Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/733 E. 2021/1602 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/733
KARAR NO: 2021/1602
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 25/01/2018
NUMARASI: 2017/434 E. – 2018/21 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüz. Kayna.)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, otomobil sektöründe yedek parça ve aksesuar, özellikle de araçların …lerinin üretimi, satımı, ticareti, pazarlanması alanında faaliyet göstermekte olduğunu, davalı şirketin de aynı sektörde faaliyet göstermekte olup, TPE nezdinde 14.04.2015 başvuru ve tescil tarihli, … başvuru ve tescil numaralı çoklu tasarım ile “…” tasarımları için endüstriyel tasarım tescil belgesi aldığını, davalı şirketin daha önceden kamuya arz olmuş, yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olmayan işbu tasarımları sanki kendi tasarımlarıymış gibi tescil ettirerek, üçüncü kişilerin Türkiye sınırları içerisinde kullanımını engelleyerek haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, huzurdaki davada hükümsüzlüğü istenen tasarımların tamamının başvuru ve tescil tarihinden önce çeşitli firmaların internet sitelerinde yayımlandığı, dolayısıyla kamuya sunulduğunu, dava konusu hükümsüzlüğü istenen tasarımların 25.06.2014 tarihli B seri numaralı invoice ile bizzat davalı şirket tarafından “…” adresinde faaliyet gösteren … adlı şirkete satıldığını, davalı adına tescilli tasarımların 554 sayılı KHK anlamında yeni olmadıkları gibi, ayırt edicilik özelliklerinin de bulunmadığını, davalı tarafın 14.04.2015 başvuru ve tescil tarihli, … başvuru ve tescil numaralı çoklu tasarımı haksız ve kötüniyetli bir şekilde tescil ettirdiğini, daha önce kamuya sunulmuş tasarımları, kötüniyetli bir şekilde hareket ederek kendi adına tescil ettirdiğini ve bu tescilleri aynı alanda faaliyet gösteren diğer firmalara karşı baskı aracı olarak kullanmaya başladığını, davalının, mevzuat ve uygulamanın zaafiyeti sayesinde aldığı endüstriyel tasarım belgelerinin verdiği koruma sayesinde piyasada tekel olabilmek amacıyla kamuya mal olmuş araç aksesuar tasarımlarını kendi adına tescil ettirmiş ve müvekkil şirket ile diğer şirketlere karşı haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduğunu beyan ederek, … Limited Şirketi adına TPE’de kayıtlı olan 14.04.2015 başvuru ve tescil tarihli, … başvuru ve tescil numaralı çoklu tasarımda bulunan tasarımların tamamının … (1,2,3,4,5,6,7) tescil belgelerinin iptal ve hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından müvekkil şirket aleyhine TPE’de müvekkil şirket adına kayıtlı olan 14.04.2015 başvuru ve tescil tarihli, … başvuru ve tescil numaralı çoklu tasarımda bulunan tasarımların tamamının … (1,2,3,4,5,6,7) tescil belgelerinin tasarımlarda yeni ve ayırt edicilik vasıflarının bulunmadığı gerekçesiyle iptal ve hükümsüzlüğü ile terkini talepli olarak huzurdaki davanın açıldığını, davacı şirketin davasının hukuki dayanaktan yoksun olup reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça dosyaya sunulan bir kısım evrak ve belgelerin, dava konusu tasarımların tescil tarihinden önce kamuya arz olunduğu yönündeki beyan ve iddialarının ispatı yönünden yetersiz ve elverişsiz olduğunu belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacının … sayılı çoklu tasarım belgesine konu “Araç Kabini” tasarımlarının, başvuru tarihinin 14/04/2015 tarihi olduğu , tasarım başvuru tarihinden önce 2013 yılında www…com alan adlı internet sitesinde ve 2015 yılı Mart ayında www…com.tr alan adlı internet sitesinde davalının tasarımlarının benzerlerinin tanıtıldığı ve kamuya sunulduğu, davalı tasarımlarındaki küçük farklılıkların bütüncül algıyı değiştirecek ve ayırtedicilik kazandıracak düzeyde olmadığı tasarım tescil başvuru tarihinden önce kamuya sunulduğu kanaatine varılarak, davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli … sayılı çoklu tasarım belgesi 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 numaralı tasarımlarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Hükme esas alınan 05.07.2017 tarihli bilirkişi raporunun kısmında, davalı taraf adına hükümsüzlüğü talep edilen … 1,2, 3, 4, 5, 6 ve 7 numaralı çoklu tasarım tescillerinin başvuru tarihi olan 14.04.2015 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayirt edicilik nitelik özelliklerine sahip olmadığı,” görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiş olup bilirkişi raporunun eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak düzenlendiği, çünkü bilirkişi raporunun incelenmesinde raporun sadece dosya ve görseller üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde hazırlandığı, 2- 6767 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 191/3. maddesi ile 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlükten kaldırılmıştır. 