Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/67 E. 2020/257 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/67 Esas
KARAR NO: 2020/257
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 11/07/2017
NUMARASI: 2016/126 E. 2017/139 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı, müvekkilinin 30 seneyi aşkın deneyimiyle pencere, kapı sistemleri, giydirme cepheler, kış bahçeleri, solar sistemler, alüminyum kompozit panel, Saray Cotta, cam balkon gibi mimari sistemler konularında hizmet veren aynı zamanda sanayi ve mühendislik için yüksek kalitede alüminyum profil üretimi yapan ülkemizde lider firmalardan olduğunu, davalının TPE nezdinde kayıtlı … tescil numaralı “…” markasının müvekkilinin tescilli markaları ile ayırt edilemeycek derecede benzer ve aynı emtia sınıflarında tescil ettirilmiş olması sebebi ile hak nezdinde iltibasa sebebiyet vermesi ve kötü niyetli olarak tescil ettirilmiş olmalarından ötürü tescillerinin hükümsüzlüğüne ve markaların sicilden terkinine, kararın masrafları davalı yan tarafından karşılanmak suretiyle Türkiye çapında yayın yapan tirajı yüksek 3 gazeteden birinde ilan yoluyla yayınlanmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; müvekkili ile davacı markalarının aynı sınıfta tescilli olmadığını müvekkilinin davacı yan ile hiçbir ticaret yapmadığını, davacı yanın gerçek dışı iddialar ile mahkemeyi yanılttığını, müvekkiline ait markanın farklı sınıflarda tescil edilmiş olup yine tescil farklı olduğu, herhangi bir benzerlik ve iltibas olmadığından yerinde olmayan davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı markasının 17. Sınfta tescilli olup davacı markasının 6. Sınıf emtia grubunda tescilli olduğu, Davacı tarafın ”…” ibaresi ile davalı tarafa ait ”…” ibaresi karşılaştırıldığında ortalama tüketici nezdinde markanın asli unsuru … ibaresi olup her iki ibare aynı işletmeden gelen seri markalar niteliğinde algılanabileceğinden benzerlik olduğu ve karıştırılma ihtimalinin olduğu ancak, taraf markalarının tescilli olduğu sınıfları karşılaştırıldığında ve davacı tarafın sektör tanınırlığı gözönüne alındığında; 17.sınıftaki PVC profiller emtiası yönünden davacının markasının tescilli olduğu 6. Sınıfın benzer nitelikte olup bu emtia yönünden karıştırılma ihtimali söz konusu olup diğer emtia açısından davacının tescilli markası dikkate alındığında; davalı markasının tescilinin davacı markasına yönelik benzerlik ve ondan yararlanmayı gerektiren bir hususun olmadığından hükümsüzlük talebi yönünden davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile davalı tarafa ait markanın PVC profiller emtiası yönünden kısmen iptaline, diğer kalan emtia yönünden talebin reddine, Davalı tarafın markayı kullanımına ilişkin tecavüzden bahsedilmiş ise de, kullanıma ilişkin herhangi bir kayıt, tespit ve delil sunulmadığından kullanımın ne şekilde olduğu yönünde bir ispat vasıtası ortada olmadığından tecavüzün tespiti, men’i yönünden yerinde olmayan talebin reddine, yine ilama ilişkin markanın kayıtlardan terkini söz konusu olup ilan talebi yerinde görülmediğinden ilan talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili; Yargılamaya konu markaların farklı sınıflarda tescilli olduğunu, müvekkili markasının sınıflandırma listesinde 17. Sınıf emtiası olarak tescil edildiğini, davacının ticaret unvanında açıkça anlaşıldığı üzere metal ve madeni döküm işleri yaptığını, müvekkili ile aynı iş kolunda olmadığını, zira müvekkilinin plastik mamul ürettiğini, davacı yana ait … nolu “…” markası TPE marka sınıflandırmasında 6. Sınıf emtiası, … nolu “İstanbul ticaret sarayı” TPE marka sınıflandırmasında 35/36/37/41/43 sınıflarının emtiası, … nolu “…” markası TPE marka sınıflandırmasında 6. Sınıf emtiası olarak tescil edildiğini, yerel mahkemece verilen karar yanlış olup farklı hammadde ile üretilen ve farklı sınflarda tescilli markalar arasında iltibas oluşmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, TPE nezdinde “…” kelimesinde ve bu kelimeden türemiş … marka tescil edildiğini, davacının sanki … kelimesi kendi tekelinde ve kendi üretimi ile ilgili tanınmış bir markaymış gibi iddiada bulunduğunu, “…” markası ile davacı adına kayıtlı “…” markalarının ayırt edici olduğu ve iltibas oluşturmadığı, Taraflar arasında hiçbir zaman ticaret yapılmadığını ancak, davacının dava dilekçesinde müvekkilinin kendilerinden sürekli mal aldığını beyan etmekte ve kötü niyet vurgusu yaptığını, bu hususta defter incelemesi talebinin mahkemece dikkate alınmadığını, Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporuna ilişkin itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, ek bir rapor dahi alınmadığını ve denetime elverişli olmayan rapor ile hukuka aykırı bir karar verildiğini, Bilirkişi raporunda, davalının “…” markasını tescil ettirilmesinin davacı yanın tanınmışlığından istifade etmek anlamına geldiği kanaatine varıldığını ancak bu kanaate nasıl varıldığına ilişkin somut bir gerekçe sunulmadığını, Bir firmanın büyük bir sanayi kuruluşu olmasının o firmanın marka tescilinde öncelik hakkı olduğu anlamına gelmeyeceğini, bilirkişi raporundaki bu tespitin hatalı olduğunu beyanla, Bakırköy 1. Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/126 E.- 2017/139 K. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde “kaldırılmasına” ve yeniden yargılama yapılarak “davanın reddine” karar verilmesine, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı markasının davacı markası ile iltibas oluşturduğundan bahisle tescilin hükümsüzlüğüne ve markanın sicilden terkinine, markaya vaki tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine ve ref’ine, karar verilmesi istemli davadır. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne, davalı markasının ”PVC profiller yönünden hükümsüzlüğüne karar veriilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karar davalı vekilince yukarıda açıklanan nedenlerle istinaf edilmiştir. Dosyada mevcut marka tescil kayıtlarına göre, davacı tarafa ait … markasının … sayı ile 6. Sınıfta 07.04.1980 tarihinde tescil edildiği, markanın yenilendiği, geçerliliğini halen koruduğu, İstanbul Ticaret Sarayı markasının davacı adına 35,36,37,41,43 sınıfta … sayı ile 12.11.2009 tarihinden itibaren 10 yıl müddet ile tescil edildiği, davalı tarafa ait “…” marakasının 17. Sınıfta … sayı ile 26.02.2015 tarihinde tescil edildiği, geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır. ”…” ibareli marka … tescil no ile 17. sınıfta “Pvc profiller Kauçuk, gütaperka, lastik, amyant (asbest), mika veya bunlardan mamul toz, levha, çubuk ve folyo halinde yan mamul sentetik malzemeler, yalıtım, dolgu ve tıkama mahemeleri, yalıtım amaçlı kullanılan boyalarf yalıtım için kumaşlar, yalıtım amaçlı bantlar, yalıtım için örtüler, derz dolguları, contalar, o-ringler (motor ve silindir contaları hariç), Lastikten, plastikten veya kauçuktan mamul bükülebilir borular, hortumlar (taşıtlar için kullanılanlar dahil), boru kılıf ve rakorları; tekstilden hortumlar, madeni olmayan boru kılıfları ve rakorları, hortum rakorları, taşıtlar için radyatör hortumları (yangın hortumları hariç)” alt başlıklarında davalı adına tescil 26.02.2015 tarihinde tescil edilmiştir. ”…” ibareli kelime + şekil markası davacı adına 6. sınıfta … tescil no ile “Yapılarda kullanılan her çeşit aliminyum doğrama profilleri, perde rayları, masa profilleri, kapı kolları, pencere kolları, kapı babaları, ispanyoletler” alt başlıklarında 05.06.1990 tarihinde tescil edilmiştir. ”…” ibareli kelime markası davacı adına 6. emtia sınıfında “Adi metaller ile bunların alaşımları ve yarı mamulleri. Metalden mamül kapılar ve pencereler, kepenkler, jaluziler, bunların kasaları ve aksamları. Hırdavatçı (nalburiye) eşyası” alt başlıklarında 2010/51253 tescil no ile 04.02.2013 tarihinde tescil edilmiştir. Davacının 6.sınıfta tescilli markaları ile davalının 17.sınıfta tescilli markasının benzer tescil alanlarına sahip olduğu, faaliyet alanının kapı ve pencere sistemleri üzerine olduğu, yalnızca kullanılan hammaddenin farklı olduğu, davacıya ait ”…” ve ”…” markaları ile davalıya ait ”…” markaları arasında işitsel ve görsellik olarak benzerlik bulunduğu, davacı markaları ile davalı markasının asli unsurunun ”…” ibaresi olduğu, somut olayda, ayırdediciliğin tespitinde, markanın ihtiva ettiği kelimelerin bütüncül olarak ilgili tüketici nezdinde bıraktığı izlenimin dikkate alınması gerektiği, davalı markasındaki “…” ibaresinin “…” (ingilizcede …) kelimesinin kısaltması olduğundan ayırt edici niteliği bulunmadığı, davalı markasının esaslı unsurunun “…” kelimesi olduğu, söz konusu markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, tüketicinin algısında bırakacağı izlenimin aynı ya da ayırdedilemeyecek kadar benzer olduğunun kabulü gerektiği, açıklanan nedenlerle dava tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunduğu, bu anlamda bilirkişi raporunda ve ilk derece mahkemesi kararında yapılan değerlendirmelerin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/07/2017 tarih ve 2016/126 E. 2017/139 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 23,00 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- İnceleme duruşmasız olarak yapıldığından taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/11/2020