Poliçe ve Emre Muharrer Senet ) Özgü Haciz Yolu İle; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, 2-Yukarıda esas numaraları yazılı icra dosyalarına dayanak olan, 58.000 TL bedelli 31/07/2016 keşide tarihli çek, 2500 TL bedelli 05/08/2012 keşide tarihli 15/11/2012 vade tarihli senet, 2500 TL bedelli 05/08/2012 keşide tarihli 15/10/2012 vade tarihli senetteki imzalar ve bilgilerin müvekkiline ait olmadığını, 3- Müvekkilinin, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile başlatılan takibe konu borcun ( 66.343,26 TL ) kendisine ait olmadığını, yine takibin dayanağı olan 58.000 TL bedelli 31/07/2016 keşide tarihli çek üzerindeki bilgi ve imzaların kendisine ait olmadığını bildirir dilekçeyi ilgili İcra Müdürlüğü’ne sunduğunu, 4- Müvekkili …’ın, ilgili İcra Müdürlüğü’ne yapmış olduğu bildirimden sonra alacaklı vekili ile irtibata geçtiğini, takip talebinde belirtilen ” … ” isimli şahsın kendisi olmadığını, kendisinin ticaretle uğraşmadığını, işçi olarak çalıştığını, yine bahse konu takiplerin dayanağı olan Çek ve Senetlerdeki bilgilerin kendisine ait olmadığını beyan ettiğini, alacaklı vekilinin konuyla ilgili olarak çalışma yapıp kendisine bilgi vereceklerini beyan ettiklerini, fakat her hangi bir geri dönüş yapılmadığını, ve takip işlemlerine devam ettiklerini, 5- …’ ın 03/10/2017 tarihli Vekaletname ile kendilerini vekil tayin ettiği tarihten sonraki süreçte konuyla ilgili olarak yapmış oldukları araştırmada, takibe konu çek ve senet üzerinde sadece “…” isminin ve imzasının olduğunu, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas nolu takip talebinde de borçlu olarak … T.C. Kimlik numaralı … isimli bir şahsın olduğunu, diğer borçlunun ise T.C. Kimlik numarasının olmadığının tespit edildiğini, 6- Yapılan araştırma sonucunda Müvekkili … T.C. Kimlik numaralı … hakkında yapılan takibin hukuka aykırı olarak yapıldığının tespit edildiğini ve alacaklı vekili ile telefon ile irtibata geçildiğini, konu hakkında detaylı bilgi verildiğini,, takibe konu çek ve senetlerdeki bilgi ve imzaların müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle takibin durdurulması gerektiğinin bildirildiğini, alacaklı vekilinin konuyla ilgili olarak çalışma yapıp taraflarına bilgi vereceklerini beyan ettiklerini, fakat her hangi bir dönüş olmadığını, 7- Bu tarihten sonra müvekkili …’ ın çalışmış olduğu … Sanayi Sitesi … – Blok No: … – Ikitelli / Başakşehir / İstanbul adresinde, … LTD. ŞTİ. Adı altında faaliyet gösteren firmaya, maaş haczi müzekkereleri gönderilmesi üzerine, yine alacaklı vekili ile irtibata geçildiğini, konu hakkında bilgi verilip takibin yanlış kişiye yapıldığını, yapılan uyarılara rağmen takibe ısrarla devam edildiğini belirtiklerini, Ofis yetkilisinin, müvekkili hakkında maaş haczi müzekkeri gönderildiğini beyan ettiğini, 8- Yapılan tüm uyarılara rağmen müvekkili aleyhine yapılan takip işlemleri sonucunda müvekkilinin zor durumda kaldığını, çalışmış olduğu iş yerinden ayrıldığını, konuyla ilgili olarak dava yoluna gitme zarureti hasıl olduğunu, 19/10/2017 günü İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde menfi tespit davası açıldığını, 9- Davanın açılma tarihi olan 19/10/2017 tarihinden sonra, yani 08/11/2017 tarihinde tebliğ edilen, müvekkili …’ ın kardeşi ve ailenin diğer fertlerine, Birinci Haciz İhbarnamesinin gönderildiğini, 10- Yukarıda açıklanan nedenlerde açmış oldukları menfi tespit davasında, müvekkili …’ ın borçlu olmadığına, davalı ( takip alacaklısı ) tarafın, ısrarlarına rağmen kötü niyetli davranması nedeniyle %20 oranında kötü niyet tazminatı ödemesine ve yargılama giderleri ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesinin talep edildiğini, 11- Dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmesinden sonra, davalı tarafça verilen cevap dilekçesinde, müvekkil … hakkında sehven takip başlatıldığı iddia edilerek kabul beyanlarının kabulünün talep edildiğini, 13- Mahkemenin Hüküm kısmı belirtilen, kararındaki 2. maddesinde belirtilen kötü niyet şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle bu yöndeki taleplerinin reddedilmesi hususunun hukuka ve yasaya aykırı bir durum olduğunu, şöyleki: yukarıda da detaylı bir şekilde anlatıldığı üzere müvekkili aleyhine başlatılan takiplerde alacaklı taraf, gerek müvekkil tarafından gerek kendileri tarafından birçok kez arandığını, kendileriyle irtibata geçildiğini, takip borçlusu olarak gösterilen müvekkili …’ ın, takibe konu çek ve senetlerle alakası olmadığını, takibe dayanak teşkil eden kıymetli evrakların ticari ilişki içerdiğini, müvekkilinin ticari bir kimliğinin olmadığıni, senet üzerindeki T.C. Kimlik Numarasının müvekkiline ait olmadığını belirtilmesine rağmen takibe devam edilmesinin, müvekkiline maaş haczi müzekkeresi gönderilmesinin, müvekkilinin kardeşine ( …) haciz ihbarnamesinin gönderilmesinin ve kayıtların halen açık olması nedeniyle davalı tarafın kötü niyetli olduğunu açık bir şekilde gösterdiğini, 14- Yine Mahkemenin Hükümde belirtilen 5. Maddesinde de vekalet ücreti olarak maktu vekalet ücretine karar vermesinin de ayrıca hukuka aykırılık teşkil ettiğini, şöyleki: menfi tespit davaları, dava konusu esas değer üzerinden açılıp nispi harç yatırılmak suretiyle açıldığını ve vekalet ücreti olarak ta nispi vekalet ücretine karar verildiğini belirterek, yukarıda belirtmiş oldukları gerekçelerle İstinaf başvurusunun kabulü ile, gerekçeli kararın hüküm kısmında belirtilen: ” 2 – Davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin yasal şartlar oluşmadığından reddine ” hükmünün kaldırılarak davalı taraf aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, ” 5 – Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 6. maddesi gereğince 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin yarısı olan 990,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” hükmünün kaldırılarak dava esas değeri olan 70.000,00 TL üzerinden lehimize nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK 72 maddesi kapsamında çek nedeniyle başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. Davacı … T.C. Kimlik numaralı … hakkında, Alacaklı … tarafından kambiyo senetlerine ( çek, poliçe ve emre muharrer senet ) özgü haciz yolu ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığı, takiplerin kesinleştiği, davalının bu takiplerden dolayı borçlu …’ın kendisi olmadığını, borçlu ile aralarında isim benzerliği bulunduğunu, davacıya bunu usulüne uygun ve zamanında bildirmelerine rağmen takibi kötü niyetli olarak devam ettirmekte ısrar ettiğini ve dava açtığını, bu nedenle davalıya borçlu olmadığının tespitini ve davacının kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili, cevap dilekçesiyle davayı kabul ettiklerini, kötü niyetli olmadıklarını savunmuş, mahkemece davanın kabul nedeniyle kabulüne, davalı yönünden yasal şartlar oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekilince yukarıdaki sebeplerle istinaf edilmiştir. İcra takibi yapılan dava konusu icra dosyaları incelendiğinde, İstanbul …İcra Müd. … esas sayılı dosyada borçlu ve eldeki dosya davacısına ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacı-borçlunun takibe itirazının, çek borçlusu … ile isim benzerliği bulunduğu, kendisinin borçlu olmadığı şeklinde olduğu, itirazın alacaklı davalıya tebliğ edilmediği, alacaklı davalı vekilinin bu dosyada itirazdan sonra borçlular hakkında haciz talebinde bulunduğu, diğer icra dosyalarında davacı-borçluya ödeme emrinin tebliğine dair tebligat parçasına rastlanmadığı, haciz işlemi yapılmadığı görülmüştür. Davacı vekili kararı vekalet ücreti ve kötü niyet tazminatı yönünden istinaf etmiştir. Dava İİK 72.maddesine göre açılan menfi tespit davası, nispi harca tabi olup, vekalet ücreti olarakta nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gereken davalardandır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesine göre; “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur”. Bu durumda mahkemece, davalı tarafından davanın ön inceleme aşamasından önce davayı kabulü nedeniyle, dava