Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/760 E. 2022/111 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/760 Esas
KARAR NO: 2022/111
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 09/01/2018
NUMARASI: 2017/194 E. – 2018/4 K.
DAVANIN KONUSU: Patent (Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/01/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ilaç sektöründe … ürünü için Sağlık Bakanlığı nezdinde ruhsat başvurusunda bulunduğunu, bu aşamada tespit ettiği ve davalı yana ait … sayılı … numaralı patent belgesini ihlal etmediğinin saptadığını ve hukuken de korunma ihtiyacı sebebiyle ürünlerinin ve fiillerinin davalı yana ait patent belgesine tecavüz etmediğinin tespitini talep etmiştir. Davalı Şirket vekilleri cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin üreme sağlığı, kadın hastalıkları ve doğum, üroloji, gastroenteroloji ve endokrinoloji alanlarında ürünleri tanımlama, geliştirme ve pazarlamaya yönelik araştırma odaklı bir ilaç şirketleri topluluğu olduğu, 551 sayılı KHK’nın 149. maddesine göre davacının ilk önce görüş talep etmesinin dava şartı sayıldığı, davacının ruhsat dosyasının celbi gerektiği, ruhsatın teknik yönden incelemeye tabi tutularak davaya cevap verilmesinin mümkün olunabileceğini, davacı tarafın dilekçelerinde ekstrüzyon yönetiminin kendi ürünlerinde kullanılmadığını iddia ettiğini ancak davaya konu üründe bu yöntem yerine ne kullandıklarını hiçbir şekilde belirtmediklerini bu sebeple de hangi yöntemle üretimin sağlandığının anlaşılmadığı, granüllerin iki elek içinden zorla ittirilmesi işlemini ekstrüde etmek işleminden tamamen farklı bir işlem gibi değerlendirse de bu iki işlemin aynı nitelikte olduğundan davanın reddi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince; “Toplanan deliller ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bilirkişi kök raporu ve alınan 2 ek rapor ışığında, Davacı … A.Ş.’nin “…” adlı ürünü ile davalı tarafa ait TR200708051 T4 Numaralı patent karşılaştırmalı olarak incelendiğinde, … A.Ş.’ye ait “…” üretim prosesinin hiçbir aşamasında ekstrüksiyon prosesi uygulanmadığı, “…” ürününün üretim prosesinin … Numaralı patentte geçen üretim prosesini ihlal etmediği bu sebeple ürünün davalı patent hakkına tecavüz etmediği anlaşılmakla” davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacı yanın … Sayılı patentin 1 numaralı bağımsız isteminde yer alan üretim adımlarından biri olan “Islak kütlenin granüller halinde ekstrüde edilmesi” adımının veya bu adımın eşdeğerinin, … isimli üründe bulunmadığı iddiasında olduğunu, bu şeklide davacının patent kapsamındaki diğer tüm adımların … ürünlerinin üretim prosesinde aynen bulunduğunu da kabul ettiğini, -Bilirkişi raporlarında “ekstrüde etmek” eylemi ile “elekten geçirmek” eyleminin aynı olmadığı belirtilmiş ise de bilimsel incelemeye dayanılmadığını ve sunulan bilirkişi mütalaasına aykırı olduğunu, mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporlarında müvekkilinin patentinin koruma kapsamının patentin tarifnamesinde örnek olarak geçen bir ekstrüzyon cihazı ile sınırlandırıldığını da görmezden geldiğini ve bu tür bir sınırlandırmanın isabetli olup olmadığını hiç değerlendirmediğini, bilirkişilerin, 1 nolu istemde dava konusu patent ile korunanın belli bir makine ile granülleri ekstrüde etmek olduğu noktasından hareketle raporlarını hazırladığını ve buradan davacı yanın üretim prosesinde bu makine yer almadığından bahisle patent kapsamına düşmediği sonucuna vardıklarını ancak 1 nolu istem koruma kapsamının hiçbir spesifik ektrüzyon makinesi ile sınırlandırmadığını, -Davacı yanın elekten geçirilen granüller ile ekstrüde edilen granüller arasında ne fark olduğunu ortaya koyamadığını, kelime oyunları ile davanın kabulüne dek