Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/708 E. 2021/1583 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/708
KARAR NO: 2021/1583
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2017
NUMARASI: 2016/1031 E. – 2017/681 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; Davacı müvekkillerinin arasında ticari ilişki bulunduğunu, 4.425,00 TL bedelli muhatabı … Bankası Çorlu Şubesi vadesi 10/10/2016 çek numarası …, keşidecisi … Ltd Şti lehdarı … olan, davaya konu çekin, hamil … tarafından …’e gönderilmek üzere Çorlu … Kargo Türkgücü Şubesine verildiğini, verilen çekin … kargo yetkilisinin arabasından 21/06/2016 tarihinde çalındığını, kargo yetkilisinin Beylikdüzü Polis Merkezi Amirliğine 2016/1257 başvurması sonucu tutanak tutulduğunu, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/7056 sayılı soruşturmasının açıldığını, çeklerin bulunamadığını, Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/478 Esas sayılı dosyasında açılan çek iptali davasında ödeme yasağı kararı verildiğini, çekin davalı … tarafından tahsilat amacı ile bankaya ibraz edildiğini, bankanın çek hakkında ödeme yasağı bulunması sebebi ile herhangi bir ödeme yapmadığını, davalı … tarafından çek hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe binaen keşideci davacı … şirketine haciz işlemleri yapılmak sureti ile işlem yapıldığını, çekin keşidecisi ve lehtarı arasında herhangi bir alacak durumu kalmadığını, tüm hesapların ödeme yoluyla kapatıldığını, davacı … şirketi ile davalı …Ltd Şti arasında hiçbir ticari ilişki ve bağlantı bulunmadığını, ticari defter kayıtları ve ticari işletme kayıtları incelendiğinde bu hususun ortaya çıkacağını, … tarafından çalıntı çeke karşı sahte olarak yapılan ciro işleminin tamamı ile hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın kabulü ile kötüniyetli ve haksız olarak çalıntı çeki işleme koyan her iki davalıya karşı borçlu olmadıklarının tespitine, icra takibinin durdurulmasına ve iptaline, dava konusu çekin iadesine ve iptaline, işlemin kötüniyetle yapılmış olması sebebi ile %40’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davaya konu çekte son hamil durumunda olduğunu, müvekkilinin dava konusu çeki … Tic. Ltd. Şti ile arasındaki ticari ilişkisine dayalı olarak iktisap ettiğini, takip dayanağı çekte müvekkilinin bir önceki ciranta olan diğer davalı …’tan ciro yolu ile alacağını temlik aldığını, bu sebeple, pasif husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının takip alacaklısına karşı yöneltilmesi gerektiğini, takip alacaklısı olmayan davalı …’a husumet düşmediği gerekçeleriyle bu davalı açısından davanın reddi gerektiğini, keşideci olan davacı imzasını inkar etmediği sürece lehdar veya ciranta imzasının sahteliği iddiasıyla hamile karşı dava açma hakkı bulunmadığını, keşideci-lehdar-ciranta arasındaki şahsi def’ilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceğini beyan ederek, iyiniyetli hamil olan müvekkiline karşı açılan davanın reddine, aynı zamanda davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti.’nin davaya cevap vermeyerek HMK’nun 128.maddesi kapsamında, davacı tarafından ileri sürülen vakıaları inkâr ettiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince; “Davacı tarafça, davaya konu çekin kargoya teslim edildiği ispat olunamadığından diğer iddialar araştırılmaksızın davanın reddine,” karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin dava dışı …’e kargo yoluyla göndermek üzere Çorlu … Kargo Türkgücü şubesine verildiğini, ancak çekin kargoda çalındığını, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/27117 soruşturma sayılı dosyasında soruşturma yürütüldüğünü, çekin ibraz günü olan 10/10/2016 tarihi geldiğinde işbu çalıntı çekin kötüniyetli davalı … tarafından tahsilat amacı ile bankaya verildiğini, bankanın