Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/783 E. 2021/1704 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/783 Esas
KARAR NO: 2021/1704
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2018
NUMARASI: 2015/1248 E. – 2018/66 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Bankası AŞ. Ümraniye Şubesi’ne ait ve hırsızlık fiili sonucu çalınan çekler arasında yer alan, Keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 12.12.2015, lehtarı …-…, keşidecisi … .Ltd.Şti.olan, çek üzerinde yer alan keşide yeri, keşide tarihi, lehtar, imza gibi unsurlardan hiç birisi keşideciden sadır olmayan, ilk cirantası lehtardan faklı bir ticari unvana sahip … olan, …’nin de ciranta olarak yer aldığı çeke ilişkin olarak da hukuka aykırı suretle icra takibi başlatılmaması için keşideci vekili sıfatıyla borçlu bulunmadıklarının tespitine, çek miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, çekin bankaya ibraz edildiği tarihten itibaren değişen oranlarda en yüksek ticari faizin işletilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin çekin çalınması, ciro edilmesi ve işbu davanın açılmasına hiçbir kusuru bulunmadığını, dava konusu çek açısından hiçbir icra takibi başlatılmadığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Görülmekte olan davanın konusu, çekte bulunan imzanın davacı keşideciye ait olmaması nedenine dayalı menfi tespit davası olduğu, dava konusu dikkate alınarak çekte imza incelemesi yaptırıldığı,ve dava konusu çekteki imzanın davacı yana ait olmadığı alınan rapor doğrultusunda davanın kabulüne ve dava konusu çek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, davalıların davaya konu çeki icra takibine koymamaları ve kötü niyetlerinin ispat edilmemesi nedeniyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine,” karar verilmiştir. Davalı …vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Öncelikle cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş olmalarına rağmen Yerel Mahkemece işbu itirazılarının değerlendirilmediği, oysaki müvekkili şirket adresinden anlaşılacağı üzere yetkili Mahkemelerin Bakırköy Mahkemeleri olduğu, 2- Ayrıca belirtmek gerekir ki davacı yanın işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı, zira defaatle izah ettikleri ve davacı yanca da ikrar edildiği üzere davaya konu çeke ilişkin herhangi bir hukuki işlemin kendilerince yapılmadığı, dolayısıyla davacı yanın işbu dava neticesinde elde edebileceği hiçbir hukuki menfaat bulunmadığı, 3- Davacı tarafın, şirket kasasında bulunan çeklerin çalındığını, … Bankası … numaralı çekinde işbu çalınan çeklerden biri olduğundan bahisle yerel mahkeme huzurunda menfi tespit davası ikame etmiş bulunduğu, ancak kendilerinin, gerek çeki uhdelerinde bulundurma noktasında, gerekse işbu davanın açılmasında hiçbir kusurlarının bulunmadığı, 4- Davacı yanın, dava dilekçesinde ilgili bankaya çek koçanının çalındığından bahisle işbu koçandaki çeklerden herhangi birinin bankaya ödeme için ibraz edilmesi halinde gerekli özeni göstermelerini rica ettiklerini beyan ettiği, işbu bahsi geçen hususla 6102 sayılı TTK’da düzenlenmeyen “Ödemeden Men Yasağı” na tabiri caizse hukuki bir boyut kazandırmaya çalışıldığı, 5- Davacı yanın, müvekkilini, bahsi geçen müşteri çekini gerekli araştırmayı yapmadan kabul etmekle itham ettiği, müvekkilinin ticari hayat içerisinde sürekli olarak ticari ilişkide bulunduğu bir firmadan aldığı çeki güven ilişkisi içerisinde akıbetini sorgulama gereği duymadığı, nitekim, cirantaların imzaları incelemek üzere bir sorumluluğu bulunmamakla birlikte, çeke ilişkin haricen sorgulama yapmak veya karşılığı bulunduğunu araştırmakla da yükümlü olmadıkları, asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için müvekkilin çeki bankadan sordurduğu ve davacı yanın bildirimini öğrenmiş olsaydı dahi, davacı yanın bankaya yaptığı bildirimin hukuken bir geçerliliği bulunmadığından müvekkiline isnat edilebilecek bir kusur yahut fiilin bulunmadığı, 6- Zira davacı yanın başına gelen elim hırsızlık olayının, birçok kötü niyetli firma tarafından olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermek suretiyle çeklere “Ödemeden Men Yasağı” koydurulması suretiyle ticari hayatı sekteye uğratmak amacıyla da kullanıldığı, bu nedenle, kanun koyucunun, “Ödemeden Men Yasağı” kurumunu 