Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/754 E. 2021/1688 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/754
KARAR NO: 2021/1688
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2017
NUMARASI: 2016/500 E. – 2017/877 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin inşaat sektöründe önde gelen şirketlerden olup her türlü iş ve işleminde basiretli tacir gibi davranan bir tüzel kişilik olduğunu, …, … isimli inşaat projesine ilişkin işlerini 12.03.2015 tarihli sözleşme ile …’ya taşere ettiğini, … İnşaatın, …’ya olan cari ödemesine istinaden …ya … Bankası A.Ş. Avcılar Ticari / İstanbul Şubesine ait 20.04.2016 keşide tarihli 55.820.00 TL tutarlı ve … seri nolu çeki teslim ettiğini, … yetkilisi …’ın, …’a müracaat ederek kendisine teslim edilen çeki ve başka çeklerini 28.12.2015 tarihinde aracından hırsızlık yapılması suretiyle çaldırdığını, çeklerle ilgili olarak polis merkezine şikayette bulunduğunu İstanbul 4 ATM’ye müracaat ettiğini, çek ile ilgili tedbir kararı aldığını beyan ederek … Yetkililerinden çekin zaten iptal edileceğinden bedelin kendisine ödenmesini talep ettiğini, … yetkililerinin çekin bedelini, 20.01.2016 tarihinde … banka hesabına eft seklinde” aktarıldığını, Bu eft işleminden sonra …t’ın ödemesini yapmış olduğu çek ile ilgili olarak davalı şirket tarafından 2.05.2016 tarihinde ihtiyati hacze maruz kaldığını, davalı şirketin, …t’ ın ticari itibarına zarar verecek şekilde ihtiyati haciz işlemi uyguladığını, …’ın, mesai saati dolmasına rağmen banka ile temasa geçerek ihtiyati hacze konu tutarı icra müdürlüğü banka hesabına eft çekebildiğini, …ın, bu tutarı şerh düşerek ödediğini ve tutarın davalı şirkete ödenmemesini haciz tutanağında belirtmiş olmasına rağmen davalı şirket vekilinin sonraki gün ivedi şekilde bu tutarı icra müdürlüğünden reddiyat yaparak hesaplarına havale ettirdiğini, bu işlem üzerine icra müdürlüğüne ulaşarak yapılan reddiyat sebebiyle her türlü hukuki ve cezai sürecin başlatılacağının ifade edildiğini, Davalı şirketin, ciro silsilesi yasal olmayan ve hırsızlık suretiyle cirolanarak kendisine teslim edilen çeki icra takibine koyduğunu, çekin lehdarının …, çekte kendisinden sonra gelen … Ltd. Şti. ile aralarında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, bu çekin hırsızlık suretiyle elde edildiğini beyan ettiğini ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, davalı şirketin, her ne kadar bu çeki … Ltd. Şti. den ticari alacağı için teslim aldığını ve iyiniyetli hamil olduğunu iddia edecekse de bu çekin, …’dan sonra suç teşkil edecek şekilde cirolandığını, davalı şirketin yasal hamil olmadığını, aksi düşünüldüğünde …’ın mükerrer ödeme yapmış olacağını, … yetkililerinin beyanına göre …, … isimli cirantaların piyasada faal olmayan şirket olduklarını ve davalı şirketin bu hususu bildiği hâlde davaya konu çeki teslim alarak işbu icra takibini, gerçekleştirdi. …, … isimli cirantaların piyasada faal olmayan şirket olduklarını ve davalı şirketin bu hususu bildiği hâlde davaya konu çeki teslim alarak işbu icra takibini, gerçekleştirdiklerini ve iyiniyetli bulunmadıkları şeklinde olduğunu, mevcut hukuka aykırı icra takibi sebebiyle mağdur duruma düşmemek için işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, davanın öncelikle dava dışı ….’ye ihbarına, davanın kabulüne, davalı şirketin iptal kararı verilen … Bankası A.Ş. Avcılar Ticari / İstanbul şubesine ait 20.04.2016 keşide tarihli 55.820,00 TL tutarlı ve … seri nolu çeke ilişkin yasal hamil olmadığının tespiti ile davacı şirketin ilgili çeke istinaden davalı şirkete karşı borçlu olmadığının tespitine, İst. … İcra Müd.’nün … E.sayılı icra takibinin iptaline, davalının takip konusu alacağın % 20 ‘den aşağı olamamak üzere tazminata mahkum edilmesine, haksız ve kötü niyetli icra takibi sebebiyle icra veznesine yatırılacak paranın davalı alacaklıya ödenmemesi hususunda İİK 72 gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir kararının yasa ve usule aykırı olup kaldırılması