Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/778 E. 2021/1656 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/778
KARAR NO: 2021/1656
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2017
NUMARASI: 2015/30 E. – 2017/973 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile borçlu arasında imzalanan 27/03/2014 tarihli sözleşmeyle, … Anadolu Sağlık Meslek Lisesindeki öğrencilerin davalı … bünyesindeki sağlık meslek lisesine devri ve geçişinin sağlanması ve işletme hakkının devrinin taahhüt edildiğini, sözleşme tarihinden itibaren işletmenin hak ve yükümlülükleri davalı tarafından kullanılmasına rağmen davalının ödeme yapmadığını, bu nedenle Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, takibe haksız yere itirazda bulunulduğunu beyan ederek, itirazın iptaline ve % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı karşı davacı vekili davaya karşı cevabında ve karşı davasında özetle; Taraflar arasındaki sözleşmeye konu olan işletmenin, hali hazırda başka bir eğitim kurumu tarafından kullanılmakta olup, davacının devre ilişkin asli yükümlülüğünü yerine getirmeden talepte bulunmasının haksız olduğunu, davacı şirketin devre konu olan okulu başka bir eğitim kurumuna devrettiğini, işletme devrinin söz konusu olmadığını, davacı tarafından dava konusu işletmenin “… İlk Okulu” adı altında başka bir eğitim kurumuna devredildiğini, edimini yerine getirmeyen davacının sözleşmeye dayalı olarak edimin ifasını isteme hakkının bulunmadığını, devrin gerçekleşmemesine rağmen beyan ettiği öğrenci başına 4.000 TL den 64 öğrenciye karşılık talepte bulunmasının, hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanmış olan işletme hakkının devrine ilişkin sözleşmenin 5. Maddesinde, davacı karşı davalı yükümlülüklerine ve taahhütlerine aykırı davranması sonucu 200.000 TL cezai şart devralana ödemeyi kabul ettiğinden, karşı davalının devretme işlemini yapmamasından dolayı cezai şart hükmü gereğince 200.000 TL’nin 27/03/2014 tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Özel eğitim kurumlarının, devir, nakil ve kapatılma hususları Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları yönetmeliğinin 2. bölümünde düzenlendiği, özel eğitim kurumunun işletme hakkı ve demirbaş devri ile birlikte başka bir kuruma devredilmesinin mümkün olduğu ancak bu yönetmelikte veya eğitim mevzuatının herhangi bir kaynağında özel eğitim kurumları arasında kısmi veya toplu öğrenci transferini düzenleyen bir yasal dayanak bulunmadığı, Milli Eğitim okullarında ilköğretimden ortaöğretime geçiş sisteminin belirli kurallara göre yapılmakta olduğu, bir kurumun kendi kontenjan hakkını bir sözleşme ile başka bir kuruma devretmesinin mevzuat hükümlerine göre mümkün olmadığı, sözleşme hükümlerine göre devreden kurumun öğrencilerini, devralan kurumun çeşitli okullarına kontenjanı ile birlikte devredeceği, ayrıca işletme hakkının da kuruma devredileceğinin hükme bağlandığı, devir bedelinin transfer edilen öğrenci sayısı üzerinden hesaplandığı, eğitim mevzuatı ilkelerine göre devreden kurumun öğrencilerini veya okulun kontenjan hakkını devralan kurumun belirli okullarına devretme ve ya kaydetme yetkisi bulunmadığı, öyle bir sözleşme hükmü mevzuata aykırı olup yasal bir bağlayıcılığının olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin uygulanabilirliğinin bulunmadığı, sözleşmenin hukuka aykırı olması göz önüne alındığında tarafların bu sözleşmeye dayalı olarak alacak ve cezai şart talep etmelerinin mümkün olmadığı gerekçeleriyle, davanın ve karşı davanın reddine,” karar verilmiştir. Davacı karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yapılan sözleşmenin geçerli olduğunu, mevzuatta hüküm bulunmayışının sözleşmenin geçerliliğini etkilemeyeceğini, genel hükümlere göre sonuca gidilmesi gerektiğini, bu türden bir sözleşme yapılmasını engelleyen bir hüküm bulunmadığını, müvekkilinin tacir olması nedeniyle özel hukuk hükümlerinin somut olayda uygulanması gerektiğini, bilirkişi raporunun bu yönüyle eksik ve hatalı olduğunu, davalı tarafın sözleşmeden kaynaklanan ödeme yükümlüğünü yerine getirmediğini, müvekkilinin sözleşmeye aykırı davranmadığını, bu nedenle karşı tarafın cezai şart talebinin haksız olduğunu, öğrenci devir