Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/76 E. 2020/276 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/76 Esas
KARAR NO: 2020/276
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul(kapatılan) 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 11/10/2016
NUMARASI: 2015/258 E. – 2016/212 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, dava dışı …, …, … ve davalı … ile 07/05/2009 tarihli müzik eseri yayın izin sözleşmesi akdettiğini, sözleşmenin yıldan yıla yenilenme hükmü uyarınca davalının 2009-2010-2011 ve 2012 yılı 1. ve 2. fatura taksitlerini ödemediğini, davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen davalının ödeme yapmadığını, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası 9.535,51 TL lik icra takibi başlattıklarını, davalının bu takibe itiraz ettiği iddiası ile, davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptali ile davalı şirket aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararda; Dosya kapsamı topluca değerlendirildiğinde, her ne kadar sözleşmenin beşinci maddesinde ihtarın tebliği ile ilgili sözleşmenin belirtilen süre sonra meslek birliği tarafından feshedileceği kabul edilerek aradaki farkın en geç 30 gün içerisinde ödeneceği belirtilmiş ise de, davacı meslek birliğince davalıya bakiye sözleşme bedelinin ödenmediği yolundaki ihtarnameyi 08/05/2013 tarihinde tebliğ ettiği ve bu halde de temerrüde düşme tarihinin 02/06/2013 olduğu anlaşılmakla, bu tarih ile takibe başlandığı tarih arasında işlemiş faiz hesabı yapılması gerektiğinden, rapordaki bu yöndeki değerlendirme nazara alındığını, Meslek birlikleri ile davalının yaptığı sözleşmeden kaynaklanan ve davacının takibini yaptığı müzik eserleri ile ilgili belirlenen bedelden yapılan bilirkişi incelemesi ile 7.514,09 TL’nin takip tarihi itibariyle davalının ödemediği gibi, temerrüt tarihine kadar da sözleşmede belirlenen faiz oranları esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamada, 187,34 TL faiz işlediği anlaşılmakla, tüm dosya kapsamı nazara alınarak, davanın kısmen kabulü ile, tespit edilen bu miktarlar üzerinden icrada takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, fazlaya dair işlemiş faize yönelik itirazın iptali talebinin reddine, takibin belirlenen miktarlar üzerinden devamına, İİK’nın 67/2 maddesi gereğince alacağın %20’sine tekabül eden miktar icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince faize ilişkin olarak iptal edilmeyen tutarın da hukuken iptal edilmesi gerekmekte iken, faiz başlangıcının ihtarnamenin tebliğ tarihi esas alınarak hüküm verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı … ile davalı borçlu … A.Ş. arasında 07.05.2009 tarihli “Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi” (Lisans Sözleşmesi)’nin Mali Şartlar başlıklı S.3. Maddesinde; “Yayın kuruluşu, ödemesi gereken mali hak bedellerini, sözleşmede belirlenen vadelerde ödemediği takdirde TL üzerinden yıllık olarak yasal ve ticari faizin ortalaması oranında fail ödeyecektir,” denmekte olduğunu, Lisans Sözleşmesinin ekinde yer alan “Ek-1: … Tic. . / Müzik Eserleri Yayın izin Sözleşmesi – Sözleşmeye Konu Yayın Kuruluşu Bilgileri” başlıklı ekte 2008 yılı ödeme tarihleri belirlenmiş olup, devam eden yıllar için ise; Devam eden Yıllar Ödeme Tarihleri: Her yılın 01 Mart, 01 Haziran, 01 Eylül, 01 Aralık tarihlerinde dört eşit taksit halinde hesaba havale yolu ile nakden” dendiğini, Lisans Sözleşmesi konusu borç tutarının ödeme tarihinin kesin vade ile belirlendiğini ve icra takibinde talep edilen faiz miktarının da Lisans Sözleşmesinde davalının kabul ettiği vadelerde işlemeye başlayacağının açık olduğunu, borçlunun temerrüde düşmesi için ihtarname şartı da gözetilmediğini, faiz yönünden itirazın iptali talebinin reddi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava konusu alacağın sözleşmeden kaynaklandığı, uyuşmazlık dışı olan eldeki davada, temerrüt için ihtarın zorunlu olup olmadığı, zorunlu olduğunun kabulü hâlinde temerrüdün tespiti bakımından mahkemece davacının davalıya gönderdiği ihtarın tebliğ tarihi belirlenerek, ihtarın