Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/721 E. 2021/276 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/721
KARAR NO: 2021/276
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28/12/2016
NUMARASI: 2012/301 E. 2016/910 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkili ile davalı arasında medya planlaması ve satın alınması hizmeti sözleşmesi imzalandığını, müvekkili tarafından davalıya faturalar sebebiyle 23/11/2012 vade tarihli 605.000,00 TL, 29/11/2012 vade tarihli 175.000,00 TL ve 11/12/2012 vade tarihli 800.000 TL bedelli 3 çekin verildiğini, faturalandırıldığı beyan edilen 01/03/2012, 02/03/2012 ve 09/03/2012 tarihli fatura konusu mal ve hizmetlerin müvekkilince alınmadığının tespit edildiğini ve çeklerin iadesinin istendiği halde iade edilmediğinden, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 01/03/2011 tarihinde medya satın alma ajansı sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 3. Maddesinde 01/03/2011 ve 01/03/2013 tarihleri arası gerçekleştirilecek hizmet bedelinin düzenlendiğini, üniversite tarafından 3 farklı keşide tarihli çekin kurulduğunu, müvekkili tarafından fatura konusu hizmetin verildiğini, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın, davacının davaya konu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşme bağlamında, davacıya hizmetin verildiği, taraf iddialarının yerindeliği ve davaya konu çeklerin bedelsizliği bakımından bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, 02/05/2014 tarihli raporda bilirkişi kurulunun; davacı defterlerinin usulsüz tutulduğunun, davalı defterlerinin usulüne uygun olduğunun, davacı kayıtlarında 21/05/2012 tarihi itibariyle davalı yana verilen çek bedellerinin davalı faturalarındaki tutarları aşması nedeniyle 676.714,87 TL borç oluşturularak devredildiğinin, 2013 tarihinde … Bankası’na verilen çekler ve 08/05/2013 tarihli protokol gereği bankaya ödenen bedelin borç kaydedilmesiyle davalı şirket borcunun 2.426.714,87 TL olarak yer aldığının, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarına göre davacıdan 127.084,02 TL alacaklı olduğunun, sektör bilirkişisinin değerlendirme yapmaması nedeniyle fatura konusu hizmetlerin verilip verilmediğinin değerlendirilemediğinin saptadığını, sektör bilirkişisinin katılımı ile alınan 21/01/2015 tarihli ek raporda; davalının 01/03/2012, 02/03/2012 ve 09/03/2012 tarihli faturalardaki hizmetlerin verilip verilmediğine ilişkin davalının sunduğu ordinoların incelendiğini, davalı şirketin taahhüt ettiği medya planlaması ve davacının reklamı ve tanıtımı edimini dosyaya sunulan ordinolar ile kesilen fatura ve çek tarihleri uyuşmadığından ispatlayamadığının belirtildiğini, davalı yanın itirazları ve dosyaya daha önce sunulan CD ve diğer belgelerle birlikte yaptırılan inceleme sonunda verilen 17/09/2015 tarihli ek raporda; sunulan CD ve diğer dökümanların incelenmesinde davalının 01/03/2008 tarihinden 01/03/2013 tarihine kadar çeşitli gazetelerde, dergilerde ve televizyonlarda, fuar ve tanıtım organizasyonlarında pazarlama iletişimi, reklam danışmanlığı, medya stratejisi oluşturma ve medya satın alma konularında davacıya karşı sorumlu olduğu ve kesintisiz iş ilişkisi yaşandığını, davalının sunduğu 119 adet ordino karşılığı ilan hizmeti tespit olunduğunu, 356 adet basın ilanının yapıldığını, sözleşmelerde yazılı hükümlere göre hareket edildiğinin belirlendiğini, davacı yanın itirazlarının değerlendirilmesi ve özellikle CD’de verilen hizmetler ile fatura tarihlerinin tartışılması bakımından alınan 17/10/2016 tarihli ek rapordan; taraflar arasındaki sözleşmede verilen hizmetlere ilişkin faturaların hangi sürede düzenlenmesi gerektiği hususunda hükme yer