gelindiğini, -Söz konusu buluşun, katı oral dozaj formlarının hazırlanmasında kullanım için 5-aminosalisilik asit (5-ASA) içeren granüllerin üretim yöntemine ilişkin olduğunu, istem l’de ekstrüde etmek fiilinin herhangi bir cihaz ile sınırlanmadığını, müvekkilinin patentinin koruma kapsamını belirleyen istem l’de sadece “ekstrüde etmek” eylemi teriminin kullanılmış olup, ekstrüde etmek fiilinin herhangi bir cihaz ile sınırlanmadığını, patentin koruma kapsamı salt tarifnamede yer alan bu örneklerle sınırlandırılmış olsaydı bu durumun aynı metodu uygulayarak ve fakat başka bir cihaz kullanan üçüncü kişilerin, patente konu buluşa tecavüzünü kaçınılmaz hale getirecek olacağını, bilirkişilerin davacı yanın üretim prosesinde kullanılan yöntemin spesifik bir işleyişe sahip olduğunu, davacı yanın üretim prosesinde kurutma adımının eleme adımından önce geldiğini ve bu sıralamanın, patent kapsamında korunan sıralama ile aynı olmadığını davacının uyguladığı yöntemde önce granülün kurutulduğunu, daha sonra elendiğini, toz karışımın elenmesi işleminin bu şekilde gerçekleştiğini belirttiklerini oysa müvekkilinin patentinde 1 no’lu isteminin, gerçekleştirilecek olan yöntemin adımlarını ortaya koyan bir girişi bulunmadığını, istem kapsamındaki (d) ve (e) adımlarının, sırasıyla kurutma ve eleme adımları olduğunu, bu sebeple aynı sıra istem kapsamında da kullanıldığını, kombine adımlar olan granüllerin kurutulması ve elekten geçirilmesinin, ıslak bir kütlenin ekstrüde edilmesi ve granüllerin kurutulmasıyla eş değer olduğunu, davacı yanın yöntemi ile müvekkilinin patenti ile korunan yöntemin fonksiyon ve davranışının aynı olduğunu, EPC ve patent hukuku anlamında düzenlenmiş eşdeğerler doktrini bakımından tecavüz söz konusu olduğunu, -Davacı yanın “granüllerin iki elek içinden zorla itilmesi” işlemini “ekstrüzyon” işleminden tamamen farklı bir işlem gibi ifade etse de, tekniğinde uzman her kişinin kabul edeceği üzere “granüllerin iki elek içinden zorla itilmesi” işlemi ile “ekstrüzyon” işlemi arasında öz olarak bir fark bulunmadığını, dava konusu patentin koruma kapsamını belirleyen istem l’de, “ekstrüde etmek” eyleminin korunduğunun anlaşılacağını ve bu eylemin de “itip çıkarmak veya kalıptan geçirmek” anlamına geldiğini, ekstrüzyon işlemi için sadece tercih edilen bir şekil belirtilmediğini, davacı tarafça granüllerin deliklerden geçirilmesi adımına “ekstrüzyon” adı verilmemiş olmasının müvekkilinin patentine tecavüz edilmediği anlamına gelmediğini, -Davacı tarafından kullanılan yöntemde, belirtilen süreçte yer alan bir basamak, kütlenin elek gözünden geçirilerek elenmesi yöntemine dayalı olup ve bunun da ekstrüzyon yöntemi ile tamamen “eş değer” nitelikte bir yöntem olduğunu, basamaklardan birinin “…granüllerin %50’sinin 18’lik (lOOOnm olarak belirtilmiştir)bir elek gözünden geçirilerek elenmesi, %50’sinin de 20’lik (841 um olarak belirtilmiştir) bir elek gözünden geçirilerek elenmesi” olduğunu, müvekkilinin patentinin 1. isteminin (c) bendinde yer alan “yaş kütlenin granülleştirilmek üzere ekstriizyonu” ifadesinin gerek lafzından gerekse tarifname kapsamında yorumlanmasından, “ekstrüde etmek” fiilinin sadece belli bir ekstrüder ile yapılan bir ektrüzyon işlemi gibi bir sınırlayıcı anlamı olmadığı ve “itip çıkarmak, kalıptan geçirmek, bir kütlenin dar bir ağızdan veya açıklıktan geçmesi için baskı uygulama yöntemi” anlamına geldiği; davacı yanın da granülleri elekten geçirmek suretiyle granüllerin % 75’ten fazlasının, elek analizi ile belirlendiği şekilde … ila … partikül boyutuna sahip olması sonucuna ulaşıldığı gözetildiğinde, davacı yanın ürününün müvekkilinin patentine tecavüz teşkil ettiğinin açık olduğunu, -Bilirkişi heyetinin ve onu takip eden yerel mahkemenin, 1 nolu bağımsız istemde “belirli bir ekstrüder cihazının kullanılması” şeklinde bir sınırlama varmış gibi koruma kapsamını yanlış tespit etmiş olmaları olduğunu bu sebeple davanın kabulüne dair verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı taraf, davalı patentinin 1 nolu isteminin koruma kapsamının mahkemece belirlenmediği ve rapora yönelik itirazların cevapsız bırakıldığı ve alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığı, davalıya ait ürünün üretim prosesinde de ekstrüzyon adımının yer aldığı ve bu sebeple davalı patentine tecavüz ettiği, ekstrüde etmek ve elekten geçirmek eylemlerinin eşdeğer olup olmadığı ve patente eşdeğer unsurlar ile tecavüz olup olmadığının değerlendirilmediği gerekçesi ile istinaf isteminde bulunduğunu, gerekçeli kararın 2/7 nolu sayfasında dava konusu patentin 1 nolu isteminin koruma kapsamı, yani patentle korunan proses tespit edildiğini, patentin, pentasa veya benzeri tabletler için yeni bir imalat usulü ile ilgili olduğunu, bu usulde amacın daha yüksek verimde dar ve tekrar üretilebilen tanecik boyutuna sahip granüller elde edebilmek olduğu, bu granülleri elde edebilmek için üretim aşamasında ekstrüder cihazı kullanıldığı, hangi ekstrüder cihazının kullanıldığının ise, patentin üretim ekipmanı kısmında açıklandığının ifade edildiğini, dosyaya sunulan teknik mütalaa ve bilimsel yayınlarda, eleme işlemi ile ektrüder cihazının kullanılması ile ekstrüde etmenin farklı işlemler olduğunun açıklıkla anlatıldığını, davalı yanın örnek olduğunu iddia ettiği ekstrüder cihazının her ayrıntısı, cihazın hangi özelliklerde olması gerektiği hususları, patente açıkça belirtildiğini, raporlarda eşdeğer yoluyla tecavüzün olup olmadığı tartışıldığı, istinaf istemlerinin reddinin gerektiğini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 551 Sayılı KHK 83/1 madde de; patent başvurusu veya patentten doğan korumanın kapsamı istem veya istemler ile belirlenir. İstem veya istemler tarifname ve resimler esas alınarak yorumlanır. KHK 83/2 madde de; istem veya istemler bir yandan patent başvurusu veya patent sahibine hakkı olan korumayı sağlayacak, ve diğer yandan üçüncü kişilere de korumanın kapsamı açısından makul bir düzeyde kesinlik ifade edecek şekilde birlikte yorumlanır. KHK 83/5-6 madde de; patent başvurusu veya patentten doğan koruma kapsamının belirlenmesinde, tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte istem veya istemlerde belirtilmiş unsurlara eş değer nitelikte olan unsurlarda dikkate alınır. (Eşdeğerlik Prensibi) Tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte, eşdeğer unsur esas itibariyle aynı işlevi görüyorsa ve bunu aynı şekilde gerçekleştiriyorsa ve istem veya istemlerde talep edilen unsur ile aynı sonucu ortaya çıkarıyorsa genel olarak istem veya istemlerde talep edilen unsurun eşdeğeri olarak kabul edilir. KHK 83/7 maddesinde de; istem veya istemlerin kapsamını belirlemek için patentin verilmesi ile ilgili işlemler sırasında veya patentin geçerliliği süresince koruma kapsamının belirlenmesinde, patent başvurusu veya patent sahibinin beyanları dikkate alınır. ” hükümleri düzenlenmiştir. Patente tecavüz, patentle korunan istemlerde yer alan unsurların tümünün birebir kullanılması suretiyle “aynen tecavüz” şeklinde veya patentle korunan istemlerde korunan unsurların tümü veya bir kısmı yerine bunlara eşdeğer unsurların kullanılması suretiyle “eşdeğer yoluyla tecavüz” şeklinde gerçekleşebilir. Tecavüz incelemesinde öncelikle istemlerdeki unsurların birebir kullanılıp kullanılmadığı tespit edilmeli, bu şekilde bir kullanım yok ise istemlerdeki unsurların eşdeğeri sayılabilecek unsurların varlığı araştırılmalıdır. İlk derece mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporunda; davacının kullandığı usulün, davalının patentinin 