676Y sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 55. maddesinde: “(1) Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. (2) (Ürün, bilgisayar programları hariç olmak üzere, endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanı sıra birleşik bir ürün veya bu ürünü oluşturan parçaları, ambalaj gibi nesneleri, birden çok nesnenin bir arada algılanan sunumlarını, grafik sembolleri ve tipografik karakterleri ifade eder. (3) Birleşik ürün, sökülüp takılma yoluyla değiştirilebilen veya yenilenebilen parçalardan oluşan üründür. (4) (Tasarım; bu Kanun hükümleri uyarınca tescil edilmiş olması hâlinde tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması hâlinde ise tescilsiz tasarım olarak korunur.” hükmü yer almakta (5)Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” hükmünün yer aldığı, dolâyısıyla bir tasarımın ayırt edici olup olmadığının tespiti için birçok husus (ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi) bir arada değerlendirilmeli ve bu değerlendirmede de bilgilenmiş kullanıcının üzerinde yarattığı genel izlenime değer verilmesi gerektiği, 3-Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarıda arzedildiği gibi sadece web sitesi ve ürün görsellerine bakılmak suretiyle görüş ve kanaat oluşturulduğu, söz konusu ürünlerin diğer özelliklerinin çizgi, şekil, biçim renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi) dikkate alınmadığı belirtilerek bu ve resen göz önünde bulundurulacak diğer nedenlerle, istinaf talebinin kabulü ile, İstanbul Anadolu Fikri ve Sınat Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 25.01.2018 tarih, 2017/434 E. ve 2018/21 K. sayılı kararının düzeltilerek yeniden veya yeniden esas hakkındaki kararla kaldırılarak veya değiştirilerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı adına tescilli … numaralı “…” çoklu tasarımının tamamının yenilik ve ayırt edicilik özelliğinin bulunmadığı gerekçesiyle açılan hükümsüzlük davasıdır. Davacı taraf, davalı adına tescilli tasarımların 554 sayılı KHK anlamında yeni olmadıkları gibi, ayırt edicilik özelliklerinin de bulunmadığını, davalı tarafın 14.04.2015 başvuru ve tescil tarihli, … başvuru ve tescil numaralı çoklu tasarımı haksız ve kötüniyetli bir şekilde tescil ettirdiğini, daha önce kamuya sunulmuş tasarımları, kötüniyetli bir şekilde hareket ederek kendi adına tescil ettirdiğini ve bu tescilleri aynı alanda faaliyet gösteren diğer firmalara karşı baskı aracı olarak kullanmaya başladığını,bu nedenlerle, davalı adına TPE’de kayıtlı olan 14.04.2015 başvuru ve tescil tarihli, … başvuru ve tescil numaralı çoklu tasarımda bulunan tasarımların tamamının … (1,2,3,4,5,6,7) tescil belgelerinin iptal ve hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiş, davalı taraf, davacı tarafça dosyaya sunulan bir kısım evrak ve belgelerin, dava konusu tasarımların tescil tarihinden önce kamuya arz olunduğu yönündeki beyan ve iddialarının ispatı yönünden yetersiz ve elverişsiz olduğunu belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar, davalı vekilince istinaf edilmiştir. Uyuşmazlık, davalı adına tescilli 2015/02874 numaralı “…” çoklu tasarımının tamamının yenilik ve ayırt edicilik özelliğinin bulunup bulunmadığı ve bu nedenle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir.Mahkemece, bilişim uzmanı, tasarım uzmanı ve otomotiv sektöründe uzmandan oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, alınan 05.07.2017 tarihli heyet raporu, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde belirtilen itirazların aksine, dosya kapsamına ve denetime uygun bulunmuştur. Karar tarihinde yürürlükte olan ve somut olaya uygulanması gereken 554 sayılı KHK 6.maddesi “bir tasarımın aynısı başvuru veya rüçhan tarihinden önce Dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir.” şeklindedir. 556 Sayılı KHK 7. Maddesi ise; “bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile ikinci fıkrada belirtilen herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcı da yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık olması anlamındadır.” şeklindedir. Dolayısıyla tasarımın hükümsüzlüğü açısından daha önce kamuya sunulup sunulmadığı ve yenilik, ayırt edicilik niteliğinin olup olmadığı önem taşımaktadır.10/01/2017 tarihinde 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile 554 Sayılı KHK yürürlükten kalkmışsa da benzer düzenlemeler getirdiği; 6767 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 55. Madde de ” Tasarım ürünün tümü veya bir parçasının yada üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.” SMK 56/1maddede “Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması koşuluyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur” hükmü ile tasarımlarda yenilik ve ayırt edicilik unsurunun arandığı düzenlenmiştir. Dosya kapsamında toplanan delillere, denetime elverişli bilirkişi raporuna ve tarafların iddia ve savunmalarına göre davalı adına tescilli … 1,2,3,4,5,6 ve 7 numaralı çoklu araç “…” tasarımlarının başvuru tarihinin 14/04/2015 tarihi olduğu , tasarım başvuru tarihinden önce 2013 yılında “www…com” alan adlı internet sitesinde ve 2015 yılı Mart ayında “www…com.tr” alan adlı internet sitesinde davalının tasarımlarının benzerlerinin tanıtıldığı ve kamuya sunulduğu,bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, dava konusu tasarımlara benzer ve daha önce kamuya sunulmuş çok sayıda örneğin bulunduğu, davalı tasarımlarındaki küçük farklılıkların bütüncül algıyı değiştirecek düzeyde yenilik ve ayırtedicilik niteliğinin bulunmadığı, 554 Sayılı KHK’nin 43. maddesinde belirtilen hükümsüzlük koşullarının somut olayda oluştuğu, bu sebeplerle davanın kabulüne, tescilin hükümsüzlüğüne ilişkin mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, bu bağlamda ilk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen sebeplerle dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 25/01/2018 tarih ve 2017/434 E., 2018/21 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davalı taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 16/12/2021