Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/675 E. 2021/1525 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/675 Esas
KARAR NO: 2021/1525
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2016
NUMARASI: 2015/940 E. – 2016/913 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil işyerinin Bakırköy … ATM’nin … esas sayılı dosya ile 19.12.2013 tarihinden geçerli olmak üzere iflaslarına karar verildiğini, iflas tasfiyesinin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, yetki belgesine göre iflas masası adına iflas memurunun Av. …’ın atandığını, müflis şirketin üçüncü şahıslardaki alacaklarının tespiti için ticari defterleri üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, İflas idaresince İİK. 229. Md gereği masanın vadesi gelmiş ve bilirkişi raporu ile tespit edilmiş alacaklarının tahsili için müflis şirketin borçlularına karşı icra takibi başlatılmasına karar verildiğini, davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının yetki itirazında bulunduğunu fakat yetkili icra müdürlüğününü bildirmediğini, yetkili icra müdürlüğün belirtse de Borçlar Kanunu’na göre, para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir denildiğini, müflis şirketin ticari defterlerinde görüleceği üzere davalı tarafın müflise borçlu olduğunu, davalı tarafın borca faize ve ferilerine yapmış olduğu itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, davalı borçlunun haksız, hukuka aykırı ve müvekkilin alacağının tahsilini geciktirmeye yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, tüm yargılmaa gider ve masrafları ile vekalet ücretinin karış tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Mahkememizce toplanan deliller, özellikle taraf defterlerinde yapılan inceleme sonunda, Davacı ve davalı arasında ticari ilişki olduğu noktasında hiçbir tereddütün bulunmadığı, davacı tarafın dayanak gösterdiği 2009 ve 2010 yıllarına ait ticari defterlerin HMK ve TTK hükümlerindeki unsurlara uygun olduğu, davalı yanın ticari defter incelemesine iştirak etmediği, davacının kendi ticari ve muavin defterlerine göre gerek icra ve gerekse dava tarihi itibariyle davalı yandan 60.905,15 TL asıl alacaklı olduğu, ancak davacı yanın incelenmek üzere 2009 yılı ticari ve muavin defterlerini ibraz ettiği ve bununla birlikte davacının davalıdan alacağının 2008 yılı ve daha öncesi yıllara dayandığı, davacı alacağının 57.000,00 TL’lik kısmının kayıt edilen muhasebe hesabının niteliği dolayısıyla mal/hizmet satışından kaynaklanan ticari alacak olmamakla birlikte diğer ticari münasebet dolayısı ile oluşmuş olduğunun anlaşıldığı, mübrez dava dosyasında davacının alacağına ilişkin bilgi ve belge alacak dekontu-fatura mevcut olmadığı ve davacının alacağını bu aşamada yalnızca ticari defterler ile ispat edilebildiği ancak tek başına ticari defterlerin HMK 222 md. gereği davacıyan lehine kesin delil vasfının mümkün olmadığı takdir ve sonucuna varılarak davacının ispatlanamayan davasının reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davanın ispatı bakımından ve müflis şirketin vergi dairesine müzekkere yazılarak BA-BS formlarının istenmesini ve bu formlar geldikten sonra dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmesi gerekmekteyken bunun gerçekleşmediğini, dosyada eksik inceleme yapılarak haksız bir karar verildiğini, iflas dosyasından alınan bilirkişi raporu ile yerel mahkeme dosyasından alınmış olan raporların birbiri ile çeliştiğini bu sebeple kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı müflis, davalıdan fatura ve cari hesap ilişkisi kapsamında alacaklı olduğunu beyanla ilamsız icra takibi ve akabinde itirazın iptali davasını açmış; davalı ise davacıya borcunun bulunmadığını savunarak takibe itiraz etmiştir. Davacı müflis şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkinin belirlenmesi ve iflas tarihi itibariyle davacının alacağı bulunup bulunmadığı tespiti noktasında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişinden rapor alınmış olup, alınan raporda özetle; davacının ticari defterleri incelendiğinde davacının icra takibi kadar alacaklı kabul edilmesi gerektiğine dair tespit ve değerlendirme yapılmıştır. Mahkemece, müflis şirketin 2008 dönemlerine ait ticari defterleri üzerinde de inceleme yapılması istenmiş ise de, Müflis şirketin 2008 yılı ticari defterleri ibraz edilemediğinden söz konusu ticari defterler üzerinde inceleme yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece 2009 öncesi defterlerin temin edilemediği anlaşılmış ise de, bu hususta müflis davalı şirket yetkilisi çağrılarak defterlerin nerede saklandığı, nereden temin edilebileceği sorulmamıştır. Somut olay incelendiğinde; davacı, müflis şirketten olan alacağının taraflar arasında yıllarca süregelen ticari ilişkiden kaynaklandığını iddia etmiş ise de, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dair herhangi bir sözleşme sunulmadığı gibi ticari defterlere göre alacağının dayanağını oluşturan belge de sunulmamıştır. Dosya kapsamına göre davacı müflis şirket kayıtlarından taraflar arasında 2009 dönemi öncesi başlamış ticari ilişki bulunduğu ancak ticari ilişkinin ne zaman başladığı, aralarındaki ticari ilişkinin ne olduğu, davacının iddia ettiği gibi borç para ilişkisi bulunup bulunmadığı tespit edilememiş ve davacı müflis şirketin 2009 dönemi öncesi ticari defterleri temin edilememiştir. Bu sebeple davacı müflis şirket yetkilisinin isticvabına karar verilerek taraflar arasındaki ticari ilişkinin ne olduğu, ne zaman başladığı ve müflis şirketin 2009 dönemi öncesi ticari defterlerin nerede bulunduğu sorularak bu hususların aydınlatılması gerekmektedir. Davacı tarafça, söz konusu faturaların BA ve BS formlarına işlendiği belirtildiğinden ilgili Vergi Dairesi Başkanlıklarından talebe konu döneme ilişkin taraflara ait BA ve BS formlarının getirtilmesi, gerekir ise, davalı müflis şirket yetkilisinin isticvabına karar verilerek taraflar arasında ne tür bir ticari ilişki olduğu, neyden kaynaklandığı, hangi tarihte başladığı ve müflis şirketin 2009 öncesi döneme ait ticari defter ve kayıtların nerede saklandığı, davalının vergi mükellefi olup olmadığının İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması, taraflar arasında hangi faturanın düzenlendiği, fatura var ise dava konusu alacağa dair BS-BA formlarının getirtilerek karar verilmesi gerekirken, davacının iddia ettiği gibi tüm bu hususlar tespit edilmeden hüküm kurulması hatalı olduğundan, usuli işlemler yerine getirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, Mahkemece belirtilen hususlarda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadığı, bu şekilde eksik inceleme sonucunda hüküm tesis edildiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Yukarıda belirtilen hususlar gereğince, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğine Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması sebebiyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2016 tarih, 2015/940 E. 2016/913 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 09/12/2021