Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/723 E. 2021/1601 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/723 Esas
KARAR NO: 2021/1601
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2018
NUMARASI: 2016/831 E. – 2018/43 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleş. Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili ve diğer iki borçlu hakkında toplam 1.478,71 TL tutarında takip başlatıldığını, takibe müvekkili tarafından itiraz edilmediğini ve takibin kesinleştiğini, takip dayanağı olan Beyoğlu … Noterliğinin 15/08/2005 tarih ve … yevmiye numarası ile tasdikli Finansal Kiralama Sözleşmesinin … Ltd. Şti. Ve davalı şirket arasında imzalandığını, müvekkili … ve …’nin bu sözleşmeye kefil olduğunu, sözleşme ile ilgili tüm borçların asıl kiracı tarafından tamamen ödendiğini, sözleşme devir süresi sonunda kiracının mülkiyeti devralmadığını, davalı tarafından Beşiktaş … Noterliğinin 24/10/2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkiline 1.124,77 TL borç bulunduğunun ihtar edildiğini, akabinde icra takibi başlatıldığını ve müvekkilinin mal varlığına haciz konulduğunu, müvekkilinin sadece kira bedellerinin ödenmesi hususunda kefil olduğunu beyanla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalıya asli ve feri hiçbir borçları olmadığının tespitine, davalının takip konusu asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, haksız haciz sebebi ile davalının müvekkiline haciz tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile … Ltd. Şti. Arasında akdedilen Finansal Kiralama Sözleşmesinin davacı … ve dava dışı … tarafından 29.000,00 TL bedelle müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, sözleşme maddeleri ile sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan kişilerin kiracının ödemeyi taahhüt ettiği her türlü masrafı ödemekle yükümlü olduğunun hüküm altına alındığını, ihtarname ve takipte yer alan borçların MTV ödemesi Noter masrafından kaynaklandığını beyanla davanın haksız davasının reddine, davaya esas miktarın %20’sinden az olmamak üzere müvekkili lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası dosyamız arasına celp edilmiş, tetkikinden davalı tarafından davacı ve dava dışı asıl borçlu ve kefil hakkında finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle takip başlattığı, davalının takibe itiraz etmediği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince; “Dava, finansal kiralama sözleşmesinde kefil sıfatı bulunan davacı hakkında haksız ihtiyati haciz uygulandığı iddiasına dayanan manevi tazminat istemiyle takip nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. Dosya finans uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek davalının finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı konusunda rapor tanzim ettirilmesi sağlanmış, 05/09/2017 tarihli bilirkişi raporundan dava dışı asıl borçlunun kira bedellerini ödemiş olduğu, ancak sözleşme süresi sonunda kiracı şirket tarafından satın alma hakkının kullanılmadığı, bu sebeple satın alma bedelinin ve ihtarname masrafının davacı ve asıl borçludan tahsili için takip başlatıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafından dava dışı asıl borçlunun finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borcu bulunmamasına rağmen finansal kiralama konusu malın satın alınmaması nedeniyle sözleşmeye aykırı şekilde borç oluşturularak davacı ve dava dışı asıl borçlu ile kefiller hakkında takip başlattığı, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığı anlaşılmakla menfi tespit isteminin kabulüne, dosya kapsamından davacı hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğine yönelik iddia bulunmadığı, davacı hakkında genel haczi yoluyla takip başlatıldığı, davacının takibe itiraz hakkı bulunmasına rağmen süresinde itiraz etmeyerek haksız haciz uygulanmasına neden olduğu anlaşılmakla manevi tazminat isteminin reddine, davalının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatı isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ” şeklinde karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-İİK 72/5. maddesinde davanın borçlu lehine hükme bağlanması halinde borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verileceği ve takdir edilecek zararın, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın “yüzde yirmisinden” aşağı olamayacağının düzenlendiği, mahkeme gerekçesinde asıl borçlunun finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borcu bulunmamasına rağ- men finansal kiralama konusu malın satın alınmaması nedeniyle sözleşmeye aykırı şekilde borç oluşturularak davacı ve dava dışı asıl borçlu ile kefiller hakkında takip başlattığı belirlenmiş ve davalıya borçlu olmadıklarının tespit edildiği, 2- Nitekim davalının sunduğu belgelerden