verilmediği, davacı yanın ihtilaf konusu faturaları da içeren 1.580.000,00 TL tutarındaki çekleri davalı tarafa vermiş olmasının, söz konusu fatura dayanağı hizmetlerin onaylanması olarak kabul edilebileceğinin, faturaların dayanağı gazete ordinolarının veya reklam yayın formlarının tarihlerinin 28/06/2008 tarihlerini taşıdığının, mükerrer tahsilat teşebbüsünün söz konusu olmadığının beyan edilmesi üzerine, İddia, savunma, dosya içeriği deliler, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında 01/03/2011 tarihli sözleşme düzenlendiği, bu kapsamda davalı tarafından davacıya pazarlama iletişimi, reklam danışmanlığı, medya stratejisi oluşturma ve medya satın alma konularında hizmet verildiği, davacı tarafından bu hizmete ilişkin düzenlenen çeklerin bedelsiz kalmadığı, verilen hizmete karşılık olduğu anlaşılmakla davanın reddine, davacının kötü niyeti kanıtlanmadığından, kötü niyet tazminatı istemin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Davalı tarafın hizmet vermeden fatura kestiğini ve bedelini dava konusu çeklerle tahsil ettiğini, hizmetin verilmediğinin tespit edilmesi üzerine faturalara itiraz edilerek iade edildiğini, faturaları iade alan davalının çekleri iade etmediğini, bilirkişi raporları arasında aykırılıklar olup, mahkemece davacı tarafın lehine olan raporun dikkate alınmadığını, karara esas alınan delillerin yasal süresinde ibraz edilmemesine ve muvafakatleri bulunmamasına rağmen hükme esas alındığını, hizmetin verildiğinin davalı tarafça kanıtlanması gerekip kanıtlanmadığını, sözleşme 01/03/2011 olmasına rağmen 2008 tarihine ilişkin hizmete ait olduğunun iddia edilerek, bu tarih esas alınmak suretiyle hazırlanan rapora göre karar verildiğini, davacı üniversitenin harçtan muaf olmasına rağmen harç yükletilmesi sebebiyle kararın kaldırılması 01/03/2011 tarihli sözleşmeden dolayı hizmet verilmediğinin ve çeklerin bedelsiz kaldığının, borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasındaki ihtilaf davaya konu 23/11/2012 vade tarihli 605.000 TL, 29/11/2012 vade tarihli 175.000 TL ve 11/12/2012 vade tarihli 800.000 TL bedelli 3 adet çekin 01/03/2011 tarihli hizmet sözleşmesi için verilip verilmediği ve davalı şirketin davacı tarafa bu çekler karşılığında hizmet verip vermediği konusundadır. Alınan 21/01/2015 tarihli ek raporda; davalının 01/03/2012, 02/03/2012 ve 09/03/2012 tarihli faturalardaki hizmetlerin verilip verilmediğine ilişkin davalının sunduğu ordinoların incelendiği, davalı şirketin taahhüt ettiği medya planlaması ve davacının reklamı ve tanıtımı edimini dosyaya sunulan ordinolar ile kesilen fatura ve çek tarihleri uyuşmadığından ispatlayamadığının belirtildiği, 17/09/2015 tarihli ek raporda; sunulan CD ve diğer dökümanların incelenmesinde, davalının 01/03/2008 tarihinden 01/03/2013 tarihine kadar çeşitli gazetelerde, dergilerde ve televizyonlarda, fuar ve tanıtım organizasyonlarında pazarlama iletişimi, reklam danışmanlığı, medya stratejisi oluşturma ve medya satın alma konularında davacıya karşı sorumlu olduğu ve kesintisiz iş ilişkisi yaşandığı, davalının sunduğu 119 adet ordino karşılığı ilan hizmeti tespit olunduğu, 356 adet basın ilanının yapıldığı, sözleşmelerde yazılı hükümlere göre hareket edildiğinin anlaşıldığı tespit edilmiştir. Davacı yanın itirazlarının değerlendirilmesi ve özellikle CD’de verilen hizmetler ile fatura tarihlerinin tartışılması için alınan 17/10/2016 tarihli ek rapordan; taraflar arasındaki sözleşmede, verilen hizmetlere ilişkin faturaların hangi sürede düzenlenmesi gerektiği hususunda hükme yer verilmediği, davacı yanın ihtilaf konusu faturaları da içeren 1.580.000,00 TL tutarındaki çekleri davalı tarafa vermiş olmasının, söz konusu fatura dayanağı hizmetlerin onaylanması olarak kabul edilebileceği, faturaların dayanağı gazete ordinolarının veya reklam yayın formlarının 28/06/2008 tarihlerini taşıdığı, mükerrer tahsilat teşebbüsünün söz konusu olmadığının beyan edildiği anlaşılmıştır. 