Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/757 E. 2021/1586 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/757
KARAR NO: 2021/1586
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2018
NUMARASI: 2017/122 E. – 2018/100 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı yanca, müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasında icra takibi yürütüldüğünü, daha sonra bu dosyadaki borcun tasfiyesi amacıyla taraflar arasında protokol yapıldığını, protokol nedeniyle 2.000’er TL bedelli 12 adet bonoyu davalı şirket vekiline teslim ettiklerini, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasına konu borcun ödendiğini ancak yine de bonolar nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında takip başlatıldığını beyan ederek, bu takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermeyerek 6100 sayılı HMK’nun 128.maddesi bağlamında, davacı tarafça dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkâr etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Taraflar arasında 02/05/2014 tarihinde “Anlaşma Protokolüdür” başlıklı belgenin düzenlendiği, bu protokole göre borçlu …’dan Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu borç nedeniyle 2.000,00 TL’lik 2014 yılı Haziran ayından başlamak üzere toplam 12 adet toplam 24.000,00 TL’lik senet alındığı, protokolün davalının ön inceleme aşamasında vermiş olduğu beyanından anlaşıldığı üzere tarafların kabulünde olduğu, uyuşmazlık konusu olmadığı, Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu senetlerin bu protokolde bahsedilen senetler olduğu, Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibin 02/03/2015 tarihinde başlatıldığı, Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu borcun 19/11/2015 tarihinde yatırıldığı, davanın 07/02/2017 tarihinde açıldığı, takibe konu bonoların tarafların kabulünde olan 02/05/2014 tarihli protokol gereğince alındığı ve takip tarihinden sonrada protokolde belirtilen Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının borcunun kapatıldığı gerekçesiyle, davacının Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu takip miktarı olan 20.474,16 TL yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı … arasında vaki ticari münasebet sonucunda, davacı borçlu hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, akabinde davacı borçlunun talebine istinaden taraflar arasında 02.05.2014 tarihli bir Anlaşma Protokolü yapıldığını, söz konusu Anlaşma Protokolünde de belirtildiği üzere davacı borçludan, her biri 2.000 TL’lik 12 adet senedin borçlunun ısrarlı talepleri üzerine alındığını, ilgili protokolün 4. maddesinden de anlaşılacağı üzere kötü niyetli borçlunun verdiği bu ödeme taahhüdüne uymadığı takdirde, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası veya yukarıda bahsettiğimiz 12 adet senet üzerinden takibe devam edileceği hususunda taraflarca mutabakata varıldığını, söz konusu ödeme taahhüdüne uyulmaması nedeniyle 02.03.2015 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nde takip başlatıldığını, Anlaşma Protokolü’nün 4. maddesi gereğince yeniden yapılandırma sonucunda teklif edilen senetler hususunda takip başlatıldığı halde borçlu … tarafından 19.11. 2015 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına ödeme yapıldığını, ancak 02.05.2014 tarihli protokol uyarınca, takibi başlatılan ve kesinleşen dosyaların; avukatlık ücreti, masrafları ve aylık % 5 sözleşmesel faiz ödenmesi hususunda taraflar anlaşmasına rağmen, kötü niyetli borçlunun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına, dilekçesinde beyan ve ikrar ettiği üzere yanlış hesaplanan kapak hesabı üzerinden ödeme yapıldığını, Protokolde kararlaştırılan sözleşmesel faiz, avukatlık ücreti, haciz masrafları ile ilgili icra dosyaları kapsamındaki ve sair masraflar bakımından müvekkilinin ve vekilinin alacağı bulunduğunu, borçlunun, kararlaştırılanın aksine kapak hesabı üzerinden ve kararlaştırılan tarihlerden çok sonraki bir tarihte ödeme yapmasının müvekkilinin alacağını sona erdirmediğini, İlk derece mahkemesinin, 02.05.2014 tarihli Anlaşma Protokolü’ nü göz önüne almaksızın hüküm kurduğunu, Protokolün 4.maddesine göre, borçlunun bizzat borcun kapak hesabını kabul ettiğini, aynı zamanda yıllardır ödemediği borcu anlaşma protokolüne uymadığı takdirde aylık % 5 sözleşmesel faiz ile ödemeyi ve aleyhine açılan her dosyanın avukatlık ücreti ve masraflarını da ödemeyi kabul beyan ve taahhüt ettiğini, Yerel Mahkemenin dosyayı irdelemeksizin ve hukuki bir araştırma yapmaksızın, borçlunun önce açılmış icra dosyasındaki borcu ödediğini görmekle yetindiğini, yapılan masrafları ve verilen emeği görmediğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava menfi tespit davası olup, davacı, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasındaki borcun tasfiyesi amacıyla taraflar arasında protokol yapıldığını, protokol kapsamında her biri 2.000,00 TL bedelli olmak üzere 12 adet bonoyu davalı şirket vekiline teslim ettiklerini, bu bonolar nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında takip başlatıldığını, ancak İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasına konu borcun ödendiğini, dolayısıyla İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında davalıya borçlu olmadığını beyan etmiş, Mahkemece; İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasına konu borcun ödendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince yukarıda belirtilen sebeplerle istinaf başvurusuna konu edilmiştir. İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasındaki borcun tasfiyesi amacıyla taraflar arasında protokol yapıldığı, protokol kapsamında her biri 2.000,00 TL bedelli olmak üzere 12 adet bononun davacı yanca davalı şirket vekiline teslim edildiği hususunda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Mevcut delillere göre, davacı yanca verilen bonoların vadesinde ödenmemesi üzerine, bu defa İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında, haklı olarak davacı aleyhine takip başlatıldığı, takip başlatıldıktan sonra davacının borcun tasfiyesine yönelik protokole konu olan İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasına ödeme yaparak dosya borcunu sona erdirdiği görülmektedir. Ancak her ne kadar davalı tarafça, taraflar arasında düzenlenmiş protokolün 4. maddesinde belirlenen vekâlet ücreti, aylık % 5 sözleşmesel faiz ve masraflar yönünden bir hesaplama yapılmadığı gerekçesiyle karar istinaf edilmiş ise de eldeki davaya konu takibin konusunu, daha önce yürütülen takibe konu borcun tasfiyesine yönelik protokol kapsamında davalıya verilen ve bedeli daha önceki takip borcunun ödenmesi ile sona eren senetlerin oluşturduğu, talep edilen masraf kalemlerinin ise ayrı bir icra takibinin veya davanın konusunu oluşturabileceği, eldeki davaya konu takipte bu masraf kalemlerinin talep edilmediği, borcu sona eren senetlerin bedelinin talep edildiği, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasına yapılan ödemenin, eldeki davaya konu takip miktarını karşıladığı anlaşılmakla, Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/02/2018 tarih ve 2017/122 E., 2018/100 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.398,59 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 349,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.048,69 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davalı tarafından yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/12/2021