değeri üzerinden nispi olarak hesaplanacak vekalet ücretinin yarısına hükmetmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmetmesi hatalı ve bu yöndeki davacı vekili istinafının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Kötü niyet tazminatına gelince, İİK 72/5. maddesinde davanın borçlu lehine hükme bağlanması halinde borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verileceği ve takdir edilecek zararın, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın “yüzde yirmisinden” aşağı olamayacağı düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda, yukarıda açıklandığı üzere davalı borçlunun, İstanbul … İcra Müd. … esas sayılı dosyada, borçlu davacının itirazının alacaklı davalıya tebliğ edilmediği, itirazın içeriği incelendiğinde tek başına açıklayıcı ve kişide hata olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı, davalı- borçlunun takibe devam etmesinde kötü niyet ve bile bile bir ısrarından söz edilemeyeceği, diğer icra dosyalarında ise davacı borçlu hakkında icra işlemlerinin yapılmadığı, ön inceleme aşamasından önce de davalı borçlunun davayı kabul ettiği göz önünde bulundurulduğunda, davalı yönünden kötü niyet tazminat koşullarının gerçekleşmediğine dair mahkeme kararın yerinde olduğu, bu yöndeki istinafın haklı olmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar gereğince davacı vekilinin vekalet ücreti yönünden yaptığı istinaf sebebinin kabulüne, diğer istinaf sebeplerinin reddine bu sebeple 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, fakat bu hata tek başına yeniden yargılamayı gerektirmediğinden resen hükmün diğer kısımları aynı kalmak kaydıyla, dava değeri üzerinde nispi olarak hesap edilecek vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 2- İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/12/2017 tarih, 2017/931 E., 2017/1029 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının, davalının vaki kabulü sebebiyle KABULÜNE, 4- Davacının İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında takibe konu 15.10.2012 vade tarihli 2.500,00 TL bedelli bonodan ve işlemiş faizle birlikte toplam 2.554,71 TL’den takip tarihi itibariyle borçlu olmadığının tespitine, 5- Davacının İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında takibe konu 15.11.2012 tarihli vade tarihli 2.500,00 TL bedelli bonodan ve işlemiş faizle birlikte toplam 2.565,62 TL’den takip tarihi itibariyle borçlu olmadığının tespitine, 6- Davacının İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında takibe konu 31.07.2016 keşide tarihli 58.000 TL bedelli çekten bakiye çek alacağı, işlemiş faiz, karşılıksız çek alacağı tazminatı ve komisyon alacağıyla birlikte toplam 64.867,69 TL’den takip tarihi itibariyle borçlu olmadığının tespitine, 7-Davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin yasal şartlar oluşmadığından reddine, 8- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 8/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu 22. maddesi gereğince alınması gereken (4.780,88 TL karar harcının 1/3’ü olan) 1.593,62 TL nispi karar harcının peşin alınan 1.195,43 TL’nin mahsubu ile bakiye 398,19 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 8/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 398,19 peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 37,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 471,69 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 8/c- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesine göre (9.898,44 TL vekalet ücretinin yarısı olan) 4.949,22 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 9- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 9/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 9/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 87,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 185,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 9/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 10- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/01/2022