Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/797 E. 2021/1669 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/797
KARAR NO: 2021/1669
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2017
NUMARASI: 2016/914 E. – 2017/1106 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında …nde düzenlenen 05/05/2015 tarihli, … tescil numaralı, … sözleşme numaralı finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında “1 ADET …”nin finansal kiralama yoluyla davalıya kiralandığını, davalı tarafça sözleşmeden kaynaklanan borcun zamanında ödenmediğini, borcun ödenmesi için noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini ve buna rağmen burcun ödenmediğini, yasal sürenin geçmesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, mallar üzerine tedbir konulması için Mahkememizin 2016/1267 D.İş sayılı dosyasından ihtiyati tedbir kararı aldıklarını belirterek davanın kabulü ile davaya konu malların müvekkiline aynen iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/3 Esas sayılı dosyasından iflas erteleme talebinde bulunduğunu, adı geçen Mahkeme tarafından 05/01/2016 tarihinde verilen karar ile müvekkili hakkında icra takibi başlatılamayacağının ve var olan icra takiplerinin de duracağının kararlaştırıldığını, sözleşmenin feshedilemeyeceğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı kiracının finansal kiralama sözleşmesinde belirtilen ödeme tablosu dahilinde kira bedelini ödemediği saptanmıştır. 6361 sayılı Kanun 23/1.maddesi uyarınca finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayana aittir. Yine 6361 sayılı Kanun’un 33/1maddesi hükmüne nazaran da sözleşmenin kiralayan tarafından feshi halinde kiracı malı iade ile yükümlüdür. Davalı, finansal kiralama bedelini ödediğini, yahut ödememesi gerektiğini, bedelin istenebilir olmadığını, Türk Medeni Kanunun 6. maddesi ve HMK. 200 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle kanıtlayamadığından sözleşme hükümlerine göre malın aynen iadesi ile yükümlü olduğu sonucuna varılmış, davanın kabulüne,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından, içinde bulunduğu ekonomik durum sebebiyle iflastan kurtulmak amacıyla, Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/3 Esas sayılı dosyası ile iflasın ertelenmesi için dava açıldığını, Mahkemece verilen 05.01.2016 tarihli tensip kararı üzerine artık müvekkili şirketler hakkında yapılmış olan icra takiplerinin durdurulacağını ve karardan sonra yeni takip başlatılamayacağını, Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/3 Esas sayılı davasında 05.01.2016 tarihli tensip kararı gereğince verilen tedbir kararlarına ek olarak 19.01.2016 tarihli ara karar ile; “1) Davacı şirketler hakkında, 04/01/2016 tarihinden sonra, İİK. 179/b-2 fıkrası gereğince rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplerde, takibe konu mallara ilişkin muhafaza tedbirlerinin alınmasının ve satışının HMK 389 ve devam maddeleri uyarınca tedbiren durdurulmasına, 2) Davacı şirketler hakkında İİK 206/1 fıkrasındaki alacaklar ile yukarıdaki maddedeki rehinin paraya çevrilmesi yönündeki düzenleme hariç olmak üzere 6183 sayılı yasaya ilişkin icra takipleri de dahil olmak üzere 04/01/2016 tarihinden sonra icra ve iflas yoluyla yapılan tüm takiplerin ve ihtiyati haciz uygulanmalarının HMK 389 ve devamı maddeleri gereğince bulunduğu hal ile durdurulmasına,3) Davacı şirketler hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ve ihtiyati haciz uygulanmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, 4) Takiplerdeki mevcut hacizler baki kalmak üzere, varsa uygulanmış muhafaza işlemlerinin kaldırılmasına; yediemin sıfatıyla davacı şirket yetkililerine teslimine; 5) Mahkememizin 04/01/2016 tarihli tensip ara kararı uyarınca davacı şirketler hakkında başlatılan icra takiplerinin durdurulmasına karar verilmiş olmakla; 04/01/2016 tarihinden önce davacı şirketlerin alacaklı olduğu üçüncü kişilere gönderilen İİK 89. maddesine dayalı haciz ihbarnameleri üzerine borçlu üçüncü kişilerin ödemelerini ilgili icra müdürlüklerine, 04/01/2016 tarihinden sonra davacı şirketlerin alacaklı olduğu üçüncü kişilere gönderilen İİK 89. maddesine dayalı haciz ihbarnameleri üzerine borçlu üçüncü kişilerin ödemelerini ilgili davacı şirketlere yapmasına,” karar verildiğini, Finansal kiralama konusu emtianın iyileştirme projesinin uygulanması için zaruri bir mal olduğunu, dolayısıyla da şu aşamada söz konusu malın iadesinin mümkün olmadığını, şirketin üretim faaliyetlerine devam edebilmesi ve borçlarını ödeyebilmesi için söz konusu emtiaya ihtiyacı olduğunu, ancak yerel mahkeme bu durumun değerlendirilmediğini, yerel mahkemenin, iflasın ertelenmesi davasının sonucunu bekletici mesele yapması gerektiğini, Derdest bulunan iflasın ertelenmesi davasında ihtiyati tedbir mahiyetinde takip yasağı kararı verildiğini, böylelikle davacı kiralayanın fesih hakkının engellendiğini, Mahkemece davacı kiralayana fesih hakkı tanınması yönünde bir karar da verilmediğini, davacının sözleşmeyi feshedemeyeceğini, müvekkiline karşı takip başlatamayacağını ve dava açamayacağını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında, finansal kiralama konusu malın davalı kiracıdan alınarak davacı kiralayana verilmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında yapılan sözleşme gereği sözleşmede yazılı malların davacı tarafından davalı kiracıya teslim edildiği, davalı tarafça sözleşmeden kaynaklanan borcun ödenmesi amacıyla davacı tarafından keşide edilen ihtarnameye rağmen 60 günlük süre içerisinde borcun ödenmediği, böylelikle davacı tarafça sözleşmenin haklı sebeple feshedildiği hususlarında tereddüt bulunmamaktadır. Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/3 Esas sayılı dosyasında davacı hakkında görülen iflasın ertelenmesi davasının ve bu davada verilen tedbir kararlarının, davacının eldeki davaya konu sözleşmeden kaynaklanan fesih hakkına ve eldeki davanın görülmesine de bir engel oluşturmayacağı, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, Mahkemece davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, dolayısıyla davalının istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2017 tarih ve 2016/914 E., 2017/1106 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.366,20 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,65TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2021