6102 sayılı TTK’ da düzenlemediği, açıklanan nedenle hukuken hiçbir geçerliliği olmayan davacı yan tarafından yapılan bildirim, müvekkili tarafından dikkate alınmamış olsaydı dahi taraflarına kusur atfedilemeyeceği, nitekim, müvekkilinin, ilgili bankaya ibraz etmiş olduğu çek açısından, banka tarafından çek üzerine düşülen “keşideci imzasıyla, sistemdeki ilgili firma yetkilisinin imzasının uyuşmadığı” şerhini aldıktan sonra çekle ilgili, davacı keşideci aleyhine hiçbir hukuki süreç başlatmadığı, dava konusu çekin müvekkiline tesliminin, çeki diğer davalıdan beyaz ciro ile teslim alan … tarafından gerçekleştirildiği, müvekkilinin, dava konusu çeki, beyaz ciro ile teslim almış olan … ile eskiden beri mevcut olan ticari ilişkilerine güvenle teslim aldığı, 7- Davacı yanın, TTK 780 maddesine dayanarak davaya konu çekin geçersiz olduğundan bahsettiği,ancak Başkanlığınızca da takdir edileceği üzere, İmzaların bağımsızlığı ilkesi gereği çekin zorunlu unsurlarının tamam olup, çekin geçerli bir çek olduğu, zira kanunkoyucunun ilgili maddede sadece imza şartını aramış olup, geçerli bir imzayı şart koşmadığı, imzaların bağımsızlığı ilkesi gereği, eğer çek üzerindeki imza iddia edildiği üzere davacı yana ait değil ise, sadece çekten dolayı davacı yanın sorumlu tutulmamasının söz konusu olacağı, çekin hukuken geçerliliğini devam ettireceği, 8- Ancak yerel mahkeme dosyasından alınan bilirkişi raporunda imza incelemesine dair yaptığı hususları detaylı belirtmediği,, görselleri paylaşmadığı, ve neye göre kıyas yaptığını yeterli şekilde açıklamadığı, dolayısıyla işbu davaya konu çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisi… eli ürünü olmadığı kanaatine varan bilirkişinin, bu kanaate nasıl ulaştığının anlaşılamadığı, 9- Daha önce de bahsettikleri üzere, eğer davacı yanın iddiaları doğru ise ve çek üzerindeki imza davacı şirket yetkilisine ait değil ise, müvekkilinin ne çekin çalınması ne ciro edilmesi ne de işbu davanın ikame edilmesinde hiçbir kusuru bulunmadığı, zira müvekkilinin çeke ilişkin herhangi bir problem olduğunu bilmeden ödeme için bankaya çeki ibraz ettiği, ancak imza uyuşmadığı için bankadan ödeme alamadığı, ve bu şekilde çek üzerindeki imzada uyuşmazlık olabileceğinden haberdar olduğu, bunun üzerine iyi niyetli müvekkilinin, hiçbir şekilde tanımadığı ve hiçbir ticari ilişkisinin mevcut olmadığı diğer davalı şirketle, görüşmek üzere … vasıtasıyla kendilerine ulaşmaya çalıştığı, ancak ulaşamadığı, iyi niyetli ve basiretli tacir olarak, bankadan aldığı imzaların uyuşmadığına ilişkin şerh üzerine kendi cirosunu iptal ettiği ve bu nedenle keşideciyi mağdur etmemek adına çeki icra takibine de konu etmediği, çekin kötü niyetle kullanılmaması amacıyla uhdesinde muhafaza ettiği ve işbu cevap dilekçesi ile birlikte Mahkemenize dava konusu çekin ibraz edildiği, bu şartlar altında davacı tarafından isnat edilen fiilin faili olmayan ve iyi niyetle hareket eden müvekkiline husumet yöneltilmesinin de hukuken mümkün olamayacağı, 10- Tüm bu hususlar dışında asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için bilirkişinin kanaatinin doğru olduğu ve çek üzerindeki imzanın … ürünü olmadığı kabul edilse de, müvekkili şirket açısından işbu davanın reddine karar verilmesi gerektiği, 11- Müvekkilinin işbu davanın açılmasına hiçbir şekilde sebebiyet vermediği ortadayken ve müvekkiline atfedilebilecek hiçbir kusur yahut kötü niyet belirtisi dahi yokken, müvekkilinden yargılama gideri, vekalet ücreti ve kötüniyet tazminatı talebinde bulunulmasının hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığı, zira davacı yanın talebine dayanak gösterdiği 6100 sayılı HMK’nın 329. maddesi, “Kötüniyetli davalı veya haksız dava açılmasının sonuçları” başlıklı olup, kendilerine ilişkin bir hüküm barındırmadığı, 12- Hülasa, basiretli bir tacir olma yükümlülüğünü bir an bile elden bırakmayan müvekkilinin, zaten karşılıksız çıkan bir çek yüzünden maddi zarara uğramışken ve tüm bu durumu rağmen iyiniyetini korumuşken, müvekkili şirket aleyhine 5.124,00TL vekalet ücreti ve 2.223,48TL yargılama giderini ödemeye mahkum edilmesinin ne hukukla ne de hakkaniyetle bağdaşmadığı, dolayısıyla istinaf incelemesi neticesinde İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1248E. -2018/66K. sayılı ilamının kaldırılmasını, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK 72.maddesi gereğince imza geçersizliği sebebiyle çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. Davacı vekili, … Bankası AŞ. Ümraniye Şubesi’ne ait ve hırsızlık fiili sonucu çalınan çekler arasında yer alan, keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 12.12.2015, lehtarı …, keşidecisi … Ltd.