Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/777 E. 2021/1655 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/777
KARAR NO: 2021/1655
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2017
NUMARASI: 2014/1065 E. – 2017/1067 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)|İstirdat
(Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket, alacaklısı görünen … A.Ş. ve borçluları … Ltd. Şti., … Ltd Şti. ve … Ltd. Şti. olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nde … E. Sayılı dosya ile 04.08.2014 tarihinde başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde; alacaklı, borçlu veya kefil vb. hiçbir sıfatla yer almadığını, söz konusu takibe konu … Kıraç Şubesi’ne kayıtlı çekin keşide yeri ve tarihi İstanbul- 30.06.2014 olup lehtarı … Ltd. Şti. ve cirantaları … Ltd. Şti., … Ltd Şti. ve … A.Ş. Firmaları olduğunu, son cirantalardan … A.Ş. Firması çeki bankaya ibraz etmiş, çek karşılıksız çıkmış ve söz konusu karşılıksız çeke ilişkin İstanbul … İcra Müdürlügü’nde … E. Savılı dosva ile 04.08.2014 tarihinde … Tic. Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. firmaları hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, fakat takip başlatılan firmalar arasında, takibe konu çekte lehtar olarak görünen … Ltd. Şti. firması bulunmamakta fakat ihtiyati haciz kararında borçlular arasında gösterildiğini, takip alacaklısı … A.Ş. firması İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nim 2014/323 D. İş ve 2014/335 D. İş K. sayılı kararıyla, sırayla; … Ltd. Şti. … Ltd. Şti. görüldüğü üzere protokol ve senet imzalatılan müvekkil … A.Ş. firması bu kararda yer almadığını, icra takibi alacaklısı görünen … A.Ş. vekilinin talebi ile … firmasının şirket merkezinin adresine gidilmiş ve icra memuru tarafından tutulan 25.09.2014 tarihli haciz tutanağında belirtilen adreste borçlu şirket hazır değil…adreste … A.Ş. bulunmakta denilerek borçlunun bu adreste olmadığı açıkça belirtildiğini, söz konusu icra takibine konu olan çek ile hiçbir yönden ilgi ve alakası bulunmamasına rağmen, müvekkil şirket yetkilileri, haksız ve yasaya aykırı bir şekilde haciz tehdidi ile psikolojik baskı altında alınmış, bunun üzerine telefonla ulaştığı alacaklı görünen … A.Ş. avukatı, müvekkile yanlış bilgi vererek çekten söz edince, avukat da kendisine anlaşma yoluna gitmesini önerdiğinden, baskı altına alınan müvekkilin elinden iki adet senet alındığını ve söz konusu protokolde açıkça kayıt altına alındığı üzere İş bu protokol ile İstanbul … İcra Müdürlüğünde … E. Sayılı dosyasına ödendiğinde mahsup edilmek üzere 25.09.2014 düzenleme tarihli, 27.09.2014 ödeme tarihli ve 5.000,00 TL bedelli, 25.09.2014 düzenleme tarihli, 02.10.2014 ödeme tarihli ve 15.000,00 TL bedelli, 25.09.2014 düzenleme tarihli, 02.11.2014 ödeme tarihli ve 27.000,00 TL bedelli, üç adet senetin müvekkillere imzalattırıldığını, belirtilen nedenlerle borç ilişkisine dayalı senetlerin iptalini, davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili davacı şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında borçlu görünen şahıs ve şirketler ile alakasının bulunmadığını ve bu icra dosyasında taraf olmadığını, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mohlfemesinin 2014/323 D.