gerektiğini, tarafının dinlenmeden karar verildiğini, Müvekkili yetkili hamili olduğunu, aksinin yargılamaya muhtaç olduğundan borçlu tarafça ödenen paranın iadesinin mümkün olmadığını, kural olarak çeki düzgün bir ciro zinciri ile iktisap edip elinde bulunduran kişinin iyi niyetli olup aksinin ancak iddia eden tarafından ispat edilebileceğini, düzgün bir ciro zinciri ile çeki elinde bulunduran davalının iyi niyetli olduğunu ispat etme mükellefiyeti bulunmamakla birlikte ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibin iptali talebinde; bonoyu tanzim eden keşidecinin, lehtarın ve cirantanın ciro imzalarına itiraz hakkı olmadığını, öte yandan alacaklının taraf olmadığı senet iptali davasında verilen kararın alacaklıyı bağlamayacağını, takip dayanağı bonoda alacaklının yetkili hamili olup, keşideciyi takip etmesinde yasaya aykırılık bulunmadığını, ciro imzasının sıhhatinin ileri sürülerek keşideci borçlunun ciro silsilesinde kopukluk olduğundan bahisle ileri sürdüğü itirazın dinlenme imkanı olmadığının gözetilmesi gerektiğini, taraf olmadıkları çek iptali davasının müvekkili alacaklıyı bağlamadığını, Müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, çekin kaybolması sebebiyle açılan davada verilmiş bulunan iptal kararının, bir ilam değil, tespit niteliğini haiz bir karar olduğunu, bu kararın, hasımsız olarak verilmiş bulunduğundan davada taraf olmayan iyi niyetli müvekkilini bağlamayacağını, bu hususun, ticari senetlerin güvenli tedavül etmesinin de tabii sonucu olduğunu, dosyada, müvekkili/alacaklının, çeki devralırken bunun kaybolduğunu bildiği ve bu durumun bile bile borçlunun zararına olarak devraldığının ispatlanması gerektiğini, ispata ve dolayısıyla yargılamaya muhtaç bu konuda ihtiyati tedbir kararı verilmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu, davanın esasının çözülmesi niteliğindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;” Dava konusu edilen çekte davacı keşideci davalı ise hamildir. Lehtar olan dava dışı … tarafından çekin elinde iken kaybolduğundan bahisle zayii nedeniyle İst. 4. ATM nin 2015/1309 E sayılı dosyasından iptal kararı alınmıştır. Keşideci davacı … A.Ş ye çeki kaybeden ihbar olunan … A.Ş. müracaat ile bedelini tahsil etmiş olup, çek bedelinin tahsil olduğu, her iki şirketin ticari kayıtları ile sabit olduğu gibi dosyaya ibraz edilen banka makbuzu ile de anlaşılmıştır. Davacı keşideciye karşı yetkili hamil olduğundan bahisle davalı … Ltd şirketi tarafından İstanbul … İcra Müd’ nün … E sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış davacı çek bedelini icra dosyasına ihtirazi kayıt ile ödemiş, davacının ödediği bedel ihtirazi kayda rağmen … İcra Müdürlüğünce dosya alacaklısı … Loj. A.Ş ye ödenmiştir. Bu şekli ile keşideci zayii kararı alan lehtara ve hamil olduğu iddiası ile icra takibi yapan hamile ödemede bulunmuştur. Keşideci Zayii kararına istinaden yapmış olduğu iyi niyetli ödeme nedeni ile borcundan kurtulmuş olduğundan davalı hamile karşı ödeme sorumluluğu bulunmadığı anlaşıldığından (Yargıtay 19. HD nin 2015/3780 Esas, 2015/15622 Karar sayılı ve 25/11/2015 tarihli ilamı da bu yöndedir.) davacının davasının kabulüne dava konusu … Bankası A.Ş. Avcılar Ticari / İstanbul Şubesine ait 20.04.2016 keşide tarihli 55.820.00 TL tutarlı ve … seri nolu çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine icra dosyasına yatan 61.713,98-TL nin davalıdan alınarak davacıya iadesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yaptığı ispat edilemediğinden davacının tazminat talebinin reddine, İİK 72/5 maddesi uyarınca koşulları bulunmayan davalının tazminat talebinin de reddine,” karar verildiği, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Yerel mahkemece eksik inceleme yapılmakla bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlar inceleme konusu edilmeden hüküm tesis edildiğini, 2- Müvekkilinin çeki kendisinden bir önceki ciranta olan … Ltd Ştiden ticari ilişki gereği aldığını, önceki cirantalar ile onlar arasındaki ticari