Şti. olan, çek üzerinde yer alan keşide yeri, keşide tarihi, lehtar, imza gibi unsurlardan hiç birisi keşideciden sadır olmadığı, ilk cirantası lehtardan faklı bir ticari unvana sahip … olan, …’nin de ciranta olarak yer aldığı çeke ilişkin icra takibi başlatılmaması için keşideci vekili sıfatıyla borçlu bulunmadıklarının tespitine, çek miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı … San.tic.ltd.şti. vekili, müvekkilinin çekin çalınması, ciro edilmesi ve işbu davanın açılmasına hiçbir kusuru bulunmadığını, dava konusu çek açısından hiçbir icra takibi başlatılmadığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu çek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, davalıların davaya konu çeki icra takibine koymamaları ve kötü niyetlerinin ispat edilmemesi sebebiyle kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karar, davalı … San.tic.ltd.şti. vekili tarafından yukarıdaki sebeplerle istinaf edilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 7. maddesinde; ” (1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.(2) Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmiştir. Eldeki davada birden fazla davalı olup, davalı … in ikametgahına göre davanın yetkili mahkemede açılmış olduğu, davalıların tamamı hakkında ortak yetkili bir mahkemenin bulunmadığı, sırf istinaf başvurusunda bulunan davalıyı kendi yerleşim yerinden başka bir mahkemeye getirtmek amaçlı bu davanın açıldığına dair dosyada bir delilinde bulunmadığı anlaşıldığından bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Keşideci, çekten dolayı lehtar ve cirantalar tümüne karşı sorumlu olup, yetkisiz kişilerce düzenlenen çeklerden dolayı menfi tespit davasının bu kişilere karşı açılması zorunludur. Çekten dolayı işlem yapılmamış olması keşidecinin sorumluluğunu kendiliğinden ortadan kaldırmayacağı gibi, kanun koyucu İİK 72. maddesi uyarınca icra takibinden öncede menfi tespit davası açılmasına imkan vermekle, keşidecinin kendini borçtan kurtarmak için bu davayı açmasında hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemece dava konusu çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisi eli ürünü olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 25.09.2017 tarihli raporda çek üzerindeki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisi eli ürünü olmadığı tespiti yapılmıştır. Davalı tarafça 25.09.2017 tarihli rapora, yerel mahkeme dosyasından alınan bilirkişi raporunda imza incelemesine dair yaptığı hususları detaylı belirtilmediği, görsellerin paylaşılmadığı, ve neye göre kıyas yapıldığının yeterli şekilde açıklanmadığı, dolayısıyla işbu davaya konu çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisi … eli ürünü olmadığı kanaatine varan bilirkişinin, bu kanaate nasıl ulaştığının anlaşılamadığı belirtilerek itiraz edildiği görülmektedir. Bilirkişi raporu incelendiğinde, mahkemece dava konusu çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisi eli ürünü olup olmadığının tespiti için gerekli olan, şirket yetkilisinin isticvap edilerek yeterli sayıda ayakta ve oturarak, sağ ve sol el imza örneklerinin alınmadığı, imza incelemesine dair görsellerin paylaşılmadığı, çek üzerindeki imza ile mukayese imzalar arasındaki kıyaslamanın ne şekilde yapıldığı ve aradaki farkların görseller üzerinde açıklanmadığı, bu haliyle raporun tarafların ve hakimin denetimine uygun olduğunun söylenemeyeceği, bu yöndeki itirazın haklı olduğu anlaşılmakla, açıklanan hususlar gereğince söz konusu eksiklikler giderilmek suretiyle yapılmak üzere ilk derece mahkemesi kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı …vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2018 tarih, 2015/1248 E. 2018/66 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … San.Tic.Ltd.Şti. tarafından peşin olarak yatırılan 777,06 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı/davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2021