tebliği tarihi ile ödeme ve sözleşmede belirlenen vade tarihi arasında geçen sürede işleyecek faize hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Uyuşmazlığın çözümü için konu ile ilgili yasal düzenleme ve kavramların kısaca açıklanmasında yarar vardır. Dava konusu alacağın doğduğu tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda (BK), “Borçların Teşekkülü” başlığı altında, sözleşmeden doğan borçlar (md.1–40) ile haksız fiilden doğan borçlar (md.41–60) düzenlenmiş; yine aynı başlık altında, borçların üçüncü genel kaynağı olarak, haksız (sebepsiz) iktisaba (md.61–66) yer verilmiştir. Bunların dışında, ne hukuki bir işlemde açıklanan bir iradeye, ne de hukuka aykırı bir eyleme dayanan, kanundan doğan borçlar bulunmaktadır. Özetle, hukukumuzda borçların kaynağı; sözleşme, haksız fiil, sebepsiz iktisap ya da bir kanun hükmü olarak kabul edilmiştir. Dava dilekçesinde alacağa vade tarihlerinden itibaren faiz istenmiş, mahkemece ihtar tarihi esas alınarak faiz hesabı yapılmıştır. Sözleşme ilişkisinden doğan bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olmasından sonra alacaklı tarafından borçluya ihtar çekilerek ve alacak miktarı açıkça gösterilerek alacağın ödenmesinin talep edilmesi (BK. 101/1) veya sözleşmede taraflarca kararlaştırılmış kesin vadenin bulunması (BK. 101/2) gerekir. Somut olayda, taraflar arasında vade tarihlerinin açıkça kararlaştırıldığı, sözleşmenin feshi için çıkan ihtar ile vadenin başlangıcı arasındaki hususun yorumlanmasında hataya düşüldüğü, borçlunun ihtarla temerrüte düşürülmediği, sözleşmenin feshine yönelik ihtarın sağlandığı, alacak bakımından ise sözleşme ile kararlaştırılmış kesin vade bulunduğu görülmüştür. Bu durumda temerrütün belirlenmiş tarihinde oluştuğu kabul edilerek hüküm altına alınan alacağa vade tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken temerrüt tarihinin tayininde hataya düşülerek faizin ihtar ile başlatılması doğru olmamıştır. Yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkemece verilen karar 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak yerine esasa ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- Davacı vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜ ile; İstanbul (Kapatılan) 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 11/10/2016 Tarih, 2015/258 Esas, 2016/212 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b/2. maddesi gereği KALDIRILMASINA, aşağıdaki şekilde YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA; 2- Davanın KABULÜ ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasındaki davalının itirazın iptaline, takibin 7.514,09 TL asıl alacak ve 2.021,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.535,51 TL üzerinden takipte ticari faiz ve yasal faizin ortalama oranı esas alınarak faiz uygulanmak sureti ile takibin devamına, 2004 Sayılı İİK’nın 67/2 maddesi gereğince asıl alacağın %20’ne tekabül eden 1.502,81 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3- İlk derece yargılaması yönünden; 3/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan, 651,37 nispi harcın peşin alınana 162,85 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 488,52 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine, 3/b- Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 162,85 TL peşin harç, 95,00 TL tebligat, müzekkere ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 885,55 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 3/c- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 3/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Ücr. Trf.’ne göre 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin, davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 3/e- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 4- İstinaf yargılaması yönünden; 4/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 4/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 29,00 TL tebligat ve posta gideri olan 114,70 davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 Sayılı HMK’nın 362-(1)-a-f. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/11/2020