ilişkileri kendilerinin araştırma yükümlülüğü olmamakla, bunlar arasında ileri sürülebilecek defilerin de müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, Müvekkilinin iyi niyetli ve yetkili hamil olması sebebi ile çeki düzgün bir ciro zinciri ile iktisap edip elinde bulunduran kişi iyi niyetli olup aksi ancak iddia eden tarafından ispat edilebileceğini, düzgün bir ciro zinciri ile çeki elinde bulunduran davalının iyi niyetli olduğunu ispat etme mükellefiyeti bulunmamakla birlikte ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, 3-Yerel mahkemece iyi niyetli olduklarının kabul edildiğini, kendilerinin, iyi niyetli olması sebebi ile davacı tarafça ileri sürülen defilerin kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini, davacı tarafından ileri sürülen kendisinden sonraki cirantalar arasından ticari ilişkinin bulunmamasının, çekte lehtar imzasının sahteliği ve bedelinin lehtara ödendiğine dair şahsi def’iyi davacı keşidecinin, çek hamili davalıya karşı ileri sürerek, borçtan kurtulamayacağının kabulü gerektiğini, 4-Davacı tarafça çek bedelinin keşideci davacı tarafından lehdara da ödenmiş olmasının, keşidecinin kendi hatası olup, çek hamiline ödeme yapmaktan kurtulmasını sağlamayacağını belirterek arz ve izah edilen nedenlerle re’sen dikkat edilecek sebeplerle, İstinaf talebinin kabulü ile haksız yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine şeklinde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, çekten dolayı İİK 72. maddesi gereğince borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. Davacı vekili müvekkili …ın, dava dışı …’ya olan cari ödemesine istinaden …ya T… Bankası A.Ş. Avcılar Ticari / İstanbul Şubesine ait 20.04.2016 keşide tarihli 55.820.00 TL tutarlı ve … seri nolu çeki teslim ettiğini, … yetkilisi …’ın, …’a müracaat ederek kendisine teslim edilen çeki ve başka çeklerini 28.12.2015 tarihinde aracından hırsızlık yapılması suretiyle çaldırdığını, çeklerle ilgili olarak polis merkezine şikayette bulunduğunu, çeklerle ilgili olarak İstanbul 4 ATM’ye müracaat ettiğini, çek ile ilgili tedbir kararı aldığını beyan ederek, … Yetkililerinden çekin zaten iptal edileceğinden, bedelin kendisine ödenmesini talep ettiğini, … yetkililerinin çekin bedelini, 20.01.2016 tarihinde … banka hesabına EFT seklinde aktarıldığını, Bu EFT işleminden sonra …’ın ödemesini yapmış olduğu çek ile ilgili olarak davalı şirket tarafından 2.05.2016 tarihinde ihtiyati hacze maruz kaldığını,davalı şirketin, her ne kadar bu çeki … Ltd. Şti. den ticari alacağı için teslim aldığını ve iyiniyetli hamil olduğunu iddia edecekse de bu çekin, …’dan sonra suç teşkil edecek şekilde cirolandığını, davalı şirketin yasal hamil olmadığını, aksi düşünüldüğünde …’ın mükerrer ödeme yapmış olacağını, davalı şirketin iptal kararı verilen … Bankası A.Ş. Avcılar Ticari / İstanbul şubesine ait 20.04.2016 keşide tarihli 55.820,00 TL tutarlı ve … seri nolu çeke ilişkin yasal hamil olmadığının tespiti ile, davacı şirketin ilgili çeke istinaden davalı şirkete karşı borçlu olmadığının tespitine, İst. … İcra Müd.’nün … E.sayılı icra takibinin iptaline, davalının takip konusu alacağın % 20 ‘den aşağı olamamak üzere tazminata mahkum edilmesin talep etmiş, Davalı vekili kural olarak çeki düzgün bir ciro zinciri ile iktisap edip elinde bulunduran kişinin iyi niyetli olup aksinin ancak iddia eden tarafından ispat edilebileceğini, düzgün bir ciro zinciri ile çeki elinde bulunduran davalının iyi niyetli olduğunu ispat etme mükellefiyeti bulunmamakla birlikte ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibin iptali talebinde; bonoyu tanzim eden keşidecinin, lehtarın ve cirantanın ciro imzalarına itiraz hakkı olmadığını, öte yandan alacaklının taraf olmadığı senet iptali davasında verilen kararın alacaklıyı bağlamayacağını, takip dayanağı bonoda alacaklının yetkili hamili olup, keşideciyi takip etmesinde yasaya aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiş, mahkemece,Keşideci Zayii kararına istinaden yapmış olduğu iyi niyetli ödeme nedeni ile borcundan kurtulmuş olduğundan davalı hamile karşı ödeme sorumluluğu bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasının kabulüne, dava konusu … Bankası A.