çek hakkında ödeme yasağı bulunması sebebi ile herhangi bir ödeme yapmadığını ve davalı … tarafından çek hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, söz konusu takibe binaen keşideci davacı … şirketine, kötüniyetli alacaklı ve davalı tarafından haciz işlemleri yapıldığını, Çekin müvekkilinin rızası dışından elinden çıktığına yönelik tüm işlemlerin, davalının icra takibi başlatmasından çok önce gerçekleştirildiğini, müvekkilinin icra takibini uzatmak, sürüncemede bırakmak maksadında olduğundan bahsedilemeyeceğini, aksine …’ın kötü niyetli olarak söz konusu icra takibini başlattığını, Çekin davacı … şirketi’nden … İnşaata geçtiğinin görüldüğünü, ancak müvekkilinin bu şirket ile hiçbir ticari ilişkisi ve bağlantısı bulunmadığını, aynı durumun … için de geçerli olduğunu, … Ltd.Şti. nin takip dosyasında borçlu olarak gösterilmediğini, çekin tacir çeki olması nedeniyle ticari ilişki kapsamında geçmesi gerektiğini, Çekin, keşidecinin elinden rızası hilafına çıktığı iddiasının, tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilecek iken yerel mahkemece dosyaya sunulan kargo makbuz belgeleri, şikayetçi ifade tutanakları, olay yeri tutanaklarının yeterli görülmeyerek diğer hususlarda araştırma yapılmasına gerek görülmemesinin hukuk ve hakkaniyetle bağdaşır yanı bulunmadığını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, … Bankası Çorlu Şubesine ait … numaralı, 10.10.2016 tarihli, 4.425,00 TL bedelli davaya konu çekin kargoda çalındığı iddiasıyla, çeki elinde bulunduran hamil … ile, hamilden önceki ciranta … Ltd. Şti.’ne borçlu olunmadığının tespiti ile çekin iadesine yönelik davadır. Dava konusu çekte, davacılardan … Ltd. Şti.’nin keşideci, diğer davacının lehdar olduğu, çekin lehdar … Ltd. Şti. Tarafından dava dışı …’e gönderilmek üzere Çorlu … Kargo Türkgücü Şubesine verildikten sonra kargodayken çalındığının iddia edildiği, çekin davalı … tarafından icra takibine konu edildiği, davalının savunmasında; dava konusu çeki davalı … Ltd. Şti. ile arasındaki ticari ilişkisine dayalı olarak bu davalıdan iktisap ettiğini ileri sürdüğü, Mahkemece, çekin kargodan çalındığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın davacılar vekilince istinaf edildiği görülmektedir. Dava konusu çek incelendiğinde, çekin arkasında sırasıyla davacı … Ltd. Şti, davalı … Ltd. Şti. ve davalı … cirolarının bulunduğu, sonraki iki cironun üzerinin karalandığı, bu haliyle şeklen ciro silsilesinde bir kopukluk bulunmadığı görülmüştür. Kambiyo senetleri sebepten soyut olup, çeki elinde bulunduran hamilin ayrıca çeki ticari ilişki kapsamında elinde bulundurduğunu ispat etmesi aranmayacaktır. Aksine, çekin kargodan çalındığını ve hamilin TTK’nun 790.ve 792. maddeleri kapsamında çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olduğunu ispat yükü davacı üzerindedir. Davacı bu kapsamda soruşturma dosyasına ve kargo makbuzuna dayanmıştır. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/7056 soruşturma sayılı dosyasında verilen yetkisizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/27117 soruşturma sayılı dosyasında; aralarında kargo görevlisinin de yer aldığı üç şüpheli hakkında hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarından takipsizlik kararı verildiği, incelenen kargo makbuzunda ise, gönderilen eşyanın kıymetli evrak olduğuna dair bir ibarenin bulunmadığı, dolayısıyla davacıların, dava konusu çekin çalındığını ve davalıların da çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olduklarını ispat edemediği, Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2017 tarih ve 2016/1031 E., 2017/681 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacılardan müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davacılar tarafından yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/12/2021