Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/80 E. 2020/260 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/80 Esas
KARAR NO: 2020/260
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/04/2017
NUMARASI: 2016/677 E. 2017/452 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili; Müvekkili …’ın, ortağı ve yetkilisi olduğu firmalar vasıtasıyla Rusya’ya yaş meyve ve sebze ihracatı yaptığını, Rusya federasyonu ile yaşanan uçak krizi sonrasında bir den fazla tarım ürününe Rusya tarafından ambargo konulduğunu, bu nedenle menşei Türk olan bir kısım ürünlerin Türkiye üzerinden Rusya’ya ihracatının yasaklandığını, müvekkilinin, Türk mallarına ambargo konulması sonrasında ihracat için ihtiyaç duyulan ürünlerden biber alimini gerçekleştirmek amacıyla … ve … adındaki çalışanlarını Ürdün’e gönderdiğini, müvekkilinin, biber alımı hususunda davalı … ile anlaştığını, müvekkilinin, anlaşılan ürün bedellerinin 50.000,00 USD tutarını davalı …’ya bakiye 20.000,00 USD tutarını da …’nun talimatı üzerine eşi olduğunu söylediği diğer davalı …’nun … Bankası Bahçeşehir Şubesi’ndeki hesabına, … Trabzon Şubesi üzerinden gönderdiğini, davalı …’nun tüm uyarılara rağmen kendisine gönderilen ödeme karşılığında, tedarik etmeyi taahhüt ettiği ürünleri göndermediğini, müvekkilinin, davalının ürün göndereceğinden umudunu kestiğini, bu sefer davalılara gönderdiği paranın iadesini talep ettiğini, davalıların müvekkilinden tahsil ettikleri bedeli de tüm uyarılarımıza rağmen iadeye yanaşmadıklarını, bunun üzerine davalılara gönderilen bedelinin iadesini sağlamak amacıyla icra takibi başlattıklarını, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe yapılan yetki itirazın kabul edilerek, dosyanın yetkili Büyükçekmece icra müdürlüğüne gönderildiğini, dosyanın takip yönünden yetkili Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’ne tevzi edildiğini ve Davalılara bu sefer Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ödeme emri temliğe çıkarıldığını, davalıların bu seferde haksız ve hukuka aykırı olarak takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz ederek takibi durdurduklarını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, davalıların haksız ve kötü niyetli olarak Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, aleyhlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, dava harç ve masraflarının vekalet ücreti ile birlikte davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; Müvekkili … aslen Ürdün vatandaşı olup yaş meyve sebze komisyonculuğu ile iştigal eden Ürdün de merkezi bulunan … isimli şirketin yönoticisi olduğunu, … te özellikle Rusya pazarına yaş sebze meyve ticareti işi ile iştigal eden bir firmanın yetkilisi ve yöneticisi olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde de belirttiği üzere Rusya ile Türkiye arasında yaşanan ekonomik anlaşmazlık neticesinde Rusya tarafından Türk mallarına amborga konulması neticesinde Davacı … Davacı çalışanları … ve …ı Türkiye üzerinden gönderemediği sebzelerin satışını sağlamak için Ürdün e gönderdiğini, çalışanların Ürdün de Müvekkil … tarafından karşılandığını, konaklama ve diğer giderleri temin edildiğini, Ürdün’e giden davacının adamları Müvekkili … Rusya ya gönderilmesi gereken dolma biberlerin satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, Yapılan bu anlaşma gereğince Rusya da bulunan firmalara 24.12.2015, 29.12.2015, 30.12.2015, 02.01.2016, 23.03.2016 tarihlerinde sipariş edilen dolma biber ve diğer sebzeler davacının bilgisi ve talimatları doğrultusunda gönderildiğini, cari hesap dökümünden de anlaşılacağı üzere Müvekkilinin davacı aracılığı ile yapmış olduğu bu satışlardan halen Rusya da ki firmadan 158.269,8 USD alacağı bulunduğunu, davacının tamamen kötü niyetli olarak teslimi yapılmış ürünlerin bedeli olarak Müvekkil … ve diğer Davalı eşinin hesabına göndermiş olduğu ürün bedellerinin iadesini istediğini, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddi ile tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir. ”Dava satım sözleşmesi sebebiyle ödenen satım bedelinin iadesi istemine dayalı İİK 67.madde uyarınca açılmış itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya konu alacağın ilamsız takibe konulduğu Büyükçekmece … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyası ve ekleri dosya arasına alınmıştır. Davalılara, yapılan ödemeler Trabzon … Şubesi’nin ilgili hesabına gönderildiğine dair banka dekontu dosyaya sunulmuştur. Davalılar tarafından sunulan sözleşme tercümesi ve pasaport örnekleri ve delil listesi dosya arasına alınmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre taraflara arasında yaş meyve ve sebze alım satımına dair sözlü olarak yapılan sözleşme olması ve tarafların şirket yetkili olup davanın ticari iş olması sebebiyle ticari alım satım ve 6098 sayılı TBK uyarınca uyuşmazlığın çözümü gerekmiştir. Esas uyuşmazlık taraflar arasında yapılan anlaşma gereği ürünlerin davacıya teslim edilip edilmediği gönderilen havaleden dolayı davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının itirazında haklı olup olmadığı hususundadır. Davacı davalı tarafça gönderilmesi gereken ürünlerin gönderilmemesi üzerine havale etmiş olduğu ürün bedelini isterken davalılar savunmalarında gönderilen havalenin söz konusu ürünle için olduğunu ve havale yoluyla gönderilen bedelin buna ilişkin olarak uhdelerine geçtiğini inkar etmemiş ayrıca söz konusu malların davacının emir ve talimatları uyarınca Rusya’da bulunan firmalara gönderildiğini savunmuşlardır. Havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini ileri süren havaleci bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Yüksek Yargıtay Daireleri de havale ödemeleri konusunda istikrarlı uygulama içindedir. Ancak somut olayda davalılar söz konusu kendilerine gönderilen paranın anlaşma kapsamında olduğunu ve teslim ettikleri ürün bedeline ilişkin olduğunu inkar etmemişler tam tersi ürünlerin teslim edildiği iddiasında olup ispat yükü tersine çevrilerek davalıların söz konusu yaş meyve ve sebzeleri Rusya ülkesine teslim edilmek üzere gönderildiğini ispatla mükellef oldukları anlaşılmıştır. Davacının takip ve davaya konu paranın alınacak mal bedeli olarak gönderildiğini iddia etmesine karşı, davalı yan paranın alındığını kabul etmiş isede bu mevcut bir borcun ödenmesi şeklinde bir ikrar olup, bu ikrar ayrı bir maddi vakıa ortaya koymuş olup bölünebilir de olmadığından, bağlantısız bileşik ikrar niteliğinde bulunmaktadır. Dolayısıyla olayda ispat külfetinin davalıya düştüğü açıktır. Karinenin aksi davalılar tarafından iddia edilmekte olduğundan, bu iddialarını yazılı delil ile ispatlamalıdırlar.Davalıların dosya sundukları teslime dair pasaport fotokopileri Rusya’dan tercüme sözleşme örnekleri tek başına net somut ispata elverişli delil olmayıp ispat yükü kendisine düşen davalılar söz konusu yaş sebze ve meyveleri Rusyadaki şirketlere teslim ettiğine dair gümrük beyannamesi ihraç belgesi yazılı bir delille ispat edemediği söz konusu sözleşme kapsamında mal teslimi tanıkla ispat edilemeyeceğinden davalıların tanık dinletme talebi yerinde görülememiştir. Öte yandan Türk Borçlar Kanunun 207/2. “Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.”hükmü düzenlenmiştir. Buna göre bir mal alış verişi yapıldığında malın teslimi ile bedelin ödendiği karine olarak kabul edilir.Bu nedenle malı satıp teslim eden tarafın karinenin aksini kanıtlaması gerekir. Söz konusu olayda ürünler yurt dışında olup mesafeli bir satışta haliyle aynı anda edimlerin ifasının da güçlüğü gözetildiğinde davalı taraf bedelini aldığı ürünlerin teslimini ispat edemediklerinden davacı tarafından yapılan takibe itirazlarında haksız bulunduklarından davalı borçluların itirazlarının iptaline …nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi banka havalesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında …nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi, gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalıların yargılama sırasında vekilliğini üstlenen Av. … tarafından istinaf dilekçesi sunulduğu ancak, davalı …’nun istinaf süresi içerisinde, diğer davalı …’nun ise istinaf süresi geçtikten sonra adli tatil içerisinde aynı vekile vekaletname verdikleri, davalıların vekilliğini üstlenen Av. … tarafından yeniden verilen istinaf dilekçesi ile davalıların istinaf yoluna birlikte başvurdukları anlaşılmıştır. Davalılar vekili Av. … dilekçesinde özetle; Mahkemece, 70.000,00 USD alacaktan davalı …’nun sorumlu