İş, 2014/335 K. sayılı ihtiyati haciz kararında da yer almadığını, takibe konu çek ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, buna rağmen davacı şirketin adresine hacze gelindiğini, haciz baskısı altında protokol düzenlendiğini ve müvekkil şirkete 3 adet senet verildiğini,haciz baskısı altında verilen senetlerin iptalinin gerektiğini ileri sürerek menfi tespit davası açmığını ödeme yapılması üzerine davasını istirdata dönüştürmüş ve taraf ekleme talebinde bulunduğunu, davacının iddia ve taleplerin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkil şirket, dava dışı borçlu … Ltd. Şti. ve bu şirketin yetkilisi … ile bir faktoring sözleşmesi imzaladığını, faktoring sözleşmesine istinaden temlik alınan çek bedelinin ödenmemesi üzerine, çek hakkında ve borçlular aleyhinde İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/323 D. İş, 2014/335 K. sayılı ihtiyati haciz kararı alındığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosya ile takip başlatıldığını, İstanbul … icra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasındaki takip borçluları … Ltd. Şti. (…) ile … Ltd. Şti. (…) olduğunu borçlu … San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında uygulanacak haciz işlemleri İçin 25.09.2014 tarihinde, tarafımızca tespit edilen “… Mah. … Sok. No: … Kat: … Beyoğlu adresine gidildiğini, adreste davacı şirketin faaliyette bulunduöu sövlenmis ve hiçbir işlem yapılmadığını, borçlu …’ in eski ortağı …, davacı şirketin yetkilisi olduğunu, davacı şirketin ve yetkilisinin kendi talepleri üzerine kendileriyle bir protokol yapıldığını, davacı şirket, … ve …, borçlu …’ in_ müvekkil şirkete olan borcunu ödemeyi kendi iradeleri ile üstlendiklerini, bu doğrultuda yapılan görüşme neticesinde taraflar arasında bit protokol imzalanmış ve protokol gereğince borçlu …’ in borcuna; mahsup edilmek üzere davacı şirket, … ve …’ ın keşide ettiği dava konusu senetler alındığını, haciz tutanağından görüldüğü üzere adreste haciz de uygulanmadığını, protokol ile olman senetler vadesi gelmesine rağmen ödenmediğinden davacı ve diğer düzenleyenler hakkında İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/511 K. sayılı ihtiyati haciz kararı alınmış ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, 15.10.2014 tarihinde haciz işlemi için aynı adrese gidilmiş ve haciz talep edildiğini, bunun üzerine davacı şirket tarafından dosya borcunun ödendiğini ve huzurdaki davanın istirdada döndüğünü, öncelikle taraf ekleme talebini kabul etmediklerini, … ve …’ ın taraf eklenmediğini iddia ederek bu kişilerin de davaya katılımının sağlanmasını talep ettiğini, HMK m. 124/4′ dava dilekçesinde tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa karşı tarafın rızası aranmaksızın taraf değişikliği talebinin kabul edilebileceği düzenlendiğini, ancak somut olayda 3 adet senet dava konusu edilmiş olup senetler üzerinde düzenleyen isimler açıkça yazılı olduğunu … davacı şirketin yetkilisi olduğunu. … da davacı şirketin çalışanı olduğunu buna rağmen sadece davacı şirketin unvanı yazılarak davacı şirket adına dava açıldığını, davacı şirket adına dava açılırken şirketin yetkilisi ile çalışanı adına dava açılmaması ve dava konusu senetler üzerinden senetlerin kimler tarafından düzenlendiğinin açıkça belli olması karşısında ortada kabul edilebilir bir yanılgı olduğundan bahsedilemeyeceğini, kabul edilebilir bir yanılgı olmadığından … İle …’ ın taraf eklenmesine muvafakat etmiyor, HMK m. 124/4′ e uygun olmayan bu talebin reddini istediklerini, davacının tedbir ve tazminat taleplerinin reddinin gerektiğini, açıklandığı üzere davacının taleplerinin hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, bu sebeple de haksız tazminat ve tedbir taleplerinin reddinin gerektiğini, davacı şirket yetkilisi daha önce ortağı olduğu borçlu şirketin borcunu ödemeyi kendi iradesi ile kabul ettiğini, yapılan görüşmeler sonucunda da anlaşmaya varılmış ve senetler protokole istinaden düzenlendiğini, şimdi ise borcun baskı sonucunda üstlenildiğini iddia etmekte ve sorumluluktan kurtulmaya çalıştıklarını, somut yazılı belgeler davanın haksız olduğunu açıkça gösterdiğini”. Şeklinde cevapta