borcun, aracın 2013 senesine ait MTV ve bunu tahsil etmek için yapılan işlemlere ait olduğu anlaşıldığı, oysa Beyoğlu … Noterliği’nin 15/08/2005 tarihli, … yev. no ile tasdik edilen ve yürürlüğe giren finansal kiralama sözleşmesinin 4 yıllık olup borcun tahakkuk ettirildiği 2013 senesinde çoktan sona ermiş olduğu,, satın alma opsiyonunun da kullanılmadığı, bu hususların tacir olan davalı kiralayan tarafından da çok iyi bilindiği, ayrıca davalının bizzat sunduğu cari işlemler bakiye raporunda da 30/03/2010 tarihi itibarı ile bakiyenin -0- olduğunun gözüktüğü, 3- Burada kiralama şirketince hataen yapılan bir işlemin söz konusu olmadığı, kiralama şirketinin, sözleşme sona ermesine, asıl borçlu satın alma opsiyonunu kullanmamasına rağmen ve üstelik kendi sundukları raporlarda dahi sözleşme hitamından sonra -2010 itibarı ile- kiralayanın borcu -0- gözükmesine rağmen; 2013’te sözleşmeye aykırı bir şekilde borç türetmesi ve tahsile çalışması bizatihi davalının kötü niyetli olduğunu ispat ettiği, bu sebeplerle kötü niyet tazminatı talebinin reddinin haksız olduğu, 4-Mahkemece takibin haksız olduğu belirlenmesine rağmen, dosya kapsamından davacı hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğine yönelik bir iddia bulunmadığı, davacının takibe itiraz hakkı bulunmasına rağmen süresinde itiraz etmeyerek haksız haciz uygulanmasına neden olduğu gerekçesi ile manevi tazminat talebinin reddedildiği, sözleşme sona ermesine rağmen sözleşmeye aykırı bir şekilde borç oluşturularak haksız takip başlatılması eyleminin müvekkiline karşı haksız fiil niteliğinde olduğu, 5-Müvekkilinin, borcun yıllar önce bittiği, bu sebeple kendisini ilgilendiren bir durum olmadığı zannı ile itiraz etmemiş olmasının-veya ihmali veya hukuk bilmemesinden veya hangi sebepten kaynaklanmış olursa olsun bir şekilde itiraz edememiş olmasının- bu takibin haksız olduğu gerçeğini değiştirmediği, zira zaten menfi tespit davası açma hakkının, takibe bir şekilde itiraz edememiş olan borçlulara tanınmış bir hak olduğu, 6-Ayrıca davalı tarafın 1.478,71 TL’lik haksız takibe dayalı olarak müvekkilinin -takip miktarını fahiş derecede aştığı açıkça belli bir şekilde- tüm malvarlığına-araçlarına, gayrimenkullerine haciz koydurduğu, fiili haciz de tatbik edildiği, bu şekilde haksız takibe dayalı haciz işleminin bizatihi haksız olduğu kadar; -haksız olduğu belirlenen- cüzî bir miktar için müvekkilinin tüm malvarlığı değerlerine haciz konmasının gereksiz bir zorlama ve haksızlık olup itibarını da zedeler nitelikte olduğu, bu hususların değerlendirilmeyerek manevi tazminat talebimizin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek bu ve resen göz önüne alınacak sebeplerle ilk derece Mahkemesi’nin kararının kötü niyet tazminatı ve manevi tazminat ile bunlara ilişkin harç, yargılama masrafı ve vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına bu yönlerden de davamızın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Yerel mahkemenin davaya konu icra takibi ile davacıdan talep edilen borcun finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanmadığına dair tespiti tamamen hatalı ve hukuka aykırı olduğu, T.C. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından talep edilen bedelin, davaya cevap dilekçesinde açıkça ortaya konulduğu üzere, taraflar arasında akdedilen ve davacının müteselsil kefil olarak imzaladığı finansal kiralama sözleşmesine konu aracın Motorlu Taşıt Vergi borcu ve yine sözleşmeye ilişkin noterlik masrafından oluştuğu, sözleşmeye aykırı olarak oluşturulmuş bir borcun söz onusu olmadığı, 2- Nitekim dosyada mübrez bilirkişi raporunda, dava dışı kiracı şirketin MTV borcu ve noterlik masrafı nedeniyle müvekkili şirkete takip tarihi itibariyle 1.328,31-TL borcunun bulunduğu ve finansal kiralama sözleşmesinin Kefalet Başlıklı 16. Maddesi uyarınca kiracının ödemekle yükümlü olduğu her türlü masraf için müşterek borçlu müteselsil kefilin sorumlu olacağının bilirkişi tarafından da tespit edildiği, 3- Kiracının devrini almaktan imtina ettiği finansal kiralama sözleşmesine konu araç için müvekkil tarafından ödenen MTV ve bu borcun kiracı ve kefillerine bildirilmesi adına yapılan noterlik masrafının, finansal kiralama sözleşmesinin 10. Maddesi uyarınca sözleşmeden kaynaklanan borçlar olup yerel mahkeme tarafından söz konusu borçların sözleşmeden kaynaklanmadığına dair tespitinin hukuka aykırı olduğu, finansal kiralama sözleşmesi uyarınca kiracı ve kefillerin ödemekle yükümlü olduğu yegane bedelin kira bedelleri olmadığı, finansal kiralama sözleşmesi ve kiralanan mal nedeniyle doğmuş ve doğacak her türlü resim, harç, vergi, ceza, tazminat, sigorta primi vb. bedellerden de kiracı ve kefillerin sorumlu oldukları, nitekim sözleşmenin 16. maddesi ile sözleşmeyi müşterek