bedellerinin sözleşmede açıkça hükme bağlandığını, karşı tarafın işletmeyi devredin şeklinde bir ihtarının bulunmadığını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Sözleşme incelendiğinde, sözleşme serbestisi gereği müvekkili şirketin işletme hakkının ve demirbaşlarının devrini talep ettiğini, buna karşılık sözleşme bedelini kararlaştırmak adına devir tarihi itibariyle karşı tarafın mevcut kayıtlı öğrenci kontenjanının dikkate alınarak sözleşme bedelinin belirleneceğinin taraflarca sözleşmede belirlendiğini, sözleşmenin hukuka aykırı olmadığını, sözleşmenin uygulanabilir olduğunu, Müvekkili şirketin davalı karşı davacıdan devralacağı okul binasını hâlihazırda bir başka eğitim kurumunun kullandığını, şirket devrinin zaten mümkün olmadığını, davacı karşı davalının yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin 5.maddesi gereğince kararlaştırılan cezai şarta hak kazandıklarını beyan ederek asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Asıl dava, taraflar arasında imzalanan 27.03.2014 tarihli sözleşmeden kaynaklanan öğrenci devir bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olup, karşı dava ise, aynı sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağı isteminden kaynaklanmaktadır. Mahkemece dosyaya sunulan bilirkişi raporuna itibarla, öğrenci devrine ilişkin sözleşme konusunun hukuka aykırı olması sebebiyle asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş, karar her iki taraf vekilince yukarıda belirtilen nedenlerle istinaf edilmiştir. Her ne kadar davalı karşı davacı vekilince ortada bir işletme hakkının devrini amaçlayan sözleşme olduğu ileri sürülmüş ise de; taraflar arasındaki 27.03.2014 tarihli sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin konusunun, davacı karşı davalıya ait … Anadolu Sağlık Meslek Lisesindeki öğrencilerin (sağlık meslek liselerine özgü kontenjanıyla birlikte) davalı karşı davacı bünyesindeki sağlık meslek liselerine devir ve geçişinin sağlanması, eklerini içeren işletme hakkının devir işlemleri ve yan yükümlülüklerine ilişkin olduğu, sözleşmenin 2. maddesinde, “Devreden işletmenin tüm sağlık kontenjanı ile beraber devralanını belirlediği okullara geçişleri esnasında, bu okullara kayıt yaptıran … Ltd Şti ye ait … Anadolu Sağlık Meslek Lisesi öğrencileri için her bir öğrenci için tek defaya mahsus devralan devredene öğrenci başına 4.000,00 TL’yi ödemeyi taahhut eder, hükmünün yer aldığı, davacı karşı davalı tarafından keşide edilen ihtarname içeriğinde, davalı karşı davacı kuruma devredilen 64 örenci için öğrenci başına 4.000,00 TL’den olmak üzere 256.000,00 TL’nin talep edildiği, icra takibinin de bu miktar üzerinden yürütüldüğü, dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşmenin öğrenci devrini hedefleyen bir sözleşme olduğunda tereddüt bulunmadığı, buna göre İlk Derece Mahkemesince; Özel eğitim kurumlarının, devir, nakil ve kapatılma hususları Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları yönetmeliğinin 2. bölümünde düzenlendiği, özel eğitim kurumunun işletme hakkı ve demirbaş devri ile birlikte başka bir kuruma devredilmesinin mümkün olduğu ancak bu yönetmelikte veya eğitim mevzuatının herhangi bir kaynağında özel eğitim kurumları arasında kısmi veya toplu öğrenci transferini düzenleyen bir yasal dayanak bulunmadığı, Milli Eğitim okullarında ilköğretimden ortaöğretime geçiş sisteminin belirli kurallara göre yapılmakta olduğu, bir kurumun kendi kontenjan hakkını bir sözleşme ile başka bir kuruma devretmesinin mevzuat hükümlerine göre mümkün olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin uygulanabilir olmadığı şeklindeki değerlendirmelerde bir isabetsizlik bulunmadığı, açıklanan hususlar gereğince taraf vekillerinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2017 tarih ve 2015/30 E., 2017/973 K. sayılı kararına karşı taraf vekillerince yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacı karşı davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 71,80 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 12,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı karşı davacıya iadesine, 4- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 7- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2021