bulunarak başta tedbir talebi olmak üzere davacı tarafın davasının ve tûm haksız taleplerinin reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Birleşen davada, asıl dava konusu senetlerin bedelinin ödenmesi nedeniyle ödenen bedelin istirdadına karar verilemesi talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kambiyo senetlerinden 1 adet çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti talepli, birleşen davadaki uyuşmazlığın kambiyo senetlerinden 3 adet bonoyu icra tehdidi altında ödediğinden istirdat talepli dava olduğu, çek ve bononun bağımsız, mücerret borç ikrarını içeren kambiyo senetleri olduğu, 09/10/2016 tarihli kök rapor ve 24/07/2017 günlü ek rapor göz itibariyle asıl ve birleşen davaların ispatlanılamadığı gerekçesiyle davaların reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının eksik araştırmaya ve yanlı bilirkişi raporuna dayandığını, çek keşidecisi ve cirantaları hakkında yeterli araştırma yapılmadığını, alacak borç ilişkisinde illiyet bağının irdelenmediğini, davacının eldeki davanın davalısı ile bir ilişkisinin bulunmadığını, haciz baskısı altında düzenlenen bonoların geçerli olmadığını, buna ilişkin pek çok emsal Yargıtay kararı bulunduğunu, Mahkemece verilen kararın gerekçeden yoksun olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalının alacaklısı olduğu dava dışı çek nedeniyle, İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/323 değişik iş, 2014/335 karar sayılı kararıyla alınan ihtiyati haciz kararının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibine konulduğu, belirtilen adrese hacze gidildiğinde, davalı şirketin adreste bulunduğunun görüldüğü, taraflar arasında varılan anlaşma çerçevesinde protokol imzalandığı ve bu protokol kapsamında davaya konu 3 adet senedin davacı tarafça davalıya verildiği, daha sonra senetlerin ödenmemesi üzerine, İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/498 değişik iş, 2014/511 karar sayılı kararıyla alınan ihtiyati haciz kararının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibine konulduğu, davacının bu takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, birleşen davanın ise, asıl davacı şirketin temsilcileri tarafından aynı davalı aleyhine açıldığı, davanın aynı senetler nedeniyle yapılan ödemenin istirdadına yönelik olduğu görülmektedir. Davanın konusu, davalının borçlusu olduğu takibe konu 3 adet kambiyo senedi nedeniyle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin istirdadına yönelik olup, ortada bir faktoring işlemi söz konusu olmadığından Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22.maddesinde yapılan değişikliğin somut olayda uygulama yeri bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı, senetlerin haciz baskısı altında verildiğini, davalı tarafla bir ticari ilişkisinin bulunmadığını ileri sürmüş ise de; mahallinde bir haciz işleminin uygulanmadığı, haciz tutanağında ve protokolde davacı tarafça ileri sürülmüş bir ihtirazi kayıt bulunulmadığı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki borca mahsuben 3 adet senedin verildiğinin protokolde belirtildiği, bu haliyle davacının eyleminin TBK’nun 195 vd. maddesi kapsamında borcun üstlenilmesi mahiyetinde olduğu, davacının iddiasını ispata yarar dosyaya yansıyan kesin bir maddi delilin bulumadığı, aksi yöndeki davacı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, Mahkemece farklı gerekçeyle ve asıl davanın konusu yanlış değerlendirilerek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmişse de, kararın sonuç itibariyle doğru olduğu anlaşılmakla istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2017 tarih ve 2014/1065 E., 2017/1067 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2021