Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/735 E. 2021/1532 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/735 Esas
KARAR NO: 2021/1532
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2017
NUMARASI: 2016/1230 E. – 2017/821 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline davalı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün …1 e sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, keşidecisi … Anonim Şirketi, lehdarının davalı … malzemeleri … Ltd. Şti olan 50.000,00 TL bedelli çekin faturalı alacağına karşılık … Anonim Şirketi’ne ciro ve devredildiğini, … A.Ş.’nin aradaki sözleşme gereği, davacının yetkilisi oldğu … Ltd. Şti.nden takip dayanağı çeki alırken davacının da imzasını aval olarak aldığını, Davacının avalliğinin … Ltd. Şti yönünde olduğunu, çek karşılıksız çıktığında, … Anonim Şirketi’ne çek bedelinin ödenerek, geri alındığını, davacı kendinden önceki … A.Ş’ye çeki iade ederek parasını aldığını, Takip dayanağı çekin bu şekilde lehdar ve takip alacaklısı … Ltd. Şti. ‘ne kadar geldiğini onun tarafından da keşideci ve davacı aleyhine takibe konulduğunu, davacının çeki … A.Ş’den teslim aldığını, davacının … A.Ş.’ye kadar bir aval beyanının olmadığını, beyanla davacının davalıya borcunun bulunmadığının tespiti, haksız ve kötü niyetli olan davalının takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu çekin davacı aleyhine icraya konulmasında hukuken herhangi bir engel bulunmadığını, 6102 sayılı TTK’nın 818. Maddesinde poliçeye ait bazı hükümlerin çek hakkında da uygulanacağı hükümlere atıf yapılmakta ve avalin şekil ve hükümleri hakkında 701. 702. Maddelerin 818 maddenin g bendinde sayıldığını, çekin ön yüzünde kimin lehine verildiği açıkça belirtilmeyen aval aleyhine de çeki icraya koyduğunu, müvekkilinin hamili bulunduğu çek incelendiğinde kimin lehine aval verildiğinin açıkça belirtilmediğini, davacının imza itirazının bulunmadığını, beyanla davacının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davacı takip borçlusu hakkında davalı takip alacaklısı tarafından 50.000,00 TL bedelli 31/08/2016 keşide tarihli çeke dayalı olarak takip başlatıldığı, davacı tarafından takibe süresinde itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği, davacının takibe konu çekin ön yüzünü “avalimdir” beyanı ile imzaladığı, davacı takip borçlusunun çekteki bu imzasına herhangi bir itirazının bulunmadığı, her ne kadar davacının aval beyanını çekin … Faktoringe cirolanması sırasında verdiğini ve davalıya karşı sorumluluğunun bulunmadığını iddia etmiş ise de TTK’nın 701. Maddesindeki açık düzenleme karşısında avalin verildiği zamanın veya hangi ciro anında verildiğinin bir önemi olmayıp kimin lehine verildiği belli edilmeyen avalin keşideci lehine verilmiş olduğunun kabulünün gerektiği, avalin keşideci için verilmediğine veya cirantalardan herhangi biri lehine verildiğine ilişkin davalıya karşı ileri sürülebilecek dosyada herhangi bir yazılı delil bulunmadığı, … Faktoring ve … yapının müzekkere cevaplarına göre avalin çekin … Faktoringe ciro edilmesi esnasında verildiği anlaşılsa da çekde açıkça avalin … Faktoring lehine verildiği de belirtilmediğinden çek en sonunda lehtara yeniden dönmüş olup davacının davalıya karşı aval veren olarak sorumluluğunun bulunduğu, Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının teminatının davacı tarafından mahkeme veznesine depo edildiği ve bunun üzerine 06/12/2016 tarihinde tedbir kararından bir suretin icra müdürlüğüne UYAP kanalı ile gönderildiği, ihtiyati tedbir kararı sebebiyle davalı/alacaklı alacağına geç kavuştuğundan davalı yararına kabul edilen alacak üzerinden yüzde yirmi oranında tazminata hükmedilmesi gerektiği(İİK m. 72/4) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacının sahibi olduğu … Limited Şirketi lehine avallik verdiğini, dosyaya ibraz edilen faktoring sözleşmesi ile … Faktoring AŞ tarafından mahkemeye gönderilen 17/02/2017 tarihli yazıdan da bu durumun açıkça anlaşıldığını, … Ltd. Şti., … AŞ’den yaptığı iş karşılığı aldığı davaya konu çeki faktoring sözleşmesi gereği … Anonim Şirketi’ne devir ve ciro ettiğini, ciro esnasında davacının da imzasını … Ltd. Şti.nin avali olarak aldığını, davacının faktoring sözleşmesindeki hüküm uyarınca … Ltd. Şti’ nin borcuna karşılık aval olduğunu, … AŞ’nin mahkemeye gönderdiği 17/02/2017 tarihli yazıda … AŞ ile … Ltd. Şti. arasındaki 17/06/2015 tarihli faktoring sözleşmesine istinaden … Ltd. Şti.nin borcuna karşılık davacı …’in avalliğinin aldığını bildirdiğini, … AŞ nin dosyaya gönderdiği çek örneğinde de, çek davalı şirket elinde iken (davalı şirket çeki keşideciden aldığı sırada) davacının avalliğinin bulunmadığının ispat edildiğini, çek lehdarı davalı şirketin, yargılama boyunca davaya konu çeki keşideci … AŞ’den aldığı sırada