borçlu/müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan kişilerin, söz konusu borçlardan kiracı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduklarını açıkça kabul ve beyan ettiklerini belirterek, yukarıda açıklanan tüm bu sebeplerle, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi, müvekkilinin uğradığı zarar hasebiyle davaya esas miktarın %20’sinden az olmamak üzere müvekkili lehine tazminata hükmedilmesi ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, finansal kiralama sözleşmesinde kefil sıfatı bulunan davacı hakkında haksız ihtiyati haciz uygulandığı iddiasına dayanan, takip sebebiyle menfi tespit ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı tarafından Beşiktaş … Noterliğinin 24/10/2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkiline 1.124,77 TL borç bulunduğunun ihtar edildiğini, akabinde icra takibi başlatıldığını ve müvekkilinin mal varlığına haciz konulduğunu, müvekkilinin takip dayanağı olan Beyoğlu … Noterliğinin 15/08/2005 tarih ve … yevmiye numarası ile tasdikli Finansal Kiralama Sözleşmesinde, sadece kira bedellerinin ödenmesi hususunda kefil olduğunu beyanla, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalıya asli ve feri hiçbir borçları olmadığının tespitine, davalının takip konusu asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, haksız haciz sebebi ile davalının müvekkiline haciz tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesini talep etmiş, davalı vekili, müvekkili şirket ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında akdedilen Finansal Kiralama Sözleşmesinin, davacı … ve dava dışı … tarafından, 29.000,00 TL bedelle müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, sözleşme maddeleri ile sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan kişilerin kiracının ödemeyi taahhüt ettiği her türlü masrafı ödemekle yükümlü olduğunun hüküm altına alındığını, ihtarname ve takipte yer alan borçların MTV ödemesi ile, noter masrafından kaynaklandığını beyanla, davanın haksız davasının reddine, davaya esas miktarın %20’sinden az olmamak üzere müvekkili lehine tazminata hükmedilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, her iki taraf vekili yukarıdaki gerekçelerle kararı istinaf etmiştir. Davalı şirket ile dava dışı … Ltd. Şti. Arasında Beyoğlu … Noterliğinin 15/08/2005 tarih ve … yevmiye numarası ile tasdikli Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığı, davacı … ve dava dışı …’nin bu sözleşmeye kefil olduğu, sözleşmenin 4 yıl süreli olduğu, dava dışı şirketin sözleşme bitiminde satın alma opsiyonun kullanmadığı, sözleşmenin Kefalet Başlıklı 16. Maddesi uyarınca kiracının ödemekle yükümlü olduğu her türlü masraf için müşterek borçlu müteselsil kefillerinde sorumluluğunun bulunduğu, davalı tarafça davacı ve dava dışı diğer kefil ile şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında toplam 1.478,71 TL alacak nedeniyle icra takibi başlatığı, uyuşmazlığın, davacının bu takipteki alacaktan dolayı borçlu olup olmadığı, takibin kötü niyetle yapılıp yapılmadığı ve bu nedenle manevi tazminat talep hakkının bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı görülmektedir.Mahkemece 05/09/2017 tarihli bilirkişi raporu alınmış rapor dosya kapsamına ve denetime uygun bulunmuştur. Dosya kapsamına göre, davacının kefil olarak imzasının bulunduğu ve yukarıda açıklanan takibe dayanak Beyoğlu … Noterliği’nin 15/08/2005 tarihli, … yev. no ile tasdik edilen Finansal Kiralama Sözleşmesinin 4 yıl süreli olduğu, icra takibindeki borcun 2013 yılına ait sözleşme konusu aracın MTV borcu olduğu, her ne kadar sözleşemeye göre kefiller sözleşme kapsamındaki vergi dahil tüm borçlardan da sorumlulukları mevcutsa da, kefilin sorumluluğunun sözleşme süresiyle sınırlı olduğu, bu durumda sözleşme konusu aracın 2013 senesine ait MTV borcundan dolayı davacı kefilin sorumluluğundan bahsedilemeyeceği açıktır. Davalı taraf tacir olup, sözleşmenin 4 yıl süreli olduğunu, borcun sözleşmenin sona ermesinden sonraki bir tarihe ait olduğunu bilmemesinin mümkün olmadığı, sözleşmenin aynı süreyle uzadığı ve borcun sözleşme kapsamında kaldığı, davacınında sorumluluğunun devam ettiğini kanıtlayamadığı, bu durumda, dava konusu icra takibinin haksız olduğu ve davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığının kabulü gerektiği, icra takibi kapsamında davacının menkul ve gayrimenkullerine hacizde koydurduğu anlaşılmaktadır. İİK 72/5. maddesinde davanın borçlu lehine hükme bağlanması halinde borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verileceği ve takdir edilecek zararın, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın “yüzde yirmisinden” aşağı olamayacağı düzenlemesi mevcut olup, bu madde kapsamında davacının yukarıda açıklanan sebeplerle, kötü