Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/74 E. 2020/279 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/74 Esas
KARAR NO: 2020/279
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2017
NUMARASI: 2016/570 E. – 2017/538 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Finansal Kiralamadan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile davacı şirket … A.Ş. arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu çerçevesinde Beşiktaş … Noterliğinde … yevmiye nolu 04.09.2013 tarihli … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, davalı şirket sözleşme hükümlerine aykırı davrandığından, davalı kiracı şirkete; Beşiktaş. … Noterliğinden 05.01.2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek 60 günlük yasal süre içinde kira borcunun ödenmesi, aksi takdirde sözleşmenin fesih edileceği ve fesih süresi sonundan itibaren 3 gün içerisinde sözleşme konusu malları tesliminin ihtar edildiğini, usulüne uygun tebliğ ve ihtara rağmen borçların ödemediği ve yüklenen edimleri kanuni süresi içinde yerine getirmediğinden Finansal Kiralama Sözleşmelerinin münfesih olduğunu, 6361 Sayılı yasanın 23. maddesi, 31. ve 33. maddelerinde sözleşmenin feshi halinde kiracının malı iade ile yükümlü olduğunu, bu nedenle, ileride telafisi imkansız zararları önleyebilmek için mülkiyeti davacı şirkete ait finansal kiralama konusu malların ihtiyati tedbir kararıyla davacı şirkete teslimini ile mülkiyet haklarının kabulüyle, sözleşmenin feshinin tespiti ile malların taraflarına aynen iadesini talep etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı firmanın iflas erteleme başvurusunda bulunmuş olduğunu, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1210 esas sayılı dosyasında iflas erteleme tedbir kararı verilmiş olup tedbir kararının devam ettiğini belirterek, davacı talepleri doğrultusunda karar verilmesi halinde davalı şirketin faaliyetlerinin devamının sekteye uğrayacağını, diğer şirket alacaklılarının da zarara uğrayacağını, bu nedenle davanın reddine, iflas erteleme dosya sonucunun beklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi tarafından verilen kararda; davacı şirket ile davalı arasında aktedilen finansal kiralama sözleşmesine istinaden sözleşmeye konu olan malların davalıya teslim edildiği, sözleşme kapsamında düzenlenen finansal kiralama ödeme planının kesinleştiği ve kira bedellerinin vadesinde ödenmemesi nedeniyle Finansal Kiralama Kanununun 31/1.maddesi ve sözleşme şartı gereğince, yasal 60 günlük verilen süre içerisinde, kira bedellerinin ödenmesi, aksi halde sözleşmenin fesih edilmiş sayılacağına dair Beşiktaş … Noterliğinden 05/01/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname tebliğ edilerek, davalı kiracıya tebliğe edildiği buna rağmen verilen sürede ödeme yapılmadığından, davacı kiralayanın akti feshetme hakkının doğduğu kanaatine varılmış; MK’nun 6. ve HMK’ un 199 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca yasal delilleri dosyaya ibraz olunmuş, dava sabit olmakla davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalı Şirket’in iflas erteleme başvurusunda bulunmuş olduğunu, İstanbul Anadolu 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1210 esas sayılı dosyasında iflas erteleme tedbir kararı verilmiş olduğunu, tedbir kararının devam ettiğini, iflas erteleme dosya sonucunun beklenilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, ancak Mahkemenin Davacının davasının kabulüne karar verdiğini, Mahkemenin iflas erteleme dava dosyasını bekletici mesele yapması gerekirken doğrudan hüküm vermiş olmasının hatalı değerlendirme olduğunu, Mahkemenin tedbir kararlarını dikkate almadığını, tedbir kararının devam ettiğini, yargılamanın devam ettiğini, ticari defter ve kayıtların incelenmeden, deliller toplanmadan, bekletici mesele yapılmadan verilen kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, FKK’nun 23 ve 25.maddesi hükümlerine dayalı olarak, Finansal Kiralama Sözleşmesine konu emtianın, edimini yerine getirmeyen davalıdan istirdadı istemine ilişkin olup, İstinafa konu uyuşmazlık; davalının iflas erteleme başvurusu ve başvuruda alınan tedbir kararının bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı hususunda toplanmaktadır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Factoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 3/1- ç maddesinde; Finansal kiralama: Bir finansal kiralama sözleşmesine dayalı olmak koşuluyla, bu Kanun veya ilgili mevzuatı uyarınca yetkilendirilen kiralayan tarafından finansman sağlamaya yönelik olarak bir malın mülkiyetinin kira süresi sonunda kiracıya devredilmesi; kiracıya kira