19/01/2015 tarihli sektör (reklam uzmanı) bilirkişinin; yerleşmiş uygulama uyarınca, gazetelerin ilanları yayınlamadan önce çekleri alıp kendilerini garantiye aldıklarını, medya ajanslarının da bu şekilde kendilerini garanti altına almış olduğunu, gazetelerin yayınladıkları değil yayınlayacakları ilanlar için ücret talep ettiklerini, ordinolarda; davacı tarafça verilen çeklerin “ilanı yayınlayacak olan gazeteye 90 gün sonra ödeme yapılacağına” ilişkin not düşülmesi karşısında çeklerin 01/03/2011 tarihli hizmet sözleşmesi için verildiğini göstereceğini belirten gerekçeli ve sektörün işleyişine uygun tespitlere rağmen, bu uygulamanın aksini gösteren, hayatın olağan akışına uygun gerekçeler sunulmadan, dava konusu çeklerin davacı tarafça 2008 yılından 2013 yılına kadar vermiş olduğu hizmet karşılığı olduğunu belirleyen rapor ile arasında oluşan açık aykırılık mahkemece giderilmeden karar verildiği gibi, davacı yararına olan 19/01/2015 tarihli raporun nazara alınmama gerekçesi izah edilmediğinden, ihtilaf 1/03/2011 tarihli hizmet sözleşmesine ilişkin olmasına rağmen 2008 yılından 2013 yılına kadar olan dönemin nazara alındığı anlaşıldığından, davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebebinin yerinde olduğu tespit edilmiştir. 6100 Sayılı HMK’daki yazılı yargılama usulüne göre davalı taraf, cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile tüm delillerini bildirmek, elinde olanları sunmak, başka yerden getirtilecek delillerin temin edileceği yeri bildirip, giderlerini yatırmak zorundadır. Yargılamanın yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan HMK 141. maddesi uyarınca, taraflarca bildirilmiş ancak henüz dosyaya ibraz edilmemiş delillerin ibrazı için mahkemece bir defaya mahsus 2 hafta kesin süre verilebilir. HMK 25/1 ve 2. maddesi uyarınca kanunda öngörülen istisnalar dışında hakim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz, kendiliğinden delil toplayamaz. Davalı tarafça, cevap ve delil dilekçesinde CD’ye dayanılmadığı,17/12/2013 ve 20/11/2014 tarihli oturumlarda defter ve kayıtlarını sunmaları için taraflara ihtaratlı kesin süre verildiği, davalı tarafça kesin süreye rağmen ilk ve ikinci bilirkişi incelemesinin yapıldığı 12/01/2015 tarihine kadar CD, DVD ve medya mecra yayınlarının sunulmadığı, 19/01/2015 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Davacı tarafça CD’nin süreden sonra sunulmasına itiraz edilmesine rağmen, daha sonraki raporlarda CD’nin dikkate alındığı ve mahkemece bu raporların karara esas alındığı tespit edildiğinden, mahkemece HMK’nun 25. maddesindeki düzenlemeye aykırı hareket edildiği tespit edildiğniden, davacı tarafın istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.Davacı Üniversite, 4324 sayılı kanunun ek 48. maddesi gereğince kurulduğundan, 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun 56/(b) ve 7. maddesi gereğince 492 Sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince harçtan muaf olmasına rağmen, mahkemece harç yükletilmesinin de yasaya aykırı olması sebebiyle kararın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına ve mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2016 tarih ve 2012/301 E. 2016/910 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı harçtan muaf olduğundan, istinaf incelemesi için harç alınmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığına 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/03/2021