Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/685 E. 2021/1526 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/685 Esas
KARAR NO: 2021/1526
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/01/2018
NUMARASI: 2016/591 E. – 2018/17 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili tarafından sunulan 15/06/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri hakkında çeke dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, çeklerdeki müvekkillerine binaen atılmış imzaların müvekkillerine ait olmadığını, davalı ile yasal ilişkileri olmadığını belirterek icra ve satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasını müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitini, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile aralarında davaya konu icra dosyası ile ilgili anlaşmaya varılarak protokol imzalandığını, davacının protokolde yazılı edimleri yerine getirmediğini, bu sebeple icra dosyasının devam ettirildiğini belirterek davanın reddini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davacı taraf imza inkarında bulunduğu için grafolog bilirkişi eliyle imza incelemesi yapıldığı, buna göre; dava ve takip konusu 15.000 TL ve 30. 000 TL bedelli çeklerin arka yüzlerindeki ” ….” içerikli kaşe izleri üzerilerinde bulunan ciro imzalarının mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı …’ün eli ürünü olmadıkları tespit edilmiştir. Bu açıklamalar ışığında Davacı …’ün Bakırköy … İcra Müdürlüğüne … esas sayılı takip dosyası ve takibe konu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine dair karar vermek gerekmiştir. Davacı taraf her ne kadar kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de hamil olan davalının cirantanın imzasının davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olmadığından ve dosya kapsamı itibariyle kötüniyeti ortaya konamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davaya konu çekte davalı …’in söz konusu çekin müvekkilinden sonraki ilk hamili olduğundan, imzanın müvekkiline ait olmadığını bilmemesinin mümkün olmadığını, davalının çeki devraldığı kişinin kimlik bilgilerini bilmesi ve imzasını kontrol etmesinin mümkün olduğunu, davalının cironun müvekkiline ait olmadığını bile bile çeki icra takibine konu ettiğini, iş bu sebeplerle kötüniyet tazminatı koşulları oluşmuş olduğunu, davalının %20 den az olmayacak şekilde kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesi yönünde kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, kambiyo senetlerinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir. 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi, menfi tespit davası açan borçlunun tazminat isteme hakkı vardır. Anılan maddenin 5. fıkrası aynen; “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir. Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır. Başka bir ifadeyle; …nun 72/5. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir hükmünde, takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmektedir. Somut olayda, davacının senette lehtar, davalının ise lehtardan sonraki ciranta olarak göründüğü arada ciranta bulunmadığı görüldüğünden davalının bonolardaki imzaların davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu anlaşılmıştır. Davalının imzaların davacıya ait olmadığını bilerek davacı hakkında icra takibine geçmiş olması sebebiyle icra takibinde haksız ve kötüniyetlidir. Yargıtay 11. HD. 2020/2450 E., 2020/4040 K. Sayılı kararı da aynı doğrultudadır. Davalının kötü niyeti ispat edildiğinden %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesi gerekirken aksi gerekçeyle karar verilmesi yerinde olmadığından istinaf istemlerini kabulü ile davanın kabulüne tamamı yönünden karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olması sebebiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre kaldırılmasına ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kabulüne, davalının kötü niyetli olarak icra takibi yapmış olduğundan davacı lehine kötü niyet talebinin kabulüne, dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1- Davacı tarafın istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KABULÜNE, 2- Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/01/2018 tarih, 2016/591 E., 2018/17 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda; 2/a- Davacının davalı aleyhine açtığı menfi tespit davasının KABULÜ ile, davacı …’ün Bakırköy …İcra Müdürlüğüne … esas sayılı takip dosyası ve takibe konu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, 2/b- 2004 Sayılı İİK’nun 72/5.maddesi gereğince icra takibinin konusu olan alacağın % 20’si oranında olmak üzere 9.000,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 3- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 3/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 2.937,33 TL nispi harcın, peşin yatırılan 734,34 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.202,99 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3/b- Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 734,34 TL peşin harç, 400,00 TL bilirkişi ücreti, 307,80 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.471,34 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 3/c- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 3/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 6.390,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- Davacı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine, 4/b- İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 67,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 165,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/12/2021