tutulup icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve tüm vekalet ücretiyle birlikte yargılama giderlerinden …’yu sorumlu tutmasının hatalı olduğunu, Davacının teslim edilmediğini iddia ettiği ürünlerin Rusya’da bulunan firmaya gönderildiğini, ihracatın gerçekleştiğini, Taraflar arasında şifahen yapılan sözleşmenin ifa koşulları hususunda tanık dinletmek istediklerini ancak tanık dinletme talebinin mahkemece reddedilmesinin hatalı olduğunu, Ticari alış veriş, para akışı, davacı ile Rusya’daki firma arasında ihracatın gerçekleşip gerçekleşmediği konularında bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiğini, Mahkemece davalı …’nun 20.000,00 USD borçtan sorumlu tutulmasına rağmen dava konusu miktar olan 70.000,00 USD’nin tamamına göre icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, davalı ile yapmış olduğu sözleşme gereğince 70.000,00 USD ödeme yaptığını, ancak ürünlerin teslim edilmediğini iddia etmiş, davalı ise, ürünlerin davacının işaret ettiği Rusya’daki firmaya gönderilip teslim edildiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, ispat yükünün davalıda olduğu ve teslim hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karar davalılar vekilince istinaf edilmiştir. Dava, taraflar arasında satım sözleşmesi sebebiyle ödenen satım bedelinin iadesi istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasında satım sözleşmesi yapıldığı ve ürünlerin teslimi karşılığında davacı tarafından 70.000,00 USD ödeme yapıldığı hususlarında uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, sözleşmenin ifa koşulları açısından ürünlerin teslimi ile ilgilidir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190/1. maddesindeki “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” hükmü uyarınca,. somut olayda davacı sözleşmenin varlığını ve ifa koşullarını ispat yükü altındadır. Bu kapsamda, Türk Borçlar Kanunun 207/2.maddesinde “Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.”hükmü düzenlenmiştir. Dolayısıyla satım sözleşmesinde karine olarak malın teslimi ile bedelin ödendiği kabul edilmelidir. Ancak somut olayda teslimi kararlaştırılan ürünler yurt dışında bulunduğundan, somut olayın özelliklerine göre söz konusu karinenin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Diğer yandan satım sözleşmelerinde kural malın alıcıya teslimidir. Somut olayda davalı bu karinenin aksini iddia etmektedir. Dolayısıyla teslim hususunda ispat yükü, ürünleri davacının işaret ettiği yurttdışı firmaya teslim ettiğini iddia eden davalı tarafta olup ilk derece mahkemesince bu yönde yapılan değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak ne var ki, davalı tarafça ürünlerin teslimine ilişkin olarak bir kısım belgeler yanında tercüme evrakları ve sözleşme örneği sunulmuş olmasına rağmen mahkemece gerek bu belgeler üzerinde ve gerekse ticari kayıtlar üzerinde bir bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Bu haliyle davalılar vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Ayrıca, dava konusu uyuşmazlığın temelini oluşturan ”teslim” hususunun ispatının teknik incelemeyi gerektirmesi sebebiyle uyuşmazlığın çözümü için gerekli olduğundan, Gümrük Müdürlüğüne yazılacak bir müzekkere ile tarafların 2015, 2016 ve 2017 yıllarında gerçekleştirdikleri ihracatlara ilişkin tüm beyanname ve belgeler getirtilip, dosya kapsamındaki tercümesiz evrakların tercümeli onaylı suretlerinin sunulması sağlanarak 6100 Sayılı HMK’nun 222. maddesi hükmü de gözetilmek suretiyle mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosyaya sunmuş oldukları deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, bu hususta iki mali müşavir ve bir gümrük alanında uzman bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır. Yukarıda açıklanan sebeplerle diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin dosyanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalılar vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/04/2017 gün ve 2016/677 E. 2017/452 K. sayılı kararının 6100 sayılı HMK 353/1-a/6 hükmü gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından peşin olarak yatırdığı anlaşılan 31,40 TL ile 3.380,90 TL olmak üzere toplam 3.412,30 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/11/2020