Ş. Avcılar Ticari / İstanbul Şubesine ait 20.04.2016 keşide tarihli 55.820.00 TL tutarlı ve … seri nolu çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine icra dosyasına yatan 61.713,98-TL nin davalıdan alınarak davacıya iadesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yaptığı ispat edilemediğinden davacının tazminat talebinin reddine, İİK 72/5 maddesi uyarınca koşulları bulunmayan davalının tazminat talebinin de reddine karar verilmiş, davalı vekilince karar yukarıdaki gerekçelerle istinaf edilmiştir. Dava konusu çekin … bankası Avcılar ticari şubesine ait olduğu,keşide tarihinin 20/04/2016, bedelinin 55.820,00-TL, keşidecisinin … A.Ş , lehtarının … A.Ş. , ilk cirantasının … A.Ş, ikinci cirantasının …, üçüncü cirantasının … Ltd. Şti., dördüncü cirantasının … Ltd. Şti, beşinci cirantanın ve bankaya ibraz edeninde … olduğu, çekin bankaya 20/04/2016 tarihinde ibraz edildiği, İst. 4 ATM nin 11/01/2016 tarihli 2015/1309 E sayılı dosyasından verilen ödeme yasağı kararı uyarınca bedelinin ödenmediğinin bankaca çekin arkasına yazılmış olduğu, davalı tarafça, davacı aleyhine İst. … İcra Müd.’nün … E.sayılı dosyada icra takibinde bulunulduğu, mahkemece ATK başkanlığından çek üzerinde tahrifat olup olmadığı konusunda aldırılan 28.12.2016 tarihli rapora göre, inceleme konusu çekin keşide tarihi evvelce “20.01.2016” iken aylar bölümünün birler hanesindeki “1” rakamının optik ve spektroskopik yöntemlerle ayırt edilemeyen bir kalem ile sürşarj ve tamamlama yöntemiyle “4” rakamına dönüştürülmüş olduğu , bu durumda süresi içinde muhatap bankaya ibrazının sağlanmadığı, kambiyo vasfını yitirdiği görülmüştür.Yine mahkemece ticari defterler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, ibraz edilen 02/10/2017 tarihli raporda, davacı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalının incelemeye ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, dava dışı … A.ş nin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, dava konusu edilen çekin davacı … Aş arasındaki ticari ilişki kapsamında dava dışı … A.Ş ye verildiği, çekin veriliş kaydının davacının ticari defterlerinde alış kaydınında dava dışı … A.Ş nin ticari defterlerinde 20.01.2016 keşide tarihli olarak yer aldığı, davacı tarafından çek bedeli olan 55.820,15-TL nin … A.Ş ye 20.01.2016 tarihinde ödendiği, buna ilişkin …’ a ait ödeme makbuzunun davacının ticari defterlerinde yer aldığı, dava dışı … A.Ş’ ninde davacının 55.820,15 TL lik ödemesinin bulunduğu, dava dışı … A.Ş nin çekteki mevcut cirantalar ile ve davalı ile her hangi bir ticari ilişkisine ticari defterlerindeki kayıtlarında rastlanmadığı bildirilmiştir. Sonuç olarak, çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı ve 20.01.2016 gerçek keşide tarihi itibarıyla süresinde ibraz edilmemesi sebebiyle kambiyo vasfını yitirdiği, bu sebeple, davalının iyi niyetli hamil gibi kambiyo senedine özgü defilere dayanamayacağı, dava konusu çekten dolayı davacının sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlaması gerektiği, yukarıda açıklandığı üzere, çek bedelinin lehtara ödendiği, ayrıca davacı tarafça ikinci olarak icra dosyasına ihtirazi kayıtla ödeme yaptığı, lehtara yapılan ödeme sebebiyle davacının sebepsiz zenginlemediğini kanıtladığı ve artık davalı hamile karşı bu çekten dolayı sorumluluğunun kalmadığı, bu yöndeki İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen sebeplerle dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2017 tarih ve 2016/500 E., 2017/877 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.215,68 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.054,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.161,58 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davalı tarafından yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2021