süresi sonunda malın rayiç bedelinden düşük bir bedelle satın alma hakkı tanınması; kiralama süresinin malın ekonomik ömrünün yüzde sekseninden daha büyük bir bölümünü kapsaması veya finansal kiralama sözleşmesine göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerlerinin toplamının malın rayiç bedelinin yüzde doksanından daha büyük bir değeri oluşturması hâllerinden herhangi birini sağlayan kiralama işlemini ifade edeceği, 23/1. maddesinde; finansal kiralama konusu malın mülkiyetinin kiralayan finansal kiralama şirketine ait olacağı, ancak, tarafların sözleşmede, sözleşme süresi sonunda kiracının, malın mülkiyetini satın alma hakkını haiz olacağını kararlaştırabilecekleri düzenlenmeleri bulunmaktadır. Finansal kiralama, davacı şirketin kullandığı makinelerin bir kısmını elde etme metodu olup, bunların taksitleri ticari borçlar gibi sayılmamalı ve faaliyet giderlerinden kabul edilmelidir. Bir başka anlatımla bunların ödenmemesi ya da tedbir kapsamında geciktirilmesi 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’na ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırıdır. Hukuki mülkiyeti başkasına ait üretim araçları ile üretim yaparak, bir yandan bu makinelerin yıpranmasına neden olunması, öte yandan gelir elde edilmesi ve fakat finansal kiralayana ödenmesi gereken taksitlerin ödenmemesi düşünülemez(Benzer nitelikte Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 19/12/2014 tarihli 2014/3128 – 8269 Esas-Karar sayılı ilamı)Feshedilen finansal kiralama sözleşmesine konu mallar, kiralama şirketlerine ait olup bu mallar iflas ve iflas erteleme talep edilen şirketin mülkiyetinde değildir. İflas Erteleme Mahkemesince verilen tedbir kararında yer alan kararların şahsın malvarlığını yani davalı şirketin mülkiyetindeki malvarlığını koruyan tedbirlerden olduğu, finansal kiralama konusu malların, iflas erteleme talep edilene ait mallar olmadığı, hatta aktiflerin de dahi gözükmeyeceği, ayrıca 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 23/1. maddesinde finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayan finansal kiralama şirketine ait olduğu da açıkça düzenlenmiş olup, iflas erteleme mahkemesinin mevzuat hükümlerini gözden kaçırarak tedbirin finansal kiralamaya konu malları da kapsadığına karar verdiği düşünülemez. İflas erteleme davasında verilen tedbir kararı borçlunun mal varlığının muhafazasını amaçlayan bir ara karar olup, finansal kiralama konusu malların mülkiyetinin davacı finansal kiralama şirketine ait olup, davalı şirketin malvarlığına dahil olmadığı, iflas erteleme mahkemesince bu mallara dair verilmiş bir tedbir kararı da bulunmadığından itirazın reddine karar verilmesinde, usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmayıp, toplanan delillere göre Finansal kiralama konusu malın, 3226 sayılı Yasanın 17. maddesi gereğince, kiralayan şirketin mülkiyetinde olduğu, anılan yasanın 13. maddesi hükmü gereğince, kiracının, sözleşme süresince finansal kiralama konusu malın zilyedi olduğu, malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorunda olduğu, 3226 sayılı Yasanın 21. maddesine göre sözleşme süresinin dolması, 22. maddesine göre sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 23.maddesi hükmüne göre de; sözleşmenin ihlali hallerinde aynı yasanın 24. ve 25. maddeleri gereğince kiracının Finansal Kiralama konusu mal yahut malları kiralayana derhal geri vermekle yükümlü olduğu, davalı kiracının finansal kiralama bedelini ödemediği gibi ödememesi gerektiğini, istenebilir olmadığını, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 6. ve 1086 Sayılı HUMK’ nun 288 (HMK’ nun 200.) ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle kanıtlayamadığı, finansal kiralama sözleşmesine konu borcun ihtarla tanınan süre içinde ödenmediği ve dava konusu malların aynen iadesi koşullarının oluştuğu, iflas erteleme davasının bu davaya etkisi bulunmadığı, davalı taraf iflas erteleme davasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise de, 2004 Sayılı İİK’nun 179/b maddesi gereğince beklenmesi gerekmediğinden davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından somut olay bakımından davalı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2017 tarih ve 2016/570 E., 2017/538 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 7.261,35 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.816,00 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 5.445,35 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4- Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlinin üzerinde bırakılmasına, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/11/2020