1 nolu isteminin kapsamına girmediği ve birebir bir tecavüzün de söz konusu olmadığının belirtildiği görülmüştür. Davalı vekili tarafından, kullanılan usulün sadece ekstrüzyon cihazı ile sınırlandırılmadığı, davacı tarafça kullanılan yöntemin, davalı tarafça kullanılan yöntemle eşdeğer olduğu ve eşdeğerlik yoluyla davalı patentine tecavüz ettiğinin savunulduğu anlaşılmıştır. İstinaf başvurusuna konu uyuşmazlıkta ihtilafın özünü, davalı buluş sahibi tarafından patentte kullanılan yöntemin ekstrüzyon işleminin ekstrüzyon cihazı ile sınırlandırılıp sınırlandırılmadığı, davacı tarafça kullanılan yöntemin eşdeğer unsur olarak kullanılarak davalı patentine eşdeğerlik yöntemiyle tecavüz edip etmediği oluşturmaktadır. Davalı vekilinin istinaf dilekçede eşdeğerlik yoluyla tecavüz incelemesi yapılmadığı ileri sürülmüştür. Patentin koruma kapsamının belirlenmesinde; dava tarihinde yürürlükte olan, 551 sayılı KHK’nin 83. Maddesi hükümlerinin uygulanacağı, KHK 83/5. fıkrasında “patent başvurusu veya patentten doğan koruma kapsamının belirlenmesinde tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte, istem veya istemlerde belirtilmiş unsurlara eşdeğer nitelikte olan unsurların da dikkate alınacağını” hükme bağladığı, davacı patentinin koruma kapsamının belirlenmesinde, davalı patentinde “ıslak kütlenin granüller halinde ekstüre edilmesi” olarak belirlenen ifade ile anlaşılması gerekenin ne olduğunun teknik olarak belirlenemediği, bu ifadenin sadece kullanılan cihaz ile sınırlandırıp sınırlandırmadığının tespitinin gerektiği, KHK 83/2 madde hükmüne göre; istemlerin yorumlanırken “bir yandan patent başvurusu veya patent sahibine hakkı olan korumayı sağlayacak, ve diğer yandan üçüncü kişilere de korumanın kapsamı açısından makul bir düzeyde kesinlik ifade edecek şekilde birlikte yorumlanması”, KHK 83/7 maddesinde ” istem veya istemlerin kapsamını belirlemek için patentin verilmesi ile ilgili işlemler sırasında veya patentin geçerliliği süresince koruma kapsamının belirlenmesinde, patent başvurusu veya patent sahibinin beyanlarının dikkate alınacağının ” düzenlendiği, uygulamada bu ilkenin “kısıtlayıcı beyanlar doktrini” olarak adlandırıldığı, her iki maddenin birlikte yorumlanması gerektiği öncelikle davalı tarafın patentinin kapsamının geniş olarak yorumlanıp yorumlanamayacağı, “ıslak kütlenin granüller halinde ekstüre edilmesi” ile anlaşılması gerekenin cihaz ve bir yöntem türü olup olmadığı belirlemesi yapıldıktan sonra geniş yorumlamaya elverecek bir sonucu ulaşılması halinde bu durumda da davalının patentinin KHK 83/2 kapsamına aykırı olup olmayacağı değerlendirmesinin yapılması gerekeceği, ayrıca eşdeğerlik yoluyla tecavüzün de olup olmadığının raporda teknik olarak itirazları karşılamaya elverişli nitelikte olmadığından ve karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK.’un 286. ve HMK 282. maddesi uyarınca hâkim, bilirkişi raporu ve görüşü ile bağlı olmamakla beraber, HUMK.’un 275. ve HMK’nun 266 ncı maddesi gereği, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir, somut olayda dava konusu uyuşmazlığın hâkimin hukuki bilgisi ile çözümü mümkün olmayıp özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği anlaşıldığından uyuşmazlığın çözümü yönünde gerektiğinde yeni bir bilirkişi kurulundan görüş alınarak karar verilmesi gerekirken davanın tüm istemlere ilişkin düzenlenen rapor dikkate alınarak kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-a/6. maddesi gereğince eksik inceleme sebebiyle kabulüne mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılamaya devam olunarak eksiklikler giderildikten yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/01/2018 tarih, 2017/194 E. 2018/4 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 20/01/2022