Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/779 E. 2021/1673 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/779 Esas
KARAR NO: 2021/1673
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/01/2018
NUMARASI: 2017/296 E. – 2018/52 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında … Bankası A.Ş. Sultanbeyli İstanbul şubesine ait görünen keşidecisi … olan … seri numaralı çek dayanak gösterilerek icra takibi yapıldığını ve banka hesabından haciz ihbarnamesi ile 609,70 TL tahsil edildiğini, bahse konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını müvekkilinin davalıya borcu olmadığını belirterek ve müvekkilinin uğradığı diğer maddi manevi zararlara ilişkin dava ve talep haklarını saklı tutarak müvekkillerinin davalıya borcu olmadığının tespitine, takibin iptaline, takip konusu çekin müvekkilerine iadesine , 609,70 TL lik ödeminin faizi ile istirdadına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile aralarında ticari ilişki olduğunu, söz konusu çekin davacı tarafından müvekkilerine verildiğini, bedelinin ödenmediğini, bu nedenle icra takibi yapıldığını, çekteki imzaya ilişkin ispat külfetinin davacıda olduğunu, istirdat açısından zaman aşımı itirazları olduğunu belirterek davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dava konusu çek üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya sunulan rapora itibarla, çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı, imzada sahteciliğin mutlak def’ilerden olduğu, davalının iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği gerekçeleriyle davacının çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, çekin davacıya iadesine, İstirdat talebi yönünden ise; ödemenin 15/03/2016 tarihinde yapıldığı davanın ise 27/03/2017 tarihinde açıldığı, her ne kadar ödeme ve dava tarihi arasında 1 yıllık süre dolmuş ise de, tahsilin davacıya bildirilmediği, davacı hesabında tahsil edilen miktarın düşüklüğü nedeni ile davacının bunu farketmemesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, bu nedenle 1 yıllık hak düşürücü sürenin haberdar olma tarihinden itibaren başlayacağı, bu konuda davacı tarafa tebligat yapılmadığı için davacı tarafın belirttiği tarihin dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle istirdat talebinin kabulüne, davacı tarafından yapılan 609,70 TL’lik kısmi ödemenin yasal faizi ile birlikte davacı tarafa iadesine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece çekin davacıya iadesine karar verilmiş ise de, kararın gerekçesinin açıklanmadığını, İİK’nun 72.maddesinde, istirdat davası için zamanaşımı süresinin ödeme tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş olmasına rağmen, Mahkemece davacının ödemeden haberdar olduğu tarihten itibaren sürenin başlatıldığını, oysa ki somut olayda zamanaşımının gerçekleştiğini, ödenen miktarın davacıya iadesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Ayrıca davacı ile … isimli şahsın bir süre evli kaldıklarını, bu şahsın davacının keşideci olarak yer aldığı çeklere kendi imzasını attığını, bu şekilde pek çok şirketi zarara uğrattıklarını konuya ilişkin olarak dolandırıcılık suçundan suç duyurusunda bulunduklarını, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/10093 soruşturma sayılı dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, bu soruşturmanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, Diğer yandan Mahkemece kötüniyet tazminatının reddine karar verilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kısmi kabule rağmen taraflarına vekâlet ücreti verilmediğini, bunun hatalı olduğunu, yargılama giderlerinin de haklılık oranına göre paylaştırılması gerektiğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, icra takibine konu çek sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ödenen bedelin istirdatına yöneliktir. Dava konusu … Bankası Sultanbeyli şubesine ait … seri numaralı, 31.06.2008 keşide tarihli, keşidecisi davacı olan 5.000,00 TL bedelli çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı dosyaya sunulan denetime elverişli bilirkişi raporu ile sabittir. Bu nedenle davacının çek sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmasa da, çekin davacıya iadesine karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmış, bu itibarla davalı vekilinin istinaf nedeni yerinde görülmüştür. Diğer yandan davacı, 609,70 TL’lik kısmi ödemenin istirdadını da talep etmektedir. Her ne kadar Mahkemece, yukarıda belirtilen gerekçelerle istirdat talebi yönünden hak düşürücü sürenin geçmediği sonucuna varılmış ise de; İİK.’nun 72/6 ve 72/7. maddeleri uyarınca ödemek zorunda kalınan paranın ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılması gerektiği, somut olayda ödemenin 15.03.2016 tarihinde yapıldığı, davanın ise 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 27.03.2017 tarihinde açıldığı, bu sebeple istirdat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, bu itibarla davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu anlaşılmıştır. Ancak kötüniyet tazminatı talebinin reddedilmesi sebebiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinden dolayı vekâlet ücretine hükmedilmemesi davalı yanca bir istinaf nedeni yapılmış ise de; kötüniyet tazminatı asıl alacağa dâhil olmayıp, talep edilmesi borçlunun iradesine bağlı olan feri nitelikte bir hak olup, somut olayda davacının, dava konusu yaptığı asıl istemin kabulüne karar verilmesine karşın, davanın niteliği gözetilerek kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi sonucu davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesi; davanın esasına ilişkin değil, şekli açıdan bir kısmen kabul, kısmen ret kararı olup, bu sebeple davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Fakat yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Dairemizce verilen kaldırma kararının içeriğine göre, istirdat talebi yönünden davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 2- Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/01/2018 tarih, 2017/296 E., 2018/52 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda; 3-Davanın kısmen kabulüne, 3/a- Davacının Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu çek sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, 3/b- Davacı tarafından yapılan 609,70 TL lik kısmi ödemenin istirdadına yönelik talebinin hak düşürücü süre sebebiyle reddine, 3/c- Mevcut delil durumuna göre, davacı tarafın kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 687,54 TL karar harcından peşin alınan 182,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 505,24 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 182,30 peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 400,00 TL bilirkişi ücreti, 151,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 769,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/c- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Tf’nin 13/(2). maddesine göre, reddedilen istidat talebi yönünden 609,70 TL nispi vekalet ücretinin, davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 63,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 161,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2021