davacı …’in avalliği olduğunu iddia ve ispat edemediğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 701 inci maddesinin 4 üncü fıkrasındaki kanuni karinenin aksi “avalliğin davalı şirketten sonra verildiği” ve “aval kaydını alanın avali kimin için aldığı beyanı” ile ispatı edildiğini, davacının aval kaydından sadece … AŞ hak iddia edebileceğini, davacı keşideci borcunu taahhüt etse dahi bunu talep hakkı sadece … AŞ ye ait olduğunu, davacının avalliği çek kendisine devir ve ciro edildikten sonraki alacaklı için verdiğini, davacının aval verdiği … Ltd. Şti ‘nin borcunu ödemekle aval sorumluluğundan kurtulduğunu, aksi halde davacının aynı borcu ikinci kere ödemek durumunda kalacağını, -Mahkemenin takip konusu alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatına karar vermesinin kanuna aykırı olduğunu, mahkemenin tedbir kararı üzerine takibin durmadığını, davacı parası olmadığından dosya borcunu yatıramadığından, bu sebebiyle takip durmadığını, alacaklının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takip dosyasından icra işlemlerine devam ettiğini ve davalı adına bir çok bankaya haciz ihbarnamesi gönderdiğini ve davacı adına kayıtlı taşınmazlara haciz koyduğunu, bu sebeple mahkemenin verdiği ihtiyati tedbir kararı ile takibin durduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, -Davalı şirketin kötü niyetli olup dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, davacının keşideci lehine aval verme iradesi olmadığını, davalının da bunu bildiğini, bu sebeple davacının davalı lehdar şirkete karşı sorumluluğu olmadığından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının yetkilisi olduğu … Şirketinin takibe konu çeki …’dan ciro yoluyla aldıktan sonra … Faktoringe devri esnasında verdiği avalin keşideci lehine veya … faktoring lehine verilip verilmediği, davacı hakkında TBK madde 30 hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasındadır. Takibe konu çek incelendiğinde keşidecisinin … A.Ş. olduğu çekin ön yüzünde “avalimdir” … ismi ve imzasının bulunduğu, çek lehtarının … Ltd. Şti. Olduğu çekdeki ilk cironun … Ltd. Şti’ne ait olduğu ve takip eden ciroların … A.Ş. Ve … Ltd. Şti ye ait olduğu ve bu üç cironun üzerinin çizilerek iptal edildiği, daha sonra bir beyaz ciro ve ondan sonra iptal edilmiş başka bir ciro daha bulunduğu, bu ciroları yine iptal edilen …, … Ltd. Şti, …, … Bankası cirolarının takip ettiği ve en sonunda 31/08/2016 tarihinde çekin ibraz edildiği ve 48.710,00 TL’lik kısmının karşılıksız bulunduğu tespit edilerek takas sistemi kapsamında ödeme yapılmadığının şerh edildiği anlaşılmıştır. Aval gerek üçüncü bir şahıs gerekse poliçeye imza koyan diğer bir şahıs tarafından verilebilir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 701/4 maddesine göre aval beyanında kimin için verildiği belirtilmemişse avalin keşideci hesabına verildiğinin kabulü gerekir. Somut olayda, davacı vekilinin, dava konusu çekteki avalin keşideci lehine verilmediği gerekçesiyle menfi tespit isteminde bulunduğu, itiraz eden borçlunun takibe konu çekte kimin için aval verdiğinin belirtilmediği, TTK’nun düzenlemeleri dikkate alındığında, davalı alacaklının hamil sıfatıyla kendisinden önce gelen keşideci, lehdar ve çek metnindeki avali dolayısıyla davacıyı takip etmesinde yasal bir engel bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik görülmemiş, davacının aval veren sıfatıyla senetten dolayı sorumlu bulunduğu anlaşılmakla bu sebeple davanın reddine dair verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ancak %20 tazminat yönünden yapılan incelemede ise; İİK’nın 72/4. maddesine göre, menfi tespit davalarında alacaklı lehine hüküm verildiğinde, ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağın geç alınmış olması gerektiği, dava konusu olayda mahkemece ihtiyati tedbir isteminin uygulanmadığı anlaşıldığından, bu yöndeki talebin ise reddine dair hüküm kurulması gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulduğu, sonuç olarak; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüne, davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin Kısmen KABULÜ ile, 2- İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/09/2017 tarih, 2016/1230 E., 2017/821 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacının davasının reddine, davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda; 3/a- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının REDDİNE, 3/b- Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin alınan 863,91 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 777,61 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 7.376,38 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 37,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 123,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/12/2021