niyet tazminatı talebinde haklı olduğu halde, yerel mahkemece delillerin takdirinde hataya düşülerek talebin reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacının bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Davacı vekili, ayrıca haksız icra takibi ve hacizden dolayı manevi tazminat talebinde de bulunmuştur. Her ne kadar davacı taraf icra takibine itiraz etmeyerek takip kesinleşmişse de, borçlunun menfi tespit davası açabileceği ve açacağı bu davada borçlu olmadığını tespit ettirebileceği, baştan haksız olduğu saptanacak bir icra takibine sair sebeplerle itiraz etmemesi veya edememesi halinin yasada öngörülerek İİK 72. maddesinin ihdasıyla borçluya başka imkanlar tanındığı, bu sebeple haksız icra takibi sebebiyle şartların oluşması halinde borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi durumunda davacının manevi tazminata hak kazanacağı, Yargıtay uygulamasınında bu yönde olduğu gözetilerek davacı lehine bir miktar manevi tazminat hükmedilmesi gerekirken bu talebin reddi doğru olmadığı ve davacının bu yöndeki istinaf başvurusunun yerinde olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Sonuç olarak, yukarıda açıklandığı üzere, davalının 15/08/2005 tarihli, Finansal Kiralama Sözleşmesine dayanarak başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasındaki takipte haksız olduğu, davacının bu dosyadaki borçtan sorumluluğunun bulunmadığı, haksız takip nedeniyle şartları oluştuğundan İİK 72/5 maddesi gereğince takip miktarının %20 oranında kötü niyet tazminatına, ve TBK 58 maddesi gereğince davacının kişilik haklarının zedelendiğinin kabulüyle manevi tazminatına hak kazandığı, bu sebeplerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince reddine, davacı vekilinin ise istinaf başvurusunun kabulüyle 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, fakat yapılan hata yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, re’sen hükmün diğer kısımları aynı kalacak şekilde, 2004 Sayılı İİK’nın 72/5. maddesi gereğince asıl alacağın %20′ oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava değeri, tarafların ekonomik durumu olayın gerçekleşme biçimi dikkate alınarak takdiren 2.000,00 TL manevi tazminatın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 3- İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/01/2018 tarih, 2016/831 E., 2018/43 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasındaki takipte haksız olduğu, davacının bu dosyadaki borçtan sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine, 4- 2004 Sayılı İİK’nin 72/5. maddesi gereğince asıl alacak olan 1.478,71 TL’nin %20 oranında kötü niyet tazminatının, davalı …’den tahsiliyle davacıya verilmesine, 5- Dava değeri, tarafların ekonomik durumu olayın gerçekleşme biçimi dikkate alınarak takdiren 2.000,00 TL manevi tazminatın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6- Fazlaya ilişkin talebin reddine 7- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 7/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 237,58 TL karar harcından peşin alınan 196,02 TL’nin mahsubu ile bakiye 41,56 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 7/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 196,02 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 102,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 931,52 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 282,25 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 7/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan, 14,00 TL posta giderinin, davanın kabul ret oranına göre 9,75 TL’sinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına, 7/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(2). maddesine göre, (Menfi tespit davası yönünden) 1.478,71 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(2). maddesine göre, (Manevi tazminat davası yönünden) 2.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7/f- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/(2). ve 13/(2). maddelerine göre, (reddedilen Manevi tazminat davası yönünden) 2.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 8- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 8/a- İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 8/b- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 237,58 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 201,68 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 8/c- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 73,85 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 171,95 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 8/d- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8/e- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 9- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/12/2021